loading
close
SON DAKİKALAR

TBMM Genel Kurulunda Amasra'daki maden kazası görüşüldü

TBMM Genel Kurulunda Amasra'daki maden kazası görüşüldü
Tarih: 18.10.2022 - 15:21
Kategori: Gündem

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Nimetullah Erdoğmuş başkanlığında toplandı. TBMM Genel Kurulunda Amasra'daki maden kazası görüşülüyor.

Meclis Başkanvekili Erdoğmuş, Amasra'daki maden ocağı patlamasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa ve tüm ülkeye başsağlığı diledi.

"Eğer bir acı hissediyorsanız siz canlısınız. Eğer başkasının acısını hissediyorsanız siz insansınız." sözünü aktaran Erdoğmuş, tüm ülkenin Amasra'daki kaza sonrası acıda ortaklaştığını söyledi.

Siyasi partilerin programlarını iptal ettiklerini ve acı içerisinde Amasra'ya koştuklarını dile getiren Erdoğmuş, "Elbette ki bu facianın öncesinin ve sonrasının sorumluluk, hukuk ve hak açısından aydınlanması konusunda herkes hassasiyetini gösterecek. Gelin görün ki acılar henüz taze. Şu anda hep beraber o acının da müştereği olma konusunda aynı paydada buluşmuş bulunuyoruz." diye konuştu.

Amasra'daki kaza hakkında TBMM'yi yürütme adına bilgilendirmek üzere sözü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e veren Erdoğmuş, talep etmeleri halinde grubu bulunan siyasi partilere 10'ar, grubu bulunmayan partilere ise 5'er dakika konuşma süresi tanınacağını bildirdi.

TBMM Genel Kurulunda, Bakan Dönmez'in konuşmasının başında HDP milletvekilleri ayağa kalkarak, "Sorumlu bakanlar istifa etsin", "Kaza değil, cinayet", "Kader planı değil, olursa olsun planı" yazılı dövizler açtı.

TBMM Genel Kurulunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in Amasra'daki maden kazası konusunda bilgilendirme yapmasının ardından söz alan Dervişoğlu, sadece mazeret beyanından ibaret açıklamaların millet ve Meclis nezdinde karşılık bulacağı kanaatini taşımadığını söyledi.

Maden Mühendisleri Odası raporuna göre maden kazalarında 12 yılda 1000'den fazla madencinin hayatını kaybettiğini, bu konuda resmi bir bilgi bulunmadığını ifade eden Dervişoğlu, AK Parti iktidarı döneminde maden kazalarında ihmal ve denetimsizlik sonucunda diğer ülkelerle mukayese edilemeyecek kadar çok insanın kaybedildiğini öne sürdü.

Sorumluların tespit edilmesini ve hesap vermesini talep ettiklerini dile getiren Dervişoğlu, "Zaman, zemin ve mekan değişse de yaşadığımız hep aynı ihmalkarlık, aynı iş bilmezlik ve hep aynı açıklamalar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "kader planı" sözlerine değinen Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"Aslında tevekkül, gerekli olan her türlü önlemi alarak elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona sığınmak ve ona güvenmek anlamına gelir. Acizliğin, hataların ve yanlışların sebebini Allah'a atfetmek değildir tevekkül. Keyfiliği, kuralsızlığı, denetimsizliği fıtrat ve kader üzerinden meşrulaştırma girişimi aslına bakarsanız devlet ciddiyetinden nasipsizliktir, insan hayatına kıymet vermeyen bir siyasi aklın günümüzde yaşanan hezeyanıdır. Devleti yönetenler kendi hatalarından noksanlıkları kadere atfederek sorumluluktan kaçamaz ve kurtulamazlar. Madenlerde yitirdiğimiz tüm bu canlarımızın, evlatlarımızın vebali, yetkililerin nispetinde sorumluluk almayanların üzerinde olacaktır. Buna bu Meclis de şahit, bu millet de şahit, Cenabıhak da şahittir."

Dervişoğlu, yaşanan elim olayların nedenin vurdumduymazlık olduğunu iddia ederek, "Bu denetimsizliğin, bu sorumsuzluğun, bu iş bilmezliğin yanınıza kalmayacağını ve hesabının bir gün mutlaka sorulacağını bilmenizi istiyorum." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, TBMM Genel Kurulunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in, Amasra'daki maden kazası konusunda bilgilendirme yapmasının ardından grubu adına söz aldı.

Maden ocağında yaşanan facianın haberini aldıktan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatları doğrultusunda bölgeye gittiklerini anımsatan Durmaz, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Dönmez'in yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile görüştüklerini belirtti.

Kazanın adli ve idari açıdan tüm boyutlarıyla araştırılacağını dile getiren Durmaz, "Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında tüm arama ve el koyma işlemlerinin tamamlandığı bilgisine ulaştık. Elbette giden canlarımız geri gelmeyecek, acılar silinmeyecek. Lakin kafalarda soru işareti kalmaması, ihmal veya kusur varsa bunun ortaya çıkarılması ve sorumluların tespit edilmesi açısından bu detaylı soruşturma son derece önemlidir. Grizu patlaması söz konusuysa, sensörlerin durumu ve ölçüm yapan teknik elemanların değerlendirmeleri mutlaka incelenecektir." diye konuştu.

Durmaz, MHP olarak konuyu hem adli ve idari soruşturma boyutuyla hem de kurulması düşünülen Meclis Araştırma Komisyonu marifetiyle yakından takip edeceklerini söyledi.

Böyle zamanlarda acılar üzerinden siyasi hesap veya çıkar ummanın asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Durmaz, şunları kaydetti:

"Henüz acılarımız çok tazeyken, henüz patlama yeni olmuşken, henüz işçilerimiz toprak altından bile çıkarılmamışken Sayıştay'ın 2017 ve 2019 raporlarında Amasra Müessese Müdürlüğü ile ilgili bölümleri birdenbire servis edip suçlu ve sorumlu arayışına girenlerin önü arkası iyice araştırılmalıdır. 2 asra yaklaşan bir deneyime sahip olan Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ve tecrübeli personeli, Sayıştay raporlarının sonucunda ne yapmaları gerektiğini ve hangi tedbirleri alacaklarını elbette hepimizden daha iyi bilmektedir. Burada Sayıştay raporlarını es geçtiğimiz, denetim faaliyetlerini görmezden geldiğimiz kesinlikle düşünülmesin. Aksine gerekli tahkikatın yapılarak varsa eksik, hata veya ihmallerin tespit edilmesini, sorumluların da hukuk önüne çıkarılmasını herkesten fazla istemekteyiz. Bugün acılar üzerinden siyaset değil, acıları paylaşma ve azaltma günüdür. Maden şehitlerimizin emaneti olan kederli ailelerine sahip çıkmak, acılarını bir nebze olsun hafifletmek önce devletimizin, sonra hepimizin görevidir."

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in, Amasra'daki maden kazası konusunda bilgilendirme yapmasının ardından grubu adına söz aldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez'in Soma kazasının ardından alınan tedbirler sayesinde iş kazalarının sona erdiği yönünde açıklamada bulunduğunu aktaran Özel, "Soma'dan sonra 673 madenci öldü Türkiye'de. İki tane Soma, iki de Amasra oldu. Haberinizin olmadığı ortada." sözlerini sarf etti.

Madencilerin, haklarını, namuslu mücadeleyle kazandıklarını söyleyen Özel, Soma maden faciasına ilişkin Meclis araştırma raporunda sıralanan önerilerin hiçbirinin hayata geçmediğini ileri sürdü. Soma raporu yayımlandıktan bir sene sonra, önerilerin hayata geçip geçmediğini öğrenebilmek için dönemin bakanları Süleyman Soylu ve Berat Albayrak'ın yanıtlaması istemiyle soru önergeleri verdiğini anlatan Özel, "Tık yok. Cevap verilmeyen önergeler listesinde duruyor bunlar. Çünkü bir şey yapmadınız. Size bu Meclis'in verdiği görevi, ödevi yerine getirmediniz." ifadelerini kullandı.

Rapordaki önerilerden bazılarını sıralayan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ve dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın üçlü kararnameyle TTK Genel Müdürü olarak Kazım Eroğlu'nu atadıkları için Amasra'daki patlamanın sorumluları olduklarını iddia etti. Özel, "Kim Kazım Eroğlu? Kozlu Maden kazasında 8 işçi öldü ya, o işten ihmali yüzünden 4 yıl hapis cezası almış. O ceza iyi halden 3 yıl 4 aya, sonra 24 bin para cezasına, sonra kendisini buraya atamışsınız, maaşından taksit taksit kesmişsiniz. Ayrıca çifte maaş bağlamışsınız. O halen görevde. Ama Amasra'nın sorumlusu kim derseniz, üçlü kararname. Bir isim söyle, derseniz, Recep Tayyip Erdoğan. Bu adamı oraya atayan." şeklinde konuştu.

CHP'li Özel, yetkililerin, Amasra'daki madende facia olmaması için değil kontrolleri dışında bilgi sızmaması için tedbir aldığını savunarak, "Sorumluluğu olanlardan herhangi biri, o gün giderken bir kişiye trafik kazasında çarpıp öldürseydi, mahkeme yüzde 99,5 ölümlü kazaya sebebiyet verdiği için tutukluluk tedbirine başvuracaktı. 41 can ölmüş, civciv değil. Bir tane gözaltı yok, bir tane tutuklama yok, bir görevden el çektirme yok, bir açığa alma yok. Yazıklar olsun. Gelip de burada pişkinlik yapmak var." dedi.

Maden ocağındaki patlamayı soruşturanlardan görevlerini yapmalarını isteyen Özel, Bakan Dönmez'i istifaya çağırdı.

Patlamanın yaşandığı maden ocağına ait olduğunu söylediği planı gösteren Özel, patlamanın nasıl oluştuğunu anlattı. Özel, madenlerdeki sendikaların, iktidarın yarattığı sendikal düzen nedeniyle susturulduğunu savunarak, "Amasra'da, o kurumda bir yere geleceksen AK Parti İlçe Binasından bir geçeceksin. Oralarda karar, tayin, terfi var. Liyakat ve ehliyet dışında, ölüm için ne lazımsa var. Grizu patlasın diye sayıyorsunuz 'oksijen, metan, ateş lazım'. Grizu patlamasın diye sizin gibi bakanların, böyle bir cumhurbaşkanının olmaması lazım." diye konuştu.

Dünya genelinde bu kadar büyük kömür madeni facialarının senelerdir yaşanmadığını savunan Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eğer Türkiye'de kömür madenlerinde madenciler ölüyorsa, 20 yıldır yönettiğiniz bu ülkede bakan sizken, müsteşar sizken, müfettişler sizin emrinizdeyken ve bütün madenler böyle pırasa doğrar gibi yandaşlara ruhsat ruhsat dağıtılıyorken ölen her bir madenciden, her madencinin yetim kalan evladından, dul kalan eşinden, gözü yaşlı anasından siz mesulsünüz. Bu vebali sizden bu dünyada biz, öbür dünyada Cenab-ı Allah soracak."

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, partisi adına konuşmak üzere geldiği kürsüye, "Kader planı değil, olursa olsun planı" yazılı döviz bıraktı.

Devletin, iş kazalarının önlenmesi için gereken önlemlerin alınıp alınmadığını denetlemekle yükümlü olduğunu belirten Kemalbay, Türkiye'de bu süreçlerin işlemediğini; işçilerin öldüğü, sermayenin ise büyüdüğü bir sistem oluşturulduğunu ileri sürdü. Sayıştay raporlarında Amasra'daki maden ocağında patlama yaşanacağının açıkça belirtildiğini ancak TTK yetkililerinin gerekli önlemleri almadığını savunan Kemalbay, bu patlamanın "kader planı" değil "olursa olsun planı" şeklinde nitelendirilebileceğini söyledi. Kemalbay, "Meclis'e girerken bile koruma ordusuyla, helikopterle önlem alanlar, yüzlerce korumayla gezenler bize fıtrattan bahsetmesinler." sözlerini sarf etti.

Kemalbay, 1938 yılında yapılan bilimsel bir araştırmayla iş kazalarının yüzde 98'inin önlenebilir olduğunun ortaya konulduğuna işaret ederek, "Son 20 yılda, AKP'li yıllarda 30 bini aşkın işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi." ifadelerini kullandı.

AK Parti'yi Soma'daki maden faciasından tanıdıklarını belirten Kemalbay, "Soma'da 301 cana kıyanların hiçbiri cezalandırılmadı. Soma patronunu kurtarmak için özel bir yargı operasyonu yaptınız, yargıya müdahale ettiniz. Soma'da katledilen 301 madenciyle ilgili patronlar olası kast ile yargılanıyorlardı, tam ceza alma aşamasında yargıçları değiştirdiniz. Taksirle öldürmekten ceza aldılar. Soma'yı cezasız bıraktınız. Bakanlar herhangi bir bedel ödemedi, bürokratlar zaten hiçbir şekilde bedel ödemiyor, tutuklu olanlar serbest bırakıldı." şeklinde konuştu.

HDP'li Kemalbay, TÜRK-İŞ'i eleştirirken, "Sendika, işçilerin yaşam hakkını korumayacaksa o zaman sendikanın görevi ne? Maden katliamı olduğunda hiç kimse timsah gözyaşları dökmesin." değerlendirmesinde bulundu.

TBMM Genel Kurulunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in Amasra'daki maden kazası konusunda bilgilendirme yapmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, tarifi imkansız, çok büyük bir acıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.

Kazanın yaşandığı gün Bartın'da olduğunu ifade eden Tunç, madendeki patlamadan 15 dakika sonra Bartın Valisi ile birlikte Amasra'ya ulaştıklarını söyledi.

Tunç, kısa sürede Amasra'ya intikal eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in koordinasyonunda tüm kurumların kendi alanlarında çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amasra'ya gelerek, kazanın olduğu ocak başında inceleme yaptığını ve yetkililerden bilgi aldığını anımsatan Tunç, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız burada yaptığı açıklamada, 'İnsan hayatının güvenli olmadığı hiçbir faaliyet bizim için muteber değildir. Bu anlayışla maden ocaklarında önemli sayıda kazaların yaşanıyor olmasını kabul edemeyiz.' dedi. 'Artık madende hiçbir eksiklik, hiçbir gereksiz risk görmek istemiyoruz.' dedi. 'Her konuda olduğu gibi çalışma hayatında da önce insan diyoruz, maden kazalarını inşallah tarihe gömmek için elimizden gelen gayreti gösterme çalışmaları içerisindeyiz.' dedi ve 'Maden şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak boynumuzun borcu.' diyerek bu konudaki kararlığı vurguladı. Cumhurbaşkanımız Amasra'daki kazayla ilgili olarak en ufak bir ihmali bile karşılıksız bırakmayacaklarını, gerekli soruşturmaların başlatıldığını ifade etti."

Tunç, konuşması sırasında bazı muhalefet partisi milletvekillerinin kendisine tepki göstermesi üzerine, "Neden dinlemek istemiyorsunuz? Ben o yörenin milletvekiliyim. O madenciler, o şehitlerimiz bizim kardeşlerimiz, komşularımız, onlar bizim canımız ciğerimiz. Niye dinlemek istemiyorsunuz beni? Biraz saygı gösterin." karşılığını verdi.

Maden ocağının 1967'den beri faaliyet gösteren TTK'ya ait müessese olduğunu aktaran Tunç, şunları kaydetti:

"TTK'nın modernizasyonuyla ilgili pilot uygulamaların başladığı bir ocak. Zonguldak, Bartın havzasında dik damarlardan oluşan, zor şartlara rağmen yarı mekanize sistemin ilk kez uygulandığı bir ocak. Üretimin saniye saniye izlenebildiği, gaz ölçümlerinin anbean kaydedildiği, madencilerdeki çipler sayesinde ocak içerisinde tüm hareketlerinin takip edilip kaydedildiği, tüm süreçlerin, ses, görüntü ve yapıların dijital ortamda kayıt altına alındığı, iş güvenliği uzmanlarının görev yaptığı, sürekli denetlenen maden ocağında tüm bunlara rağmen yüreklerimizi dağlayan bu elim kazanın sebebi mutlaka ortaya çıkarılacaktır, çıkarılmalıdır. Bölgenin milletvekili olarak, partimizin grup başkanvekili olarak bu sorumluların ortaya çıkarılacağını ve bunu bizzat takip edeceğimi buradan sizlere söz veriyorum."

Tunç, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın da "olayın tüm boyutlarıyla soruşturulacağını" ifade ettiğini hatırlattı.

Arama ve el koyma işlemlerinin yapıldığını, kaza yerinin giriş ve çıkışlara kapatıldığını, kazanın kara kutusunun yargının elinde olduğunu anlatan Tunç, "Tüm kayıtlar incelendiğinde, kaza mahallinde uzman bilirkişiler tarafından yapılacak olan keşif ve araştırmalar neticesinde olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılacağına ve sorumlulardan hesap sorulacağına yürekten inanıyoruz. Bu tür kazaların bir daha gerçekleşmemesi için başkaca hangi tür tedbir alınması gerekiyorsa mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Soma'daki maden kazasının ardından Meclis'te kurulan araştırma komisyonunun önerileri doğrultusunda çok sayıda düzenleme yapıldığına dikkati çeken Tunç, "Evet, hayata geçirilenler var, alınan tedbirler var ama buna rağmen kazaların devam etmesi, demek ki bir yerlerde eksiklik var, bunu gösteriyor." dedi.

Yılmaz Tunç, daha da yapılması gerekenler konusunda bir araştırma komisyonu kurulmasına dair önergeyi TBMM Başkanlığına sunduklarını bildirerek, "Yarın da Melis Genel Kurulumuzda bu önergelerimiz görüşülecek. Muhalefet partilerinin önergeleri de var. Hem TBMM'nin araştırması hem yargının soruşturması hem de yapılacak idari soruşturmalar neticesinde hadisenin tüm boyutlarıyla ortaya çıkarılacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın." ifadelerini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Tunç, maden kazasında hayatını kaybedenlerin hemşehrisi, görüştüğü arkadaşları ve kardeşleri olduğunu ve hiçbir maddi desteğin acıları hafifletemeyeceğini vurgulayarak, "Onların emanetleri olan ailelerine, eş ve çocuklarına sahip çıkacağız. Hiçbir maddi desteğin ailelerimizin acılarını hafifletmeye yetmeyeceğini biliyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu maddi desteklerin yanı sıra madencilerimizin geride bıraktığı emanetlerine sigorta sürelerine bakılmaksızın maaş bağlanabilmesi için, madencilerimizin birinci derece yakınlarının kamuda istihdam edilmesine yönelik kanun teklifimizi de AK Parti Grubu olarak TBMM'ye sunuyoruz." diye konuştu.

TBMM Genel Kurulunda, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Amasra'da yaşanan maden kazasına ilişkin bilgilendirme toplantısında şahsı adına söz aldı.

Kazada hayatını kaybeden maden işçilerinin ailelerine başsağlığı dileyen Baş'ın, Meclis kürsüsünden "Lanet olsun sizin kaderinize" sözleri, Genel Kurulda tartışmalara neden oldu.

Yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, bu ifadenin, İslam inancına mensup bulunanlara karşı söylenmiş ağır bir ifade olduğunu kaydetti. Bülbül, bu konulara dikkat edilmesi konusunda fayda olduğu dile getirdi.

Meclis Başkanvekili Nimetullah Erdoğmuş, tartışılan "kader" anlayışının "yanlış kadercilik anlayışı" olduğunu belirterek bu mevzuların Genel Kurulda dile getirilecek konular olmadığını vurguladı.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ise yaptığı konuşmada, Baş'ın konuşmasında kastını aşarak "Kadere lanet olsun" diyerek bağırmasının Meclisin mehabetine yakışmadığını söyledi. Turan şu ifadeleri kullandı:

"Konu şudur: Cumhurbaşkanı'mızın konuşmasının başında da sonunda da tedbire ilişkin vurgular vardır. Konuşmacı sözünü revize edebilir, etmeyebilir. Bağıracak bir şey yok. Ben diyorum ki Müslüman bir milletin hatta daha öte tüm inançların içerisinde olan kader anlayışının Meclis kürsüsünden 'Lanet olsun' tarzı bir ithama maruz kalmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Cumhurbaşkanı'mızın konuşmasının başında sonunda tedbir var, mevzuat vurgusu var, dikkatli olma vurgusu var. Bu üslubun Meclise yakışmadığı kanaatindeyim."

Turan'ın konuşmasının ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise "Niye kader ya? Zenginler ölmüyor da işçiler ölüyor? Niye kaderden yer üstünde çalışanlar ölmüyor? Bizlere bir şey olmuyor, işçiler ölüyor. Böyle bir kader anlayışı, istismar anlayışıdır. Bakanı dinledik. Milyonlar da izledi. Özür bekledik. Her şey dört dörtlükmüş, 41 can ölmüş. Böyle bir açıklamayı kabul etmiyoruz." dedi.

Tekrar kürsüye gelen Baş ise "Benim özetle söylediğim şey çok açık. Yurttaşların çok iyi anladığını düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Bu sözler üzerine bir kez daha söz alan Turan, Baş'a tepki gösterdi.

Yaşanan tartışma üzerine Meclis Başkanvekili Erdoğmuş oturuma 15 dakika ara verdi.

Öte yandan tartışma sırasında söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in "Adı geçen raporlar, TBMM KİT Komisyonunda da görüşülmüş, ibra da edilmiştir." sözlerine ilişkin, "Sayın Bakan'ın ifade ettiği KİT Komisyonunda, öyle oy birliği ile ibra diye bir şey yok. Çok ciddi muhalefet şerhleri var." ifadesini kullandı.

TBMM Genel Kurulunda Danışma Kurulu önerisi de oylanarak kabul edildi.

Buna göre, Genel Kurul'da yarın, Amasra'da maden ocağındaki patlamaya ilişkin parti gruplarının verdiği araştırma komisyonu kurulmasına yönelik önergeler, birleştirilerek görüşülecek.

Genel Kurulda ayrıca yarın ve perşembe günü Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri yapılacak.

Öte yandan, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önerge kabul edilmedi.

TBMM Başkanvekili Erdoğmuş, alınan karar gereğince, birleşimi, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları