Çataklı itirafını görmezden geldiler
Barış Pehlivan; Sahi, adalet, hukukun üstünlüğü, suçun şahsiliği, lekelenmeme hakkı gibi evrensel değerler neden hep o bakan yardımcısına layık görülüyor?
Kaçtır yazacağım, şimdi kısmet oldu.
Biliyorsunuz; her sevmediğine “terör iltisaklı” diyen içişleri bakanının yardımcısı İsmail Çataklı’nın ağabeyi Osman Çataklı da terör şüphelisi çıktı.
Nihayetinde o ağabeyin, yurtdışındaki FETÖ okullarının kurucusu ve Fethullah Gülen’in emriyle Bank Asya’ya para yatıranlar listesinde olduğu ortaya döküldü.
Hayır, bakan yardımcısı Çataklı’nın konuya dair çelişkili ifadelerini hatırlatmayacağım. Sadece sorum var.
Ağabeyini gündeme getiren CHP’li Özgür Özel’e, İsmail Çataklı “Yılbaşı iznine geldi, savcılığa ifadesini verdi” dedi.
Sorum şu: Osman Çataklı hakkındaki soruşturma kapsamında firariydi ve hakkında yakalama kararı vardı. Yani Türkiye’ye adım attığı anda gözaltına alınmalıydı.
Sahi, kanunun emri yerine getirildi mi?
Yoksa, gözaltı olmasın diye ağabey Çataklı Türkiye’ye adım atar atmaz sınırda mı ifadesi alındı?
Neyse, ben aslında başka bir şey yazacaktım.
Ömer Fatih Taze diye bir eski savcı var. Birçok kez rüşvet / irtikap soruşturması geçirmiş ve cezalandırılmış bir eski yargı mensubu. Kendisine sorsanız, eski Fethullahçı olduğunu ve örgütten ayrıldığı için başının belaya girdiğini iddia ediyor.
Gel zaman git zaman...
Ne zamanki Fethullahçılar sanık sandalyesine oturmaya başlıyor, bu eski savcı Taze bir itirafçı oluyor. Öyle ki isim isim örgüt sohbetlerinde gördüğü devlet görevlilerini ifşa ediyor. Dahası, söyledikleri üzerinden birçok isme FETÖ’den hapis cezası veriliyor.
Şimdi...
O ifadelerden biri masamda.
Tarih: 25 Mart 2019.
Ömer Fatih Taze, Yargıtay’da sanık olan eski yargı mensuplarına dair yine tanık sandalyesinde. İfadesi Kahramanmaraş’tan talimatla alınıyor.
Ve bakın özetle neler diyor:
“Ben 1995 yılında hâkim adayı olarak mesleğe başladım. Eğitim merkezine gittiğimde o dönem cemaat olarak bilinen yapıyla tanıştım, eğitim merkezindeki arkadaşlar aracılığıyla bu yapıya dahil oldum, 2005 yılında bu yapıdan ayrıldım, yapıdan ayrıldığım için o tarihten 2015 yılına kadar da çeşitli idari soruşturmalara tabi tutuldum. İlk olarak 2007 yılında cumhurbaşkanlığı makamına Hakkâri ilinden bu yapıyı şikâyet ettim. (...)
(...) Çermik ilçesine ilk müfettiş geldi, isimsiz-imzasız olarak FETÖ tarafından gönderilen dilekçeler üzerine işleme başlanıldı, hakkımda rüşvet almak suçundan Diyarbakır’da dava açıldı. Bu davadan beraat etmeme rağmen cemaatin Ankara’daki yapılanmasının sahte sunumu ile hakkımda menfaat şayiasından yer değiştirme cezası verildi ve meslek hayatım bitirildi. (...)”
ÇATAKLI İÇİN ‘CEMAATÇİDİR’ DİLEKÇESİ
Bitmedi. Yargıtay’ın “tanık” olarak dikkate aldığı eski savcı Taze, bakın kimin ismini veriyor:
“İsmail Çataklı 2005 yılında Çermik’te geçirmiş olduğum soruşturmada cemaatle beraber aktif rol oynayarak bana yer değiştirme cezası verilmesini sağlayan kişidir. Ve bu kişi hakkında ‘cemaatçidir’ şeklinde dilekçelerimde beyanlarım vardır. FETÖ mensubu olduğuna dair şüphelerimi belirttim, en hafifinden örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmesi nedeniyle bu kişinin yargılanması gerekir. Dilekçemde belirtmiş olduğum hususlardan dolayı İsmail Çataklı hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. (...)”
Şimdi...
Ben İsmail Çataklı’yı Fethullahçılıkla suçlamıyorum.
Sadece şunu merak ediyorum: Aynı tanık eski savcı Ömer Fatih Taze’nin iddialarıyla FETÖ’den ceza alanlar varken Çataklı neden istisna tutuldu?
Sahi, adalet, hukukun üstünlüğü, suçun şahsiliği, lekelenmeme hakkı gibi evrensel değerler neden hep o bakan yardımcısına layık görülüyor?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları