Tarikat Ticaret Taciz
Atay Sözer; Cemaatlerin siyasetçiler de ilişkileri pek güzel, karşılıklı kazan-kazan sistemi sayesinde gül gibi geçinip gidiyorlar.
Tarikat “yol” demektir, neyin yolu olduğu konusuysa yoruma açıktır.
Hedefe ulaşmak için bir yol gerekir eğer bir yol bulamazsanız veya o yol işinize gelmiyorsa yeni bir yol yaparsınız.
Yani “Hedefe ulaşmak için her yol mübahtır” ilkesi burada geçerlidir.
Bu yüzden tarih boyunca pek çok tarikat oluşmuştur.
Bu tarikatların altında cemaatler vardır, cemaatlerin birer şeyhi vardır; şeyhin şeyh olabilmesi için olmazsa olmaz müritlerinin olması gerekir.
Tek başına bir şeyh bir halta yaramaz; bildiğiniz gibi şeyhler uçmaz, onları uçuran müritleridir.
Ancak ne yazık ki müritler bu konumlarının farkında değillerdir.
Şeyler müritlerinin inançlarını sömürerek kendilerine bağlarlar.
Tarikatların da cemaatleri vardır, cemaatler çok çabuk ürerler böylece her cemaatin kolları olur o kollardan da başka kollar oluşur böylece bir örümcek ağı gibi her bir yanı sararlar.
An itibarıyla dört yüzün üzerinde cemaat olduğu söyleniyor bu sayı her gün de artıyor.
Bu da demek ki dört yüzün üzerinde de şeyh mevcut.
Tabii bu şeyh enflasyonu yüzünden şeyhliğin pek değeri kalmıyor, elini sallasan şeyhe değen bir ortamda müritleri dışında bunları takan pek oluyor.
Cemaatlerin siyasetçiler de ilişkileri pek güzel, karşılıklı kazan-kazan sistemi sayesinde gül gibi geçinip gidiyorlar.
Siyasetçi, müritlerden gelecek oyu; şeyh de ballı ihaleleri alarak ticarette kendi kendine “yürü ya kulum” diyor.
Cemaatler bu kadar çok ama ihaleler sınırlı olunca ciddi biçimde bir tarikatlar savaşı da başlıyor kaçınılmaz olarak.
Muhterem şeyhler birbirlerini görünce şeytan görmüş gibi oluyorlar.
Dolayısıyla en ufak bir tökezlemede birbirlerini anında satıyorlar.
Her köşede, her alanda, her sektörde yani para getirecek her yerde varlar.
Tabii tarikat ve cemaatler halen kitap üstünde de olsa kanunen yasak olduğu için “vakıf” görüntüsüyle icraat ediyorlar.
Şeyhin sözünden çıkılmaz, itiraz edilmez, o ne derse doğrudur, kayıtsız şartsız itaat edilir.
Bir de işin taciz boyutu vardır.
Toplumun bastırılmış cinsellikleri buralarda tavan yapar.
Televizyonların sabah programlarında hemen hemen her gün izlenen akılları baştan alan tuhaf marjinal ilişkilerin ortak noktası olayların varoşlarda geçmesi, kişilerin eğitimsiz ve yoksul olması; kadınlar başları örtülü erkekler de jöleli saçlı, jön özentisinde.
Çocuklarını bırakıp mahallenin tüpçüsüne kaçan kadın, kadının şoför kocası ve tüpçü aynı anda canlı yayına çıkıp durum değerlendirmesi yaparken kadının mahallenin manavıyla ilişkisi olan anası da bir şeyler söyler. İlerleyen günlerde için içine eltiler, görümceler ve enişteler de dahil olur.
Programın sunucusu kimin kiminle ilişkisi olduğu konusunda bir ilişkiler çizelgesi çizmeye çalışır ama bir anda örümcek ağına döner ve neyin ne olduğu anlaşılmaz.
Geldik mi gene örümcek ağına?
Cemaatlerdeki vaziyette biraz böyle; bu ruh halindekiler, kadın erkek ayrımı olmadan şeyh efendinin himayelerinde badelenip hemhal olurlar.
Şeyh hazretlerinin bunların bir sevap kazanma, cenneti garantileme yöntemi olduğunu söylemesiyle de vicdanlarını rahatlatırlar.
Yetişkin kişiler arasındaki rızaya dayalı bu durum kimseyi ilgilendirmez, benden uzak olsun deyip geçersin.
Absürt bir artı 18 logolu seks avantür pornosu gibi izleyip veya hiç izlemeden geçersiniz.
Ama çocuklar söz konusu olunca iş çok vahim duruma geliyor.
Bir korku, dehşet, vahşet filmi içine giriyorsunuz bir anda.
6 yaşındaki kızların evlendirilmesi sık görünen bir durumdur ne zaman ki kamuoyuna yansır, isyanlar, protestolar başlar sonra unutulur ta ki gelecek vakaya kadar.
Sonra bu cemaatlerin vakıflarında ve bu vakıfların yurtlarındaki küçük erkek çocukların dramı ortaya çıkınca tüyler diken diken oluyor.
Yönetimdekiler şeyhleri küstürmemek için “Bir kereden bir şey olmaz… Ama küçüğün rızası var” türünden akla ziyan beyanlarla sizi çileden çıkartır.
Benzerleri başka dinlerin cemaatlerinde de görülen sistematik tacizler istismarlar dökülüyor ortaya.
Büyük travmalarla şekillenen çocuklar geleceğin tacizcisi olarak yetişiyor.
Allah kelimesini dillerinden eksik etmeyen bu muhteremlere söylenecek bir şey var:
Allah topunuzun cezanızı versin!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları