loading
close
SON DAKİKALAR

Tarihimize ışık tutan saray

Tarihimize ışık tutan saray
Tarih: 22.03.2015 - 17:09
Kategori: Seyahat

Selçuklu saltanatının tarihi göstergesi olan tek eser Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadabad Yazlık Sarayı’dır.

Selçuklu saltanatının tarihi göstergesi olan tek eser Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadabad Yazlık Sarayı’dır. Bu saray şu anda Türk saltanatının yeryüzündeki en eski makamlarından biridir...

Geçtiğimiz hafta Milli Saraylar Bilim Kurulu üyeleri ile Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadabad Sarayı’na bir inceleme gezisi yaptık. Kazıyı yürüten Profesör Ali Osman Uysal bize çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Vilayet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Saraylar’a bağlı bu arkeolojik saray için hususi bir program yaptı. Evet, TBMM’ye bağlı Milli Saraylar’a sadece İstanbul’daki sarayların bağlı olduğunu zannederiz. Bir gariplik olarak İstanbul’daki padişah sarayları olan Topkapı ve Yıldız Milli Sarayları, sarayların dışında bırakılmıştır. Buna karşılık isabetli bir karar, Kubadabad Sarayı’nın bu kuruluşun bünyesinde yer almasıdır.

1963’te olduğunu zannediyorum. Ünlü İtalyan restorasyon uzmanı, eserleri ve raporlarına hâlâ başvurulan Profesör Piero di Sanpaolesi Türkiye’ye davetli olarak geldiğinde Aksaray ve Konya arasındaki Sultan Hanı’nı hocamız Profesör Halil İnalcık’ın rehberliğinde gezmişti. Halil Hoca’ya vurgulayarak sorduğu soru şuydu: “Bu kervansarayın inşa tarihi nedir?” Cevap: “1223.” Sanpaolesi’nin yorumu ise “O tarihte İtalya’da böyle bir eser yoktu” oldu.

Tarihimize ışık tutan saray

Muhteşem olduğu söylenen saraydan bugün sadece yıkık bir duvar kaldı.

Sarayı soğukkanlı bir ilmi analiz değerlendirmeli

Alaaddin Keykubad, İzzettin Keykavus’tan sonra 28 yaşında tahta çıktı. Selçuklu döneminde alışıldığı üzere taht vârisi prensler arasındaki bir kavgayla değil, ayanın ve komutanların umumi reyiyle tahta çıktı. 45 yaşında zehirlenerek öldüğü söyleniyor. Bu kısa sürede İran modeli önündeydi. Ama onu geçti. Ta İç Asya’ya kadar uzanan İpek Yolu’nun Küçük Asya kanadını Akdeniz’e ulaştıracak şahane kervansaraylar, muhteşem köprüler ve kaleler onun saltanatına aittir.

Ayakta kalan medreseleri bugün müze olarak kullanıyoruz. Fakat devlet anlayışının ve saltanatın seçtiği hayat tarzının örneği olacak saraylar yoktur. Hükümdarın başkentte oturduğu, muhteşem olduğu söylenen saraydan bugün sadece yıkık bir duvar var. Herhalde pek muhteşem değildi. Selçuklu saltanatının tarihi göstergesi olan tek eser Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadabad Yazlık Sarayı’dır. Baba İshak’ın başını çektiği Babailer İsyanı sırasında hükümdar buraya sığınmıştı.

Bugün sarayın bir zamanlar var olduğu ileri sürülen ikinci katı yok. Birinci kat üzerinde 40 yılı aşkın süre kazılar yapıldı. Profesör Katharina Otto-Dorn iki kısımdan oluşan Büyük Saray’da, Profesör Rüçhan Arık ise Büyük ve Küçük Saray’da kazıya devam etti. Şimdi Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Profesör Osman Uysal devam ediyor. Burada hepimiz uzlaşalım; heyecan ve tarihe saygı takdir edilecek duygular ama tek başına tehlikeli bir unsur. Kudabadabad’ı soğukkanlı bir ilmi analiz değerlendirmelidir. Çünkü şu anda Türk saltanatının yeryüzündeki en eski makamlarından biri.

Konya’nın Beyşehir’ini bundan 40 yıl evvel de görmüştüm. Doğrusu fakir bir yer sayılmazdı. Güzelliği
yaz-kış, gündüz-gece herkesi büyüleyecek derecede karlı dağların ortasında tertemiz bir göl. Gölden çıkan sazan balığında koku yok. Gölün etrafında bir tur yaptığınızda Hitit devrinden kalma Eflatun Pınar’ı görüyorsunuz. Çıkan su geniş bir havuzda toplanıyor. Üstünde nehir tanrılarını temsil eden yekpare kayalar üzerindeki kabartmalar, Yunan Roma medeniyetinin ünlü anıtsal çeşmeleri nympheum’ların nereden geldiğini açıklıyor. Eflatun Pınar’ı batan güneşin ardından mehtabın altında seyrediniz.

İnsanın “Hey koca yurt” diye bağırası geliyor

Tabiatın güzelliklerini mimaride kullanan ve tabiat tanrılarına tapınan Hitit ülkesini anlıyorsunuz. Sıradağlar, yaldızlı gök kubbe, çağlayan temiz su, Alaaddin Keykubad’ın sarayı ve biraz sonra ulaşacağımız Eşrefoğlu Camii... Bu bozkır, bozkırın bitimi, sonra orman, dağ yamaçları ve Amanos Dağı herkesi büyülüyor. İnsanın hakikaten “Hey koca yurt” diye bağırası geliyor. Bugünlerde bu yurdu bırakıp sağa sola kaçmayı düşünenlere sormak isterim; buraları kime bırakacaksınız?

Eşrefoğlu Camii bir sorunlu dönemin eseridir. Alaaddin Keykubad’ın parlak Selçuklu Türkiye’si onun karanlık ölümünden birkaç sene sonra ani istilaya uğradı. Kösedağ Savaşı’ndan sonra Selçuklu Türkiye’si veziri vüzerasıyla Moğollara teslim oldu. Şimdi moda olduğu üzere Moğol ve İlhanlı Moğol hakimiyeti belki Orta Asya’da ve Volga boyunda ve İran’da birtakım yeniliklere kapı açmış olabilir ama Türkiye’de bu tazeliği gösteremedi. Türkiye’nin sanat ve ilim muhitleri ekonomisi kargaşa içine düştü. Tek kurtarıcı unsur Küçük Asya kıtasının Trabzon Pontus ve Batı sahil bölgesi hariç her yerinde Türkmen beylerinin ve komutanlarının ortaya çıkmasıdır.

Eskiden Türkiye’yi harap eden fakirlikti, şimdi...

Eşrefoğlu Süleyman, Beyşehir yöresine hakim oldu. Eskiden kıyıdan bakıldığında önü açık bir alandı ve beylikler dönemi dediğimiz 13-14’üncü asırların en parlak anıtı insanın önünde bütün ihtişamıyla dururdu. Bugün maalesef zenginleşen Türkiye’nin çiğ cüreti burada da görülüyor. Caminin önü kapanmış. Öyleyse yapılacak iş; ver parayı, istimlak et ve aç, gölle camiyi birleştir.

Etraftaki bazı yenilemelerin isabetli olduğunu belirtmek gerekir. Eşrefoğlu Camii hem ahşapları hem kullanılan eski dönemlerden kalma devşirme parçaların güzelliği, mihrabı, caminin altındaki derviş çilehaneleriyle 12-14’üncü asır Orta Anadolu kültürünün en canlı yansıtıcısı. Beyşehir-Konya arasındaki yol ise Emir Kandemir Hanı, Altınapa Baraj Gölü sularının bazen düzeyinin düşmesiyle ortaya çıkan Altınapa
Hanı güzergahının yüksek tepelerinde yer alan Cuma Mescidi’yle seyrine doyum olmaz yerlerden bir yol.

Eskiden Türkiye’yi harap eden fakirlikti, parasızlıktı bugün ise aksine kazanılan paralar ve onu sınırsız harcama isteği... Zenginlik hoş ama tabiatı ve tarihi çevreyi boşaltmasına tahammül edilemez.

İlber Ortaylı - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları