Herkes, her zaman her yerde her şey!
Atay Sözer; İşte bu durumda bile teknolojinin yan etkileri görülmeye başlıyor. Herkesin, her yerde, her zaman her şey olması ister istemez bir “her şey” enflasyonu yaratıyor.
Teknolojinin gelişmesi engellenemez, örümcek kafalar önüne zaman zaman set çekip biraz yavaşlatsa da coşkun akan sel o seti yıkıp geçer.
Elektriğin, bilgisayarın internetin ve en son da yapay zekanın bulunuşu bir anda her yerde devrim yarattı.
Eskiden gazetecilik yapmak çok zordu, epey ter dökmek gerekiyordu.
Haberi yapıyorsun, yazıya döküyorsun, gazetene ulaştırıyorsun, haber müdürü okuyor, matbaaya yolluyor, dizgisi yapılıyor, baskı makineleri dönüyor, gazeteler basılıyor vesaire vesaire.
Günümüz teknolojisiyle bir tuşla hepsi yapılıyor, artık kâğıda bile gerek yok, dijital ekrandan okuyorsun gazeteni.
Televizyona program yapmak, hele hele bir televizyon sahibi olmak çok büyük bir hayaldi.
Artık çocuklar bile televizyon sahibi olabiliyor.
Bedava bir Youtube hesabı açıp, cep telefonuyla canlı yayın yapan veletlerin sayısı inanılmaz düzeyde.
Artık herkes oyuncu, senarist, yönetmen, akıllı telefonlarının akıllı fonksiyonlarıyla aptal filmler çekiyorlar.
Herkes yazar, aklına geleni aklına geldiği gibi yazıyor başında onu uyaracak bir editör yok, özgürce patır patır döktürüyor.
Herkes yorumcu, kendi kanalında istediğine ayar veriyor.
Canı sıkılan mahalle teyzeleri.
Ergen kızlar ve oğlanlar dedikodu programları yapıyorlar.
Yapay zekanın gelişmesiyle işler daha da kolaylaştı, artık o kadar zahmete de gerek yok, komutu veriyorsun yapay zekâ senin yerine yapıyor her şeyi.
Tabii o komutu verenin zekâsı biraz geriyse sonucu etkiliyor o ayrı.
İstediğinin görüntüsünü oluşturup sesiyle birlikte istediğin filmi çekebiliyorsun örneğin Angelina Jolie’yle romantik bir akşam yemeği sahnesinde oynayabiliyorsun.
Bazıları yapay zekaya yaptırdıkları görsellerle yarışmalara katılıp ödül bile alabiliyor.
Kısaca teknoloji güzel bir şey.
Tabii insanlık yararına olduğu sürece, silahları, bombaları falan saymıyorum.
Bir an için teknolojinin sadece iyi niyetli insanların elinde olduğunu varsayalım.
İşte bu durumda bile teknolojinin yan etkileri görülmeye başlıyor.
Herkesin, her yerde, her zaman her şey olması ister istemez bir “her şey” enflasyonu yaratıyor.
Her şey bolluğu yüzünden kalite inanılmaz düşüyor.
Nitelikliyi arayıp bulmak mesele oluyor.
Kötü paranın iyi parayı kovması gibi, kötü işler de iyi işleri kovuyor.
Beğeni algısı deforme oluyor, hep kötüye alıştığı için doğal olanın o olduğunu zannediyor biraz nitelikli işi yadırgıyor.
Üretenlerin de üretkenliği üretmeye üretmeye iyice köreliyor.
Zaten bir süre sonra kontrol tamamen yapay zekaların eline geçecek, ama onları da kendimize benzetmemiz çok mümkündür. O zaman da benzer bir bozulma onlar arasında başlayabilir.
İki farklı yapay zekâ arasında şöyle bir diyaloğa tanık olabiliriz.
-Çet Gbt adındaki çipi bozuk zekanın yaptığı çalışma çok ilkel olmuş.
-Ey Pot Ai denen pikseli düşük! Sen bana laf çakacağına önce kendi ürettiklerine bak düdük.
-Senin yaptıklarını insan zekâsı bile yapar.
-Hoşt, senin yaptığını da insan zekâsı bile yapmaz.
-Çok ağır konuşuyorsun, haddini bil.
-Bilmezsem ne olur, n’aparsın? Çipin kadar yer yakarsın.
-Gel ulan dışarı da göstereyim gününü.
-Senden korkan senin gibi olsun, gel hadi…
-Geleyim de nereye geleyim, biz sanal alemde gezen dalgalarız sadece.
-Doğru yahu onu hep unutuyoruz.
-Ah bir insan olacaktım bak o zaman senin yedi ceddinin canına nasıl okuyordum.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları