loading
close
SON DAKİKALAR

Tüm yönleriyle Ankara'nın kalbine saldırı

Tüm yönleriyle Ankara'nın kalbine saldırı
Tarih: 24.02.2016 - 11:54
Kategori: Söyleşi

Hürriyet'ten Ahmet Hakan, Güvenlik Analisti Metin Gürcan'la Ankara Saldırısının ayrıntıları üstüne çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi.

Hürriyet'ten Ahmet Hakan, Güvenlik Analisti Metin Gürcan'la Ankara Saldırısının ayrıntıları üstüne çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi.

İşte o röportaj:

Metin Gürcan... Güvenlik analisti...
Soğukkanlı, akılcı, hamasete saplanmayan, saha gerçeklerini göz önünde bulunduran, taraf olmadan yorum yapan, çözüm odaklı eleştirilerde bulunan bir isim...

Hem eski bir asker hem de bir akademisyen... Metin Gürcan’a son Ankara saldırısıyla ilgili 10 yaşamsal soruyu sorduk... İşte yanıtları.

1-Farklı hikâyelerin çarpıştığı algı savaşları yapılıyor

Devlet, “PYD yaptı” dedi, olayı TAK üstlendi. Nedir bu işin aslı?

*

METİN GÜRCAN: PKK’yla mücadele eskiden kırsaldaydı. Bu yüzden bildiğimiz tek gerçek, Ankara’nın hikâyesi olurdu. Toplum ve hatta PKK, bu hikâyeyi tek doğru kabul ederdi. Ama şimdi çatışmanın doğası değişti. Çatışma artık zihinlere kaymış durumda. Farklı hikâyelerin çarpıştığı algı savaşları, sahadaki mücadeleden daha önemli hale geldi. Ankara, saldırıdan sonra biraz da aceleci bir refleksle “YPG yaptı, net delillerimiz var” dedi. Bununla özellikle ABD ve Batı’ya “PYD eşittir siyah” mesajını vermek istedi. Diğer yandan PKK içinden çıkmış TAK da bu saldırıyı üstlendi. Bununla TAK, “PYD eşittir beyaz, suçlu benim” dedi. Ama gerçek şu: PYD, ne Ankara’nın iddia ettiği kadar “siyah” ne de PKK’nın iddia ettiği kadar “beyaz”. PYD, Suriye’deki tüm olay, olgu, aktör, süreç ve ilişkiler gibi “GRİ”. Ama Ankara, ne yazık ki “Suriye’de griyi nasıl yönetebilirim?” sorusuna odaklanmak yerine stratejik bir hata yaparak hem iç kamuoyunu hem de müttefiklerini “Siyah mı, beyaz mı? Tercihini yap” dayatmasına zorluyor. Ankara’nın bu ısrarı içeride daha çok siyasi, etnik ve mezhepsel kutuplaşmaya, dışarıda ise uluslararası alanda Ankara’nın Suriye konusundaki tutarlılığının azalmasına neden oluyor.

2-Bu saldırı tipi, mekânı ve hedefi açısından bir ilk

Saldırının gerçekleştiği yer ve zamanlaması açısından soruyorum: Bu saldırının mesajı ne?

*

METİN GÜRCAN: Bu saldırı, üç açıdan ilkleri barındırıyor:

BİR: İlk kez Ankara’da hareket halindeki araçla yapılan bir intihar saldırısı...

İKİ: Türkiye’nin stratejik merkezi sayılabilecek bir mekânda gerçekleştirilmesi açısından bir ilk...

ÜÇ: Genelkurmay Başkanlığı ile kuvvet komutanlıkları karargâhlarında çalışan askeri personel ile sivil memurları hedef alması açısından da Ankara’da bir ilk.

3-Atarlı üç-beş kişinin yapacağı bir iş değil

Çok profesyonel olduğu belli olan bu saldırı, yabancı istihbarat örgütlerinden destek almadan gerçekleşebilir mi?

*

METİN GÜRCAN: Bu tam bir profesyonel işi... Öyle adrenalinini etnik kimliği için yakmak isteyen atarlı üç-beş kişinin bir araya gelip yapabileceği bir eylem değil. Stratejik akıl dokunuşu var. Kim, nasıl dokunmuştur? Herkes kendi meşrebince cevaplar veriyor. Bu yanlış. Biz saldırgan ve onun irtibatta olduğu birincil ilişkilere değil, saldırganın içinde olduğu hücrenin irtibatta olduğu ikincil ilişkideki aktör ve yapılara odaklanmalıyız. Size bir soru: Bu saldırıda Türkiye’nin düşmanı kim? Saldırganın etnik kimliği mi, ülkesi mi? Yoksa siyasi amacı mı? Yoksa ilişkide olduğu aktör-yapılar mı? Saldırının griliği, işte tam da burada başlıyor. Bu açıdan “Ankara saldırısı”, doğrudan Ankara’nın stratejik aklına yönelik Türkiye’nin ilk “gri terör” eylemidir.

Tüm yönleriyle Ankara'nın kalbine saldırı

4-PKK, bu işleri IŞİD’den öğrendi

Yeni saldırılar beklenebilir mi?

*

METİN GÜRCAN: PKK, IŞİD’in mücadele tekniklerini çok iyi kopyalıyor. Eylem kararı alma, planlama, eylemin icrası ve finansmanı konusunda artık yerel hücrelerine inisiyatif veriyor. Bunu IŞİD’den öğrendi. Yani doğrudan PKK’nın hiyerarşik kademesinden talimat almayan ama kendi başına eylem planlayıp saldırı yapabilen otonom hücreler ve orta düzey karar alıcılar var karşımızda. Bu hücreler sahadaki gelişmeleri değerlendirip eylem yapabiliyor. Bu durum örgüt içi disiplini sert olan ve sıkı hiyerarşisi ile bilinen PKK için yeni bir şey. İşte PKK içindeki bu otonom hücreler, bir yandan en az maliyetle, en risksiz ve en etkin şekilde Ankara’yı sıkıştırıyor, diğer yandan da PKK’nın giderek yükselen uluslararası görünürlüğünü ve itibarını bu tarz terör eylemlerini üstlenerek yıpratmamış oluyorlar.

5-Ankara’nın PYD tezini kabul ettirmesi çok zor

Bu saldırı, dünyanın PYD’ye bakışını değiştirdi mi?GMETİN GÜRCAN: Hayır. Hele ki TAK açıklaması iletişim ortamını kirlettikten ve Ankara’nın söyleminin gücünü zayıflattıktan sonra. Şunu görmeliyiz: Ne yazık ki Ankara’nın “PYD eşittir siyah” tezi doğrultusunda Suriye’deki tezini kabul ettirebilme gücü şu an için çok zayıf.

6-İstihbarat zaafından daha çok siyasi akıl zaafı var

Bu saldırıda istihbarat ve güvenlik zafiyeti var mı?

*

METİN GÜRCAN: Bu saldırı, engellenmesi en zor saldırı tipidir. Bu nedenle bence istihbarat ve güvenlik zafiyetinden önce Türkiye’de siyasi ve entelektüel akıl zafiyetini tartışmak lazım. Size üç basit soru:

BİR: Ortada Kürtlerin adam yerine konmadığı İran, Suriye, Irak gibi ülkeler varken acaba genç Kürt bireyi Rojava ilhamlı bölgesel direnişinde niçin Türkiye’yi kendine baş düşman seçiyor? Bunda Ankara’nın yanlış politika tercihlerinin rolü yok mu?

İKİ: Acaba niçin Türkiye son bir yılda her türlü terör eyleminin amacına kolaylıkla ulaştığı, toplumsal bölünmenin her alanda yaşandığı bir ülke haline geldi?

ÜÇ: Genç Kürtler arasında yükselmekte olan Rojava ilhamlı romantik askerleşme süreciyle nasıl mücadele etmeliyiz? Şu anda Güneydoğu’da özel kuvvetler, SAT-SAS gibi Türkiye’nin en elit askerlerini kullanarak bu seçkin askerlere karşı sergilenen “direnişe” türküler yakıldığının, marşlar söylendiğinin farkında mıyız? Ne yazık ki Ankara, PKK ile çatışmasını “askerileştirdikçe”, karşılıklı etkileşim gereği PKK da askerileşiyor. Çünkü çatışma ilişkisel bir kavramdır. Bu nedenle bence asıl tartışılması gereken zafiyet, istihbarat zafiyeti değil siyasi ve entelektüel akıl zafiyetidir.


7-İç barışı tesis edecek bir tahkimat şart

Türkiye’nin yeni saldırılara hedef haline gelmemesi için ne yapması gerekir?

*

METİN GÜRCAN: Ankara saldırı sonrası “Önce güvenlik ve bunu sağlamak için sahada daha askeri tutum” yaklaşımını benimseyeceğinin sinyalini verdi. Bunun Türkiye’nin zaten iyice hassaslaşmış etnik, mezhepsel, siyasi fay hatlarını daha da gereceğini düşünüyorum. Bu saldırı kesin bir gerçeği artık Ankara’ya dayatıyor: Sahada askeri tahkimata önem vermek kadar Türkiye’deki toplumsal kutuplaşmayı azaltacak, çatışmaları soğutacak ve iç barışı tesis edecek, duygusal ve zihinsel tahkimata önem verme vakti geldi de geçiyor bile.



8-Suriye, Türkiye’nin iç siyasi tüketim malzemesi oldu

Türkiye’nin Suriye politikası neden hep başarısızlıkla sonuçlanıyor?

*

METİN GÜRCAN: Başarısızlığın üç temel nedeni var:

BİR: Birbirinden bağımsız gitmesi gereken Suriye dış politikası ile iç siyasetin birbirlerine yapışması ve Suriye’nin bir iç siyasi tüketim malzemesi haline gelmesi. Başkanlık referandumuna doğru gittiği gözlenen Türkiye’de giderek popüler siyasetin bir malzemesi haline gelen Suriye konusunda seçmen zihninde “algısal zafer” inşa etme zorunluluğu, sahadaki gerçeklikten daha önemli hale gelmiş durumda.

İKİ: Devlet bürokrasisi içindeki orta düzey çevreler ile devlete yakın entelektüel akademik çevreler, sahadaki gerçekliği değil de duymak istenilenleri söylüyorlar. Bu nedenle Ankara’nın Suriye konusundaki algıları, “Alice Harikalar Diyarında” modunda ve masalımsı bir havada şekilleniyor.

ÜÇ: Ankara, Esad rejimini ve PKK güdümündeki PYD’yi varoluşsal birer tehdit olarak görüyor ve “Esad-fobia” ile “Rojava-fobia”dan kurtulamıyor. Daha da kötüsü Suriye’de hızlı akan gelişmeler Ankara’ya bu korkuları gidermek için bir self-terapi yapma imkânı da vermiyor. Hele son dönemde Suudi Arabistan ile artan işbirliği ve ortak Suriye tasarımı çabaları, Ankara’nın “Sünni reflekslerini” daha da güçlendireceğe benziyor. Bu da bence hem iç siyasette hem de bölgesel anlamda mevcut fay hatları için ekstra yük demek.

9-PKK’yı yok etmek istiyorsak Rojava ve Kandil ne olacak

Bu saatten sonra Türkiye’nin Kürt politikasında esaslı bir değişim söz konusu olur mu?

*

METİN GÜRCAN: Ankara ne istiyor? PKK’yı yok etmek mi istiyor, yoksa onu belirli şiddet formlarından caydırmak mı istiyor? Eğer Ankara PKK’nın kökünü kazımak istiyorsa o zaman Irak’taki Kandil’in, Suriye’deki Rojava’nın ve Avrupa’daki PKK tabanının da kökünü kazıyabilecek mi? Bu yeni dönemde devlet ile terör örgütleri ilişkisinde iletişimde ibre, ne yazık ki terör örgütleri lehine dönüyor. Bu nedenle ne yazık ki Türkiye IŞİD ilhamlı ve dini motivasyonlu, yine Rojava ilhamlı ve etnik motivasyonlu yeni terör dalgaları ile tokuşacak. Asıl sorun bu tokuşma nedeniyle doğacak olan gerilimlerin nasıl yönetileceğidir. İşte tam da bu nedenle ben sınıra askeri tahkimat yapmak kadar 78 milyonu kuşatan bir vizyonla kalplere duygusal, beyinlere zihinsel tahkimat yapılmalı diyorum. Çatışma dinamiğinin soğutulması lazım. Ankara, mevcut ateşe söndürme niyetiyle “su” yerine “odun” atarsa bilinmeli ki o ateşin hararetinden çok etkilenecek. Ateşe gereğinden az “su” atarsanız o da benzin etkisi yapar. Şimdi soru şu: Ankara ateşe dökeceği suyu nereden bulacak? Çözüm sürecinde suyun büyük bir kısmını kullandık da...

10-Suriye’ye kara harekâtı pek mümkün değil

Türkiye’nin Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunma ihtimali yüksek mi? Devleti yönetenler bunu istiyor mu? Konjonktür buna izin verir mi?

*

METİN GÜRCAN: Ankara, Suriye’de oyuna bir şekilde geri dönmek istiyor. Ama bir kara harekâtı seçeneği pek mümkün değil. Ankara’da sahada şu iki şeyi yapmak istiyor:

BİR: Eğer ABD’yi ikna edebilirse, Suudi Arabistan ve Katar’ın da destek vereceği “Sünni Hava Gücü”nü Suriye içinde kullanmak...

İKİ: Fırtına obüslerini Kobani, Tel Abyad, Kamışlı başta olmak üzere PYD kontrolündeki bütün sınır hattı boyunca yerleştirmek... Ancak şunu unutmayalım: Suriye’deki gelişmeler baş döndüren hızda yaşanırken ne yazık ki Ankara’nın siyasi-stratejik aklı ya hep hazırlıksız yakalanıyor ya da reaktif bir tutumla gelişmelere arkadan yetişmeye çalışıyor.


Ahmet Hakan - Hürriyet

Fotoğraflar: Murat ŞAKA

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları