TBMM Genel Kurulunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kurumların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi
TBMM'de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının bütçelerinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve 27 üniversitenin bütçeleri kabul edildi.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER İLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIKLARININ 2024 YILI BÜTÇELERİ TBMM GENEL KURULUNDA KABUL EDİLDİ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: "Ne dün ne bugün ne de yarın kadınları ve çocukları mağdur edecek hiçbir düzenlemenin ve uygulamanın yanında olmadık, asla da olmayacağız."
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Öğretmen arkadaşlarımız doğrudan mülakat notuna göre atanıyorlar. Yani KPSS puanı değil, KPSS'den belli puanı alanlar mülakata dahil oluyorlar. Peki mülakatta ne veriliyor? KPSS skorunun aynısı."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerine Genel Kuruldaki konuşmasına, Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e rahmet dileyerek başladı.
Dünyanın gözleri önünde acı bir katliamın yaşandığını belirten Göktaş, "Bugün ne yazık ki, Gazze’de büyük bir insanlık suçu işleniyor. Bu vesileyle Cumhurbaşkanı'mızın Filistin’de yaşanan bu insanlık dışı zulmün durması yönündeki çağrısını yineliyor, bir an evvel son bulmasını diliyorum. Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın dört bir yanında mazlumun yanında yer almaya, zalime karşı hakikatin sesi olmaya devam edeceğiz. İnsanlık tarihinin en korkunç saldırılarının açtığı yaraları el birliğiyle saracağız." diye konuştu.
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin herkes için acının ve hüznün tarihi olduğunu kaydeden Göktaş, "Depremin meydana geldiği ilk andan itibaren devletimiz sahada, milletimizin yanında oldu. Tüm kurumlarımızla üstün bir gayret göstererek gece gündüz demeden her türlü yardımı vatandaşlarımıza ulaştırdık." ifadelerini kullandı.
Depremin ardından yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi veren, deprem bölgesini hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarını vurgulayan Göktaş, "İlk günkü gibi, depremden etkilenen kardeşlerimiz için canla başla sahada aktif bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kendileri de birer depremzede olan çalışma arkadaşlarımızla vatandaşlarımızın derdine derman olmaya devam ediyoruz." dedi.
İkamesi olmayan en temel kurumu aile olarak nitelendiren Göktaş, "Aileye yönelik her türlü tehdide karşı duruşumuz nettir. Bu anlamda aile değerlerimize her zamankinden daha fazla sahip çıkacağız. Aile bağlarımızı sarsacak yaklaşım ve uygulamalara karşı teyakkuzda olmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu. Aile kurumunun pek çok meydan okumayla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:
"Bu olumsuzluklara karşı ailelerimizi bilinçlendirmek ve desteklemek için bugün, her zamankinden çok daha fazla sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda aileyi koruma ve güçlendirme politikalarımıza yön verecek 8. Aile Şurası'nı geniş bir katılımla gerçekleştirdik. Şura kararlarını da ocak ayı içerisinde milletimizle paylaşacağız. Ayrıca oluşturduğumuz Bilim Kurulu, tüm politikalarımızın hayata geçirilmesinde bizlere mihmandar olacak. Bunun yanı sıra kuracağımız Aile Enstitüsü ile bir yandan akademik çalışmalarla politikalarımıza yön verecek, diğer taraftan çalışanlarımızın mesleki bilgi ve becerilerini artıracak programlar yürüteceğiz. 2024’ün ilk çeyreğinde Ailenin Güçlenmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nı açıklayacağız. Bu eylem planıyla aileyi çevre, iklim değişikliği, dijitalleşme ve demografik değişimlerin olumsuz etkilerine karşı güçlendirmeye yönelik farkındalık çalışmaları yürüteceğiz."
- Aile ve Gençlik Fonu
Göktaş, gençlere yönelik Aile ve Gençlik Fonu'nu kurduklarını belirterek, "Bu fonla Türkiye’nin yeraltı zenginliklerinden elde edilecek gelirlerle gençlerimizin geleceğine yatırım yapacağız. Gençlerimizi, evlilik süreçlerinde destekleyecek, onları sosyal risklerden korumaya yönelik eğitim ve danışmanlık hizmeti sunacağız. Bunun yanı sıra kendi işini kurmak isteyen gençlerimizin girişimlerine ve projelerine destek olacağız. İlk uygulamalarını deprem bölgesinden başlatacağımız Fonu, kısa bir süre içerisinde tüm gençlerimizi kapsayacak şekilde bütün Türkiye’de yaygınlaştıracağız. Gençlerimizin istikbali için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." açıklamalarında bulundu.
Çocukların milli değerlere sahip, kendine güvenen, eğitimli ve sağlıklı birer fert olarak yetişmeleri için çalıştıklarını vurgulayan Göktaş, "Çocuğun üstün yararı ilkesini şiar edinerek her bir çocuğun güvenli ortamlarda yaşamalarını sağlayacak ve sosyal refahlarını iyileştirecek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün Sosyal ve Ekonomik Destek programıyla aile bütünlüğünü koruyarak 164 bin çocuğun sağlıklı gelişimine katkı sunuyoruz. Psikososyal desteğe ihtiyacı olanlara sosyal hizmet, maddi zorluk yaşayan ailelere aylık 3 bin 571 lira maddi destek sağlıyoruz." dedi.
Koruyucu aile programı kapsamında 9 bin 655 çocuğun bugün aile şefkatiyle büyüdüğünü aktaran Göktaş, "Her bir çocuk için ailelere 5 bin 705 lira destek sağlıyoruz. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürüttüğümüz Gönül Elçileri Projesi ile koruyucu aile programını daha da yaygınlaştırıyoruz. Bunun yanı sıra Evlat Edinme hizmetiyle 19 bin 496 çocuğu sıcak bir yuvaya kavuşturduk." diye konuştu.
Gerçekleştirdikleri dönüşümle 14 bin 325 çocuğun 1365 çocuk evi ve çocuk evleri sitelerinde aile sıcaklığında büyümelerini sağladıklarını dile getiren Göktaş, şunları kaydetti:
"Korumamız altındaki 2 bin 828 engelli çocuğa özel koruma ve bakım hizmeti veriyoruz. Şu an kuruluşlarımızda 20’si milli olmak üzere 5 bin 517 sporcu çocuk bulunuyor. Çocukların sporun yanı sıra kültür, sanat, teknoloji ve bilişim gibi alanlarda yeteneklerini geliştirecek programlara katılmalarını sağlıyoruz. Her birine bir mesleki beceri kazandıracak özel staj programları hazırlıyoruz. Bugüne kadar devlet korumasında yetişmiş 61 bin 480 gencin kamuda istihdam edilmesini sağladık. Bu yıl sonuna kadar 1044 gencimizin atamasını gerçekleştireceğiz. İnsanı koruyan her şeyin ailenin ve toplumun kimliğini koruduğu inancıyla RTÜK ile Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesine İlişkin İş Birliği Protokolü kapsamında çalışmalarımızı başlattık. Ayrıca Sosyal Medya Çalışma Grubu ile geleneksel ve sosyal medya ortamında çocukları ve aileleri tehdit eden içeriklerle ilgili hukuki süreçleri 7/24 takip ediyoruz. Zararlı içeriklere anında müdahale ediyoruz. Çocuk dostu içeriklerin sayısını artırmak için teşvik mekanizmalarını güçlendireceğiz. Çocukların, yazılı, görsel ve dijital yayınların zararlarından ve diğer risklerden korunması amacıyla zararlı içeriklerle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz."
- "Çocuklar Güvende" ekipleri
Çocukların dijital dünyanın sunduğu imkanlardan faydalanabilmesi ve zararlı içerikleri tanıma becerilerinin arttırılması için çocuklara akran destekli öğrenme tekniği ile dijital okuryazarlık eğitimi verdiklerini ifade eden Göktaş, çocukları her türlü zararlı içerikten ve yayından korumak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.
Ebeveynlere, bakım verenlere ve çocukla temas halinde olan personele yönelik “çocuklarda mahremiyet bilinci” eğitimlerini verdiklerini belirten Göktaş, şöyle konuştu:
"Çocuklar Güvende ekiplerimizle okulları ziyaret ediyor, onları karşılaşabilecekleri tehlikelerden uzak tutmaya gayret ediyoruz. 352 bin öksüz ve yetim çocuğa sosyal hizmetlerimizi ve yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz. Ailesinden ayrı düşmüş, yabancı uyruklu çocuklara psikososyal destek ve sosyal uyum hizmeti sağlıyoruz. Yeşilay ile işbirliğinde aileleri, çocukları ve gençleri tehdit eden her türlü bağımlılığa karşı mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Rehberlik birimlerimiz aracılığıyla çocukları ve aileleri yakından takip ediyor, riskli durumları önceden tespit ederek erken müdahaleye yönelik çalışmalar yürütüyoruz."
Engelli vatandaşların aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını öncelediklerini bildiren Göktaş, "560 bin 647 engelli vatandaşın evde bakımları için ailelerine aylık 5 bin 97 lira ödeme yapıyoruz. Bu kapsamda toplam 113,4 milyar lira ödeme gerçekleştirdik. Bakıma ihtiyacı olan 7 bin 49 engelli için 107 Bakım ve Rehabilitasyon Merkezimizde gece gündüz demeden hizmet veriyoruz. 310 özel bakım merkezi, 136 Gündüzlü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi ve 149 Umut Eviyle, engelli vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu ile engelli haklarının korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar doğrultusunda ülkemizin koşullarına uygun uzun süreli bakım güvence sistemini hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı.
Engelli ve yaşlıların toplumsal hayata katılımlarını desteklemek amacıyla şehir içi toplu taşıma imkanlarından ücretsiz yararlanmalarını sağladıklarını bildiren Göktaş, temmuz ayında ücretsiz seyahat için araç başına yaptıkları ödemeyi yüzde 100 artırdıklarını hatırlattı.
- Şiddete karşı sıfır tolerans
Toplumun güçlü ve sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin ancak kadınların her alanda güçlü olmasıyla mümkün olacağını dile getiren Bakan Göktaş, şöyle konuştu:
"Bu anlamda kadının güçlenmesi demek hem toplumun hem ailenin güçlenmesi demektir. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye demektir. Bugün toplumumuzun temel direği olan kadınların hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi, refahının artırılması, her alanda etkin bir şekilde yer almaları için çok büyük atılımlar gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra 2002’den bugüne, genel istihdam oranı yüzde 12 artarken, kadın istihdamını yüzde 25 oranında artırdık. Kadın istihdamında çok büyük bir gelişme kaydetmiş olsak da elbette bunu yeterli görmüyoruz. Yeni çalışmalarımızla kadınları ekonomik, sosyal, sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda daha da güçlü kılacağız. Uygulamaya koyacağımız Mahalle Odaklı Kreş Modeli ile kadınların ev veya iş hayatı arasında bir tercih yapmak zorunda olmalarının önüne geçmek istiyoruz. Biz istiyoruz ki, kadınlar ilgi ve yetenekleri doğrultusunda istedikleri meslekte yer alsın, bireysel ve toplumsal hayata daha aktif katılım sağlasın, bunu yaparken de çocukları için gözü arkada kalmasın. Bu kapsamda 0-3 yaş dönemi çocuklara bakım ve eğitim hizmeti veren kurumlarımızı Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırmayı hedefliyoruz."
Kadına yönelik şiddetin fiziksel, psikolojik ve ekonomik boyutları bulunan küresel bir sorun olduğunu kaydeden Göktaş, şunları söyledi:
"Tüm bu boyutlarını göz önünde bulundurarak mücadelemizi, 'şiddete sıfır tolerans' ilkesiyle büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı’nın, 2024 yılı faaliyet programını 25 Kasım’da açıkladık. Bu faaliyet planı ile adalete erişim, mevzuat, politika, koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler ile toplumsal farkındalık başlıkları altında çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aynı gün yayımlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Koordinasyon Kurulunu yeniden yapılandırdık. Böylece kurumlarımızla daha güçlü bir işbirliği ile kadına yönelik şiddetle mücadelemizi etkin bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz. 11 dil desteği bulunan KADES uygulaması ile şiddet ihbarlarına daha hızlı ve daha etkili bir şekilde cevap veriyoruz. Alo 183 Şiddetle Mücadele Hattı ve farklı iletişim uygulamaları ile anlık danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Şiddet mağduru kadınların ve beraberindeki çocukların adalete erişimlerini kolaylaştırıyoruz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizle (ŞÖNİM) 81 ilde kadına yönelik şiddetle mücadelede bilgilendirici faaliyetler ve danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyoruz. Bu kapsamda kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin rol oynayan ŞÖNİM’lerle 2012’den bugüne kadar toplam 1 milyon 646 bin kişiye hizmet verdik. Bu başvuruların büyük bölümü rehberlik ve psikososyal desteklerden oluşuyor."
Açacakları yeni merkezlerle hizmetleri daha da yaygınlaştıracaklarını dile getiren Göktaş, "Bugün 149 kadın konukevinde 3 bin 650 kadına hizmet veriyoruz. Kadınların ve çocuklarının risk durumları ve farklı ihtiyaçlarına göre 15 ilde 17 kadın konukevini ihtisaslaştırdık. Bu kapsamda konukevlerimizde anne-çocuk ilişkisine destek oluyor, kadınların ve çocukların psikolojik gelişimlerine katkı sağlıyoruz" dedi.
Konukevlerinde kalan kadınların bilgi ve becerilerini artırarak toplumsal ve ekonomik hayata daha güçlü bir şekilde yeniden katılımlarına destek olduklarını bildiren Göktaş, şöyle konuştu:
"Kadına yönelik şiddetle mücadele siyaset üstü bir meseledir. Biz bu konuya her zaman bu anlayışla yaklaştık. Bu soruna asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Şiddete maruz kalan, şiddet riski taşıyan herkesi koruma altına alıyoruz. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik her türlü tehdit, şiddet, istismar ve ihmal vakalarının hukuki süreçlerini büyük bir titizlikle takip ediyor, davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, kadına yönelik şiddetle mücadele topyekun yürütülmesi gereken bir mücadeledir. Bu, hepimizin sorumluluğundadır. Şiddeti ortadan kaldıracak değerler sevgi, saygı ve merhamettir. Bu değerleri, toplumun her alanında çarşıda, pazarda, okulda, ailede, iş yerlerinde, sporda, sanatta, doğada hakim kılabildiğimiz müddetçe şiddet asla hiçbir yerde barınamaz. Aksi takdirde de karşısında önce bizi bulacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın."
Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirdiklerini, ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmaya devam ettiklerini vurgulayan Göktaş, şunları kaydetti:
"Sosyal yardımlardan faydalananların yüzde 82’si çalışamayacak durumda olan vatandaşlarımızdır. Yani yardım alanların yüzde 82’si yaşlı, çocuk ve engellilerden oluşuyor. Bugün 50’den fazla sosyal yardım programıyla çeşitli kalemlerde daha fazla vatandaşımıza dokunuyoruz. Sosyal Hizmet Merkezlerimizle, geliştirdiğimiz dijital uygulamalarla, 7/24 çalışan destek hattımızla vatandaşlarımız yardımlara artık daha kolay erişebiliyor. Bu kanallarla vatandaşlarımız yardım talebini en fazla 4 dakika içerisinde bize ulaştırabiliyor. Biz de vatandaşımızın ihtiyacını gidip yerinde tespit ediyoruz ve ihtiyaç duyulan hizmetleri sunuyoruz. Bu kapsamda sel, deprem, yangın gibi afetlerde mağdur olan vatandaşlarımıza durumlarına bakılmaksızın yaptığımız tek seferlik yardımlar dahil, sosyal yardımların farklı kalemlerinden 4,4 milyon hanemizi yararlandırdık."
Sözlerinin sonunda "müjde paylaşmak" istediğini dile getiren Göktaş, "Yakın zamanda Bakanlığımıza sözleşmeli personel alımı gerçekleştireceğiz. Aramıza katılacak yeni çalışma arkadaşlarımızla kurumlarımızın kapasitesini daha da güçlendirecek, sosyal hizmetlerin niteliğinin ve erişilebilirliğinin artırılmasını sağlayacağız" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasına, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
2023-2024 eğitim öğretim yılı açısından resmi ve özel okullarda 20 milyona yakın öğrenci, 1 milyon 200 bine yakın da öğretmenin bulunduğunu dile getiren Tekin, aileler ve velilerle de birlikte 86 milyonu kuşatıcı bir dil kullanmaya çaba sarf ettiklerini söyledi.
OECD'nin PISA ve TIMMS raporları ile ilgili bazı verileri paylaşan Tekin, "OECD'nin ortalamasının üzerine çıktığımız konularla ilgili OECD raporu diyor ki, '10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkede birisi Türkiye'dir. Burada şahsımla ilgili de hakarete varan, yalan içeren cümleler gibi değildir. OECD raporundan açıp okuyabilirsiniz." diye konuştu.
Tekin, OECD PISA Raporunda Türkiye'nin OECD ülkeleri arasındaki farkı hızla kapatan ülkelerden biri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Son 20 yılda Türkiye matematik ve fen alanlarında istikrarlı bir şekilde ilerleme sağlayan 4 ülkeden birisidir. Ben burada afaki rapor sallayan, okuduğunu anlamakta ya da manipüle etme çabasında olan kişiler gibi konuşmuyorum. İsteyen herkese de OECD raporunu paylaşırım. Ayrıca BM UNDP'nin 2022 İnsani Gelişme Raporuna göre Türkiye İnsani Gelişme Endeksinde yer alan 191 ülke arasında 48. sıraya yerleşerek endeks sıralamasındaki en yüksek kategorisinde çok yüksek insani gelişme kategorisinde üst üste 3. kez yer almıştır."
Bütçeden en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığına ayrıldığını vurgulayan Tekin, "Ülkelerin bütçelerinden eğitime ayırdıkları pay demokratikleşme göstergeleri açısından bir baz olarak alınır. Bu, Türkiye'nin 20 yılda demokratikleşme göstergeleri açısından da bir bazdır. En büyük bütçe bakanlığımıza ve ilgili kuruluşlara ayrılmış durumdadır." ifadelerini kullandı.
Tekin, öğretmenleri kendilerine paydaş olarak gördüklerini dile getirerek, bu kapsamda 'Öğretmenler Odası' başlıklı etkinlikler organize ettiklerini ve gittikleri her ilde de öğretmenlerin kendilerine her konuda görüşlerini aktardıklarını anlattı.
Bakanlık politikalarının daha etkin bir biçimde kamuoyu ile paylaşılabilmesi ve sonuç üretebilmesi açısından bazı tedbirler aldıklarını ifade eden Tekin, "Bunlardan birisi sizlerin de veli olarak çok rahatsız olduğu başta cep telefonu olmak üzere dijital bağımlılıktır. Biz bunun önüne geçmek için okullarımızda öğrencilerimizin derslik ortamlarında cep telefonu ile bulunmalarını engelleyici bir tedbir aldık. Öğrencilerimizin derslerine, akademik çalışmalarına yoğun bir şekilde konsantre olacaklarını düşündük. Yaptığımız programlar, etkinlikler, ders ortamlarının hepsinin daha başarılı sonuçlar vereceğini ümit ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Tekin, obezite ve dijital bağımlılık noktasında bir karar daha aldıklarını belirterek, okul bahçelerinin yeniden çocukların geleneksel oyunları oynayabildiği, enerjilerini atabildiği mekanlar haline dönüşmesi için okul bahçelerini yeniden organize ettiklerini dile getirdi.
Öğretmenlere yönelik şiddet ve akran zorbalığı konusunda ise velilerin ders saatleri içerisinde okul koridorlarında ve sınıflarda bulunmasını önlemek için yaz aylarında bir genelge yayımladıklarını anımsatan Tekin, bu kapsamda veli görüşmelerini de randevu takvimine bağladıklarını söyledi.
Tekin, öğrencilerin okula devamıyla ilgili yaşadıkları problemleri gidermek adına da hem velileri daha sık uyaracaklarını hem de çocukların okulda daha fazla bulunmasını sağlayacakları şekilde tedbirler aldıklarını belirtti.
- "Türkçe dersinde klasik sınava dönüldü"
Çocukların ana dil becerilerinin arzu edilen şekilde gelişmediğini ve çocukların okuma alışkanlıklarından da uzaklaştığını gördükleri için yaz ayları için tedbirler aldıklarını anlatan Tekin, 4 temel beceri üzerinden ana dil becerilerini ölçecek bir mekanizma geliştirdiklerini, özellikle Türkçe dersiyle ilgili testleri kaldırarak klasik sınava dönüldüğünü, ortaokullarda Türkçe'den 70 başarı notuyla geçme koşulunu getirdiklerini kaydetti.
Yaz aylarında seçimlik dersleri yeniden organize ettiklerini ifade eden Tekin, "Bizim temel vazifemiz bu ülkenin geleceğine sahip çıkacak, bu ülkenin değerlerine sahip çıkacak gençler yetiştirmek ve gençlerimizi bu bilinçle eğitmek." dedi.
Tekin, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin tahribatını gidermek için bakanlığın attığı adımlara ilişkin bilgi vererek, yaşanan ilk depremin ardından Kahramanmaraş, Malatya, Adana, Hatay, Osmaniye ve Adıyaman'da depremzedelerin acil barınma, ısınma ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak üzere eğitim yapılarından kullanılabilir durumda olanları tespit edip güvenle kullanılabilecek okul, yurt, pansiyon öğretmen evi ve benzeri eğitim kurumu binalarına depremzede vatandaşların yerleştirildiğini anlattı.
Onarım ihtiyacı oluşan eğitim yapılarının tamamının bakım onarım çalışmalarının yaz aylarında tamamlandığını vurgulayan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda yaklaşık 45 bin dersliğimizi 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için kullanılabilir hale getirdik. Bunlara ilaveten tahkiki gerekli görülen eğitim yapılarını tahkiklerine, tahkik sonrası güçlendirilmesi gereken eğitim yapılarından da güçlendirme çalışmalarına hız verdik. Riskli görüldüğü için yıkım ya da tahkik kararı verilen okullarımızın kullanıma açılamayacak olması sebebiyle bölgede ihtiyaç duyulabilecek eğitim yapılabilmesi için farklı türlerde çelik ve modüler eğitim yapısı projeleri geliştirdik. Bölgede kısa vadede gerçekleştirilecek çelik ve modüler eğitim yapıları ile daha uzun vadede gerçekleştirilecek betonarme eğitim yapılarının yatırım planlamasını yaptık. Ayrıca bölgede yapımı planlanan toplu konut alanları üzerinde ihtiyaç olabilecek okul tür ve sayılarını belirledik. Bu doğrultuda 11 ilde toplam 22 bin 39 derslik yapılmasını planladık. Bu dersliklerden 2 bin 571 tanesini 2023-2024 eğitim öğretim yılının başında inşasını tamamlayarak hizmete açtık. Öğretmenlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 210 bin öğretmenimizle birebir telefon görüşmesi yapılarak konaklama ihtiyacı olanlar için 11 bin 76 konteyneri AFAD ile koordine ettik."
Eğitim kayıplarını telafi etmek için yaz aylarındakilerle birlikte, eğitim öğretim yılı başladığı andan itibaren 20 bin 99 kurs merkezinde 1 milyon 881 bin 933 öğrencinin yararlandığı destek kursları açtıklarını ifade eden Tekin, 30 bin 124 öğrenciye de burs desteği verildiğini belirtti.
Tekin, 2000 yılından önce yapımı gerçekleştirilen ve riski yüksek bölgelerdeki 18 bin 189 okuldan acil müdahale gereken 7 bin 201'i için çalışma yaptıklarını ve 2 bin 897'si için yıkım, 4 bin 304'ü için güçlendirme kararı aldıklarını aktardı.
Görüşmeler sırasında bazı milletvekillerinin ısrarlı biçimde eksi netlerle üniversiteye giren öğrencilerden bahsettiğini belirterek, bunun yanlış bir bilgi olduğunu vurgulayan Tekin, "Bu, hukuken mümkün olmayan ve teknik olarak da yanlış bir ifadedir. Böyle bir örnek yoktur." dedi.
Tekin, akademisyen olan milletvekillerinden birinin, "Yaklaşık 6 bin öğretim üyesi, bildiriye imza attıkları için ihraç edildi" dediğini ancak bunun yanlış bir bilgi olduğunu dile getirerek, "Bakın 'yalan' demiyorum. Yanlış. Bilinçaltında şöyle bir şey var, kendisi FETÖ'nün operasyonel Taraf Gazetesinin yazarı olduğu için toplam FETÖ ile beraber ihraç edilen kişileri söylüyor; 6 bin." ifadelerini kullandı.
- "İnancına, yaşantısına müdahale ettiğiniz Türkiye yok artık"
CHP milletvekillerinin tepkilerinin üzerine Tekin, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin geleneği 'bu ülkede her şeyi biz belirleriz' mantığı olduğu için, siz her şeyi domine ettiğinizi varsayıyorsunuz. O sizin yaşadığınız Türkiye eski Türkiye. Ora bitti, vedalaşın. Uyanın, uyanın. Türkiye artık bambaşka bir ülke. Totaliter kanunlarınızla insanların dinine, inancına, eğitimine, yaşantısına müdahale ettiğiniz Türkiye yok artık. Bunu görün, uyanın. Artık bu ülkede Erzurum'un bir köyünden çıkmış, buraya gelmiş, bakan olarak çalışan bir Anadolu insanı var olabiliyor. Sizin bahsettiğiniz ayrıcalıklı elitist Türkiye yok." diye konuştu.
Bakan Tekin, "Burada şöyle bir tablo var. Bir grup milletvekili, temsil ettiği kitle açısından çocukların okula girmesini engelleyen, okullarımızın camlarını kıran, çocukları dağa, terör örgütüne teşvik eden bir grup, terör örgütünü destekleyen milletvekilleri var. O partiyle 2018'de, 2019'da, 2023'te yol yürüyen milletvekili de bana Türk milliyetçiliği dersi veriyor. Kusura bakmayın, bu dersi alamam." dedi.
Bakanlığın yaptığı protokollere yönelik eleştiriler bulunduğunu da hatırlatan Tekin, sözlerini şöyle tamamladı.
"Milli Eğitim Bakanlığının şu anda 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bu protokollerden 1167 tanesi resmi kurumlarla, 550 tanesi STK'lerle, 986 tanesi ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yle. Bunların içerisinde, sizin 'tarikat cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Bu protokollerle bize hizmet eden, bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben STK'lerle protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buna devam edeceğim. 2024 bütçemize desteklerinizden dolayı sizlere ve Sayın Cumhurbaşkanımıza da eğitime bu kadar önem verdiği için teşekkür ediyorum."
Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bir ülke için güçlü ekonomi ve istikrarlı bir yönetim kadar sosyal politikaların başarılı bir şekilde hayata geçirilmesinin de çok önemli olduğunu vurguladı.
Bakanlığın çalışmalarını, insanı önceleyen, toplumu güçlendiren ve ihtiyaçları gözeten bir anlayışla yürüttüklerini, bugüne kadar hiçbir vatandaşı geride bırakmadıklarını dile getiren Göktaş, "Devletimizin şefkat elini 85 milyon vatandaşımızın üzerinden hiçbir zaman çekmedik. Ülkemizin her bir ferdinin sıkıntılarına çözüm üretme gayretinde olduk." ifadelerini kullandı.
Bütçe görüşmeleri sırasında sosyal yardımlarla ilgili yorumların olduğunu belirten Göktaş, şunları söyledi:
"Sosyal yardımlardaki artışın, yoksulluğun bir göstergesi olarak sunulması kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Bugün sosyal yardımlardan faydalananların yüzde 82'si çalışamayacak durumda olan, engelli, yaşlı ve çocuklardan oluşan vatandaşlarımızdır. Ayrıca nerede deprem, sel, yangın, terör saldırısı gibi afet ve acil durum meydana geliyorsa oraya koşuyoruz. Sosyal yardımlarımızı hızlı bir şekilde afetten etkilenen vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. Bu yardımlar afet ve acil durumunun ortaya çıkardığı olumsuz etkileri azaltmayı amaçlayan tek seferlik yardımları da kapsamaktadır. Din, dil, ırk ayrımı gözetmiyoruz. Herhangi bir afet ve acil durum sonrası, devlet için herkes ihtiyaç sahibidir. İnsanlara can suyu olacak hizmetleri milletimize ulaştırmak en temel vazifemizdir. Biz işimizi büyük bir özen ve ciddiyetle yürütüyoruz."
Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunu bir kez daha vurgulamak istediğini dile getiren Göktaş, "Tekrar altını çiziyorum ki kadına yönelik şiddetle mücadele, kırmızı çizgimizdir. Sıfır tolerans ilkesiyle şiddetin her türüne karşı mücadelemizi kararlı bir şekilde yürütüyoruz." dedi.
"Her vaka bizim için fazla bir vakadır, bir vaka dahi fazla vakadır." ifadesini kullanan Göktaş, "Güçlü hukuki altyapımızla, KADES ve elektronik kelepçe gibi uygulamalarımızla, 82 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezimizle (ŞÖNİM), 410 Sosyal Hizmet Merkezimizde (SHM) bulunan şiddetle mücadele irtibat noktalarıyla, kadın konukevlerimizle kadına yönelik şiddetle mücadelemizi etkili bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
- Kadınlara her alanda destek
Türkiye’de konukevlerinin doluluk oranının yüzde 75 olduğunu, buralarda kadınların gerek psikolojik gerek ekonomik yönden güçlenmelerine yönelik çalışmalar yürüttüklerini aktaran Göktaş, "Kadınları her alanda destekliyoruz. Bu husustaki en önemli atılımlarımızdan biri de Mahalle Odaklı Kreş Modelimiz olacak. Bu modeli hayata geçirmekteki amacımız kadınların istihdam oranını artırırken, çocuklar için huzurlu, sağlıklı, güvenli bakım ve eğitim ortamları oluşturmaktır." ifadelerini kullandı.
Çocuklara yönelik çalışmalarla ilgili de bilgi veren Göktaş, şunları kaydetti:
"Çocuklarımızın iyilik hali her şeyden önce gelir. Bugüne kadar tek bir çocuğun dahi suiistimal edilmesine asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Tam aksi her vakaya müdahil oluyor, vakaları büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Sorunların peşini bırakmıyoruz. Bırakmaya da niyetimiz yok. Spekülasyona, iddiaya dayanan yaklaşımlardan uzak durulmasını sizlerden ayrıca rica ediyorum. Çünkü söz konusu olan çocuklardır, kadınlardır, onların hayatları, gelecekleridir. Ne dün ne bugün ne de yarın kadınları ve çocukları mağdur edecek hiçbir düzenlemenin ve uygulamanın yanında olmadık, asla da olmayacağız. Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sosyal politikalarımızı daha da ileri taşımak için aynı gayretle çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz."
- "Mevzu parmak sallamak değil"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlığın 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek, fikir ve eleştirilerle sürece katkı yapan milletvekillerine teşekkür etti.
Bütçe üzerindeki konuşması sırasında hiçbir milletvekiline parmak sallamadığını ifade eden Tekin, "Niyetim parmak falan sallamak değildi, meramını anlatmaya çalışıyorum. Sabah 11.00'den beri tüm milletvekillerini saygı ve anlayışla dinledim. Bana ayrılan süre içerisinde sorulara cevap vermeye çaba sarf ettim. Doğal olarak insicamımın bozulması, sorularınıza cevap vermekte eksik kalmakla ilgili endişelerim olduğu için belki heyecanlandım. Mevzu parmak sallamak değil." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığının STK'lerle yaptığı protokollere ilişkin iddialara değinen Bakan Tekin, şunları söyledi:
"Defalarca söyledik; biz STK'lerle protokol yapıyoruz, aklınıza gelebilecek, Türkiye'de eğitim öğretim sürecine destek olabilecek bütün STK'lerle protokol imzalıyoruz. Ama hiçbir Allah'ın kulu şunu söyleyemez; 'Herhangi bir STK'ye bir tek kuruş kamu kaynağını ödediniz' diyen kimse olamaz, böyle bir şey yok. Arkadaşımız bu rakamı nereden uyduruyor, bilmiyorum. 'Yalan söylüyor' demiyorum, nezaketsizlik olmasın ama o rakamı nereden aldıysa gelsin bizimle paylaşsın, biz de kendisine söyleyelim. Biz burada size bütçemizin hesabını veriyoruz. Sizin söylediğiniz rakamı bir tarafa bırakın, 'bir tek kuruş dahi bahsettiğiniz herhangi bir STK'ye kaynak aktarılmamıştır.' diyorum. Başka nasıl izah edilir, bilmiyorum."
Bakan Tekin, bir soru üzerine kişisel kariyeriyle ilgili iddialar ve eleştirilere ilişkin de değerlendirmede bulundu.
"Bir defaya mahsus bu soruyla ilgili cevabımı vermek istiyorum." diyen Tekin, 1989 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine kayıt yaptırdığını, 1994 yılında mezun olduktan sonra bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladığını ve 2006 yılında doçent olduğunu söyledi. Çalıştığı üniversite profesörlük ilanı çıkmak üzereyken 2011 yılında bürokrasiye geçtiğini anlatan Tekin, şunları kaydetti:
"Milli Eğitim Müsteşarı olarak da burada bulundum, 5 tane bütçeye katıldım. Bu bütçelerin hepsinde, YÖK dahil üniversitelerin tamamının bütçesi tartışıldı ve dolayısıyla yükseköğretimle ilgili bütün süreçleri yakinen takip ettim. 2018 yılında müsteşarlığın kaldırılması sebebiyle benimle ilgili daha önce çalıştığım üniversiteye çıkan ilan üzerine profesörlük kadrosuna başvurdum, profesör olarak atandım. Yani yasa, kararname benim için falan değiştirilmedi. Ben değiştirilen kararnameden sonra rektör olarak atandım. Bunu bir defaya mahsus söylüyorum. TBMM'nin saygınlığı açısından konuyu özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum."
Bakan Tekin, atamalarda mülakatın kaldırılmasına ilişkin de "Hukuk, hukuk devleti, bu kavramlara inanan bir insanım, şu anda ben Milli Eğitim Bakanıyım. Daha önce 'Ben şu anda öğretmeni istihdam edeceksem, mer'i mevzuata göre istihdam edeceğim.' dedim. Kullandığım cümle budur. Mer'i mevzuat nedir? Mülakat. Mülakat var ve şu anda öğretmen arkadaşlarımız doğrudan mülakat notuna göre atanıyorlar. Yani KPSS puanı değil, KPSS'den belli puanı alanlar mülakata dahil oluyorlar. Peki mülakatta ne veriliyor? KPSS skorunun aynısı." değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada bütçe üzerinde şahsı adına söz alan AK Parti Erzurum Milletvekili Fatma Öncü, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında, art arda 22'nci bütçeyi AK Parti'nin yapma imkanına sahip olduğunu belirterek, "AK Parti hürriyetiyle ülkemizdeki ihtiyaç sahibi her vatandaşımızın, her mazlumun yanında yer aldığımızı, dezavantajlı gruplarımızı eğitimden istihdama, hayatın her alanında desteklediğimizi, kimsesizlerin kimsesi olduğumuzu, dünyadaki mazlumların hakkını savunarak bunu herkese gösterdik." dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil de şahsı adına yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesini eleştirerek, "Kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar için bütçeden ayırdıkları pay 334 milyar lira. Aynı bütçede faiz lobilerine, yandaş müteahhitlere ayrılan paysa bunun neredeyse 4 katı." dedi.
Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kurumların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, birleşimi saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları