loading
close
SON DAKİKALAR

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutukluluk halinin devamına karar verildi

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutukluluk halinin devamına karar verildi
Tarih: 23.12.2022 - 15:21
Kategori: Gündem

Milli Savunma Bakanlığı vekili, davaya katılma talebinde bulundu. MSB'nin katılma talebi reddedildi. Mahkeme de MSB'nin suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığını belirterek, katılma talebinin reddine karar verdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kimyasal silah kullandığına yönelik iddiaları yorumlarken kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek hakkında, "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açılan Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı dava 23 Aralık 2022 Cuma günü görüldü. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, davayı 29 Aralık 2022'ye erteledi.

Prof. Dr. Fincancı’nın Çağlayan’da görülecek ilk duruşması öncesi, adliye önündeki alan, polis tarafından kapatıldı. Fincancı, duruşmaya jandarma eşliğinde getirildi. Fincancı’nın avukatları ile Milli Savunma Bakanlığı vekili de duruşmada hazır bulundu. Fincancı, mahkeme salonuna getirildiğinde, izleyiciler tarafından alkışlandı.

Duruşmaya; CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Şeker ile Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Oya Ersoy ve Dilşad Canbaz, TİP Milletvekili Ahmet Şık izleyici olarak katıldı. Duruşmaya, İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da geldi. Mahkemeye, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve ABD İstanbul Konsolosluğu’ndan temsilciler katıldı. Türkiye'nin farklı illerinden tabip odalarının başkanları da Fincancı'ya destek olmak için duruşmada hazır bulundu. Mahkeme, savunmayı üç avukatla sınırlandırdı.

Duruşma, Fincancı’nın kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı. Duruşmada söz alan Fincancı,“Tıbbi görüşüm, kriminalize edildi. O yayında kısaca ön tanımdan söz ettim. Videoda bazılarında kimi belirtiler vardı. Ama etkilenmemiş olanlar da vardı. Etkilenenlerden birinin ağzında köpükler geliyordu. Bir araştırma ihtiyacından söz ettim. Bilimsel ve ifade özgürlüğü hakkımın kullanıldığı görülebilir" ifadelerini kullandı.

Daha büyük bir salon talebi reddedildi

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, duruşma salonunun küçük olduğunu, izleyici ve avukatlarının çoğunun salona giremediğini belirterek, mahkemeden daha büyük bir salona geçilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı, sanık müdafilerinin sayısının üç avukatla sınırlandırıldığını ve mevcut duruşma salonunda duruşmaya devam edileceğini söyledi.

"Üç avukat sınırlaması uygulaması bu davada uygulanamaz"

Eski İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, müdafi sayısının üç ile sınırlandırılmasına karşı çıkarak, mahkemenin böyle bir uygulama yapamayacağını söyledi. Örgüt suçlarındaki üç avukat uygulamasının istisna hallerinde uygulanabileceğini belirten Yücel, bu dava için söz konusu kısıtlayıcı düzenlemenin uygulanamayacağını savundu.

Mahkeme Başkanı, itirazlara rağmen savunma için üç avukat sınırlaması uygulamasına devam edeceğini belirtti.

Duruşma salonunda çok sayıda jandarmanın bulunması yüzünden vekillerini göremediklerini ve bunun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini söyleyen Fincancı'nın avukatları, jandarmanın müvekkilleri ile kendileri arasından çekilmesini istedi. Mahkeme başkanı ise duruşmayı başlattığını söyledi.

Hâkimin ifade tarzına itiraz

Mahkeme Başkanı, Fincancı'ya, "sen" diye hitap edince avukatlar itiraz ederek, nezaket kuralları gereği müvekkillerine, "sen" yerine, "siz" diye hitap etmesini istedi. Hâkim ise, "ne diyeyim, sanık kendisi" dedi. Avukatlar ise, müvekkilleri sanık olduğu için istediği gibi hitap edemeyeceğini söyledi.

"İfade tarzınızdan hakkımda zaten hüküm verdiğinizi düşünüyorum"

Prof. Dr. Fincancı, mahkemedeki beyanında şunları söyledi:

"İfade tarzınızdan zaten hakkımda hüküm verdiğinizi düşünüyorum. Yaş olarak sizin zamanlarınızda hukuk fakültelerinde ders vermiş biri olarak bana 'sen' diye hitap edemezsiniz. İstanbul’a getirilme koşullarım da çok kötüydü. 64 yaşındayım. Çeşitli hastalıklarım var, sevk araçları insan sağlığına zararlı. Bugün ağrım vardı, bu ağrıyla savunma yapacağım, savunma değil bir suç işlemediğim için beyanda bulunacağım. O güvenlikli aracın içinde benim elimde silah mı vardı da elimde kelepçe ile 5,5 saat boyunca yolculuk yaptım. Benim tek silahım kalem.

“Almanya'dan döndüğüm halde kaçacağım ihtimaliyle tutuklandım”

Türkiye'de yaşayan herkes için ilginç olduğunu düşündüğüm bu durumda neyse ki suçlu olmadığımı unutmuyorum. Önce hekim kimliğimle başlamak istiyorum. Bir hekim, sesini duyuramayanların avukatı olmalı. Zarar verenin değil, görünür kılanın cezalandırıldığı bir ortamda ne yazık ki zorunlu emekliliğim geldiği için emekli oldum. Almanya'dan döndüğüm halde kaçacağım ihtimaliyle beni tutukladılar. Adli tıp uzmanlığıma rağmen, iddiaları soruşturmayıp, linç girişimini başlattılar.

“Adli tıp uzmanı olarak sorulan görüşüm kriminalize edilmekte”

Bir adli tıp uzmanı olarak sorulan görüşüm, kriminalize edilmek istenmekte. Propaganda iddiasıyla yargılandığım yayın, 7 dakikalık bir konuşmadır. Bana sorulan sorulara yanıt verdim. Yayında kısaca bir ön tanıdan bahsettim. Videoda, karanlık bir ortamda görünen kişilere etki eden maddeler vardı. Videodaki kişide ağzından gelen kanlı köpükler ve ani kasılmalar vardı. Videodaki belirtiler üzerine yaptığım, belli ki bir toksik oluştuğu üzerine yaptığım konuşma bir ön tanıdır.

Yayın organının niteliği üzerinden bilimsel açıklamalarım suç sayılıyor. Bir insan hakları savunucu olarak hangi kanala, kimin yayınına bağlandığım benim için önemli değildir. Hak kullanımı suç olarak tanımlanamaz.

“Başkanlık nedeniyle bizi kimliklerimizden ayıramazsınız”

TTB Merkez Konseyi Başkanlığım üzerinden diğer kimliklerimden arındırılmak isteniyorum. Topluma karşı sorumluluklarımız var. İkinci başkanımız hala yetkin bir beyin cerrahı olarak görevine devam ediyor. Başkanlık yüzünden bizi hekimlik kimliğimizden ayıramazsınız.

“Ağaçlardan bile söz etsek suç sayılacak bir dönemdeyiz”

Söz konusu suç ise nasıl bir dönemde yaşıyoruz ki ağaçlardan bile söz etsek suç sayılacak. İnsanlığa karşı suçlara karşı çıkmaktan, yaşam haklarının ihlal edilmesine karşı çıkmaktan, ağacımıza, börtü böceğe sahip çıkmaktan, savaşlara karşı durmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu yaşam biçimine verilen addır. Bu duruşumuzu suç saymaya çalışmak beyhudedir."

Savcı, MSB'nin katılma talebinin reddedilmesini istedi

Milli Savunma Bakanlığı vekili, davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı, bakanlığın suçtan zarar görmediğini kaydederek, talebin reddedilmesini talep etti.

MSB'nin katılma talebi reddedildi

Mahkeme de MSB'nin suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığını belirterek, katılma talebinin reddine karar verdi.

Bakanlığın avukatı, talebi reddedildiği halde beyanda bulunmaya devam etmek istedi. Bunun üzerine Fincancı'nın avukatları, talebe ilişkin karar verildiğini hatırlatarak, bakanlık avukatının beyanda bulunamayacağını belirtti.

"Müvekkil, katıldığı yayın organının niteliği nedeniyle suçlanıyor"

Duruşmada beyanda bulunan Fincancı'nın avukatları, müvekkillerinin tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, söz konusu suçlamanın, Prof. Dr. Fincancı'nın, yayınına katıldığı yayın kuruluşunun niteliği nedeniyle yapıldığını iddia etti. Avukatlar, Fincancı'nın tahliyesine karar verilmesini talep etti.

Savcı tütalaasında 7,5 yıl istedi

Avukat beyanlarının ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, Fincancı'nın iddianamedeki suç ile 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Savcı, Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme, daha sonra duruşmaya 1 saat ara verdi.

"Kaçma şüphesi akla yatkın değil"

Aranın ardından devam eden duruşmada Fincancı, tutukluluğun devamını talep edilmesiyle ilgili şunları kaydetti:

“Cezaevinde olmak çok zor ama benim gibi insan hakları savunucusu için bulunmaz nimet. Bir arkadaşım, 'devlet kendi eliyle hapishaneye müfettiş tayin etti' demişti.

Kaçma şüphesi akla yatkın değil. Hakkımda soruşturma açılması ve pek çok saldırıya rağmen Almanya'dan döndüm. Dünyanın her yerinde adli tıp uzmanı olarak çalışabilirim ama bu topraklarda doğdum, bu halklara borcum var.

100 binden fazla üyesi olan bir meslek örgütünün, TTB'nin başkanıyım ve onlara saygım var. Ben, aklımın gücüyle görevlerimi kendim edindim. Devletin verdiği görevleri değil, TTB'li meslektaşlarımın verdiği görevi yaptım."

Avukat Veli Küçük: Masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir, tahliye kararı verilmelidir
Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Avukat Veli Küçük, "100 bin hekimin temsilcisi Şebnem Korur Fincancı'nın tutukluluğunun hiçbir hukukiliği yoktur. Masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. Tahliye kararı verilmelidir" dedi.

Avukat Meriç Eyüboğlu, “Bu siyasi iklimde artık muhalif olmak bile gerekmiyor. Bu davalar iktidara en ufak bir itirazı olan herkesedir. Tutukluluğun devamına karar verirseniz tarih bunu da yazacaktır”  diyerek, Fincancı’nın tahliyesini talep etti.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi ise, Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, davayı 29 Aralık 2022'ye  erteledi.

Kaynak : Ajanslar

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları