loading
close
SON DAKİKALAR

Merkezde olanları nereden biliyorsun

Barış Terkoğlu
Tarih: 24.04.2025
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Siyaset, milleti çatıştırmaktan millet için çatışmaya döndüğü gün dertlerimizin dermanı çok da uzak olmayacak.

Koltuk için, rant için, iktidar için kavga ediyorlar. Yaşam kavgamız ise gündemlerinde yok. Silivri’deki fay İstanbul’a depremini hatırlattı. Gelgelelim İstanbul’u depreme hazırlayacak olanlar Silivri’de. Başkan, yöneticiler, şehir plancıları derken sırada avukatlar varmış.

Önce abartma sandım. Sonra savcılığı destekleyenlerin konuştuğunu görünce ciddiye aldım. Meğer sıradaki operasyon; İBB dosyasında avukatlık yapanlara olacakmış. Nedeni de Yeni Şafak’ta Burak Doğan imzasıyla yer aldı. Başlığı şu: “Köstebek şüphesi: İBB operasyonunu kim haber verdi”. Haber, etkin pişmanlıktan yararlanıp cezaevinden çıkan Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas’ın ifadesini içeriyor: “9 Mart’ta Kültür AŞ’de hazırlık toplantısı yapıldığını söyleyen Abbas, bir avukatın yönettiği toplantıda, İBB’ye olası operasyon ihtimalinin masaya yatırıldığını ifade etti.”

İşte bu haberin ardından, İBB’nin avukatlarına operasyon yapılacağı, kendilerine “Merkezde olanları nereden biliyordunuz” diye sorulacağı; yayınlarda, sosyal medyadaki sohbet odalarında, adliye koridorlarında ciddi ciddi konuşulmaya başlandı. Böylece “operasyonu önceden bilenlere operasyon yapılacağını önceden öğrenerek” hepimiz aslında suçun parçası olmuş olduk!

Şaka bir yana, madem avukatları hedef alacak kadar olay büyüdü. Öyleyse soralım: Sahi İBB operasyonunu hepimiz önceden bilmiyor muyduk?

ADIM ADIM NASIL GELDİ

Bu köşeyi okuyanlar, operasyondan 9 gün önce, İmamoğlu’nun en uzun ‘mart’ı” başlıklı bir yazı yazdığımı hatırlayacaktır. Orada İmamoğlu’na operasyonunun geldiğini yazmıştım. Sahi bunu nasıl anladık? Perşembenin nasıl geldiğini cuma günü söyleyelim...

- Beşiktaş, Beykoz, Esenyurt gibi belediyelere yapılan operasyonlarda gördük. Savcılık önce ihale dosyalarını istedi. Ardından belediyelere operasyon yaptı. Bu klasik, İstanbul’da da bozulmadı. Savcılık, şubat ortasında, İBB’den ihale dosyalarını talep etti. Bunun ne demek olduğunu herkes anladı.

- Operasyondan 16 gün önce, 3 Mart’ta, Anadolu Ajansı dahil herkes aynı haberi geçti. Polis, operasyonun ana hedefi olan Medya AŞ’ye gelerek ihalelerin olduğu bilgisayara el koydu. Bu da açık bir operasyon habercisiydi.

- Operasyondan 13 gün önce, 6 Mart günü, İBB ile iş yapan ya da ilişkisi olan firma ve şahısların malvarlığına tedbir koydu. Bu köşede, Necati Özkan’la yaptığım röportajı okudunuz. Karardan sonra tapu dairesinden “Tapunuza tedbir kondu” mesajı geldiğini, banka hesabına girince hiçbir işlem yapamadığını anlattı. Röportajdan sonra Özkan’ın sokağında oturan bir okurum, “Her sabah uyanınca Özkan’ın evinde polis var mı diye bakıyorum” demişti. Kısacası sağır sultan bile “Geliyor” fısıltısını duymuştu.

- Bu kadar değil... Bu detayı operasyondan yine 9 gün önce televizyonda anlattım. Bazı işadamları, İBB çalışanları vs. tatil, toplantı gibi nedenlerle seyahat edecekken sınırdan çevrildiler. “Yurtdışı yasağınız var” denilerek pasaportlarına el kondu. Bunlardan biri de Gezi dosyasından alınsa da gazeteci arkadaşımız İsmail Saymaz’dı.

ŞÜPHELİLER LİSTESİ BİLE SIZDI

- Hayır, sadece bu kadar değil. Sosyal medyayı açıp bakın. İktidarın “önceden haber veren” hesapları, tehdit diliyle, hemen her gün “Operasyon geliyor” yazmış. 28 Şubat’taki mesajdan aktarayım: “Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta yapılacak CHP ‘aday onaylama’ etkinliğine ‘fiziken’ katılabileceğine ihtimal vermiyorum. Nedenini sormayın!”

Öyle ki operasyondan 50 gün önce, 29 Ocak’ta, örgütlü suçlar savcısının soruşturma açtığı İBB yöneticileri listesi, Ekrem İmamoğlu’ndan başlayarak isim isim yazılmış. Uzatmayayım, operasyonu önceden haber veren sayısız mesaj sosyal medyada halen duruyor.

- Muhalefetin adaysızlaştırılmasının İmamoğlu’nun diplomasızlaştırılmasıyla başlayacağı dilden dile dolaştı. Nitekim pazartesi çıkan diploma kararının ardından salı operasyon geldi. Ankara kulislerini koklayan araştırmacı Mehmet Ali Kulat, hafta başlarken sosyal medyada “Hayatımızın yarınlarında iz bırakacak bir haftaya giriyoruz” yazdı. Diploma kararından sonra, “Bugünden daha çok konuşulacak günler de olacak” dedi. Kısacası herkes zaten gelecek olanı bekliyordu.

- Miting meydanlarına taşan, “Turbun büyüğü geliyor”“Daha neler göreceksiniz” atışmalarını unutmadığınıza eminim.

ORTADA SUÇLU VARSA...

- Başta bahsettiğim Yeni Şafak haberi şu cümleyle bitiyor: “Şafak vakti gözaltına alınan (Murat) Ongun’un o saatte yanında avukatı vardı.” Haberi yapan muhabirin sosyal medya hesabını açıyorum. O bile operasyonu önceden defalarca yazmış. Hatta operasyon gecesi sabaha karşı zafer işaretiyle biten mesajı şöyle: “Uyumayın.”

Savcılık, yaptığı soruşturmayı aşama aşama sızdırdı. Medyasının, trollerinin diline düşürdü. 19 Mart’taki operasyon bağıra bağıra gelirken hedef olacağını anlayan isimler bir sürü avukat tuttu. Mallarına tedbir, pasaportuna tahdit geldikten sonra operasyon sabahını beklemeye başladı.

Şimdi... İktidar yandaşlarının söylediği doğruysa, aynı savcılık, operasyonu bekleyenlerin avukatlarına dönüp “Merkezde olanları siz nereden biliyorsunuz” diye operasyon hazırlıyor. Oysa bilmeleri suçsa (ki değil) ortadaki suçlu avukatlar değil, savcılığın ta kendisi!

Siyaset, milleti çatıştırmaktan millet için çatışmaya döndüğü gün dertlerimizin dermanı çok da uzak olmayacak.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları