loading
close
SON DAKİKALAR

Ahmet Hakan insan olmakla hasta ruhlu olmayı birbirine karıştırmış

Can Ataklı
Tarih: 21.11.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Erdoğan’ın “İstediğin kadar doldur” dediği Ege’deki adalarda neler var?

ANALİZ

Erdoğan’ın “İstediğin kadar doldur” dediği Ege’deki adalarda neler var?

Suriye’ye yönelik bir hava operasyonu yapıldı, bir anlamda “Bir gece ansızın gelebiliriz” mesajı bu kez yerine getirilmiş oldu ancak bu durum Yunanistan’la gerginliği azaltır mı?

Bilmek şu anda mümkün değil bana göre.

Ancak şunu söylemeliyim, gerek Suriye gerekse Yunanistan’la ilgili önlemlerde çok geç kalındı.

PYD-YPG yapılanmasının son beş yıldır Amerikan desteği ile güçlendiği biliniyordu.

Amerika daha ilk silah yüklü TIR’ları bölgeye, hatta bazılarını Türkiye üzerinden, taşırken oluşabilecek tehlikeyi bütün gücümüzle haykırarak söylemiştik.

Aynı şekilde Yunanistan’ın Lozan’la güvence altına alınmış Ege’deki adaları göstere göstere silahlandırdığı da biliniyordu.

Ama iktidar hep kulak arkası etti.

Ancak bakıyoruz şimdi Erdoğan dünya medyasının önüne çıkıp “Yunanistan’ın bu tür yaklaşımları, duruşu benim her zaman söylediğim ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ kelamıkibarını asla geriye götürmez. Dolayısıyla bir gece ansızın yine gidebiliriz. Hadlerini bilmiyorlar. Bu noktada biz diyoruz ki istediğin kadar Adaları doldur, hiçbiri sana fayda sağlamayacaktır” diyebiliyor.

Cümleler yanlış değil, ama çok geç söylenmiş sözler bunlar.

Şimdi sizlere Yunanistan’ın Amerika desteği ile Erdoğan’ın “İstediğin kadar doldur” dediği Ege adalarındaki durumu özetlemek istiyorum.

Bu bilgiler açık istihbaratla yani kamuoyuna yayınlanmış ve yalanlanmamış haberlerden derlendi.

Önce Erdoğan’ın “Yemeyiz” dediği Dedeağaç’ta neler var?

Haziran’da gelenler; 110 adet Balack Hawk helikopter. 25 adet Apache helikopter. 10 Adet Chinook helikopter. 1800 askeri araç.

Temmuz’da gelenler; ARC Endurance isimli kargo gemisiyle TexasBeaumont’tan 400 adet M1A2 Abrams Tank. M117 zırhlı araç. M2 A2 Zırhlı muharebe aracı. 20 Bin asker. Bütün Ege Denizi’ni tarayacak radar sistemi.

Dedeağaç ile birlikte Kavala, Selanik, Larisa, Stefanoviç, Girit üslerine de yığınak yapılıyor. Mart ayında Girit açıklarına gelen Eisenhower uçak gemisi, 22 savaş gemisi, denizaltılar ve beş binden fazla asker bu bölgede yerleşti.

Şimdi gelelim adalardaki silah durumuna;

Midilli: 1 Mekanize Tümeni , havaalanı ve savaş uçakları..

Limni: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..

Rodos: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..

İstanköy: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..

Sakız: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..

Sisam: 1 Mekanize Tugayı..

Taşoz: 1 Alay..

Semendirek: Bir Alay…

Lipsi: Bir Alay…

Kelemez: 1 Alay, havaalanı ve savaş uçakları..

Kos: 1 Alay, havaalanı ve savaş uçakları için lojistik ve mühimmat depoları…

Ahikerya: 1 Alay. Eski havaalanı modernize edildi.

İleriye: 1 Tabur…

Batnoz: 1 Tabur..

İncirli: 1 Alay, havaalanı, savaş uçakları ve Chinok helikopterler…

Kerpe: 1 Alay, savaş uçakları..

Bozbaba: 1 Tabur…

İspara: 1 Tabur…

İstanbulya: 1 Tabur…

Meis: 1 Tabur…

Sömbeki: 1 Tabur.

Başka bir yorum yapmak istemiyorum.

Bİ SORALIM BAKALIM

Bu hastaneyi de hemen kapatacak mısınız?

İnsan “Türkiye’ye neler oluyor böyle?” diye sormadan edemiyor.

Önce İstanbul’daki Bayırdır Hastanesi’nde bir takım görevliler yoğun bakımdaki bir hastaya olmadık şeyler yapmışlardı.

Şimdi bunun bir benzeri Tokat’ta Medical Hastanesinde yaşandı.

Bilinci yerinde olmayan felçli hastaya biri kadın biri erkek olmak üzere iki hemşire şiddet uyguladı.

Görüntüler bir hasta yakını tarafından tesadüfen çekilmiş.

İki hemşire cihazlara bağlı olarak bilinçsizce yatan erkek hastanın çarşafla yüzünü kapatıp elleriyle ağzını ve boğazını sıktıkları, parmaklarıyla gözüne baskı uyguladıkları görülüyor.

Durumun ortaya çıkması üzerine Medical Hastanesi genel yönetimi Tokat’taki genel müdürü işinden çıkardı. İki hemşirenin de ilişkisi kesildi.

Sağlık Bakanı da sert bir açıklama yaparak “Gereken yapılacaktır” dedi.

Merakım şu; benzer bir olayda Bayırdır Hastanesi kapatılmış ve 27 gün sonra sanki bir şey olmamış gibi açılmıştı. Şimdi bu hastane de kapatılacak mı?

Bu arada ilginç bir ayrıntı vereyim; İşkenceye uğrayan hasta kendine geldikten sonra görüntüleri izlemiş ve hemen savcılığa başvurmuş. Ancak ne gariptir, savcılık “Bundan bir şey yok, kovuşturmak gereksiz” cevabını vermiş.

NOT: Gazete baskıya girdiği sırada Sağlık Bakanlığı hastanenin kapatıldığını açıkladı.

ŞAŞIRDIM

Erdoğan önce valiyi mi aramış?

Süleyman Soylu “şirazesinden” iyice çıktı.

Herkese küfürler ediyor, hakaretler yağdırıyor.

Bütçe görüşmelerinde yine ortalığı birbirine kattı.

Erdoğan’ın bir memuru olarak katıldığı Bütçe komisyonunda seçilmiş kişilere olmadık sözler söyledi.

Buna tepki gösterilmesine daha da öfkelendi birkaç kez yerinden fırlayıp karşısındaki seçilmişleri dövmeye bile kalktı.

Türkiye böyle bir siyasetçiyi daha önce görmüş müydü tam hatırlamıyorum.

Ancak 46 yıllık meslek yaşamımda siyaseti bu kadar çirkinleştiren, ağzından tek güzel bir kelime bile çıkmayan, sadece karalayan, bağıran çağıran bir başka bakan tanımadım.

Anlaşıldığı kadarıyla Soylu’nun bu tutumu AKP içinde de rahatsızlık yaratmaya başladı.

Siyaset kulislerinde örneğin Hulusi Akar’ın Soylu ile fazla birlikte görünmemek için çaba harcadığı, Numan Kurtulmuş ve Ömer Çelik’in de Soylu’dan uzak durdukları söyleniyor.

Ancak en önemlisi Erdoğan’ın da artık ciddi rahatsızlık duyduğu konusunda bazı bilgiler aldım.

CHP’li Engin Özkoç da bu duyduklarımı doğrular biçimde meclis komisyon toplantısında Soylu’nun yüzüne karşı “Erdoğan İstiklal Caddesindeki bomba olayından sonra önce seni değil İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’yı aradı” dedi.

Özkoç’un bu iddiasını soylu cevaplamadı, ancak bu gerçekse Soylu’nun işi zor demektir.

DEDİKODU

Akar Soylu’ya “Öyle değil böyle olur” mu dedi?

İstiklal Caddesi’ndeki hain bombalı saldırı üzerinden tam bir hafta geçti.

Saldırının 6’ıncı günü Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye topraklarında çok büyük bir hava operasyonu başlattı.

Milli savunma bakanlığı terör merkezlerinin imha edildiğini, terörün ininde ezildiğini açıkladı.

Operasyonlar sürecek mi henüz kesin bir bilgi yok.

Burada çok dikkat çekici bir nokta var.

Hain saldırının olduğu günden beri bir şeyi çok merak ettiğimi gerek bu köşede yazdığım gibi televizyon yorumlarımda ve Youtube konuşmalarımda dile getirdim.

Alçak terör eylemi konusunda konuşmayan tek kişi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dı.

“Akar neden hiç konuşmuyor, neden ortada yok?” diye sordum hafta boyunca.

Emekli general bir dostum dün aradı ve “Bu sabahki operasyonu gördün mü, Hulusi Akar böyle konuşuyor işte” dedi.

“Bu bir bilgi mi yoksa böyle mi düşünüyorsunuz?” diye sordum.

Karşılık olarak “İkisi de” dedikten sonra devam etti; “Ordudaki tanıdıklarım Akar’ın Soylu’dan uzun zamandır rahatsız olduğunu söylüyorlardı. İstiklal Caddesi saldırısından sonra Akar hiç konuşmadı ama belli ki ince ince operasyonu planlamışlar, hazır olduklarında da harekete geçtiler, Soylu’ya da izlemek kaldı.”

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Ahmet Hakan insan olmakla hasta ruhlu olmayı birbirine karıştırmış

Bizzat AKP genel başkanı Erdoğan’ın “Ahmet bey gerekeni yapıyor” diye övdüğü Ahmet Hakan her gün harikalar yaratmaya devam ediyor.

Ahmet Hakan aynı zamanda genel yayın müdürü de olduğu Hürriyet’teki köşesinde Kılıçdaroğlu’nun ölen kardeşinin cenazesine gitmesini pek beğendiğini belirtmiş.

“Ölünün arkasından konuşmak gibi olmasın ama Celal Bey… Abisi Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hiç de yenilir yutulur olmayan cinsten sözler söyledi. Bir kere değil, iki kere değil, bin kere üzerine gitti abisinin. Bir ara işi dalgaya bile vurdu. Abisiyle habire dalga geçti” dedikten sonra bakın ne yazmış;

“Fakat buna rağmen baktım Kemal Kılıçdaroğlu, hem hastalığında kardeşini ziyaret etti hem de cenazesine katıldı. Kılıçdaroğlu’nun bu alicenaplığını, bu olgunluğunu, bu abiliğini, bu bağışlayıcılığını çok takdir ettim. ‘Hastalık ya da ölüm gelince her şey biter’ anlayışını maalesef herkes hayata geçiremiyor bizde.” 

Sanıyorum bu yazar “insan olmakla, hastalıklı biri olmayı” birbirine karıştırıyor.

Ayrıca şunu sormak isterim, bildiğimiz tanıdığımız hangi siyasetçi, iş insanı, gazeteci, akademisyen, sanatçı çok kavgalı olsa bile ölüm karşısına aykırı bir tutum sergilemişti bugüne kadar?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları