CHP’li Grup Başkan Vekili Gülsever’den AKP Hükümetine,“Sayenizde millet bırakın çocuk yapmayı evlenmekten vazgeçer hale geldi”
İstanbul İl Özel İdaresinin 2012 yılı Bütçesi, Meclis oturumunda, Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun katılımı ile görüşüldü. Bütçe, CHP Grubunun ret oylarına karşılık AKP Grubunun oy çokluğu ile kabul edildi. Ret oyu veren CHP’lilerin gerekçelerini CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul
Gülsever gerçekleştirdiği konuşmasında İl Genel Meclisinin güçlü kılınması gerektiğini, nüfusu 14 Milyon’u aşmış İstanbul’un öngörülen bütçesinin oldukça yetersiz olduğunu, yatırıma ayrılan payların yeterli olmadığını, bütçesin eksik yönlerini, öneri ve eleştirilerini sıralayarak şöyle açıkladı,“İstanbul’un ülke ekonomisine sağladığı katma değer % 40’tır. İstanbul İl Özel İdaresinin yatırımlara katılım payı % 10’dur.
Ama bütçeden aldığı pay % 1,12’dir. Biz CHP grubu olarak İstanbul’a ayrılan 400 Milyon TL’lik bu bütçe yetmez diyoruz. İstanbul halkına bu bütçeyi reva görenlere itiraz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul’un yaşlılarına, kadınlarına, engellilerine ve çocuklarına hizmet etmeyen, yatırım yapmayan, proje üretmeyen ve gerçekçi olmayan bir bütçe yol gösteremez. Sınırlı kaynaklarla maksimum başarıyı elde etmek bir hayal olsa gerek. Öncelikle bu vizyondan dolayı kendi kaynaklarımızı baştan sınırlı ve yetersiz kabul etmek yerine tersine iddialı, kararlı ve teslimiyetçi olmayan bir anlayışla bu performans raporunun hazırlanmasına katkı sunacak daha maksimum bir bütçenin yapılmasının doğru olduğu düşüncesindeyiz. Son beş yıl içerisinde İstanbul’un nüfusu artmıştır.
Şimdi bu nüfus üremeye artmaya devam ederken sevgili Başbakanımız bizlere üç
çocuk yapın önerisinde bulunmaktadır sürekli. Sevgili arkadaşlar, Sayın Başbakanım, sorunlara yetişemezken, işsizlik diz boyu iken, geçim sıkıntısı almış başını giderken bu millet nasıl üç
çocuk yapsın. Eğer bir mutlu azınlıkta olan imkânlar bu halkın elinde olsa inanın üç değil üç düzine bile yaparlar. Yaparız evvel Allah, ama şükür ne öyle bir moral kaldı nede öyle bir takat.
Sayenizde millet bırakın
çocuk yapmayı evlenmekten vazgeçer hale geldi. Hükümet tarafından Markası düşürülen İstanbul il genel meclisinin marka değerinin yükselmesine katkı sunmak için de CHP Grubu olarak bu bütçeye ret oyu vereceğimizi arz ediyoruz. Saygıdeğer meclis üyesi arkadaşlarım eski suallerle yeni cevaplar bulamayız. Bundan sonra yeni sualler sorup yeni cevaplar bulmak zamanıdır” dedi.
CHP’li Grup Başkan Vekili Gülsever’den AKP Hükümetine,
“Sayenizde millet bırakın çocuk yapmayı evlenmekten vazgeçer hale geldi”
İstanbul İl Genel Meclisi’nin Kasım ayı boyunca gerçekleştirdiği toplantılar sonucu; 2012 Mali Yılı Bütçe Tasarısı, Yatırım Programı ve Kurumsal Performans Planı karara bağlandı. 400 Milyon TL olarak karara bağlanan 2012 Mali Yılı Bütçesinde % 42.5 oranı ile 135.550.984 TL ile Eğitim Hizmetleri yine birinci sırada yer aldı. 2012 Mali Yılı bütçesinde Sağlık Hizmetleri % 25 oranı ile ikinci, Sosyal Hizmetler ise %10 oranı bütçe ile üçüncü sırada yer aldı. Bütçe, 30 Kasım 2010 Çarşamba günü İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun da katıldığı meclis toplantısında CHP Grubunun ret oylarına karşılık AKP Grubunun oy çoğunluğu ile kabul edildi. CHP’li Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeleri; Muhittin Erden, Mehtap Tazegül ve Hasan Tapan’ın muhalefet şerhi koyduğu Bütçe’nin sunumunu AKP’li Komisyon Başkanı Mehmet Er gerçekleştirdi. Komisyon Başkanı Er’in sunumu ve konuşmasından sonra kürsüye gelen İstanbul İl Genel Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul
Gülsever 2012 yılı bütçesi ile ilgili sözlerine, nüfusu 14 Milyon’u aşmış İstanbul’un öngörülen bütçesinin oldukça yetersiz olduğunu söyleyerek başladı. İl Genel Meclisinin güçlü kılınması gerektiğini, Bütçe’de yatırıma ayrılan payların yeterli olmadığını, İstanbul’un yaşlılarına, kadınlarına ve çocuklarına hizmet etmeyen, yatırım yapmayan, proje üretmeyen ve gerçekçi olmayan bir bütçenin yol gösteremeyeceğini söyledi.
CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever, Bütçede il genel meclisinin ana kalemlerinden olan; eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, gençlik spor, kültür turizm, tarım, sanayi, afet acil ve genel idare bütçeleri ile ilgili öneri ve eleştirileri şöyle;
14 Milyon nüfuslu İstanbul’a sınırlı kaynaklarla hizmet verilemez
“İstanbul Büyükşehir Belediyesini ve 2010 Avrupa Kültür Başkenti verilerine göre şuanda bütçesini görüştüğümüz İstanbul İlinin nüfusu 2010 yılı itibariyle 13.255.685 kişi. Bu bir yıl içersindeki nüfus artışının bu güne kadar gelen seyrini takip edersek bu nüfusun bugün itibariyle 14 milyonun üzerinde olduğu hesap edilmektedir. Dolayısıyla koca bir şehrin, metropolün, mega kentin yerel parlamentosu niteliği taşıyan bu meclisinin bütçesini görüşüyoruz. Özellikle beş yıllık stratejik planda ve 2012 performans planında bu bütçenin vizyonu ile ilgili yazılmış ifadeler var. Medeniyetlerin buluşma noktasında yer alan İstanbul’un doğal, tarihi ve kültürel yapısıyla yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Dünya Kenti olması için, sınırlı kaynaklarıyla hizmet vererek maksimum faydayı üretmek ve bu açıdan ülkenin bir numaralı İl Özel İdare Kurumu olmaktır. Hazırlanan bu rapor öncelikle kendisinin ne kadar sınırlı kaynaklarla bu işi yaptığını peşinen kabul etmiş bulunmaktadır”
Kararlı, iddialı ve teslimiyetçi olmayan bir bütçe olmalı
“Sınırlı kaynaklarla maksimum başarıyı elde etmek bir hayal olsa gerek. Öncelikle bu vizyondan dolayı kendi kaynaklarımızı baştan sınırlı ve yetersiz kabul etmek yerine tersine iddialı, kararlı ve teslimiyetçi olmayan bir anlayışla bu performans raporunun hazırlanmasına katkı sunacak daha maksimum bir bütçenin yapılmasının doğru olduğu düşüncesindeyiz. Bu konuda hem kaynak üretmek konusunda özel çabalar gösterilmeli, hem de siyasal iktidarın kaynak aktarımlarının arttırılması konusunda mutlaka bir çaba içerisinde olmak gerekir. Gene bu performans raporunun ve stratejik planın özellikle misyonumuz bölümüyle ilgili sözleri de aynen şöyledir; “Yasayla belirlenen mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçların karşılanmasında diğer kurumlarla olan hizmet çakışmalarını en aza indirerek kurum kaynaklarını öncelikli olarak eğitim, sağlık, sosyal yardım, spor, kültür ve tarım sektörlerine tahsis etmektir. Böylece bu alanlardaki sorunları önemli ölçüde çözmek ve esas önemli olan halkın mutluluğunu sağlamak temel amacıdır. Halkın mutluluğunu sağlamak, eşitsiz ve adaletsizlikleri ortadan kaldırmak etkili bir şekilde halkın yararına sunmak” ifadeleri misyonun içerisinde yer almaktadır”
“Bakalım bu vizyona bu dar vizyonla ve böyle bir misyona hizmet etmek acaba mümkün olabilmiş midir? İl Genel Meclisinin bütçesi 2008’de 340, 2009’da 375 milyon liradır. Bu kadar yıl sonra aradan 5 yıl geçtikten sonra ilk defa zorlamayla bu bütçe 350 milyon liradan 400 milyon liraya çıkartılabilmiştir. Aradan beş yıl geçtiğini görüyoruz. Rakamsal büyüklük olarak yakalansa da bu süre zarfında İstanbul nüfusunun 2 milyon kişi arttığını düşünürsek paranın satın alma gücünün de hangi oranda azaldığını eğer hayal edersek o zaman bunun hala o günlerin de gerisinde kaldığını hep beraber görebiliniz”
“Bütçede il genel meclisinin ayrıldığı ana kalemlerde eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, gençlik spor, kültür turizm, tarım, sanayi, afet acil ve genel idare giderlerine baktığımızda eğitime ayrılan pay en yüksek gözükmekte ve 135 milyon lira olarak ifade edilmiştir. 135 milyon liranın 35 milyon liranın üzerindeki kısmı zaten sair giderlere harcanmaktadır, 100 milyon lirası da takriben daha düşük olmakla birlikte yatırım gideri olarak hesap edilmiştir. Sayın Meclis Üyeleri, bakalım şimdi bu misyon ve vizyon buna uyuyor mu? İstanbul’da her yıl 1500 yeni okula başlayan okul için derslik ihtiyacı var. Yıllardan bu yana sürüp gelen 8000’ e yakın hali hazırda derslik açığı var. Ondan dolayı da İstanbul’da şuanda okullarımızda okuyan çocuklarımızın dersliklerinde bulunan sınıf adedi ortalaması 55’tir. Bu Hakkâri’den bile daha büyük ve daha yüksek bir rakamdır. Bu bizim vizyonumuza uyuyorsa bunu arkadaşlarımızın dikkate almalarının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Burada ayrılan 100 milyon lira ile ne yapılabilir? Burada ayrılan 100 milyon lira ile yapılabilecek iş yapılan hesaplara göre Türkiye’de bu parayla ancak 800 derslik ihtiyacını karşılamamız mümkündür. Ama yine 700 tane derslik gene açık olarak kalmaya devam edecektir. Geçen yılda bunu söylemek gerekirse geçen yılda baktığınızda 1 anaokulu ve 7 okul yapılmıştır. Bu rakamlar da şimdi benim söylediğim rakamlara denk düşmemektedir. Okullarımızı ve derslik sayılarımızı arttırabiliriz. Hatta bunları çok özel alanlar haline getirebiliriz. Kapı kollarını altından yapabiliriz. Ama burada verdiğimiz eğitimin kalitesini yükseltemiyorsak o zaman işi başarmış veya bitirmiş olmayız. Eğer öğretmen okuldan çıktıktan sonra pazarda limon satıyorsa, işportacılık yapıyorsa, gece taksi şoförlüğü yapıyorsa ondan bunu beklemek hayal olur”
“Sağlıkla ilgili çalışmalarda baktığımız zaman veriler İstanbul’da 52’si Sağlık Bakanlığına ait olmak üzere 190 hastanemizin olduğunu gösteriyor. Burada da 18375 yatak olduğu ifade ediliyor. Bu ne demektir? Bu İstanbul’da 700 kişiye bir yatak düşüyor demektir. Yapılan işleri katiyen yadsımıyoruz. Şuanda İstanbul İl Özel İdaresi kendine tanınan imkanlarla yapabileceğinin en yükseğini yapmıştır. Bu konuda hiçbir kuşku yoktur. Ama maalesef bu bütçeyle bu kadar olabildiği de aşikâr ortadadır. Ayrıca burada öğretmenlerimizde olduğu gibi hizmet veren insanların da tabipler olduğunu doktorlar olduğunu unutmamak gerekir. Kaldı ki yeni yasayla uzman doktorlarımızın büyük bir bölümü de hastanelerimizden ayrılmak zorunda kaldıkları için şimdi dışarıdan ithal doktor getirmek mecburiyetinde kalmış bulunuyoruz”
“Sosyal hizmetlerde bize ayrılan bütçe 26.670.000 lira gibi gözüküyor ve bizim özellikle burada itirazımız sosyal yardıma muhtaç insanlardır. İl Genel Meclisi olarak, İstanbul İl Özel idaresi olarak her sene 100 kişiye 100 engelli vatandaşımıza akülü tekerlekli sandalye vererek görevimizi yapmış sayılmayız. Burada mutlaka bu konuda engelli vatandaşlarımızın yaşamını kolaylaştıracak daha fazla hizmetlerin de onlara sağlanması gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca bedensel engelli çocuklarımızın normal okullarda okumalarına olanak sağlayan durumları vardır. Ama zihinsel engelli ve özellikle otistik çocuklarımız ise kaynaştırma projesi ile hayata tutunmalarına olanak sağlanması düşünülmüştür.
Fakat gerçek uygulama bu değildir. İstirham ediyorum söylediklerimi irdeleyebilirsiniz. Kaynaştırma projesi ile gidip baktığımızda otistik ve zihinsel engelli çocuklar bu okullarda getir götür ve tahta silme işlerinde kullanılmaktadır. Bu çocukları böyle hayata tutunduramayız. Onlar için daha özel şeyler yapmak ve onları araştırmak bu meclisin görevi olmalıdır diye düşünüyorum. Ayrıca dünyanın her yerinde gidip görebildiğim kadarıyla yaşlı insanlar en fazla önemsenen insanlardır. Bu yaşlı insanlara özellikle ileri gelişmiş ülkelerde çok ciddi ihtimam gösterilmektedir. O nedenle yaşlı insanlarımızın da yaşlılıklarında daha çok rahat edebilecekleri konforlu bakım evlerine ve huzur evlerine kavuşturulmaları da doğru olacaktır diye düşünüyorum”
“Kültüre, 9.280.000 lira gibi gözüken bu payda elbette Kültür faaliyetlerine İstanbul gibi bir Kültür Kentinde çok değer verilmesi gerekmektedir. Bu bütçenin beşte biri gibi bir pay okullarımıza tiyatro götürmek biçiminde nitelendirilmiştir. Oysa İstanbul’da kültüre yapılacak yatırım çok daha önem arz etmektedir. Çocuklarımızın diğer sanatsal etkinliklerle de iç içe olmasını sağlayacak ve onların bu yolda gelişmelerine katkı sunacak bir takım çalışmaların yapılmasının doğru olduğuna inanıyoruz”
“Sporla ilgili hizmetlerimiz de aşağı yukarı buna benzer. Yaptığımız bütün hizmetler profesyonel spor hizmetlerine dönüktür. Burada yapılanlar müsabakacı spor anlayışına hizmet eder bir durum arz etmektedir. Oysa gençlerimizin sürekli spor yapacakları alanların yaratılması ve bu gençlerin amatör sporlarda da donanımlarının arttırılması zannediyorum bizim asli görevlerimizden bir olmalıdır diye düşünüyorum”
“Tarımla ilgili bir iki şey söylemek istiyorum. Tarımın bütçesi zaten gördüğünüz gibi zaten ayrılan pay % 2’dir. Bu para 10.269.000 liraya tekabül etmektedir. Ama 7.786.000 lirası tarım için harcanacaktır. Hepimizin bildiği bir şey var ki üç yıldır İstanbul’un köylerine Mikro Kredi verilememektedir, verilmemektedir. Verilmemesinin nedeni bu kredilerin daha evvelce verilmiş, geriye dönememesi nedeniyle oluştuğu ifade edilmiştir. Sevgili arkadaşlarım şimdi konulmuş bütçeye konulmuş bir mikro kredi dilimi var. Şile, Beykoz, Silivri ve Çatalca köylüleri bundan dolayı üç yıldır mağdurdur. Bu arkadaşlarımızın bu esnafımızın, bu köylümüzün mağdur edilmemesi için lütfen bu mikro kredilerin acili yet ile bu arkadaşlarımıza ulaştırılmasının, halkımıza ulaştırılmasının doğru olacağına inanıyorum”
“Performans raporunun üçüncü faktörü çok açık ifade etmiştir. Derki üçüncü faktörde; Örneğin eğitimde görülen derslik açığı, okuryazar olmayanların sayısı, işsizlik, yoksulluk, sosyal yardım ve desteği olan insanların büyük kent ortamlarında çoğalması hızlı göçün doğurduğu problemler sağlık sorunları, beslenme sorunları, gıda güvenliği sorunları gelir dağılımındaki eşitsizlik ve adaletsizlik bunlar arasındadır.” Demektedir. Niye bunu okuyorum? Demek ki bu raporun 3. Faktörü işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliği de sorun olarak kabul etmiştir. Azaltılması için çaba sarf edilmesi öngörülmüştür. Yine bu raporun performans raporunun dördüncü faktöründe “İstanbul halkının geniş bir alana yayılan istek ve beklentilerinden oluşur” diyerek metropol şehirlerde yaşayan insanların yüzlerce sorunu ve beklentileri vardır. Ulaşımdan Kültüre, Spordan Turizme kadar pek çok alandaki bu beklentileri sınıflandırmak, önem sırasını belirlemek ve İl Özel İdaresi faaliyet alanı ile ilişkilendirmek çok kapsamlı ve koordinasyon gerektiren bir araştırma konusudur. Bu nedenle ayrıntılara girmeden şu ilkelerden hareket edilmiştir. İstek ve beklentilerin yaygınlığı, şehrin ve ülkenin kaderini etkileme potansiyeli, acili yet durumu, uluslar arası ilişkilere etkisi, şehirdeki suç oranlarını azalmaya yapacağı etki, insanların sağlık ve psikolojik huzurlarına yapacağı katkı”
“Ne diyor, 4.Faktör diyor ki; “Burada şehrin bütün sorunları ile acili yet sırasına göre İl Özel İdaresi faaliyet alanı ile ilişkilendirilir” diyor. Sevgili meclis Üyeleri bunu size ifade etmemin nedeni tamamen şu nedenledir. Bu çalışmaların şehrin hatta ülkenin kaderini etkileyeceği işaret edilmiştir. Şehrin suç oranlarını azaltmasına katkı sunacağı ifade edilmiştir. O halde CHP grubu olarak İstanbul halkının her türlü sorununa gösterdiğimiz duyarlılık nedeni ile saygıdeğer iktidarın bize bunları dile getirdiğimizde söylediği bunlar bizim alanımıza girmez, bunlar bizim işimiz değildir sözü artık bir safsatadır. İktidar ya bu yaklaşımdan vazgeçmelidir yada bu ifadeleri stratejik plandan ve performans planından çıkartmalıdır. Eğer bunlar burada duruyorsa biz CHP grubu olarak bundan sonrada bu halkın, bu şehrin insanlarının sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceğiz”
“En önemli faktörlerden bir tanesi ban göre 6. Faktör, 6. Faktörde “İstanbul’un en önemli ve 1. Derecede gelen sorunu yoğun göç alıyor olmasıdır” denilmektedir. Yoğun göç beraberinde Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım sorunlarını da getirmektedir. Deniliyor. Biraz önce konuşan değerli arkadaşımız İsmail Bey bu konuda göçün İstanbul’a ne türlü bir sıkıntı olduğunu ifade etti. Hatta o konuda Sayın Başbakanın daha önce kendisinin belediye başkanlığı sırasındaki yaklaşımını da söylemişti. Buna yürekten katılıyoruz. Göçü önlemek için bir şeyler yaptığımız doğru, ya da yapmaya çalıştığımız doğru. Ama nüfus artışının üremeye dayalı olarak kısmı nedense burada dikkate alınmamıştır. Sadece İstanbul’a göçle gelen insanların olduğu ifade edilmiştir. Oysa son beş yıl içerisinde İstanbul’un nüfusu artmıştır. Şimdi bu nüfus üremeye artmaya devam ederken sevgili Başbakanımız bizlere üç
çocuk yapın önerisinde bulunmaktadır sürekli. Sevgili arkadaşlar, Sayın Başbakanım sorunlara yetişemezken, işsizlik diz boyu iken, geçim sıkıntısı almış başını giderken bu millet nasıl üç
çocuk yapsın. Eğer bir mutlu azınlıkta olan imkânlar bu halkın elinde olsa inanın üç değil üç düzine bile yaparlar. Yaparız evvel Allah, ama şükür ne öyle bir moral kaldı nede öyle bir takat. Sayenizde millet bırakın
çocuk yapmayı evlenmekten vazgeçer hale geldi”
“İstanbul’da bu performans raporunda misyonumuz halkın mutluluğu üzerine, mutluluğunu sağlamak temel amaç olduğunu söylemiştir. Ama bakalım bu mutluluk nasıl sağlanmış. İstanbul’da yaşayan nüfusun % 32’si TÜSİAD’ın, İTO’nun raporuna göre 4 milyon insan işsizdir. İstanbul’da 2010 yılında 40.000 iş yeri kapatılmıştır. Sekiz yılda Türkiye’de bir milyon kişi eşinden ayrılmıştır. Boşanma olmuştur. Altı yılda sayın bakanımızın ifadesine göre Türkiye’de 17 bin kişi intihar etmiştir. Sevgili arkadaşlarım mutluluğu bunlar burada durduğu müddetçe sağlayamayız. Beraber yürüdük biz bu yollarda, nasıl yürüdük bu mutsuzlukla yürüdüğümüz konusunda size katılıyorum. Ama yağmurun ıslatması konusunda katılmıyorum. Halk yağmurdan ıslandı, kardan, borandan bir avuç mutlu azınlık orada günlük güneşlik havada hayatını sürdürmeye devam ediyor”
“Bu memlekette % 50’ye yakın çok oy alanlar vardı. Hiç büyük konuşmamak lazım dostlar, akıbetleri ortada, CHP 88 yıldır dimdik ayakta. İstanbul’un ülke ekonomisine sağladığı katma değer % 40’tır. İstanbul İl Özel İdaresinin yatırımlara katılım payı % 10’dur. Ama bütçeden aldığı pay % 1,12’dir. Bütçemiz 400 milyon liradır. Ama bunun 100 milyonu cari harcamalar olduğu düşünülürse kalan 300 milyon liradır. Bakanlık ödenekleri ile gelmesi düşünülen geçen aldığım bilgilere göre ek olarak 1.600.000 lira olarak düşünülmektedir. Aşağı yukarı 500 milyon civarında da İSMEP’ten gelmesi düşünülen bir para var. Şimdi bunları alt alta koyduğumuz zaman İstanbul’a gelen yapılması gereken işler için gelen para 2,5 trilyon lira civarında yani 2,5 trilyon liranın bile yetmediği bu İstanbul’da İl Özel İdaresi’nin 400 milyonluk bütçesi ile hala bağlanıyor olması son derece acı vericidir. Ben İl Özel İdaremizde taşeron firma aracılığı ile çalışan 60 adet şoför, 102 temizlikçi, 56 güvenlikçi, 29 masa başı insan gözükmektedir. Bu arkadaşlarımızın aldığı paralar 1000 lira, 1160 lira ve 850 lira ortalamasında değişmektedir. Bunların maaşlarının zayıflığı yanında yol ve yemek paraları da bu paraların içerisinden kendileri tarafından karşılanmaktadır. Bu insanca bir yaşam için yeterli ve geçerli değildir. Ayrıca çalışanlarımızın bizim verdiğimiz önergede de olduğu gibi bir iş yeri hekimi ve kreş talebi vardır. Bunlarında bu bütçede görülememesinden dolayı iyileştirilmesi konusunda çaba sarf edilmesini arz ediyorum”
“Biz CHP grubu olarak İstanbul’a bu bütçe yetmez diyoruz. İstanbul halkına bu bütçeyi reva görenlere itiraz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve İstanbul il genel meclisinin marka değerinin yükselmesine katkı sunmak için de CHP Grubu olarak bu bütçeye ret oyu vereceğimizi arz ediyoruz. Saygıdeğer meclis üyesi arkadaşlarım eski suallerle yeni cevaplar bulamayız. Bundan sonra yeni sualler sorup yeni cevaplar bulmak zamanıdır. Ben meclise bundan sonraki alışmalarında başarılar diliyor ve yeni suallerle yeni cevaplar aramaya teşvik ediyorum. Saygılar sunuyorum”
Vali Mutlu, “İstanbul geleceğe güçlü adımlarla gidiyor”
Bütçenin kabul edilmesinin ardından İl Genel Meclisi Üyelerine teşekkür ederek konuşmasına başlayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu şunları söyledi, “İstanbul’un tüm ihtiyaçlarının karşılanması için meclis üyelerimiz yoğun bir çaba sarf etti. Hepimizin ortak dileği temin edebileceğimiz kaynakları İstanbul’un emrine sunmaktır. Kabul edilen Yatırım Programının, Performans Planının ve özellikle de 2012 Yılı bütçesinin İl Özel İdaresi için, İstanbul için, ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını, güzel hizmetlere vesile olmasını diliyorum” dedi. Vali Mutlu, bütçeden sağlığa 85 milyon TL ayrıldığını, ancak bakanlık bütçesinden yapılacak bin yataklı Kartal Devlet Hastanesi için 100 milyon TL harcanacağını söyledi. Göztepe ve Okmeydanı devlet hastanelerinin yanında, İkitelli’ye yapılacak 2 bin 500 yatak kapasiteli şehir hastanesinin de bulunduğunu belirterek, yatırımlarla İstanbul’un geleceğe güçlü adımlarla ilerlediğinin görülebileceğini söyleyen Vali Mutlu’yu tüm Meclis Üyeleri ayakta alkışladı.
İstanbul’un 2012 yılı bütçesi 400 Milyon TL; 400 Milyon TL olarak karara bağlanan 2012 Mali Yılı Bütçesinde 198 Milyon TL ile Eğitim hizmetleri birinci sırada yer alırken, Bütçenin yüzde 75’i yatırımlar için ayrıldı. Buna göre, İstanbul İl Özel İdaresi 2012 Mali Yılı Bütçesinin sektörlere göre dağılımı şu şekilde; Eğitim Hizmetleri: % 42,5, Sağlık Hizmetleri: %25, Sosyal Hizmetler: %10, Spor Hizmetleri: % 7, Kültür Hizmetleri:%4, Tarım Hizmetleri: %2, Sivil Savunma Hizmetleri (afet): %0,5, Sanayi ve Ticaret Hizmetleri: %0,1