loading
close
SON DAKİKALAR

Yaşar Miraç: Sırf bu kıyımla ilgili birçok şiir, öykü roman yazılmalı

Yaşar Miraç: Sırf bu kıyımla ilgili birçok şiir, öykü roman yazılmalı
Tarih: 21.07.2019 - 12:59
Kategori: Kültür & Sanat

Şair Yaşar Miraç, ‘O Güzel İnsanlar’ adını verdiği yeni şiir kitabını Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımladı.

‘O Güzel İnsanlar’ adını verdiği yeni şiir kitabını Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlayan şair Yaşar Miraç Birgün'den Burak Atabay'ın sorularını yanıtladı. Suruç Katliamı’nı anlatan Yaşar Miraç  bu acı olayla ilgili yeteri kadar edebi üretim yapılmadığını söyleyerek “Sırf bu kıyımla ilgili birçok şiir, öykü roman yazılmalı. Filmler çekilmeli, oyunlar yazılmalı. Dilerim bu 33 gencin çığlığını duyuracak güçlü yapıtlar ortaya koyar yeni kuşaklardan genç yetenekler.” dedi. 

Yaşar Miraç'ın kitabına dair Burak Atabay'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle: 

O Güzel İnsanlar’ kitabıyla portreleri şiirlerle aktarıyorsunuz. Nasıl bir duyguyla oluşturdunuz bu kitabı?

Bu şiirlerde yalnız portre ile tanımlanacak şiirler yer almıyor. Öylesi şiirler de var. Bir olay ya da fikirden yola çıkmış şiirler de. Kitaba aynı tarzı içeren eski şiirlerimden 19 şiir aldım. 38 yeni şiirle birlikte bu kitap oluştu. Bu şiirlerin en eskisi “Nurhak” 1971’de yazıldı. Sinan Cemgil’lerin vurularak öldürüldükleri günün sonrası. Kimi böyle ağıt şiirdir. En son yazdıklarım arasında olan Suruç’taki kıyımla ilgili şiir gibi.

Yaşar Kemal’in “O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler” sözüne atıf mıdır kitabın adı? Aynı duyguyu, özlemi mi hissediyorsunuz giden insanlara karşın?

Evet, Yaşar abinin o sözü artık bir halk deyimi durumuna geldi. Benim de çok sevip benimsediğim bir söz. Ya da bir şiir dizesi diyelim. Geleceğe güveniyoruz, umudumuzu yitirmiyoruz fakat geçmişin birçok olumlu özelliklerini, değer ve erdemini, güzelliğini de yitiriyoruz. Herkes gibi bu beni de çok üzüyor.

Sizin kitabınız da edebiyat tarihimizin bir şiiri, hatırlamak ve unutmamak adına. Katılır mısınız bu yoruma?

Değerli ve güzel olanı yaşatma cabası diyelim. Şiirle bir im düşürme diyelim… Refik yalnız şair olarak değil insan olarak, kişilik olarak da çok sevdiğim, anlaştığım az sayıda arkadaşlarımdan biriydi. Yaşça ağabeyim olmasına karşın biz hep arkadaşça bir sevgi yumağı içindeydik. Ne diyeyim: “Geri gelmez bir daha… Yeri dolmaz bir daha” denilen özgün bir dost…

Suruç Katliamı tarihimizin kanayan yaralarından. Ona dair de bir şiir var kitabınızda. Şairin de canı yandı mı, şiir nasıl olur?

O şiirin başına koyduğum açıklamada dediğim gibi; öyle anlar olur ki artık normal bir anlatım yetmez. O şiir katledilen 33 gencecik yüreğin adlarından oluşan bir şiir. Bence o acı olay devrimci edebiyatımızda yeterince değerlendirilemedi. Sırf bu kıyımla ilgili birçok şiir, öykü roman yazılmalı. Filmler çekilmeli, oyunlar yazılmalı. Orhan Pamuk, İstanbul’u, Kars’ı anlattığı gibi Suruç’u da yazabilse ya. Dilerim bu 33 gencin çığlığını duyuracak güçlü yapıtlar ortaya koyar yeni kuşaklardan genç yetenekler.

ağıt değil yas değil 
bir eylemi bölüşen

bir şiir yazıyorum

suruç’ta ölenlerin 
adlarından oluşan: 

otuzüç goncalı 
özgürlük gülü

süleyman bir gül aldı 
gülü nazlı’ya verdi

erdal nuray “bu güle 
bir ad bulalım” dedi

mert seslendi öteden 
“adı özgürlük olsun”

vatan “gelin bu gülü
suruç’a götürelim”

hatice “hep birlikte
 bir bahçeye dikelim”

polen “güzel güneşli 
bir yer bulalım önce”

nartan “eşip toprağı 
hazırlayalım” dedi

büşra gülü okşayıp 
deniz’le kokladılar

ferdane tüle sardı 
incitmeden kökünü

veysel bir çapa buldu 
murat küçük bir kürek

suruç’taki bahçenin 
en güneşli yerinde

çapayla eşti kasım 
toprağı bir güzelce

yunus, ece ve Alper                  
çömeldiler toprağa

gülü yerleştirdiler 
hep birlikte özenle

duygu toprak ekledi 
medali kök bastırdı

uğur serhat cansuyu
dökerek suladılar

okan ezgi alican 
çevresin temizledi

cemil ak taşlar dizip 
çağdaş’la güle çember

ördüler korunmalık 
çalılar dikti osman

taşların arasına 
koray renkli bezleri

emrullah’la bağladı 
çalıların ucuna

cebrail türlü renkten
boyadı ak taşları

ismet ile nazegül 
“özgürlük” diye yazdı

bu gülcüğün adını 
bahçedeki ak taşa

artık rengi güneşten
apal bir gül fidanı

otuzüçten goncalı 
otuzüçten cansulu

suruç’tan tüm dünyaya
yankıyıp duracaktı

“kardeşlik barış olsun 
artık kan dökülmesin!”

otuzüç yürekliden 
özgürlüğün al gülü

sonsuza açacaktı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları