Tarih:
03.04.2015
Ahmet Tatar; Balyoz'da karar çıktı; Artık hesaplarda, başa dönüyoruz
Ahmet Tatar; Balyoz değil birçok yedek dava da fiilen çökmüştür...
Balyoz da karar çıktı. Dava çöktü, bütün sanıklar beraat etti. Dönüşü yok, karar kesinleşecek.Bu kararla sadece Balyoz değil birçok yedek dava da fiilen çökmüştür. Çünkü Balyoz Davası, Kafes, Poyrazköy, Amirallere Suikast, ÇYDD ve Casusluk gibi davalarının final davasıdır. Çoğunun sanıkları ortaktır. Suçlamaların, sözde kanıtların çoğu ya aynı, yada birbiri ile bağlantılıdır. “İhtiyaca” göre açılmışlardır. Her sanığın birkaç dava kementi ile bağlanması amaçlanmıştır. Örneğin kardeşim Yarbay Ali Tatar içinde ta baştan Balyoz Dava dosyalarında, gerekli hazırlık yapılmıştı(EK-B…). Sanıklardan biri olacaktı. Fakat...
Ama artık her şey bitti. Artık ne bu davanın mağdurları, ne bu davanın siyasi destekçileri, kurgulayıcıları, kurgunun uygulayıcıları, figüranları, ne de bu davalardan dolayı hak etmedikleri bir mirasın üstüne kurulanlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Birileri artık çivili yatakta yatabilme mahareti kazanmak, farklı renklere değişen suratlarına alışmak zorunda kalacaklar. Aynaya bakmakta zorlanacak bazıları.
Ali Tatar, Murat Özenalp adları seslendirildikçe kaçacaklar, saklanmak isteyecekler geçmişlerinden. Unutmaya çalışacaklar.
Gökçen’in, Duru’nun adları birer kor gibi oturacak vicdanlarına. Şehrin ıssız sokaklarından, karanlık loş geçitlerinden uzak duracaklar. Dudaklarını ıslığa, kulaklarını uzun çınlamalara alıştıracaklar zamanla. Lokmalarını daha dikkatli ve daha uzun çiğneyecekler. Çocuklarına bırakacakları mirasa sinecek kan kokusundan korkacaklar.
“Unutulur bunlar. Geç bunları mı” diyorsun?
Yok. Öyle değil. İzin vermeyeceğiz.
Bu can bu tende, bedende olduğu sürece hatırlatmak Ali’yi, hatırlatmak Murat’ı boyun borcudur. Unutmak, unutturmak taşınmaz büyük vebaldir. Yarın hak divanında müşküle düşmek var.
Yani adalet yerini bulana kadar, bu davalarda taraf olan hiç kimse için, hiçbir şey yerli yerine oturmayacak.
Artık hesaplarda, başa dönüyoruz.
Yanlış hesap, önce AYM de sonra adliyeden döndü. Ama çok canımız yandı. Telafi edilebilir kayıplarımız yanında telafisi mümkün olmayan kayıplarımız var. Yerini dolduramadığımız, dolduramayacağımız boşluklar var yüreğimizde. Bu boşluğun acısı, adalet yerini bulduğunda, hukuk son sözünü söylediğinde, ancak dinebilecek.
Adliye beklendiğinden erken bozdu oyunlarını. Şimdi sıra, komplonun aktörlerinde. Adliye koridorlarında, savcı kapılarında beklemeye, sanık sandalyelerine oturmaya hazırlanın.
Çünkü bu hesabın terkin yoluyla kapatılmasına, kuru tazminatlara endekslenmesine rızamız yoktur. Davamızın sahibiyiz. Hukuk önünde iki elimiz yakanızda. Adil yargılanmanızın takipçisi olacağız.
Bu davalarda onuruyla, haysiyetiyle dik duranlara, zalim karşısında hep gerçekleri haykırıp isyanını dillendirenlere, üç kuruşluk dünya malına, makamına üniformasını, arkadaşını, dostunu satmayıp yüceltenlere, gelmiş geçmiş olsun. Hepsini aşkla selamlıyorum.
Ama bu davanın yiğit avukatlarından Celal Ülgen, Hüseyin Ersöz mesleki onurlarına sahip çıktıkları için duruşma salonlarından atılırken ve birçok meslektaşları aynı kararlılıkla onları desteklerken, avukatlarının oturmasını sağlayanları da hatırlıyorum. O günlerde makamının gerektirdiği basireti gösteremeyenlerin, şimdi bunu başarı gibi yutturmaya çalıştıklarını da görüyorum.
Bir turnusol sürecinden geçtik. Herkes bir renge boyandı. Artık bundan sonraya bakma, zalimin yakasına yapışma, herkese hak ettiği kadar saygı gösterme, hak ettiği eleştiriyi yapma zamanıdır. Herkesin bir seceresi olmuştur. Öyle ya, şairin dediği gibi;
“Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.” (O.Veli)
Ahmet Tatar
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI