loading
close
SON DAKİKALAR

Suçun üstünü örten cüppe

Barış Terkoğlu
Tarih: 28.04.2025
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Barış Pehlivan, 7 Ekim 2022’de gazetemizde bu olayı somut olgulara dayanarak yazdı. Elbette haber değeri vardı.

Cumhuriyet, ayrıcalıkların reddedildiği rejimdir. Onu savunacak savcının cüppesi imtiyaz üretiyorsa ne yapacağız?

Okullara gidiyor, genç gazetecilere mesleği anlatıyorum. Ancak ne yalan söyleyeyim, “Muhatabına sorun” dediğimiz evrensel gazetecilikteki yanıt hakkının, bugünün Türkiye’sinde “Olmasa da olur” haline geldiğini görüyorum. Yanlış anlamayın, “Böyle olmalı” diye düşündüğüm için değil. Yargıya dert anlatmaktan kurtulmak için.

Hayır, meşhur bilirkişi röportajından gözaltına alınan gazetecileri tekrar anlatmayacağım. Ya da Murat ile Timur’un, yanıt hakkı verdikleri yasadışı bahis tutuklusunun şikâyetiyle, az kalsın tutuklanması konusuna girmeyeceğim.

Bu kez mesele başka.

ADAM VURAN SAVCI

Şöyle anlatayım...

H.Ç. Kilis Adliyesi’nde halen görev yapan bir savcı. Fakat onu haber haline getiren başka özellikleri de var.

Bir, AKP’nin eski Şehitkamil ilçe başkanı olması.

İki, İlçe başkanıyken trafikte tartıştığı bir adamı silahla vurması.

Üç, FETÖ’nün hâkim ve savcı adaylarını yargıya soktuğu ortaya çıkan ve 15 Temmuz sonrası KHK ile kapatılan Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği’ne 31 Mart 2016’ya kadar üyeliğinin devam etmesi.

Dört; Bir Cumhuriyet savcısı olarak sosyal medyada, iktidara övgü, muhalefete sövgü mesajları paylaşması.

Barış Pehlivan, 7 Ekim 2022’de gazetemizde bu olayı somut olgulara dayanarak yazdı. Elbette haber değeri vardı. Zira adam vurmuş, FETÖ’nün yargı derneği üyeliği yapmış, eski ilçe başkanı bir savcı; habercilikte tam da “insanın köpeği ısırması” denen türde, olağandışıydı. En azından öyle sayılmalıydı. Öyle ya, Türkiye derecesi yapmış yargı adaylarını eften püften gerekçelerle eleyen mekanizma H.Ç’ye kapılarını açmıştı.

SAVCI KABUL ETMİŞ

Üstelik...

Pehlivan fazlasını da yapmış. Savcı H.Ç’yi arayıp dört olayı da sormuş. Cevaplarını yazılı olarak yer vermiş.

Merak ediyorsanız...

Trafikte tartıştığı adamın üstüne levyeyle saldırdığını, bu nedenle vurduğunu söylemiş. Geçmişte AKP ile FETÖ’nün kendi ifadesiyle kolkola olması nedeniyle, partideki avukatların topluca FETÖ’nün derneğine üye yapıldığını, bir türlü ayrılamadığını anlatmış. Eski AKP ilçe başkanı olduğunu da sosyal medya mesajlarını da kabul edip objektif olmaya çalıştığını iddia etmiş.

Derken...

Belli ki Pehlivan’ın yazısı da kendi verdiği cevaplar da ortalığı karıştırmış. Yazıdan 18 gün sonra, Pehlivan’dan şikâyetçi olmuş.

Hayır, bu kez “Ses kaydı yayınladı” suçlaması yok. “Tehdit etti, şantaj yaptı” da yok. Suçlama iddianamede şu: “Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişiler arasındaki konuşmaların alenen ifşa edilmesi, belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak.”

FETÖ’NÜN DERNEĞİ KİŞİSEL VERİYMİŞ!

İddianamede de Pehlivan’ın yazdıklarının doğru olduğu kabul edilmiş. Ancak şöyle suçlanmış:

“Müştekiye ait GSM numarasına hukuka aykırı şekilde erişilerek, dernek üyeliği ve adli sicil kaydı hususunda müşteki ile aralarında geçen konuşmanın yayımlandığının görüldüğü, GSM numarası, dernek üyeliği ve adli sicil kaydının kişisel veri niteliğinde olduğu...”

Savcının telefonunu bulup aramak, o dönem haberlere düşmüş sabıkasını yazmak, FETÖ’nün derneği üyeliğinden bahsetmek kişisel veri ihlali sayılmış! FETÖ iltisakının, konu yargı olunca “Ne geneli özel özel” olduğunu da öğrenmiş olduk! Savcı olunca “Sana ne benim FETÖ derneği üyeliğimden” deme hakkınız olduğunu da!

Aman canım, davadan bir şey çıkmaz demeyin...

Savcı H.Ç., şikâyetini Cumhuriyet’in bulunduğu adresteki savcılığa yapmamış. Görev yaptığı Kilis Adliyesi’ne yapmış. Adliyede arkadaşı olan savcı, itirazlara rağmen, “Yetkili benim” diyerek Pehlivan aleyhinde iddianame hazırlamış. Sıkça odasının önünden geçtiği hâkim yargılamaya başlamış. Ve 11 Nisan’da Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada yine arkadaşı olan öbür savcı 9 yıla kadar ceza istemiş. Kilis’teki hâkim tam karar verecekmiş ki avukatların süre istemesiyle önümüzdeki çarşambaya ertelemiş. Kurtların birleşip kuzu yargıladığı bu tiyatrodan adalet beklemek aptallık değilse saflık olur!

Hikâye böyle...

Ey genç gazeteciler!

Hocalarınız “cevap hakkı” dese de gerçek hayat pek öyle değil. Soru soruyorum derken bir bakmışsınız, “hem paralel hem partili, gerektiğinde adam vuran sözde yerli ve milli yargı”ya çarpmışsınız!

Ah kırmızı satenli siyah cüppe... Suçun üstünü örtüyorsan Cumhuriyeti yeniden kurmamızın zamanı çoktan gelmiştir.

Not: Geçen hafta bu köşede Ahmet Zeki Üçok ile röportaj yapmıştım. Üçok, Hava Harp Okulu lojmanlarında bulunan markette içki reyonunun siyah perde ile kapatıldığını söylemişti. Röportajdan sonra mevcut okul komutanına yakın kaynaklar aradı. Olayın bir önceki komutan tarafından yapıldığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ise okulun taşınmasına yönelik fizibilite çalışması yapıldığını kabul ederken arazinin satışı iddiasını reddetti. Yine de yanıt hakkı gereği yazıda yer veriyorum.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları