Susurluk şoförüyle konuştum
Barış Pehlivan; Susurluk kazasını yapan kamyonun şoförü Hasan Gökçe’den bahsediyorum. Denizli’nin Buldan ilçesinde yaşayan Gökçe’yi aradım. Sordum: Sedat Peker’in videolarını izlemiş miydi?
Bugün herkes Susurluk’u hatırlatıyor. Tozlu raflardaki kirli dosyalara tekrar bakılıyor. 1996’daki kazayla ortaya saçılan polis-mafya-siyaset ilişkileri yeniden konuşuluyor.
Tamam da tüm bunların ortaya çıkmasına neden olan kişi şimdi ne yapıyor?
Susurluk kazasını yapan kamyonun şoförü Hasan Gökçe’den bahsediyorum. Denizli’nin Buldan ilçesinde yaşayan Gökçe’yi aradım. Sordum: Sedat Peker’in videolarını izlemiş miydi?
Hasan Gökçe
İzleyemedim, dedi ve ekledi:
“Kendi derdimdeyim, karnımı doyurmaya çalışıyorum.”
Yakınları sürekli “izle” diyormuş ama onun tepkisi netti: “Bu konulardan çok yoruldum, ilgilenmiyorum.”
Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ ve Gonca Us’un ölümüne yol açtı, Susurluk kazası. Hasan Gökçe dönemin parasıyla on milyonlarca lira tazminat ödemeye mahkûm oldu. Öğrendim ki ödeyememiş o parayı da.
Yardım vaadinde bulunanlara ne oldu?
Bir dönemin unutulmayan ismi, “hepsi lafta kaldı” diye bitirdi konuşmasını.
ADALI: UMUTSUZUM
Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı, 25 yıl önce öldürüldü.
Bugün Sedat Peker’in iddialarıyla, cinayette Mehmet Ağar’ın ve Korkut Eken’in parmağının olduğu tartışılıyor.
Peki, suikasta kurban giden gazetecinin eşi İlkay Adalı nasıl karşılıyor olanları?
İlkay Adalı
Aradığımda Lefkoşa’daydı. Konuşmak istemiyordu. Cinayetin perde arkasının ortaya çıkabilme ihtimaline dair “umutlu değilim” demekle yetindi. Peker’in videolarını izlediğini ve çok üzüldüğünü aktardı.
Haksız da değildi, senelerdir tüm aile çok çile çekiyordu.
Son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2005 tarihli kararını hatırlattı. Peker’in iddialarıyla o karardaki tespitlerin örtüştüğüne dikkat çekti. AİHM, Kutlu Adalı cinayeti hakkında yeterli ve inandırıcı araştırma yapılmadığı gerekçesiyle Türkiye’yi mahkûm etmişti.
Şairdi de Kutlu Adalı. Yazdığı bir şiirindeki son satırla bitireyim:
“Gideyim buralardan diyorum, selamsız kalmaktan korkuyorum.”
PEKER’İN SİTESİ NEDEN KAPATILDI?
Sedat Peker’in resmi internet sitesi olan sedatpeker.com’a erişim engellendi. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin verdiği kararla siteye Türkiye’den giriş yasak.
Talep ya savcılıktan ya İçişleri Bakanlığı’ndan ya da Cumhurbaşkanlığı’ndan geldi, mahkeme de siteyi kapattı.
Kararın 5651 sayılı kanundaki “gecikmesinde sakınca bulunan hallerde erişimin engellenmesi” kapsamında alındığı biliniyor. “Gecikmesin” deniyor ya Sedat Peker’in sitesi tam 20 yıldır yayındaydı, tehlike yeni fark edilmiş demek ki!
Neyse, kafamda başka deli sorular var... Sedat Peker’in sitesinde yüzlerce insanla fotoğrafı ve anıları vardı. Düğünler, açılışlar, davetler, mitinglerden notlar bulunuyordu. Acaba sitenin kapatılmasında bu özel arşiv de etkileyici faktör oldu mu?
Öyle ya...
Aynı “devlet” aklı benzer bir şeyi daha önce de yapmıştı...
Hatırlayın: 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra, yemediler içmediler FETÖ’nün yayın organlarının sitelerini kapattılar. Zaman, Taraf, STV, Bugün gibi örgütün internet sitelerinin arşivleri uçuruldu.
Halbuki Türkiye yakın tarihinin en tehlikeli terör örgütünün nasıl büyüdüğü kronolojik olarak o sitelerde vardı. Tüm suç ortaklığı çıplak görülüyordu. Belgeliydi.
Normalde ibret olsun diye sanal müze gibi açık tutulması gerekirken silindi.
Yani...
Peker’in sitesinin kapatılmasındaki asıl motivasyon da bir şeyleri saklamak olabilir miydi?
KARA PARA GEMİNİN ÇARKINDA
Sedat Peker’in suçladığı isimlerden biri de Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’dı. Oğul Yıldırım’ın Venezüella’ya “yeni bir uyuşturucu güzergâhı kurmak için gittiği” iddiası vardı. Baba Yıldırım ise “İftiradır, şiddetle reddediyoruz. Bizimle uyuşturucuyu yan yana getirmek tümüyle hakarettir” açıklamasında bulundu.
Önü çok açık bir oğuldu Erkan Yıldırım. Düşünün, 21 yaşında denizcilik şirketini kurdu.
Bir bilenle, onun gibi çocukların bilinmeyenlerini “Babam Sağolsun” kitabında yazan İlhan Taşcı ile konuştum. Bugün RTÜK üyesi olan Taşcı, kara para aklamanın en kullanışlı yönteminin denizcilik aracılığıyla yapıldığını belirtti. Ve çok kritik bir haber kaynağının ağzından şöyle aktardı:
“Eğer kullanmasını bilir, seyrüseferi nasıl ve neyle yapacağını kavrarsan dünyanın en iyi kara para aklama aracı gemidir. Eski filmlerdeki, Sezen Aksu’nun şarkısındaki yandan çarklı gemileri gözünüzün önüne getirin. Gemiden çarka kara parayı atarsın, çark döner, denizden tertemiz paralar gemiye tekrar çıkar. Mesela bu çocukların gemileri Tuzla Tersanesi’nde yatsa bile çarklarında para dönüyordur, seyrüsefer defterine göre... Tıpkı otelde hiç müşteri yokken tüm odaların dolu gösterilmesi gibi. Sistem aynı!”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları