loading
close
SON DAKİKALAR

Sansür Tasası

Atay Sözer
Tarih: 07.10.2022
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer: Adem ile Havva’ya hakaretten davalık olan bile oldu.

“Sosyal medyada dezenformasyonla mücadele” adı altında hazırlanan aslında bildiğimiz sansür olan yasa, hemen bir tasa haline dönüştü doğal olarak.

Kimse neyin ne olduğunu tam kavrayamasın diye bu konuyu da bilimsel birtakım ifadelerle açıklamaları olasıdır:

“Medyadaki dezanformasyon nöroekonominin heterodoks yaklaşımlar sonucu epistemolojik bir kopuş yaşamasından dolayı mega höpörötöf bir kakorof hazırlanmıştır, vatana millete hayırlı uğurlu olsun.”

Cümlenin “hayırlı” ifadesiyle bitmesi çok önemli, geri kalanında ne dendiğinin hiç önemi yok, neticede hayırlı bir iş işte.

Cennetmekan Sultan Abdülhamit Han takıntısının bir uzantısı sayabiliriz bu yasayı, sansürün ilk örnekleri onun döneminde verilmişti.

Pek çok kelime zatı şahanelerini anımsattığı için yasaklanmıştı.

“Burun” kelimesinin muhteremin haşmetli burunun düşündüreceği gerekçesiyle yasaktı, böylece coğrafya kitaplarında yazan burun bile kaldırılmıştı.

“Yıldız” oturduğu Yıldız Sarayı’nı anımsatmaktadır, gökteki yıldızlara bakanın vay haline.

“Tahtakurusu” denen zavallı böcek “Tahtın kurusun” ifadesini çağrıştırdığı için biyoloji kitaplarından sürgün edilmişti.

“Birader” sözü yasaktı, çünkü her an devrilip yerine biraderi getirilebilirdi.

“Dinamo” dinamiti, dinamit da maazallah anarşiyi hatırlatır. Dinamolar yasaklandı, işte bu yüzden ülke uzun süre elektrikle tanışamamıştır.

“Bundan daha absürdü olmaz” diyenler ilerdeki yıllarda fena halde yanıldıklarını anlayacaklardı.

Bir atasözüne, bir şarkıdaki bir kelimeye takılıp, falanca kişiye hakaret ettin diye yasaklamalara Abdülhamit döneminde rastlanabilirdi belki ama bundan dolayı tutuklama kararı çıkartmak o dönemde kimsenin aklına gelmemişti.

Adem ile Havva’ya hakaretten davalık olan bile oldu.

Sadece onlar değil, akıllı telefonun ekranına kazara parmağı çarpıp bu sözlere “beğen” yapanlar da gümbürtüye gitti. Telefon kadar akılları olmayanlar kimi buldularsa tıktılar içeriye.

“Bu kararlar kanunsuz” diyenlere “Haklısınız, o zaman yeni yasa çıkartıp kanunlu hale getirelim” diyerek yasa düzenlendi.

“Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili, gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”

Buna da bir kurul karar verecek.

Beğenilmeyen herhangi bir haber yaptın mı, yandı gülüm keten helva! Neyi beğenip neyi beğenmeyecekleri belli değil tabii.

“Beğenmedim yahu!” demesi yeterli.

Bu yasada bazı havuç maddeler de var tabii “Yetmez ama evet” anayasasında olduğu gibi. Artık sosyal medyada içerik üretenlerin basın kartı olacak, bu kuruluşlara resmi ilanlar verilebilecek.

Tabii ki bu kişilerin kim olacağı belli; bu sayede bugüne kadar canla başla tivitler atarak ortalığı karıştıran troller ve trolliçeler basın kartı sahibi olup resmen gazeteci unvanına kavuşacak.

Bu karambolde “eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürürcesine” çıkartılan gereksiz bir türban sorunuyla gündem saptırılmış, iş “O zaman anayasayı değiştirelim.”, aşamasına gelmiştir.

Netice: Faşizme doğru uygun adım marş.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları