loading
close
SON DAKİKALAR

Ana baba bacı kardaş üniversitesi

Barış Terkoğlu
Tarih: 27.05.2024
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Bundan sonra, O.B.Ö., Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne dava açmış. Mahkeme, üniversiteden evrakı istemiş. O.B.Ö., inceleyince sonuç beklediği gibi çıkmış.

Kimi ahlaktan kimi dinden kimi devletten bahsediyor. İş adım atmaya gelinceyse hepsi yakınını yakınında tutmaya çalışıyor.

Yazılı sınav mı mülakat mı? Torpil mi liyakat mı? Mülkiyede, askeriyede, eğitimde hep aynı soru var. Her seçim, meydanların konusu oluyor. Ancak yıllardır aynı sonuç üretilmeye devam ediyor.

Genel geçer olmasın. Türkiye tam da bunları konuşurken önüme bir dava dosyası düştü. Mersin Adliyesi’nden. Zira dava Tarsus Üniversitesi’ne açılmış. Bilmeyenler için söyleyeyim; okul, bir devlet üniversitesi olarak Erdoğan tarafından 2018 yılının mayıs ayında kurulmuş. Davayı açan ise okuldaki genç doçent O.B.Ö.

O.B.Ö, Tarsus Üniversitesi’nin akademik ve idari personellerinin çok büyük bir bölümünün kendi içerisinde eş, akraba ve uzun yıllara dayalı arkadaşlık ilişkilerini fark etmiş. Sayıştay da 2021’deki denetim raporunda aynen şunları yazmış: “Üniversitenin çıkmış olduğu ilanlarda belirlediği ek koşulların kişiyi tanımlamaya yönelik ve akademik rekabeti engelleyecek nitelikte olmasının, anayasanın eşitlik ilkesine ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na aykırılık teşkil ettiği ve üniversitenin kanunlarla belirlenen amaçlarına ulaşması açısından risk oluşturduğu değerlendirilmektedir.”

Yani resmi kayıtlarda da üniversite mimli!

ADRESE TESLİM İLAN

2020’de doçent olan O.B.Ö. için bardağı taşıran bir olay var: Aynı üniversitede bir başka akademisyen olan N.Ü.P’ye birçok ayrıcalık tanınması. Örneğin idare, N.Ü.P’ye, dört farklı bölümde bölüm başkanlığı, kariyer ve mezun ofisi koordinatörlüğü gibi birçok önemli görev vermiş. Bu kadar değil...

İdarenin sevdiği N.Ü.P, O.B.Ö’den üç sene sonra 2023’ün Nisan ayında doçent olmuş. Bir ay sonra mayıs seçimlerine iki gün kala yani 12 Mayıs’ta Tarsus Üniversitesi Rektörlüğü; “Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Birimi, Havacılık Yönetimi Bölümü, Havacılık Yönetimi Anabilim Dalı/Programı” için doçent ilanı vermiş. Koşulları arasında, “Yönetim ve strateji alanında doçentliğini almış olmak. Havacılık yönetimi üzerine çalışmaları bulunmak” yazıyormuş.

Akademik kariyeri boyunca havacılık yönetimi alanında çalışması olmayan N.Ü.P’nin, nisan ayında önce havacılık alanında bir kitap bölümü yayımlanmış. Ardından mayısta yazacağı bir makalenin 250 kelimelik özet metni çıkmış.

O.B.Ö. adrese teslim bir ilanın gelmekte olduğunu fark etmiş. Ve adım atmaya karar vermiş. Zira kendisinin uzun yıllardır havacılık alanını kapsayan çalışmaları bulunuyormuş. Koşullarını fazlaca sağladığı ilana “madem öyle” diyerek başvurmuş. Bunu da karşı hamlelerin önünü kesmek için başvurunun son günü son dakikalarda yapmış. Yine de karşı adım gelmiş. Üniversite yönetimi, üç gün sonra “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri Yönergesi”ni değiştirmiş. Nihayetinde adrese teslim ilan sahibini bulmuş. N.Ü.P’nin kazandığı, ilk olarak whatsApp grubuna yazılan notla duyurulmuş.

ÜNİVERSİTE AKRABA KAYNIYOR

Bundan sonra, O.B.Ö., Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne dava açmış. Mahkeme, üniversiteden evrakı istemiş. O.B.Ö., inceleyince sonuç beklediği gibi çıkmış.

Seçilen jüri, rektörün ve birbirlerinin arkadaşı olduğu gibi havacılık alanında hiçbir çalışması olmayan profesörlerden seçilmiş. O.B.Ö., akademik puanlamada N.Ü.P’ye 357 puan fark atmış. O.B.Ö’nün yabancı dil puanı 90 iken N.Ü.P’ninki ise 80 puan çıkmış. N.Ü.P’nin sunduğu kimi evrakın da tartışmalı olduğu görülmüş. İki jürinin raporlarının içeriği ise büyük oranda aynıymış. Öyle ki biri diğerinin belge numarasını raporda kullanmış. YÖK üyesi olan jüri İ.H.Ç’nin imzasını gerçekten kendisinin attığı bile tartışmalıymış ki olay krizi daha da büyütmüş. İmza, uzman incelemesine gittiğinde şüphe doğrulanmış.

Derken...

O.B.Ö. sadece kendisini değil üniversitedeki tüm atamaları incelemeye karar vermiş. Çoğunda eş, dost, akrabalık ilişkilerinin etkili olduğunu görmüş. İsim isim bahsi geçen olayları mahkemeye sunmuş. Mahkemeye sunduğu dilekçeden aktarayım: “Akrabalık ilişkileri olan veya aynı soyada sahip birçok personel bulunmaktadır... Hatta kimi evli çiftler, aynı ilanda art arda gelen, altlı üstlü bir sıralamayla ilgili kadrolara başvurusu sonucu atanmıştır.”

Bilimin merkezi olması gereken üniversiteler, havacılık gibi kritik bir alanda bile kadrolarını ilişkilerle belirliyorsa vay halimize!

En tepeden aşağıya uzanan kayırmacılık bitmedikçe ne doğru dürüst bir eğitim alabileceğiz, ne de iş bulabileceğiz. Haliyle hep geri kalmaya devam edeceğiz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları