loading
close
SON DAKİKALAR

Yaşar Seyman: Kadın yaşamın en önündedir

Yaşar Seyman: Kadın yaşamın en önündedir
Tarih: 23.02.2017 - 13:01
Kategori: Medya

Sedikacı-Yazar Yaşar Seyman, Can Ataklı’nın Yazıişleri programına katıldı. Seyman, ‘Günde 5 kadın şiddetten ölüyor. Utanıyorum. En büyük devrim şiddetin yaşamımızdan çıkarılmasıdır’ dedi.

Sedikacı-Yazar Yaşar Seyman, Can Ataklı’nın Yazıişleri programına katıldı. Seyman, ‘Günde 5 kadın şiddetten ölüyor. Utanıyorum. En büyük devrim şiddetin yaşamımızdan çıkarılmasıdır’ dedi.

Sendikacı Yaşar Seyman, bugünkü baskı ikliminde sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerinin seslerini çıkarmadıklarını belirterek, “Bugün sendikaların sesi var mı? İktidarın gücüyle palazlanan Memur-Sen’in üye sayısı 1 milyonu aştı. Oraya üye olmazsan yükselemiyorsun. Performans sistemi geliyor. Bize üye ol yoksa kapı önüne koyarız deniyor. KESK ne bedellerle örgütlendi” diye konuştu.

Seyman, “KHK’lerle grev yasaklanıyor. Emekçilerin hakları söz konusu olunca ulusal güvenlik… Bugün Avrupa’nın kalite ödülü alan tüm fabrikaları sendikalı” ifadelerini kullandı.

Yaşar Seyman’ın konuşmasında satır başları şöyle: 

“(TSK’de türban serbestisi) Eskiden, türban siyaseti yapılmıyordu. Eylemlerde başı kapalı ve başı açık işçi baş başa veriyordu. Özgürlük onların emek mücadelesi vermesiydi. Bu nasıl devrim oluyor? Her şeyin içi boşaltıldı.
Özgürlük içi dolu, evrensel bir kavram. Kadın üzerinden gündem değiştiriyorlar. Aklı sürgüne gönderdiler. Uzmanlığı yok ettiler. Herkes her konuda konuşuyor. Bir sıkışma var ki türbana özgürlük gelmiş.

(Darbe girişimi) Burası laik, demokratik cumhuriyeti kimse de kolay kolay yıkamaz.
 
-Biz darbelere karşıyız, sempatik bakamayız. Darbedeler dünyada hep sola karşı yapılmıştır.

Abdullah Gül, Cumhurbaşkanıyken Kayseri’de Türk İş’in kongresine katıldı. ‘Ben demirci işçisinin çocuğuyum’ dedi. Cumhuriyet olmasa bugünkü bu iktidar olamazdı.

Erzincanlı bir köylü çocuğunun Türkiye Cumhuriyeti’nde Başbakan olması Cumhuriyetin güzelliğidir.

"Hayır çıkacağına inanıyorum"

-Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Hasan Ali Yücel, bakanken, yurt dışına eğitim görmesi için bir kişi gönderilecektir. Ya oğlu Can Yücel ya Gazi Yaşargil gidecektir. Oğluna ‘Sen bakan çocuğusun’ deyip Gazi Yaşargil’i göndermiştir. Bunu yapan Cumhuriyettir.

Dünya Uluslar arası Yazarlar Örgütü (PEN) Ankara’ya geldi. Elçiliklerde etkinliklere gittiler. PEN’in başkanı ‘dünyanın gittiğimiz her ülkesinde dünyada edebiyat hangi noktaya gelmiş diye konuşurken Türkiye’de tutuklu gazetecileri konuşuyoruz. Asla kendi işimizi konuşmuyoruz’ dedi. Bu nasıl acı bir şey.

Gazetecilere gazete, kitap verilmiyor, eşleri, çocuklarıyla görüştürülmüyorlar… Hangi cezaevindeler bilinmiyor.
Referanduma gidiyoruz. Evet diyen de Hayır diyen de yurttaşlarımızdır. Cumhuriyetin eseri bir kadın oyunu açıklamaktan korkar mı? Hayır çıkacağına inanıyorum.

"Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit Türk İş kongrelerine gelirlerdi"

-Düşüncelerine değer verdiğim yaşlı bir teyze var. Geçen gün ‘bu kadar konuşan Cumhurbaşkanı gördün mü?’ dedim. ‘Görmedim’ dedi. 

-12 Eylül anayasasının bile sahibi vardı. Bu anayasa değişiklik teklifinin sahibi yok. 

- KHK’lerle grev yasaklanıyor. Emekçilerin hakları söz konusu olunca ulusal güvenlik… Bugün Avrupa’nın kalite ödülü alan tüm fabrikaları sendikalı.

-Türkiye insanını kitap okuma süresi 1 dakikaymış. Cumhurbaşkanı ‘kitap okumam özetini okurum’ diyor. Sanat dibe vurdu, insanlar sergilere gidemiyor. Kitaplara baskı oluyor. Sanatla soluklanıyorduk o da gitti.

-Akademisyenler ses vermemesine rağmen kapı önüne kondu, cübbeleri çiğnendi. Yıllar da geçse o fotoğraf hafızadan silinmez. Bilimden korkuyorlar. 

-Liderler eskiden karşılıklı tartışırlardı. Biz işçiyken slogan olarak ‘Çankaya’nın şişmanı işçinin düşmanı’ derdik. Karikatürler çizilirdi. Hoşgörüye bakar mısınız?

Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit Türk İş kongrelerine gelirdi.
 
-Bülent Ecevit İsveç’e ziyarete gidiyor. Oradaki göçmen işçiler sorunlarını anlatıyor. İsveç Başbakanı Olof Palme ‘İsveç’in en üst sendikasıyla görüşeceksiniz, onlar çözecek’ diyor.

"En büyük devrim şiddetin yaşamımızdan çıkarılmasıdır"

Bugün sendikaların sesi var mı? İktidarın gücüyle palazlanan Memur-Sen’in üye sayısı 1 milyonu aştı. Oraya üye olmazsan yükselemiyorsun. Performans sistemi geliyor. Bize üye ol yoksa kapı önüne koyarız deniyor. KESK ne bedellerle örgütlendi.

-Linç kültürü bizi bir yere götürmez. Günde 5 kadın şiddetten ölüyor. Utanıyorum. En büyük devrim şiddetin yaşamımızdan çıkarılmasıdır.

-Kadın yaşamın en önündedir. ‘Atatürk kadınlara hakların verdi’ denir. Atatürk öngörülü bir lider. ‘Kadınları toplumsal hayata kazandıracağız’ dedi. 

-Ben Ankara’da oturuyorum. Melih Gökçek'e oy vermedim ama Gökçek benim de belediye başkanım. Yurt dışına gitsem Cumhurbaşkanı kim derlerse Erdoğan derim ama ona oy vermeyebilirim.

Birkaç kişiyle Türkiye’yi dönüştürmeye çalışıyorlar. Anayasa toplumsal bir metin. 4 partinin lideriyle oturdu konuştu mu? CHP’li vekillerin canları tehlikedeydi. Meclis’te kavgalar oluyor, utanıyoruz. Hele kadınların saldırısı…

-Bir örgütü teslim alamıyorsa kapısına kilidi vuruyorlar. Ya benim olacaksın ya yok olacaksın diyorlar.

-7 Haziran’da ne yaptılar? Asıl darbeci kendileri Anamuhalefet yüzde 25 oy aldı görev verilmedi. Kimsenin sesi çıkmadı. Barolar, Tabipler Odası konuşabiliyor mu?

-Barolar Birliği Başkanı dolaşıyor. İnanılmaz güzel örnekler veriyor? Konuşmasa tarih onu affeder mi? Üniversiteler, bilim yuvaları ses vermez korkarsa demokratik kitle örgütleri nasıl ses verir.

"Dünyada direnenler kalıyor"

-Bütün yetkiler tek adamda olmayacak diyorlar. Cumhurbaşkanı mitinge çıkıyor kendisi söylüyor.

-Örgütlenmeyi en güzel anlatan söz ‘bir olalım, iri olalım, diri olalım’dır. Hacı Bektaş’ın sözü. Bir kere gitmiş mi Hacı Bektaş'a. Bütün Cumhurbaşkanları, başbakanlar gitti. Bunu söylediğinde o inanca da sıcak olacaksın.

-Halkın nabzı meydanlarda atar. Eğlence mekanları kapanmış, sanatla soluk alıyorduk sanat dibe vurmuş.
(Benazir kitabı hakkında) Benazir seçildiğinde rahmetli babam bak islam ülkesinde bir kadın Başbakan seçildi. Bir kadın isterse her şeyi yapar. Onun bir Atatürk'ü de yok.

Yıllarca Benazir’i izledim. Pakistan ve Hindistan arasında savaş var. Henüz yaşı küçükken babası görüşmelere onu da götürüyor. Benazir ülkesinde demokrasiyi örmek isterken terör Benazir’i yok etti. Pakistan terör üreten bir ülke olarak anılıyor, yerle bir oldu. 

-Son yıllarda barış ödülleri kadınlara veriliyor. Dünyada direnenler kalıyor."


Vişne Haber Ajansı


ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları