Erdoğan neden aday olamaz
Barış Terkoğlu; Bir suçun işlenmesine engel olamayabilirsin. Ancak ona kayıtsız kalmak, tanığın kendisini de çürütmez mi? Çığlık atmak, başkasından çok kendimiz içindir.
Okullar bitiyor. Yüksek lisans, doktora yapılıyor. Akademi basamakları tırmanılıyor. Bu sırada bir sürü yayın yapılıyor. Dünyanın en az okunan eserleri hangisi derseniz, tartışmasız akademik yayınlar derim. Çoğunluğunu sadece editörleri okuyor. Toplumdan ve dünyadan kopmuş üniversite, hiçbir soruna dokunmayan koca bir söz yığını üretiyor.
Aksi örnek yok mu, elbette var. Zaten bugünkü konumuz da o…
1965’ten beri yayında olan Mülkiye Dergisi, zaman zaman tartışma yazıları da yayımlıyor. Son sayısında, tam da aradığımız meseleye dair 33 sayfalık ilginç bir makale yayımladı. Kemal Başak imzalı yazının başlığı şu: "Anayasa’nın İki Defadan Fazla Cumhurbaşkanı Seçilememe Kuralı Üzerine”
Evet, tahmin ettiğiniz gibi makale Erdoğan’ın bir kez daha aday olma imkanı olup olmadığını araştırıyor. Peki Kemal Başak kiminle tartışıyor derseniz, yanıtı var:
Meclis Başkanı Mustafa Şentop’la. Zira Şentop, Erdoğan’ın yeniden seçilmesine destek olmak için geçen yıl Türkiye Adalet Akademisi Dergisi’nde bir makale yayımladı. İşte Kemal Başak’ın anlattıkları, Şentop’un bütün dayanaklarının altındaki halıyı çekiyor.
"ÖNCEKİ SAYILMAZ" TEZİ
Anayasa ile oyun olmaz. Anayasa’nın etrafından dolaşılmaz. Anayasa temel bir metindir. Gömleğin üst cebinde taşınır. Herkesçe anlaşılır, açıktır. 101. maddesinde şu yazıyor: “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”
Üstelik bu madde, 2007 yılındaki değişiklikten beri böyle olduğu halde, Erdoğan iki kez cumhurbaşkanı olduğunu kabul etmiyor. Kendisini, resmi olarak, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı" diye tanıtıyor. Haliyle savunmasını, "2017 referandumundan önceki sayılmaz" diyerek yapıyor.
Nitekim Mustafa Şentop da çalışmasında, 2017 öncesindeki Cumhurbaşkanı kavramıyla, sonrasının aynı olmadığı tezine dayanıyor. 40 sayfalık makalesi de özetle bunu ispatlamaya çalışıyor.
ESKİ CUMHURBAŞKANLARI NE OLACAK?
Peki Kemal Başak buna nasıl yanıt veriyor?
-Başak, Anayasa’da Cumhurbaşkanı ile ilgili maddeleri inceliyor. Hiçbir yerde, "yenisi Cumhurbaşkanı eskisi değil" ayrımı yapmadığı için Şentop’un tezini kabul ederseniz, Anayasa içinden çıkılmaz hale geliyor. Örneğin, eski-yeni bütün Cumhurbaşkanlarının cezai sorumluluğu Anayasa’da yazıyor. Cumhurbaşkanı’nın nasıl yargılanacağı ve AYM’nin Yüce Divan görevi Anayasa’da anlatılıyor. Gelgelelim Erdoğan’ı seçtirmek için, 2017’den önceki Cumhurbaşkanlarını Anayasa dışına iterseniz, bir anlamda Cumhurbaşkanı saymazsanız durum tuhaflaşıyor.
-Mustafa Şentop’un, Erdoğan’ı aday yapabilmek için başvurduğu yollardan biri de Cumhurbaşkanlığı kanunun yapılma tekniği. Şentop, Cumhurbaşkanlığı’nı tanımlayan 101. maddenin bütünüyle değiştirilmesinden hareketle, özetle "eskisi sayılmaz" diyor. Kemal Başak, daha önce yapılan başka Anayasa değişiklilerine dayanarak, bunun geçerli bir argüman olmadığını göstermiş ve şu sonuca varmış:
"Hüküm açıkken madde metninde hükümet sistemindeki değişikliğe bağlı bir unvan farklılaştırması yapılmamışken (örneğin,'Cumhurbaşkanı' ibaresi yerine 'Başkan' ya da 'Devlet Başkanı' ibaresinin kullanılması gibi) ve geçici bir madde ile özel bir hüküm ihdası yoluna gidilmemişken 6771 sayılı Kanun’daki kanun tekniği tercihinden, somut hükmün kapsamını sınırlayacak içerikte dayanaklar bulma çabasının hukuken geçerli bir argüman oluşturmadığını kabul etmek gerekir."
NE GEREKÇEDE NE RAPORDA YOK
-Şentop’un bir başka dayanağı, Cumhurbaşkanlığı değişikliğine neden olan kanunun gerekçesi. Bilindiği gibi kanunlar, kendilerini hazırlayan iradenin maksadını yansıtan gerekçelerle birlikte sunuluyor. Şentop, bu gerekçe incelendiğinde Cumhurbaşkanı kavramına yeni manalar yüklendiğini söyleyerek Erdoğan’ın eski Cumhurbaşkanlığı’nı saymıyor. Kemal Başak ise tam tersi fikirde. Değişiklik maddelerini tek tek inceleyen Başak, şu sonuca varmış:
"6771 sayılı kanuna kaynaklık eden kanun teklifinin imza sahiplerinin ya da hazırlayıcılarının, değişiklik yapılırken korunan Anayasa hükümleri hususunda sistemli ve tutarlı bir duyarlılık taşımadıkları, böyle bir duyarlılık taşıyorlarsa da bunu kanun teklifinin gerekçesine tutarlı bir şekilde yansıtamadıkları görülmektedir."
-Şentop’un son dayanağı ise, değişikliği hazırlayan Anayasa Komisyonu’nun raporu. Bir Anayasa maddesini anlamak için dönüp komisyon raporunu okumak gerekir mi? Nitekim Kemal Başak da şunu söylemiş: "Anayasa’nın ikiden fazla kez Cumhurbaşkanı seçilmeyi yasaklayan hükmünün yorumu için Anayasa Komisyonu raporuna başvurma gereksinimi olup olmadığını tartışmayı uygulamacılara bırakıyoruz."
Böyle bir şeye gerek duymak için Anayasa’da ne dediğinin anlaşılamıyor olması gerekir. Oysa Anayasa metni oldukça açık bir metindir. Eğer sahiden anlaşılmıyorsa, yasayı yapanlar hatalı bir metin yapmışlar demektir.
Yine de Kemal Başak, Şentop’un dediği yöntemi izlemiş. Komisyon raporunu okumuş. Bu konuda da "komisyon görüşü" diye bir şeyin olmadığı sonucunda varmış:
"Dolayısıyla burada söz konusu olan durum, Komisyon iradesini yansıtmayan, fakat Komisyon Başkanı’nın görüşünü yansıttığı anlaşılan bir metnin (Komisyon, sorunu tartışmadığı ve oylama ile karara bağlamadığı için bu bağlamda bir iradesinin varlığından söz etmek mümkün değildir), Komisyonun iradesi imiş gibi Komisyon raporuna eklenmesinden ibarettir. Bu türden bir metnin, ‘kanun koyucunun iradesi’ olarak nitelenmesinin olanaksızlığı bir tarafa, kanun koyucunun iradesinin araştırılması bağlamında bir referans kaynağı bile olamayacağı açıktır."
MUHALEFETE VERİ SUNUYOR
Mustafa Şentop ve ona karşı Kemal Başak’ın yazdığı iki uzun makaleyi özetlemeye çalıştım. Başta CHP olmak üzere muhalefetin bir kanadı, Erdoğan’ın açık anayasa hükmüne aykırı adaylığına itiraz etmiyor. Buna karşın, bir kesim ise, Erdoğan’ın aday olamayacağını tezini YSK’ya taşıyacak.
AKP buna, Mustafa Şentop’un öne sürdüğü görüşlerle karşılık verecek. Savunusu, 2017 öncesi ve sonrasında, Cumhurbaşkanlığı kavramının iki farklı içeriğe denk düştüğü şeklinde olacak. Bunun için, kanunun yapılma tekniğinden komisyon raporlarına kadar farklı dayanaklar sunacak.
İşte buna cevap veren, Kemal Başak’ın makalesi, Şentop’un bütün tezlerini, doğal olarak Erdoğan’ın yeniden aday olabileceği görüşünü net bir şekilde çürütüyor. YSK dikkate alır ya da almaz… Ancak Başak’ın somutladığı gerekçeler, Erdoğan’ın adaylığının gayrı meşru olduğunu anlatmak için, muhalefete önemli bir veri sunuyor.
Bir suçun işlenmesine engel olamayabilirsin. Ancak ona kayıtsız kalmak, tanığın kendisini de çürütmez mi? Çığlık atmak, başkasından çok kendimiz içindir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları