Ağlama Anne

Av. Zühal Dönmez; Türkiye’de baskının şiddetlendiği bir döneme denk gelmeyen kuşak yoktur...

Türkiye’de baskının şiddetlendiği bir döneme denk gelmeyen kuşak yoktur. Baskının şiddeti yaşam biçimimizi belirler, öyle ki başka tür bir yaşam tahayyül edemeyiz. Değişmeyen şey de korku ve endişedir. Aman işimizden aşımızdan olmayalım, çocuğum olaylara karışmadan okulunu bitirip bir işe girsin. Sağ olmak ve karın doyurabilmek yeterlidir. İyi koşullarda özgürce yaşama talepleri ise komünizm, anarşizmdir. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en özgürlükçü Anayasasını budamak için hiç kimseyi öldürmemiş gencecik devrimciler idama götürülmüştür. Sonrasında 80 öncesi dediğimiz gene gençlerin her gün öldürüldüğü günler; 80’le birlikte çocukların dahi idam edildiği, işkencelerin, yargısız infazların dönemi; hemen ardından canlı canlı insan yakanların vahşeti ve bu günlerde yaşananlar.

Elbette bu faşizmdir ve aralıksız hüküm sürmüştür. Faşist yönetimler planlı bir şekilde yürümüşlerdir, zaten istedikleri budur. Bir de Sosyal Demokratların iktidarın bir ucundan tutundukları veya iktidara destek verdikleri dönemler olmuştur. Mesela Sivas’da insanlar yakılırken iktidar ortağı Sosyal Demokrat partidir. Üç genç devrimci idama gönderilirken Mecliste yapılan oylamada 26 CHP milletvekili ‘kabul’ oyu vermiştir. 2 çekimser ve oylamaya katılmayan 60’ı aşkın milletvekilini ise saymıyorum. Sonucu değiştirmez belki ama tarihte böyle yer almak yeterlidir. İyi niyetli düşünürseniz yaşarken olayları iyi değerlendirememek gibi bir durum olabilir. İnsanların öldürüldüğü, yakıldığı bir tabloda bu iyiniyet ise acıklı bir şeydir. Öylesine etkisiz, yetkisiz durumdasınız demektir ki bu, hiçbir şeysinizdir. Bu nedenle iyi niyet en kötüsüdür. Diğeri ise zaten sağcı-gerici iktidar partisi gibisiniz demektir, faşist milletvekilleri sosyal demokrat partiyi işgal etmiştir ki, gerçek de budur.

Geldik bu günlere, aylardır ülkenin bir yanı kanıyor. Kanı durdurmak için ne yapılmalıyı da kanı akıtan iktidara bırakıyor şimdilerde Sos. Dem. Parti. Tespitler hep doğru; hukuk devleti ve demokrasi olmadığından özgür basın yok, esnaf kötü durumda vb. Orta zekada bir vatandaşın rahatça yapabileceği tespitler. Mücadele edilecek evet, nasıl peki? Muhalefet partisinin mücadele alanı doğal olarak Meclistir ve iktidarı denetleme yolları bellidir. Etkisi olmasa da kullanıyordur bu yolları da. Elbette faşizmle mücadelede iki günde sonuç alamazsınız. Öyleyse ne yapmalı?

En azından bu günler için, Cizre ve Sur’da ölümlere gözünü kapatmayıp aralıksız sorgulamalı, iktidarın terörle mücadele değil PKK ile işbirliği içinde katliam yaptığını ifşa etmeli. Yoksa analar hep ağlayacak bu topraklarda. Ve yıllar sonra önüne geçilmesi mümkün olan olaylara neden dur diyemediğimizi hiç de iyi niyetle anmayacağız.

Av. Zühal Dönmez