TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı.
Önder, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
AK Parti Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu, gündem dışı konuşmasında, geçen hafta İYİ Parti'den ayrılıp AK Parti'ye geçmesi üzerine şahsı ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu şirket hakkında Meclis kürsüsünden dile getirilen "akıl almaz iftiraları" yanıtlamak istediğini söyledi.
Bu iftiraları araştırmadan ve sormadan bazı basın kuruluşlarının yayınladığını belirten Hatipoğlu, "Şirketin aldığı teşvik, siyasi herhangi bir yanı yoktur. 3 kuşaktır ne ailem ne de ben devletimin bir kuruşuna göz dikmemiştir, gırtlağımızdan haram lokma girmemiştir, bundan sonra da girmeyecektir." dedi.
AK Parti'li Hatipoğlu, Meclis kürsüsünün iftira ve yalan siyasetine alet edilecek yer olmadığını vurgulayarak, "Benim partinizden istifa etme nedenim, bugün ayyuka çıkan rezil dedikodulardır, iftira siyasetinizdir. Parti dediğiniz şeyin aslında bir sekreterin CEO olduğu bir aile şirketi olmasıdır." ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, Hatipoğlu'nun sözlerine yanıt verirken, "iddialar iftira ise bunun bir devlet kurumu olan KAP üzerinden atıldığını" savundu. Toktaş,"Sayın Hatipoğlu, siz bize, Banker Bilo filmindeki Maho Ağa karakterini hatırlatıyorsunuz." ifadelerini kullandı.
- "Halen bir su kanunumuz yok"
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarından önce Netanyahu'nun ülkede yüksek yargının yetkilerini budadığını, bugün iktidarın da Türkiye'ye bu yönde adım atmaya çalıştığını iddia etti. İktidarın, faşizm hukuku inşa etmeye çalıştığını ileri süren Alp, "Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesine katkı yapacaksınız." ifadesini kullandı.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, "Ülkede yaşanan su sorunu" hakkındaki gündem dışı konuşmasında, ülkenin kapısında su krizi gibi çok ciddi bir sorun bulunduğunu, barajlardaki su miktarının çok düşük olduğunu ve yağışların bu soruna çözüm üretemeyeceğini savundu.
Vatandaşın suya ulaşamamasından daha büyük bir beka sorunu olmadığını dile getiren Rızvanoğlu, iklim değişikliğiyle su sorununun ilişkisine dikkati çekti. Rızvanoğlu, su sorununun İstanbul'da 3 milyon insanı etkileyeceğine işaret etti.
Su sorununun, sadece İstanbul'da olmadığını, birçok ili etkilediğini belirten Rızvanoğlu, "Gelecekte su savaşları çıkabileceği söyleniyor. Cumhuriyet'imizin 100. yılı kutluyoruz ama halen bir su kanunumuz yok." diye konuştu.
Öte yandan Meclis Başkanvekili Önder, 20 milletvekiline yerlerinden birer dakikalık konuşma süresi verdi. HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, Anayasa Mahkemesine yönelik sözleri nedeniyle eleştirilerde bulundu.
Bunun üzerine MHP milletvekilleri, HEDEP'li Gergerlioğlu'na tepki gösterdi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay'ın, Gergerlioğlu'na yanıt vermesi sırasında da tartışma yaşanması üzerine Meclis Başkanvekili Önder, birleşime ara verdi. Ara sırasında da MHP milletvekilleri ile Gergerlioğlu arasında laf atmalar yaşandı.
Genel Kurulda gündem dışı konuşmaların ardından grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Refah Partisi kapatıldığında, merhum Necmettin Erbakan'ın "Evet, bu kararı eleştiriyorum, yanlış bir karar ama Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin en yüksek yargı organıdır, bu karara uymak zorundayız" ifadelerini kullandığını belirterek, "Darbe anayasasındaki hak ve özgürlükleri dahi çok gören bir anlayışla nasıl sivil, özgürlükçü bir anayasa yapabiliriz?" sorusunu yöneltti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yurt dışına giden doktorlara yönelik sözlerini hatırlatan Şahin, "Sayın Bakan, biz Türkiye'de sağlık alanını ticarete dönüştürenleri çok iyi biliyoruz. Onun için siz lütfen, bu alanlara hiç girmeyin. Eğer biz konuşacaksak doktorlarımızın özlük haklarından kaynaklanan, çalışma koşullarından kaynaklanan sorunları konuşmak isteriz." diye konuştu.
Türkiye'nin, İsrail'in Gazze saldırıları konusunda somut adım atamadığını savunan Şahin, "Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri İsrail'e karşı ticari ambargo, hava sahasını kapatma gibi somut adımları atmak, İsrail'e sıkı bir markaj uygulamak zorundadır." dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliği tarafından 14 Kasım 1944'te Ahıska bölgesinde yaşayan on binlerce Ahıska Türkü'nün sürgün edilişinin 79. yılı olduğunu belirterek, hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısının dün itibarıyla 11 bini aştığına ve 4 bin çocuğun katledildiğine işaret eden Dervişoğlu, "İsrail'in asıl amacı Gazze'yi ilk önce insansızlaştırmak, sonra demografik olarak dönüştürmek ve ardından da ilhak ederek topraklarına katmaktır." şeklinde konuştu.
Suriyeli sığınmacılara bazı imkanlar sağlandığını söyleyen Dervişoğlu, "Türk milletinin daha büyük bedeller ödemeden, istisnasız tüm sığınmacıların vatanlarına geri dönüşünün sağlanmasını" istedi.
- "Diyabetli bireylerin bakımı ve tedavisine yeterli imkan sağlanmalı"
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 79. yılında, Ahıska Türklüğünün acılarını hala yüreklerinde duyduklarını dile getirerek, Ahıskalı şehitleri rahmetle andı.
Ahıska Türklerinin, sürgünle birlikte dünyanın 9 farklı ülkesine yayıldığını anlatan Akçay, farklı ülkelerde yaklaşık 600 bin Ahıska Türkü bulunduğunu, Türkiye'nin de 70 bin Ahıska Türkü'ne vatandaşlık verdiğini belirtti. Akçay, "Rusya-Ukrayna savaşı sırasında yaklaşık 6 bin Ahıskalı ülkemize gelmiştir. Ahıska Türkleri, bugün, kendi ana vatanlarına dönmekte büyük güçlük yaşamaktadırlar. Gürcistan'ın 2007 yılında çıkarmış olduğu geri dönüş yasasından sonra, Gürcistan ile yapılan ortak girişimler sonucu 1700 Ahıska Türkü ana vatanına dönmüştür ancak bu sayı oldukça yetersizdir. Bugün dünyanın birçok yerine yayılmış olan ve hala muhacirlikleri devam eden Ahıskalıların en kısa sürede öz vatanlarına dönüşleri temin edilmelidir." şeklinde konuştu.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü olduğunu da ifade eden Akçay, diyabetin, Türkiye'de görülme sıklığı giderek artan, ciddi organ kayıplarına yol açan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik bir hastalık olduğuna işaret etti. Türkiye'de 20 yaş üzeri her 7 kişiden birinin diyabetli olduğunu belirten Akçay, "Diyabetli bireylerin bakımı ve tedavisi konusunda yeterli imkanlar sağlanmalıdır. Özellikle genç bireylerde diyabetin taranması ve önlenmesi konusuna yönelik politikalar geliştirilmeli ve gerekli yatırımlar yapılmalıdır." dedi.
- "Bu ticareti durdurabiliyor musunuz?"
HEDEP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Gazze'de öldürülenlerin sayısı artarken hiçbir devletin çözüm önerisi olmadığını söyledi. Türkiye üzerinden ticaret filoları ve gemilerin her dakika yoğun şekilde İsrail'e gitmeye devam ettiğini savunan Beştaş, "Siyasette sert sözler, arkada da yoğun bir ticaret var. 7 Ekim'den bu yana Türkiye'den yaklaşık 260 gemi gidip gelmiş. Türkiye İsrail'e en fazla demir çelik ihracatı yapan ülke konumunda, çimento ve benzeri ürünlerde de durum aynı. Bu ticareti durdurabiliyor musunuz?" ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP TBMM Grubu'nun TBMM'de "adalet nöbeti" tuttuğunu belirterek, "TBMM'nin saygınlığının sıfırlandığı bu sürece ilişkin ağzımızı bile açamıyoruz. Numan Kurtulmuş bu Meclisin Başkanı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kendisine kararında diyor ki 'Sen nasıl olur da benim kararımı Meclis'te okutmazsın?' Numan Kurtulmuş, bunun üzerine bir Danışma Kurulu toplantısı yapacağına söz verdiği halde o tarihten bu yana ölü taklidi yapıyor." diye konuştu.
Milletvekillerinin, devletin yönetimi ve bekasıyla ilgili sorumluluğu bulunduğuna işaret eden Günaydın, "TBMM'nin saygınlığından, onurundan konuşuyoruz ve burada gruplar bir araya gelerek bir genel görüşme bile açamıyoruz." ifadesini kullandı.
- "One minute" çıkışı
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 79'uncu yılı olduğunu anımsatarak, sürgünün 79'uncu yılında hayatını kaybedenleri rahmetle andı. 13 Kasım'ın, Nuri Demirağ'ın vefat yıl dönümü olduğunu hatırlatan Usta, Demirağ'a da rahmet diledi.
Filistin ve Gazze'de yaşanan soykırımın tüm hızıyla devam ettiğini ifade eden Usta, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail’in Gazze'ye düzenlediği saldırılar sebebiyle ölenlerin sayısı 11 bini aştı; 198 sağlık çalışanı, 49 gazeteci, 20 sivil savunma görevlisi hayatını kaybederken 41 binin üzerindeki konut tamamen yıkıldı. 7 Ekim'den bu yana Gazze'de hayatını kaybeden çocuk sayısı 4 bin 609, her dakika da artmaya devam ediyor maalesef. Kadın sayısıysa 3 bin 100 ancak bu rakam da biz konuşurken her dakika artmaya devam ediyor. Bu saldırıların ve soykırımın bir an önce bitmesi için tek bir çözümün olduğunu ve iki devletli çözümün bütün dünyaca kabul edilerek bunun için bir adım atılması gerektiğini her fırsatta söylüyoruz. Bunun için aslında ilk adımı atan, 2009'da Davos'ta bütün dünya susmuşken, bütün dünya liderleri görmezden gelirken 'one minute' çıkışıyla ilk defa Filistin halkıyla birlikte ne kadar yürekten ve gönülden bağlı olduğunu gösteren Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur."
AK Parti iktidarı olarak o günden bu yana ikiyüzlü bir tavırları olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Usta, "Filistin ve Gazze konusundaki tavrımız çok nettir. Şu anda Gazze'de bir soykırım yaşanmakta ve bu soykırım bir an önce ateşkesle, iki devletin anlaşmasıyla kesinlikle çözüme kavuşturulmalıdır. Bu çözümün tek aktörünün ve dünya lideri olabilecek ülkenin Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan olduğunu herkes bilmektedir. Bunun için canla başla çalışan Sayın Cumhurbaşkanı'mız, 30'un üzerinde telefonla ve yüz yüze yaptığı diplomasi trafiğiyle birlikte çözümün sağlanması için canla başla çalışmaktadır." diye konuştu.
- "Çözüm yolu, yeni anayasamızı uzlaşıyla yapmak"
AK Parti Grup Başkanvekili Usta, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay üzerinden yürütülen tartışmalarda Meclise düşenin, Türkiye'nin ihtiyacı olan sivil bir anayasayı yapabilmek olduğunu söyleyerek, "Bu irade bizde var. Bir yetki karmaşası, yetki kavgası varsa bunu çözebilecek kurum da TBMM'dir. Bunun çözüm yolu da yeni anayasamızı hep birlikte oturarak, istişareyle, muhalefetle, toplumsal uzlaşıyla yapmaktır. Bunun yolu da Meclisten geçer çünkü anayasa yapma yetkisi sadece Meclistedir." dedi.
TİP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil, yerinden söz alarak, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hiç utanmadan Yargıtay Başkanlığı ve onun arkasında duran siyasetçiler milletin seçtiği bir milletvekilini Silivri'de tam 5 aydır esir tutarken bu konuşmalar bana çok komik geliyor." şeklinde konuştu.
Genel Kurulda AK Parti'li milletvekilleriyle TİP'li Kadıgil arasında tartışma yaşandı.
- AK Parti'nin kabul edilen önerisiyle, Meclis'in çalışma takvimi belirlendi
TBMM Genel Kurulunda, Saadet Partisinin "engellilerin sorunları", İYİ Partinin "KYK yurtları", HEDEP'in "belediyelerdeki kayyumlar" ve CHP'nin "yargı" konularındaki önergelerinin gündeme alınması önerileri görüşüldü.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, Saadet Partisi, İYİ Parti, HEDEP ve CHP'nin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda daha sonra AK Parti Grubu'nun gündem ve çalışma saatlerine ilişkin önerisi ele alındı.
Kabul edilen öneriye göre, Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi gündemin ön sırasına alındı. Genel Kurul, yarın da Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Azerbaycan'daki görev süresinin 1 yıl uzatılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı tezkeresini görüşecek.
Genel Kurulda, CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler'in Gebze adıyla bir il kurulması hakkında kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi de yapılan oylamayla kabul edilmedi.
Grup önerilerinin ardından Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı.
Genel Kurulda teklifin tümü üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, AK Parti'nin seçim beyannamesinde "gençlik bankası" kurulmasına yönelik ifade yer alırken, teklifle bir fon kurulmasının öngörüldüğünü söyledi.
Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı, gençleri ilgilendiren tüm başlıkları içeren, kriterleri şeffaf, kaynağı mali disipline uygun, tüm çıktıları denetlenebilir bir "gençlik bankası" kurulmasını önerdiklerini de belirten Ün, "Bankacılık mevzuatına tabi işlemlerden kaçınmak istiyorsunuz. Alıştığınız keyfiyetli düzenin sorgulanmasını istemiyorsunuz. 'Fon' diyerek serveti belli bir zümre arasında dolaştırmak istiyorsunuz. İstediğiniz zaman, istediğiniz kişiye, istediğiniz kuruma keyfiyetle beytülmalden ulufe dağıtmak istiyorsunuz." görüşlerini öne sürdü.
Teklif kapsamında evlenecek çiftlere tanınacak mali imkanlara değinen Ün, "29 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla evlenmiş olan tüm gençlere bu ödemeyi yapma borcunuz var." diye konuştu.
Ün, evlenecek çiftlere ödenecek 150 bin liranın, öngörülen enflasyon verilerine bakıldığında gelecek yıl yarı yarıya değer kaybına uğrayacağını söyleyerek, "Asgari ücreti esas alan güncellenebilir bir bedelle oranlanmasını teklifimizde 20 asgari ücret bedelinin verilmesini yetersiz olmakla birlikte kabul edilebilir olarak öneriyoruz." dedi.
İYİ Parti Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, teklifin, ne aile kurumunu güçlendirebilecek ne de gençliğin sorunlarını çözebilecek yeterlilikte olduğunu öne sürerek, "Teklifin içeriği belirlilikten uzak; fon kaynaklarının nasıl kullanılacağı hususunda belirgin bir çerçeve, yaş aralığı, destek tutarı belirlenmemiştir." şeklinde konuştu.
Arslan, Türkiye'nin geçmişte bütçe dışı fonlar konusunda acı tecrübeler yaşadığını ifade ederek, "Sayıları 75'e varan bütçe içi ve bütçe dışı fon oluşturulmuş ve yarattığı mali disiplin ve denetim sıkıntıları dolayısıyla 2000'li yılların başında devamı gerekli görülen 5'i dışında bütün fonlar kapatılmış ve böylece bütçe disiplini sağlanmıştır. Geldiğimiz noktada AK Parti iktidarının bütçe dışı kaynak oluşturma ve burada mali mevzuata tabi olmadan keyfi kaynak kullanma isteğinin devam ettiği anlaşılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Fon'un çalışma usul ve esaslarının Hazine ve Maliye Bakanlığınca düzenlenmesini öneren Arslan, "Basına yansıyan ifadelerden öğrendiğimiz kadarıyla evlenen gençlere destek verileceği ifade edilirken 18-27 yaş sınırı getiriliyor ancak mevcut durumda ortalama evlilik yaşı zaten yüksek, bu sınırlama nedeniyle birçok genç bu destekten yararlanamayacak." dedi.
- "Fon, Sayıştay denetimine tabi olacak"
MHP Grubu adına konuşan Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, ailenin toplumun en önemli birimi olduğunu belirterek, "Evlilikle ilgili TÜİK verilerine bakıldığında 2021 yılında evlenen çift sayısı 561 bin 710 iken 2020 yılında bu sayı 488 bin 355." dedi.
Kanun teklifi kapsamında kurulması öngörülen Fon vasıtasıyla aile kurumunun güçlendirilmesine katkı sunulması, yürütülen destek programlarının etkinliğinin artırılması, hizmetlerin çeşitlendirilmesinin planlandığını anlatan Yılık, "Fon kaynaklarının aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi, gençlerin evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması, gençlerin ve ailelerin sosyal risklere karşı korunması, gençlere gelişim ve girişimlerinin desteklenmesi için kullanılması öngörülmektedir." diye konuştu.
MHP'li Yılık, Fon'un Sayıştay denetimine tabi olacağına da dikkati çekerek, "Gençliğin tanımı üzerinden kavram kargaşası yaratmak doğru değildir. Önemli olan, sosyal devlet anlayışıyla kurulması teklif edilen Aile ve Gençlik Fonu'nun toplumumuza, özellikle aile kurumuna ve gençliğimize yapacağı katkıdır. Bugün aile müessesesini koruyan, gençlerimizin geleceğini ekonomik olarak sübvanse edecek sosyal kararları müştereken desteklemeliyiz çünkü bu gençlik bizim gençliğimiz, aile kurumu bizim toplumumuzun temel yapı taşıdır." ifadelerini kullandı.
- "Evlilikten önce gelen ihtiyaçlar var"
HEDEP Grubu adına konuşan Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Aile ve Gençlik Fonu'nun, evlenecek gençleri destekleyerek aile kurumunun sağlamlaştırılması ve gelecek nesillerin sağlıklı aile ortamında yetiştirilmesi amacını taşıdığını ancak bu tanımın, gençleri, aile kurumunun bir uzantısı olarak gördüğünü; bireylik, öz irade ve otonomi gibi kavramları yok saydığını öne sürdü.
Gergerlioğlu, "Bırakın gençler ilk önce birey olsun, ilk önce iş sahibi olsun, atılım, buluş, icat yapsın. Bu konuda önlerini açalım. Evlilikten önce gelen ihtiyaçlar var; birey olma, iş sahibi olma. Tabii ki evlilik son derece önemli bir hadise, bir ihtiyaç ancak evlenme yaşları maalesef hızla yükseliyor. Gençlerin karşılaştığı sosyal riskler aile kurumunun ihtiyaçları doğrultusunda tanımlanmakta ve fonun, bu riskleri ortadan kaldırması ve gençlerin evlenmesini güvence altına alması planlanmaktadır. Ancak bu senaryo gençlerin gerçek sosyoekonomik sorunlarını yansıtmamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Fonun, günümüz ihtiyaçlarına yanıt vermeyen yapısı var"
CHP Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, aile ve gençlik içeriği olan bir kanun teklifinin görüşülmesinden memnuniyet duyduklarını ancak kanun teklifinin Genel Kurula gelmesinin arka planında, hem ailenin hem de gençlerin ihtiyaçlarının bugüne kadar karşılanamadığı gerçeğinin olduğunu savundu.
Teklifin, tanımları, kapsamı, içeriği ve yeni bir fon kurulacak olması nedeniyle bazı çekinceleri olduğunu ifade eden Pala, "Hem ailenin hem de gençliğin bu teklifte karşımıza getirilenden daha geniş bir kapsamda ele alınması zorunluluğu var. Ailenin ve gençlerin bugün asıl öncelikli ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük bir teklifin de gelmesi daha iyi olurdu." dedi.
Kamudan elde edilecek kaynakların 5 bakanlık tarafından bir eş güdüm halinde kamu eliyle vatandaşlara aktarıldığı bir kanun teklifiyle karşı karşıya olduklarını dile getiren Pala, "Kamu kaynağının kamu eliyle vatandaşa aktarılması için yeni bir fon kurulmasına ihtiyaç yoktu. Bu konuda görevli bakanlığa bu kaynaklar bir fasıl eklenerek karşımıza getirilebilir ve evlenmek için kaynak bulamayan genç çiftlere kaynak aktarılması bu yolla sağlanabilirdi." diye konuştu.
Pala, kanun teklifinde çocuk yaşta evlilik ve akraba evliliği konularında yapılacak çalışmalar ya da tedbirlerle ilgili bir madde olmamasını da çok yanlış bulduklarını vurguladı.
Pala, "CHP olarak bu kanun teklifiyle ilgili olumsuz düşünüyoruz. Çünkü fonun, günümüz ihtiyaçlarına yanıt vermeyen yapısı var. Zaten bu konuda görevli bir bakanlık var. O bakanlık yerine alternatif bir yapı kurulmasını onaylamıyoruz. Ayrıca fonların denetimiyle ilgili zaten sorunlar var, bu fonun nasıl işleyeceği belli değil. Öte yandan 5 bakanlığın eş güdümle çalışamayacağı da açık." diye konuştu.
- "Senelik 5 milyar liralık bir kaynağı sadece gençlere takdim ediyoruz"
AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti'nin gençlik alanında 79 yılda yapılamayan icraatları 21 yıla sığdırdığını; AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın gençlerin en çok güvendiği parti ve lider olduğunu söyledi.
AK Parti'nin 2023 vizyonuna ulaşmasındaki temel lokomotiflerden birinin gençler olduğunu belirten İnan, AK Parti döneminde yapılan çalışmaları anlattı.
İnan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bugün AK Parti'nin gençlik noktasında ortaya koyduğu çalışmalar hem geçmişin muhasebesini hem de gelecek perspektifini ortaya koyarak ana bir gayeye eklemlenmektedir. 21 yıldır ortaya konulan bu vizyonla gençlere her türlü imkanı sunan, onların önünü açan, güvenen, her türlü olanağı sağlayan Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu imkanlarla gençlere aynı zamanda büyük bir vazife ve sorumluluk yüklemektedir. 21 yıldır gençleri yanı başından ayırmayarak, siyasetin her kademesinde çeşitli görevler vererek gençleri yetiştirmiş, gençleri bugünlere kazandırmış ve geleceğe hazırlamıştır. Adım adım Türkiye Yüzyılı'na giderken çok büyük sorumluluk hiç şüphesiz gençlerde olacaktır. Bugünün gençleri Türkiye Yüzyılı'nın öncüleri olacaktır."
Ekonomi meselelerinin gençleri de etkilediğini, AK Parti olarak gençlerin ekonomik meselelerden en az etkilenmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden İnan, "Bu fon aracılığıyla senelik 5 milyar liralık bir kaynağı sadece gençlere takdim ediyoruz. Bu bütçe seneden seneye artarak devam edecek." dedi.
Teklifin Komisyondaki görüşmelerinde tüm partilere çağrıda bulunduklarını dile getiren İnan, "Komisyonda, 'Gelin TBMM olarak Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Aile ve Gençlik Fonu'nu gençlere armağan edelim' dedik. Ama bir genç olarak üzülerek söylüyorum ki 'hayır' diyen partiler oldu. Bugün gençlerin yanında mısınız değil misiniz? Şayet bu fon Aile ve Gençlik Fonu değil de LGBT ve türevlere destek veren bir fon olsaydı 'evet' oyu için şuraya sıraya geçmiştiniz. Bizim LGBT ve türevlerine vereceğimiz hiçbir destek bu fonda olmayacak. Zaten dışarıdan yeterince fon alıyorsunuz." ifadelerini kullandı.
İnan'ın konuşmasının ardından sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan CHP'li Pala, İnan'ın, teklifin içeriğiyle ilgili konuşmak yerine başka konuları ele aldığını söyledi.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ile CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da AK Parti'li İnan'ın sözlerine tepki gösterdi. CHP'li ve AK Parti'li bazı milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmaların yaşanması üzerine TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder birleşime ara verdi. Ara sırasında da CHP'li ve AK Parti'li milletvekilleri arasında laf atmalar sürdü.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Bayburt Milletvekili Orhan Ateş, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, teklif kapsamındaki uygulamalardan sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yararlanacağını ve kredi tutarının günün şartlarına göre güncelleneceğini belirtti.
Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, teklifin tümü üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşimi, saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları