CHP’de aslında ne yaşanıyor
Barış Pehlivan; Evet, CHP’de herkesin en fazla göz diktiği yer İstanbul’du. Peki, partide önemli bir güç haline gelen Ekrem İmamoğlu cephesi bu tartışmalara ne diyordu?
“CHP’deki bazı önemli isimler içten içe İstanbul’un kaybedilmesini istiyor! Keza, Kılıçdaroğlu’nun karşısında birleşen birçok kişi şimdi memnun değil durumdan. Ama bakıyorsunuz, memnuniyetsizliğin nedeni belediye adaylığına kendilerine yakın isimlerin seçilmemesinden...”
CHP koridorlarını uzun yıllardır soluyan bir isimden duydum bunu. Ne üzücü bir iddiaydı. Ülkenin kurucu partisinde sırf istediği koltuğa oturmak için, İstanbul’u yeniden yağma düzenine sokmayı arzulayanlar vardı.
Kırgınlıkların, suçlamaların ve istifaların vaatlerden daha çok konuşulduğu bir seçim süreci yaşıyor CHP. Parti içinde hangi cepheden biriyle konuşsam, en büyük ortak noktaları memnuniyetsizlik. İşin daha acı yanı, yaşanan mutsuzluğun kaynağı memleketle değil parti içindeki güç dengesiyle ilgili.
Peki, aslında ne oluyordu?
Biliyorsunuz, CHP’nin önemli isimlerinden Gürsel Tekin partisinden istifa etti. Tekin, İstanbul’un Kadıköy ilçesine belediye başkanı olmak istiyordu ama aday gösterilmedi. O da çok ağır sözlerle vedasını duyurdu.
Haliyle şu soru yanıt bekliyordu: Eğer, Gürsel Tekin aday gösterilseydi CHP’ye böylesi sert eleştiriler yapacak mıydı? Aradım, sordum, özetle şunları duydum:
“Benim 40. yılım CHP’de. Hiçbir dönem adaylaşma üzerinden derdim olmadı. Partimde hep müşahit ve mücahit olarak kaldım. Asla müteahhit olmadım. Bir tek belediye başkanı beni sevmez CHP’de... Niçin sevmiyorlar, hayırdır? Ne kötülük yapmışım? İmar çetesiyle mücadele etmek kötü bir şey midir?”
Tekin şu kırgınlığını da gizlemiyordu: “Yahu hayatımı verdiğim bu partide, 20 gündür ben CHP’nin genel başkanına ve Ekrem İmamoğlu’na ulaşamadım. Bu nasıl bir şeydir? Ben insan değil miyim?”
Bu arada, Özgür Özel ise gazetecilere yaptığı açıklamada Gürsel Tekin’i birkaç gün sonra arayacağını belirtti.
BAŞARIR: KİM KAYBETTİĞİ İÇİN KURULTAYI TOPLADI?
CHP’nin etkili kurmaylarından, grup başkanvekili Ali Mahir Başarır’ı da aradım, “CHP’de büyük bir kazan mı kaynıyor yoksa abartıldığını mı düşünüyorsunuz” diye sordum, şu yanıtı aldım: “İnanın sokakla, sosyal medya ve basının tartıştığı konular çok farklı. Adam 3-4 dönem belediye başkanı olmuş, şimdi aday gösterilmemiş ve istifa ediyor. Etsin. Zaten örgüt onu istemediği için gidiyor. Yani burada mı kazan kaynıyor? 15-20 yıl vekillik yapacaksın, üç dönem belediye başkanlığı yapacaksın, hep de atamayla geleceksin ama şimdi de istifa edeceksin! Sizce bu kaynama mı?”
Peki, yerel seçim sonrası CHP’de olağanüstü kurultay olacağı iddiaları? Başarır’ın bunu dillendirenlere ise şöyle bir yanıtı vardı: “Bu partide 13 sene boyunca kaç seçim kaybedildi? Kim kaybettiği için kurultayı topladı? Bakın, İstanbul’dan Ankara’ya kadar tüm illeri yine alacağız. Ona rağmen kurultaya gitmek isteyenler olacaktır. İşte tüzük orada...”
AKP ANKETLERİ NE DİYOR?
Evet, CHP’de herkesin en fazla göz diktiği yer İstanbul’du. Peki, partide önemli bir güç haline gelen Ekrem İmamoğlu cephesi bu tartışmalara ne diyordu?
Öncelikle, İBB cephesi iddia edildiğinin aksine “Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu arasında nokta kadar bir anlaşmazlık, terslik, çatışma alanı yok” diye vurguluyordu. Ya “1 Nisan’da CHP’de olağanüstü kurultay süreci başlar” tezine nasıl bakıyorlardı? Şu yanıtı duyuyorum: “20 yıldır AKP’yi iktidarda tutan insanlar bu hazırlık söylentilerini yayıyor. Biz 1 Nisan’da yine belediyeleri yönetiyor olacağız, onlar 45 gün daha hayal kursunlar...”
İBB cephesi seçimde bekledikleri sonucu ise şöyle aktarıyordu:
“Biz kampanyamızı sağlıklı yapar ve derdimizi iyi anlatırsak 1-3 puan arası farkla bu seçimi alırız. Keza AKP’nin son dört anketinde bile İmamoğlu önde. Panik yapacak da ‘Biz kesin alıyoruz’ diyecek bir durum da yok.”
KILIÇDAROĞLU CEPHESİ NASIL BAKIYOR?
Son olarak... Eski lider Kemal Kılıçdaroğlu’na çok yakın isimlerle konuştum. Onların tüm bu yaşananlara bakışı şöyleydi:
“Kurumların çok zayıf düştüğü yerde, CHP’nin çok güçlü olması gerekiyor. Partinin zayıflıyormuş gibi görünmesi üzüyor. Yaşadığımız bir seçim süreci. Ya demokratikleşmeyi büyüteceğiz ya da totaliterliğin iktidarı meşruluk sağlayacak. Bu anlamda da süreci baltalayacak, sürece ve adaylara zarar verebilecek ya da seçimlerle ilgili zayıflığa işaret edecek hiçbir polemiği onar halde olamayız.
CHP 1 Nisan kurultayına hazırlanmıyor ama hızla o yöne doğru yöneltiliyor. Yani ister istemez bu duygu hali oluşmaya başladı. Bu sadece Kemal Bey ile ilgili de değil. Farklı bakış açıları çok var ve öyle ya da böyle bir kurultay süreci ihtimali yüksek olmaya başladı. Özetle, adayları yıpratmadan bütün görevlerimizi yaparız. Ama 1 Nisan’da yeniden yürümek gereken bir yol varsa yine birbirimize sarılarak çözeriz...”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları