Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, 2023 yılı asgari ücretine dair yapılan görüşmeler sonrası basın toplantısında açıklama yaptı.
Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, "Dar ve sabit gelirli kesimlerin beklentisi ücretliler lehine vergi diliminde ayrım yapılmasıdır. Vergi çalışanların üzerinde inanılmaz bir yüktür" dedi.
Pevrul Kavlak, "Türkiye ne yazık ki asgari ücret ülkesi haline gelmiştir. Oran yüzde 50'lerin üzerinde. Asgari ücretin artırılması kadar önemli olan konu ülkemizde asgari ücretle çalışanların sayısının düşürülmesidir. Bunun için toplu pazarlık sistemi geliştirilmeli" ifadelerini kullandı.
Kavlak, işçilerin örgütlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, 2023 yılı asgari ücretine dair basın toplantısında açıklama yaptı.
Kavlak, "Asgari Ücret kadar geliri de vergi dışı bıraktık. Her çalışanın cebine 9200 lira para bıraktı. Hissedilmedi, matrah gerektiği kadar yükselmediği için hissedilmedi. Yılbaşında 13 bin 544 lira net alıyor. 12'inci ayda 12 bin 100 liraya düşüyor. 12'nci ayda 1400 lira kaybı oluyor. Yüzde 50'nin üzerinde vergi ödüyor, çarşı pazara gidiyor bir de KDV, emlak vergisi, taşıt vergisi ödüyor. Bunun mutlaka düzenlenmesi gerekir" değerlendirmesini yaptı.
Pevrul Kavlak, "Türkiye ne yazık ki asgari ücret ülkesi haline gelmiştir. Oran yüzde 50'lerin üzerinde. Asgari ücretin artırılması kadar önemli olan konu ülkemizde asgari ücretle çalışanların sayısının düşürülmesidir. Bunun için toplu pazarlık sistemi geliştirilmeli" ifadelerini kullandı.
TİM Başkanı'nın açıklamasına tepki
Türk-İş Genel Sekreteri, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe'nin "Asgari ücret 500--600 dolar olursa rekabetçiliğimizi kaybederiz" açıklaması için "Asgari ücretle ilgili konuşmayan sadece biziz. Herkes kendini yerini bilecek. Eğer onlar ihracat şampiyonu oldularsa işletmelerde çalışan emekçiler sayesinde olmuştur. Asgari ücret 400-500 Dolar olursa ihracat yapamayız diyorsa kendine işçi değil köle arıyor demektir" diye konuştu.
Kavlak, şunları söyledi:
"Mevcut vergi yapısıyla azalan gelirli olarak tanımlanması gerekir. Kamu ve özel sektörde çalışanların gelir vergileri kaynağından kesinti yapılarak ödenmektedir. Türkiye'de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık 3'te 2'si çalışanlar tarafından ödenmektedir. Ücretli çalışanlar eğer sendika üyesiyse enflasyona karşı daha korunaklı olmaktadır. AB ülkelerinde toplu pazarlık kapsama alanı yüzde 60'tır. OECD ülkelerinde yüzde 30, Türkiye'de yüzde 7.5, özel sektörde yüzde 6'nın altındadır. Türkiye ne yazık ki asgari ücret ülkesi haline gelmiştir. Asgari ücretin artırılması kadar en önemli konu asgari ücretli çalışan sayısının düşürülmesidir.
Çalışma Bakanlığı rakamları açıkladı. Türk-İş Başkanı TV programına katıldı, açlık rakamı altında imza atar mısınız dedi, bu rakamın altına düşmeyiz dedi. Son 20 yılda asgari ücrete 29.8 kat zam yapılmış. Memur maaşları 16 kat artmış, kamu işçisi 14 kat artmış, memur emeklisi maaşları 13 kat artmış. Asgari ücreti 30 kat artırmaya rağmen asgari ücret niye konuşuluyor, yetmiyor diye konuşuluyor. Türkiye'deki TÜİK rakamlarının bu kadar üstüne basılmasına rağmen toplu sözleşmeyi biliyorsunuz yüzde 130 zam aldık. Çalışanlar örgütlenirse bu işin önüne geçilebilir."
7 Aralık'ta ilk toplantı öncesi yapılan açıklamada;
ATALAY:“İŞÇİNİN MEMNUN OLMAYACAĞI BİR RAKAMA NE İMZA ATARIZ NE DE O MASAYA OTURURUZ”
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün ATALAY, TÜRK-İŞ Genel Merkezinde düzenlenen Başkanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, 7 Aralık 2022 Çarşamba günü Ankara’da TÜRK-İŞ Genel Merkezinde toplandı. Genel Başkan Ergün ATALAY, TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen Başkanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Türkiye’de çalışanların yaklaşık 8 milyonunun asgari ücretle geçindiğini belirten ATALAY, “Bununla övünmek mümkün değil. Asgari ücret, geçim ücreti oldu, çalışanları bu sarmaldan çıkartmak lazım.” ifadelerini kullandı.
TÜRK-İŞ’in asgari ücret konusundaki tavrının net olduğunu vurgulayan ATALAY, şunları söyledi:
“Benim söylediğim net, arkadaşlarımın söylediği net. Açlık sınırı ortada. Biz masaya 5 bin 500 lira ile oturmayacağız, açlık sınırı olan rakamla oturacağız. Onun üzerinde işveren ve hükümet ne rakam getirecek görelim. Bu rakam kamuoyunun ve bizim katıldığımız bir rakam olursa mahsuru yok. Ama katılmadığımız bir rakam olursa o masada olmayız, bunu da imzalamayız.” dedi.
“İŞÇİNİN MEMNUN OLMAYACAĞI BİR RAKAMA NE İMZA ATARIZ NE DE O MASAYA OTURURUZ”
Asgari ücretle ilgili kamuoyunda dile getirilen rakamlara da değinen ATALAY, şu görüşleri paylaştı:
“Bizim dışımızda herkesin bir açıklaması var. Burada açıklaması gereken biziz. Onlar da kanaatini söylüyor, onlara da saygı duyuyorum. Onlar daha iyi bir noktaya gelmesi için söylüyorlar ama söylemek kolay, söylediğini yerine getirmek lazım. TÜRK-İŞ bugüne kadar ne söylediyse ona yakın, ona uygun asgari ücret ve sözleşme imzalamıştır. Açlık sınırı olan 7 bin 785 lira bizim elimizdeki veri. Bu rakam bizim araştırmamızın sonucu. Bu konuyu en iyi bilen kurumların başında TÜRK-İŞ var. Çünkü 40 senedir biz o masadayız, bu görüşmeleri biz yapıyoruz. Şimdi Komisyon 2’de toplantıya girecek. Komisyon, asgari ücreti, asgari ücret 5 bin 500 lirayla ilgili konuşmayacak. Komisyon’umuz, asgari ücreti, 7 bin 785 lira açlık sınırından başlayacak, onun üstüne nereye çıkabiliyorsak çıkmaya çalışacak. Kamuoyunun kafasına yatmayan, uygun olmayan, asgari ücretlinin memnun olmadığı hiçbir şeyin altına imza atmadık, yine aynısını noksansız yaparız.” ifadelerini kullandı.
Asgari Ücret Komisyonu, bir kere, adil bir komisyon değil. Yüksek Hakem Kurulu, adil bir komisyon değil. Bunlar, bize 12 Eylül’den kalan sıkıntılı konular. Komisyon 15 kişiden oluşuyor, biz 5 kişiyiz. Yani biz olsak da olmasak da işveren ile hükümet oturduğu zaman; bugüne kadar bunu 34 kere uygulamışlar, geçirmişler. Öyle bir imkan olsa da adil bir komisyon olsa, o komisyon içinde de tamamı asgari ücretli olsa… Bundan evvel 5 dönem, asgari ücretli bir bayanı, engelliyi bu masaya oturtturduk. O zaman asgari ücretli gündemde değildi. Bugün öyle ülkenin gündeminde ki 5 aydır herkes konuşuyor.
“GELİR VERGİSİ DÜZENLEMESİ ASGARİ ÜCRET VE KAMU SÖZLEŞMESİNDEN DAHA ÖNEMLİ”
Asgari ücretle ilgili 7 bin 785 lira olan açlık sınırının yanında, yüzde 138 olan gıda enflasyonunu da gündeme getirdiklerini anımsatan ATALAY, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gıda enflasyonu ortada, yoksulluk ortada, açlık ortada. Buna göre, ülkeyi yönetenler, işverenler ‘Elimizi taşın altına koyacağız.’ diyorlar, koysunlar görelim. Makul bir rakam getirirlerse görelim. Getirmezlerse biz orada olmayacağımızı ifade ettik. Biz 5 bin 500 lira ile masaya oturmuyoruz. Biz masaya işçinin açlık sınırı olan 7 bin 785 lira ile oturuyoruz. Makul rakam herkese göre değişiyor. Bizim önümüze getirsinler, Başkanlar Kurulu kararımızı verir ona göre hareket ederiz.” dedi.
Vergi dilimi sorunuyla ilgili devletin düzenleme yapması gerektiğini belirten Genel Başkan ATALAY, 20 sene önce gelir vergisinin ilk diliminin asgari ücretin 20 katı olduğunu ancak şu an bunun 5 katı bile olmadığını vurguladı. ATALAY, “Gelir vergisi düzenlemesi asgari ücretten ve kamu sözleşmesinden daha önemli.” ifadelerini kullandı.
Çalışma hayatının diğer sorunlarına da değinen ATALAY, “EYT sorunu ülke gündeminde, taşeron sorunu ülke gündeminde, geçici işçinin sorunu ülke gündeminde, ülkenin büyük bölümünü ilgilendiren vergiyle ilgili sıkıntı ülke gündeminde. Ama biz, geçen haftadan beri maalesef ‘Asgari ücrette ne dediniz, ne oldu’, onu konuşuyoruz. Bu saydığım sıkıntıları konuşma imkanı bulamıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak : www.istanbulgercegi.com-T24