Atık yengeç ve karides kabuklarından iyileştirmeyi hızlandıran bir nanolif yapmayı öngören iki öğrencinin başvurusu TÜBİTAK tarafından reddedilince, ABD'de dünya çapında düzenlenen yarışmada altın madalya kazandı.
TED Antalya Koleji öğrencilerinden 11. sınıf öğrencisi Mehmet Can Dursun ile 12. sınıf öğrencisi İrfan Efe, TÜBİTAK liselerarası proje yarışmasına katılmak için kimya öğretmenleri Gülay Demirci danışmanlığında bir proje hazırladı. Atık yengeç ve karides kabuklarından iyileştirmeyi hızlandıran bir nanolif yapmayı öngören iki öğrencinin başvurusu TÜBİTAK tarafından reddedilince, iki öğrenci bu kez de ABD'de dünya çapında düzenlenen liseler arası yarışmaya başvurdu.
Türkiye'de ilk dönemlerde pek ilgi görmeyen proje, ABD'de 54 ülke 2 bin 450 proje arasından dünya 1'incisi oldu. Öğrenciler altın madalya kazandı. İki öğrenci ile öğretmenleri, 20-22 Ocak'ta İzmir'de düzenlenen 1. Diyabet Teknolojileri Sempozyumu'na davet edilerek bir sunum yapmaları istendi. Öğrencilerle öğretmenlerine sunumun ardından Hacettepe Üniversitesi Endokrinoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Selçuk Dağdelen ve Ege Üniversitesi Endokrinoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Damla Gökşen tarafından teşekkür plaketi verildi.
TED Antalya Koleji Kimya Öğretmeni Gülay Demirci, proje hakkında bilgi verdi. Demirci, "Atık yengeç ve karides kabuklarından iyileştirmeyi hızlandıran bir nanolif yaptık. Bu şekilde özellikle diyabet hastalarının geç iyileşen yaralarında, yanık yaralarında ve yatalak hastaların yaralarında kullanılabilecek. Biz bunu TÜBİTAK liselerarası proje yarışması için yapmıştık. Bizim bağlı olduğumuz TÜBİTAK'ın Konya bölgesine sunduk ve ret cevabı aldık. Bunun üzerine biz de ABD'deki dünya çapında olan liselerarası proje yarışmasına başvurduk. Oraya çağırıldığımızda çok mutlu olduk, alanımızda da altın madalya aldık. Türk Bayrağı'nı o sahnede dalgalandırmak çok gurur vericiydi. Birçok kullanım alanı yaratılabilir. Uzun süre iyileşmeyen yaralar mikrop kapabiliyor. Bu ürünün hızlı bir şekilde kanı durdurma özelliği de var. Kitosan'ın toz halinin Irak savaşı sırasında ABD askerleri tarafından kanın durdurulması için kullanıldığını biliyoruz. Bizim amacımız bu ürünü günlük yaşamda insanların kullanabileceği konuma getirmek. Çalışmalarımız devam ediyor, sanayicilerimiz de bize destek olmak istiyorlar. Biz bu ürünün üretime geçmesini istiyoruz ama henüz bir sanayici ile masaya oturmuş değiliz" dedi.
Projenin ortaya çıkması öncesinde çok fazla çalıştıklarını dile getiren 11. sınıf öğrencisi Mehmet Can Dursun, "9. sınıfta karbonhidratlarda 'kitin' adlı maddeyi görmüştüm, onu araştırmaya başladım. Daha sonra Kitin'in Kitosan olan başka bir türevini gördüm, bunun da ABD askerleri tarafından yara iyileştirici olarak kullanıldığını fark ettim. Bu konu üzerine daha çok araştırma yaptım. Sonra öğretmenime danıştım, arkadaşımla ortak bir proje hayata geçirdik. Bu projenin herkese ulaşabilmesi ve ürün olarak piyasaya çıkabilmesini istiyoruz. Makul bir fiyatı var ve eğer yaygınlaşırsa ülkemize de yararlı olacaktır. Gelecekte genetik mühendisi veya doktor olmak istiyorum" diye konuştu.
Nanolifi yaranın üstüne koyduktan sonra kendiliğinden yok olduğunu söyleyen 12. sınıf öğrencisi İrfan Efe Boztepe, "Projeyle ilgili çok çalıştık. İlk dönemlerde Türkiye'de ilgi göremedik çok üzülmüştük. Sonra yurtdışından sonra gelen teklifle çok mutlu oldu. Hem ülkemizi de temsil etme fırsatı bulduk. Hem de hastalara yeni bir umut vermiş olduk. Projemiz yatalak ve diyabetik hastalara yönelik olduğu için halkımız adına da önemli olduğunu düşünüyorum. Elimizdeki verilere göre bizim yaptığımız ürünün yaraları diğer ürünlere göre yüzde 30 daha hızlı iyileştirdiğini gördük. Aynı zamanda bunu vücudunuza koyduğunuzda geri çıkartmanıza gerek kalmıyor orada yok olup gidiyor. Yaranız da hava alıyor, yapay deriden daha pratik. Ben küçüklüğümden beri doktor olmak istiyorum, umarım bu hayalime ulaşırım" dedi.
DHA