loading
close
SON DAKİKALAR

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Avrupa Komünist Toplantısı'nda konuştu: Kapitalizm övgücülüğü anti-Marksizmdir!

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Avrupa Komünist Toplantısı'nda konuştu: Kapitalizm övgücülüğü anti-Marksizmdir!
Tarih: 02.12.2024 - 21:48
Kategori: Siyaset

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan başkanlığındaki TKP heyeti Avrupa Komünist Toplantısı’ndaydı. Okuyan; 'Avrupa Birliği’nin 'ilerleme' olarak selamlanması ihanettir.'

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan başkanlığındaki TKP heyeti, Yunanistan Komünist Partisi tarafından Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen ve Avrupa’dan 20 komünist ve işçi partisinin katıldığı Avrupa Komünist Toplantısı'ndaydı.

Avrupa komünistleri Avrupa Birliği’nin merkezi Brüksel’de bir araya gelerek emperyalist merkeze karşı ortak mücadelelerini konuştu. 

TKP’nin kurucuları arasında yer aldığı Avrupa Komünist Hareketi’nin kuruluşunun birinci yıldönümünde düzenlenen AKH Genel Kurulu'nda AKH’nin bir yılı değerlendirildi, gelecek dönem faaliyet planı kararlaştırıldı.

Faaliyet planına göre Filistin, Lübnan ve Suriye halklarıyla dayanışma gündemiyle yapılacak bir sonraki toplantı Ocak ayında TKP ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak.

Ayrıca TKP ve Yunanistan Komünist Partisi heyetleri Genel Sekreterler Kemal Okuyan ve Dimitris Koutsumbas’ın katılımıyla ikili görüşmede bir araya gelerek karşılıklı olarak ülkelerindeki gelişmeler hakkında birbirlerini bilgilendirdiler.

Program, Yunanistan Komünist Partisi tarafından Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen ve Avrupa’dan 20 komünist ve işçi partisinin katıldığı Avrupa Komünist Toplantısı ile devam etti.

Avrupa Parlamentosu’nda yer alan faşist vekillerin etkinliğin yasaklanması için bir süredir yürütmekte oldukları imza kampanyası komünistlerin kararlılığı ile boşa çıkarıldı ve anti-komünist kampanyaya rağmen etkinlik planlandığı gibi düzenlendi.

“Emperyalist savaşların, kapitalist sömürünün ve anti-komünizmin AB'si ve Lenin'in güncelliğini koruyan ‘Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine’ çalışması” teması ile düzenlenen etkinliğe Kemal Okuyan da konuşmasıyla katkı sundu. 

Lenin'in 109 yıl önce kaleme aldığı makalenin taşıdığı güncel değerlere işaret eden Okuyan, bugün “iyi” bir kapitalizmden söz etmenin, emperyalist saldırganlığa “demokrasi” adına alan açmanın, sosyalist devrimin biricik seçenek olduğu gerçeğini inkar etmenin Marksizmden bir kopuş olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

'Avrupa Birliği’nin 'ilerleme' olarak selamlanması ihanettir' 

Okuyan'ın “Avrupa Birleşik Devletleri'nden Avrupa Birliği'ne: Kapitalizm övgücülüğü anti-Marksizmdir” başlıklı konuşmasının tam metni şöyle: 

Lenin’in kitap, makale ve konuşmaları hep bir amaca dönüktür. Dilini çok iyi kullanan bir yazar ve keskin bir hatip olmasına karşın, kafasında hep sosyalizm mücadelesinin o ana denk düşen gereksinimleri vardır, bu anlamda lüzumsuz söz söylemeyen, kağıt harcamayan bir devrimcidir Lenin.

Belki de bu nedenle onlarca ciltten oluşan toplu eserlerini baştan sona okuduğumuzda, kısa telgraf metinleri dahil olmak üzere, birbirini tamamlayan, yaratıcı, dinamik, “tek bir eser” okuyormuş hissi uyanıyor.

Ancak yine de 1915 yılında kaleme aldığı “Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine” makalesinin muazzam yoğunluğuna insan şaşırmadan edemiyor. Söz konusu olan, 1500 sözcükten daha kısa bir metin. Kısa ama üzerine kapsamlı bir kitap yazılabilecek şimdi yaptığımız gibi toplantılar düzenlenebilecek önemde bir makale bu.

Kuşkusuz her metin, yazıldığı tarihsel bağlam gözetilerek ele alınmalı ama aynı zamanda taşıdığı güncel değer ortaya çıkarılmalı ve aradan geçen süre bağlamında yazarın doğrultusuna ihanet etmeden yeniden üretilmelidir.

Bu yaklaşımla, bundan 109 yıl önce yayınlanmış “Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine” makalesi için neler söylenebilir:

  1. Makale, Lenin’in Emperyalist Savaş 1914’te patladıktan sonra uluslararası işçi hareketinde tanık olunan kafa karışıklığı, kriz ve ihanete karşı geliştirdiği tutumun ürünü olan diğer çalışmalarla ve 1916’da yazdığı Emperyalizm kitabı ile birlikte ele alınmalıdır. Bütün bu yazılı ve sözlü katkılar, en karanlık ve umutsuz anlarda dahi Lenin’in sosyalist devrim perspektifinden ayrılmadığının kanıtıdır.
  2. Lenin, sermaye ihracı ve dünyanın “gelişmiş” ve “uygar” sömürgeci güçler tarafından paylaşımı gibi olgularla açıklanabilecek olan “emperyalizmin ekonomik koşulları”nda Avrupa Birleşik Devletleri’nin imkansız ya da gerici bir birlik olacağını ifade etmektedir. İmkansızlık “bir avuç” gelişmiş kapitalist ülkenin birbirleri arasındaki çelişkilerden, gericilik ise bu türden bir birliğin hem o “bir avuç” ülkenin hem de dünyanın geri kalan kesiminin emekçi halkları için ortaya çıkaracağı ekonomik ve siyasal yıkımdan kaynaklanmaktadır.
  3. Lenin dünyanın “bir avuç” güç tarafından paylaşımından söz ederken, geri kalan ülkelerdeki mevcut sınıfsal egemenlik biçimlerini aklamak gibi bir tutuma asla sahip değildir. Ancak bugün de olduğu gibi, o yıllarda da kapitalizm dünya ölçeğinde yalnızca eşit dağılmamış aynı zamanda ülkeler uluslararası alanda farklı roller üstlenmiştir. Bu nesnel bir olgudur ve Lenin’in makalede “mutlak” diye tanımladığı eşitsiz gelişme yasasının ürünüdür. Bundan yüz yıl öncesine göre büyük imparatorluklar dağılmış ve sömürgecilik o biçimiyle tasfiye olmuş olsa da, kapitalizm hem tek tek ülkelerde hem de dünya ölçeğinde eşitsizlik üretmeye devam etmektedir. Bu eşitsizliklerin ekonomik ve siyasal boyutları vardır.
  4. Lenin’in sosyalist devrimin ilk önce bir ya da birkaç ülkede gerçekleşebileceğine dair vurgusunu kapitalizmin eşitsiz gelişme yasası ile birlikte ele alması da son derece anlamlıdır. Çünkü eşitsiz gelişme yasası kriz dinamiklerinin de eşitsiz dağılması anlamına gelir ve Marx’ın defalarca vurguladığı gibi devrimler kriz dönemlerine denk düşer. 1914 öncesinde sosyal demokrat partilere egemen olmaya başlayan “sosyalizme krizsiz geçiş” düşüncesi yalnızca sınıf mücadelesinden vazgeçme anlamına geldiği için değil aynı zamanda kapitalizmin en temel gerçekliğinin inkarı anlamına da geldiği için Lenin bu konuya büyük bir önem vermiştir.
  5. Yıllar sonra, bu kez somut bir emperyalist proje olarak ortaya çıkan Avrupa Birliği’nin bir kısım sözde Marksistler tarafından bir “ilerleme” olarak selamlanması aynı ihanetin ürünüdür. Krizsiz ve istikrarlı bir Avrupa’da toplumların hem refah hem de özgürlük açısından güvenceye alınacağına ilişkin beklenti, düzen siyasetinin konfor alanına sığınmak ve Marksizmden mutlak olarak kopmak anlamına gelir. İstikrarlı ve çelişkisiz bir Avrupa Birliği’nin hayal olduğunun açık bir biçimde ve defalarca kanıtlandığı onca yılın ardından Avrupa’nın birçok noktasında “kriz”lerden beslenen sağcı, hatta faşist hareketlerin ortaya çıkmış olmasının bir nedeni devrimci işçi hareketinin bu yanılsama nedeniyle yarattığı büyük toplumsal ve siyasal boşluktur.
  6. Bugün 2024 yılında, “iyi” ya da “istikrarlı” bir kapitalizmden söz etmek, kapitalizmi demokratikleştirmeye ya da reforme etmeye çalışmak, emperyalist saldırganlığa “demokrasi” ya da “özgürlük” adına alan açmak, emperyalist savaşlarda taraf tutmak, şu ya da bu ülkede kapitalist bir iktidara karşı bağımsız bir sınıf tavrını ertelemek, sosyalist devrimin bütün ülkelerde güncel ve biricik seçenek olduğu gerçeğini inkar etmek, Marksizmin bir varyantı olarak değil, Marksizmden bir kopuş olarak görülmek durumundadır. Lenin’in makalesinden çıkaracağımız güncel sonuç budur.
Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları