loading
close
SON DAKİKALAR

Baykal’dan 3 önemli saptama

Can Ataklı
Tarih: 06.03.2013
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı, ''Pazartesi günü Deniz Baykal’la konuştum. Telefonda sesi çok diri ve coşkulu geliyordu''...

Pazartesi günü Deniz Baykal’la konuştum. Telefonda sesi çok diri ve coşkulu geliyordu. “Artık sahalara çıkacağım” dedi öncelikle. İlk önemli toplantısını Kayseri’de yapacakmış bu ay içinde. “Orada bazı görüşlerimi açıklayacağım” dedi.

Baykal Başbakan’ın medya üzerindeki baskılarını hayret ve ibretle izlediğini belirterek “Ancak bu gösteriyor ki, artık gerileme, düşüşe geçme dönemi başlamıştır” dedi.

Baykal telefon sohbetimizde 3 önemli görüş ve gözlemi olduğunu söyledi:

1- ERDOĞAN PANİKTE


BDP milletvekilleri ve bazı devlet yetkilileri terör lideriyle toplantıya gitti. Daha sonra bu görüşmelerin zabıtları bir gazetede yayınlandı. Başbakan buna çok öfkelendi, bu gazete üzerinden tüm medyaya çok ağır şeyler söyledi. Oysa henüz kimse o zabıtlar üzerine bir yorum yapmamıştı. Henüz kimse hükümeti ciddi biçimde suçlamamıştı bile. Ama belli ki Erdoğan paniğe kapıldı ve 10 yıldır ilk kez savunmaya geçti. Bu önemli bir gelişmedir. Sonun başlangıcıdır.

2- SÜNGÜSÜ DÜŞTÜ


Erdoğan Kürt sorununu çözme konusunda “sonu ne olursa olsun” diyerek “gerekirse baldıran zehiri bile içebileceğini” söyleyerek çıtayı çok yükseltti. Ancak halktaki tepkiyi görünce şimdi geriliyor. “Teröre taviz vermeyiz, silahları bırakacaklar başka çare yok” diyor. Ama bunun gerçekçi olmadığını kendisi de biliyor.

3- BDP ÇOK KÜSTAHLAŞTI

İktidarın teslimiyetçi politikaları BDP’yi de canlandırdı, parti yöneticileri İmralı görüşmesinden sonra daha da küstahlaşmaya başladı. Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk milleti kavramını açıkça tahkir ediyorlar. İktidar çaresizlik içinde bunlara hiçbir tepki veremiyor.

Baykal bu saptamaları yaptıktan sonra “Görünen o ki, Başbakan artık eskisi gibi değil. Giderek irtifa kaybediyor. Bu nedenle öfkesi artıyor, hırçınlaşıyor. Bu da sinirlerini etkiler, sürekli yanlış yapmasına neden olur” dedi. Eski CHP Genel Başkanı “Partimizin bu durumu iyi görmesi ve atağa kalkması gerek. AKP ne yapacağını bilemez hâlde, CHP’nin halka gerçekleri anlatmasının tam zamanıdır” diye konuştu.

Önce dayak sonra ikram şov

Bugünkü iktidarın en temel özelliklerinden biri asla bir eleştiri, gösteri, protestoya tahammül edememesi. Hapishaneler muhaliflerle dolu. İktidardan yana açık destek gösterisinde bulunmayan iş adamlarının başı mutlaka derde giriyor. Ya vergiciler basıyor iş yerlerini, ya belediye müfettişleri, ya çevre bakanlığı, artık kim tutturursa. İktidarı uluorta protesto etmek ise gaz, su, cop, panzer dörtlüsüyle karşılaşmak demek.

Ama bütün bunların yanı sıra kimi bakanlar durumdan şov çıkarmayı da biliyor.

Son örnek Gençlik ve Spor Bakanı. Çukurova Üniversitesi’nde bir öğrenci kendisini protesto etmeye kalkıyor, kalktığı anda başına toplanan polisler öğrenciyi tekme tokat döverek karakola götürüyorlar.

Şov bundan sonra başlıyor.

Bakan Bey öğrencinin karakolda tutulduğunu öğrenince “serbest bırakın” talimatı veriyor. Yasalarda Bakan talimatıyla serbest bırakılma var mı? Sonra bu öğrenciyi yanına çağırıyor, yemek ikram ediyor, sohbet ediyorlar.

Ne güzel değil mi? Ne kadar demokratik, ne kadar insancıl?

Peki madem iktidar bu kadar demokrat, bu kadar sevgi dolu, o görevliler neden her protestocuyu eşek sudan gelene kadar dövüyor.

Böyle şovlarla gözü kapalı iktidara oy verenler kandırılabilir, ama diyorum ki Sayın Bakan Bey’e “O polislerle ilgili ne yaptırdınız, bu ülkenin bir vatandaşını kameralar önünde öldüresiye döven, bunu da sırf sizin kızmamanız için yapanlarla ilgili soruşturma açtırmaya düşünüyor musunuz?”

İçişleri Bakanı, vatandaşı fütursuzca dövmekten adeta zevk alan polislerini görevden alabiliyor mu? Bunlar olmuyorsa o yemek şovdan ben ne anlamışım. Göz boyamaktır o kadar.


Sahte demokratların zor günleri


Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum.

Son günlerde kendilerine “demokrat, liberal, değişimci” falan gibi sahte isimler takan bir güruhun ağzını bıçak açmıyor. Açacak hâlleri yok. Çünkü korkudan ne yapacaklarını bilemiyorlar. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık durumu.

Demokratlıkları, liberallikleri, değişimcilikleri fos çıktı.

Zaten öyleydiler. Ama ortamın uygunluğundan yararlanıp diledikleri gibi konuşabiliyorlardı; her gece ekranlardan Türkiye sevgisizi sözlerini söylüyorlardı.

Şimdi de devam ediyorlar bu melanetlerine ama, güya çok savundukları ilkeler konusunda batağa battılar.

Gıkları çıkmıyor. Yetmezcilerdi, kimbilir belki yetmiştir artık.

Rusya ve İran, Suriye planımıza destek vermemiş. “Komşularla sıfır sorun” dedik, olmadı. İş orada kalsa iyiydi. Şimdi, “komşularla sorunların çözümünde sıfır destek” noktasındayız. (Gani Yıldız)

Can Ataklı - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları