TBMM'de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2025 yılı bütçeleri görüşülüyor
TBMM Genel Kurulunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2025 yılı bütçelerinin görüşmelerine başlandı.
Genel Kurul, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı.
TBMM Genel Kurulunda, bakanlıkların yanı sıra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İklim Değişikliği Başkanlığı, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türk Standardları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçeleri de ele alınacak.
Bu arada Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM'ye Togg ile geldi.
Bütçe üzerinde ilk sözü DEM Parti Tunceli Milletvekili Ayten Kordu aldı.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, deprem bölgesinde uygulanan yerinde dönüşüm desteklerinin yetersiz kaldığını savunarak, "Bu destek artırılmazsa vatandaşların yerinde dönüşüm projeleri bitirilemeyecek ve birçoğu yarıda kalacaktır." dedi.
DEM Parti'li milletvekilleri Genel Kurulda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.
DEM Parti Siirt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere değinerek, "Bir hak ve irade gasbı olarak kullanılan kayyım uygulaması, yarattığı tüm toplumsal ve siyasal yıkımın yanı sıra bölgede ekonomik yıkımı da hızlandırmış, önemli ölçüde doğa talanına yol açmıştır." diye konuştu.
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, bu çağın en önemli sorunlarından birinin iklim krizi olduğunu, çok tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Akın, "Bu tehlikeli durum karşısında mücadele ciddiyet, samimiyet, tutarlılık ister ama tutarlılık, ciddiyet ve samimiyet sözcükleri ile AKP iktidarının bir araya getirilmesi maalesef mümkün değil. Yürütülen politikalar iklim krizi sorununu çözmekten uzak. Bu iktidarın icraatları iklim krizini çözmek bir tarafa daha fazla derinleşmesine sebep oluyor." görüşünü savundu.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman'a giderek vatandaşların sorunlarını dinlediğini aktardı.
Adıyaman şehir merkezinde yıkılmayı bekleyen yüzlerce bina olduğunu belirten Şenyaşar, yapımı biten köy evlerinin halka teslim edilmediğini iddia etti.
Yerinde dönüşüme verilen desteklerin yetersiz kaldığını savunan Şenyaşar, "750 bin hibe, 750 bin lira kredi miktarının günümüz koşullarında bir dairenin maliyetini karşılayamayacağını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bu destek artırılmazsa vatandaşların yerinde dönüşüm projeleri bitirilemeyecek ve birçoğu yarıda kalacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Suriye ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini, hükümetin uyguladığı politikaların, yaşanan olumlu gelişmelere negatif etkisinin olacağını ileri sürdü. İmralı ziyaretini anımsatan Öcalan, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı ve partisi 22 yıldır bu ülkede iktidar, olumlu veya olumsuz birçok şeyi yaptı, gelmediği makam, temsil etmediği nokta kalmadı ama Kürt meselesini çözerse farklı durumları aşıp farklı noktalara gelebilir. Sayın Erdoğan bu sorunun çözümünde inisiyatif alırsa, rolünü oynarsa bu ülke bambaşka bir noktaya gider. Orta Doğu'ya barış ihraç eden, Orta Doğu'nun barış merkezi haline gelir. Diğer bir konu da bu meselenin içinde milliyetçiler olmazsa bu sorun çözülmez ya da çözümü çok zor olur. Çünkü milliyetçilerin bu çözüm sürecinde yer alması gerekiyor. Orası ikna edilirse, bu ülkenin geleceği, demokrasisi için ikna edilirse bu ülke Orta Doğu'da vizyonu olan bir devlet haline gelir. Bu ülke o zaman Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, Sünnilerin, Ezidilerin de devleti olur."
DEM Parti Van Milletvekili Mahmut Dindar, Türkiye'de sanayi ve hizmetler alanında istihdam edilenlerin büyük çoğunluğunun küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalıştığını belirtti.
SGK verilerine göre, Türkiye'deki sigortalıların yüzde 78'inin KOBİ'lerde çalıştığını dile getiren Dindar, "İş yeri sayısı olarak incelediğimizde ise her 100 iş yerinin 99'u bu kapsamdadır. KOBİ politikası aslında üretim, yatırım ve istihdam politikasıdır. Ancak her yıl KOBİ'lerin yüzde 15'i kapanmakta ve TÜİK verilerine göre yarım milyon insan buralarda işini kaybediyor. KOBİ'ler bitme noktasına geldi." ifadesini kullandı.
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, "Tekstil sektöründe bölgesel teşvikler yüzünden haksız rekabet yarattınız. İş insanlarının bölgesel değil sektörel teşvik talebi var." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2025 yılı bütçeleri üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, rakamlara bakınca ülke sanayisinin mevcut durumunun kötü olduğunu, ekim ayı Sanayi Üretim Endeksi'nin bir önceki yıla göre, yüzde 3,1 düştüğünü söyledi. Yüzde 50 faizle yatırım, ihracat yapmanın imkansız olduğunu vurgulayan Bakırlıoğlu, "Baskılanan talep, baskılanan döviz kuru, yüksek enflasyon, yüksek ticari faiz oranları, daralan dış talep; tüm bunlar sanayi sektörünü işin içinden çıkılmaz bir hale getirmiş durumda. Sorun sadece para politikalarından kaynaklanmıyor, Türkiye sanayisizleşiyor." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, iktidarın idari, mali ve hukuki anlamda CHP'li belediyeler üzerinde bir baskı yarattığını savundu. Zeybek, "İdari anlamda, yasanın belediyelere vermiş olduğu plan yapma yetkisini şurasından burasından dokunarak üzerine almaya çalışıyorlar. Peki, belediyelerimiz plan yapmada başarısız olduğu için mi siz bu yetkiyi kendinize alıyorsunuz?" dedi.
Görevlendirmelerle, belediyelere müdahale edildiğini söyleyen Zeybek, "silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak" suçundan tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer'i hatırlattı. Zeybek, "Tertemiz, pırıl pırıl profesör Doktor Ahmet Özer'i, kırk beş yıl bu devlete hizmet etmiş bir kişiyi, sahte belgelerle, uydurma delillerle, gizli tanıklarla, olmayan iddianameyle şu an içeride tutuyorsunuz." ifadelerini kullandı.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, kürsüye Marmara Denizi ile Ergene Nehri'nden getirdiği su örneklerinin yanı sıra Kazdağları'nda kesilen ağaçların parçalarıyla çıktı. Aygun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin çevre etki değerlendirmesi açısından bakıldığında, sıfır bütçesi olduğunu savundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un, bakanlığının bütçesinin komisyondaki görüşmelerine İzmir Körfezi'nden su örneği getirdiğini hatırlatan Aygun, kendisinin de Ergene Nehri'nden su örneği getirdiğini belirtti. Aygun, Ergene Nehri'nin temizlenmesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının başarısız olduğunu ileri sürdü.
Aygun'un konuşmasının ardından yanında getirdiği su örnekleri ile kozalak ve ağaç parçalarını, komisyon sıralarında oturan Kurum'un önüne bırakması Genel Kurulda tartışmalara neden oldu.
AK Parti ve CHP milletvekilleri arasındaki tartışmanın devam etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime ara verdi.
Aranın ardından Meclis Başkanvekili Önder, bakanların bulunduğu yere ya da herhangi bir milletvekilinin oturduğu sıraya, kendi daveti olmadan bir şey götürülmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı.
- "Hatay'a vadettiğiniz konutların ancak yüzde 12'sini teslim ettiniz"
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerdeki rezerv alan uygulamasını eleştirdi. Güzelmansur, "rezerv alanda halkın istediği olacak" sözünün tutulmadığını ifade etti.
Deprem sonrası yapılan konutları hatırlatan Güzelmansur, "Bir yıl içerisinde 319 bin konut yapma sözü verdiniz, iki yılda teslim ettiğiniz, konut sayısı 160 bin, buna da 'şükür' diyorsunuz. Hatay'a vadettiğiniz konutların ancak yüzde 12'sini teslim ettiniz." değerlendirmesinde bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan da yüksek teknoloji yoğun sektörlerde Türkiye'nin ihracatının artmadığını, ihracatın yüzde 1'ler seviyesinde olduğunu söyledi. Arslan, "Bizim gibi ülkeler, orta gelir tuzağından kurtulmak istiyorsa yoğun teknoloji üretiminin, yüzde 1'lerin üzerine çıkması gerekiyor. Tekstil sektöründe bir daralma var. Tekstil sektöründe sadece 2 yılda, 2 milyar 221 milyon dolar eksideyiz, ihracatımız azalmış."diye konuştu.
-"Kmer dilinde hepiniz adına 'hoş geldiniz' dedim"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kamboçya Senato Başkanı Hun Sen ile birlikte Genel Kurulu ziyaret etti. Kordiplomat Locası'ndan bir süre Genel Kurulu takip eden Hun Sen'i anons eden TBMM Başkanvekili Önder, daha sonra kullandığı kelimelerin Kmer dilinde olduğunu belirterek, "Bilinmeyen bir dil olmasın, Kmer dilinde hepiniz adına 'hoş geldiniz' dedim." sözlerini sarf etti.
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı da Türk sanayisinin verilen yanlış teşvikler ve yanlış üretim modellerinden dolayı ithalata bağımlı olduğunu dile getirdi.
Arpacı,"Birçok sanayi kenti şikayetçi, tekstil sektöründe bölgesel teşvikler yüzünden haksız rekabet yarattınız. İş insanlarının bölgesel değil sektörel teşvik talebi var." dedi.
- "Şikayetini bana, oyları AKP'ye atıyorsunuz"
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Güneydoğu Anadolu Projesi'ne yatırım yapılmamasının bölgenin gelişimini engelleyen siyasi bir ihmal olduğunu, bunun Anayasa'ya da aykırı olduğunu belirtti. Tanal, "Açıkça bu kalkınma suçudur." dedi.
Şanlıurfa'nın sorunlarını anlatan Tanal, konuşmanın sonunda Şanlıurfalılara seslenerek, "Şikayetini bana yapıyorsunuz, oyları AKP'ye atıyorsunuz; işte geldiğimiz nokta bu." ifadesini kullandı.
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin (DOKAP) Amasya, Artvin, Bayburt, Çorum, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun, Tokat ve Trabzon illerinin ekonomik yapısını güçlendirmek, doğal kaynaklarını ve çevre kapasitesini koruyarak uzun dönemli sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak için 2011 yılında beş yıllığına kurulduğunu, 2 kez süresinin uzatıldığını söyledi.
Suiçmez, "Süreli bir kuruluş olması nedeniyle uzun vadeli planlamayı yapamaması, kurumun ihtiyaçlarının yeteri kadar dikkate alınmaması ve kurumsallaşmanın sağlanmaması nedeniyle DOKAP'ın hedeflenen amaca ulaşması engellenmekte." dedi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları