Can Ataklı; Bir Rus uçağı yine hava sahamızı ihlal etmiş. Böyle bir olayı tam 24 saat sonra yapılan açıklamadan öğrendik.
Bir Rus uçağı yine hava sahamızı ihlal etmiş.
Böyle bir olayı tam 24 saat sonra yapılan açıklamadan öğrendik.
Beni şaşırtan, 25 saniye süren bir hava ihlali neden açıklanır?
İkincisi madem açıklama yapılmasına gerek duyuldu, neden 24 saat sonra?
“Geldiler ama vurmadık, haberiniz olsun” mu denmek isteniyor.
Bundan önceki hava sahası ihlali sonucu bir Rus uçağını düşürmüştük. Sonucu biliyorsunuz. Zaten çok gergin olan bölge daha da gergin hale geldi.
Kapımızda her an bir savaş çıkabilir. Ama bundan da beteri, ekonomik açıdan ciddi zarar gördük.
Uçağın düşürülmesinden sonra yaşanan bu ikinci ihlalde uçağı düşürmedik ama gürlememiz taaa Çin’den bile duyuldu.
Her nedense Güney Amerika gezisine giden Cumhurbaşkanı Rusya’ya “ayağını denk alması” için ihtarda bulundu. Eğer bu ihlaller sürerse bunun bedelini çok ağır ödeyeceğini söyledi.
Saray yeni bir ihlal olursa ne yapar bilemiyorum. En fazla bir uçağı daha düşürürüz. Sonra?
Şimdi bunu söyleyince dünyada ne olup bittiğini bilmeyen AKP yandaşlarının saldırısına uğruyoruz.
Hepsi maşallah pek savaşçı. Rusya’yı yerle bir edeceğimize inanıyor olmalılar ki bizleri de “korkaklıkla” suçlayabiliyorlar.
Elbette Türkiye’nin hükümranlık hakları vardır ve bunu yıkmaya çalışan kim olursa olsun dimdik karşısına çıkarız.
Ancak uluslararası ilişkilerde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, yarattığınız fiili durumdan sonra ne yapacağınızı da bilmenizdir.
Rus uçağını düşürdük. Rusya ekonomik ambargo uygulamaya başladı. En önemli ihraç mallarımızı almıyor, ülkesinde Türk girimcilerin başlattığı yatırımların bir çoğunu durdurdu, güneydeki otellerimizi dolduran Rus turistleri göndermiyor.
Sadece bununla kalınsa iyi. Uçak düşürdüğümüzden bu yana Suriye sınırımıza kapandık kaldık, uçaklarımız havalanamıyor bile, kara birliklerimiz de ancak uzaktan top ateşi ile bazı saldırılara karşılık verebiliyor. Bundan sonraki aşama ise yapılan top atışlarına Rus birliklerinden cevap verilmesidir.
Durum böyleyken, tamamen i politikaya dönük “efelenmelerin” hiçbir anlamı yoktur. Bu popülist politikalar sadece hiçbir şeyden haberi olmayan ve milliyetçilik duyguları körüklendiği için kendini bir şey sananların sevinmelerinden öte bir yarar sağlamaz.
Belli ki iktidar içte ve dışta çok zorda. Bu nedenle bilinçsiz kitleleri “hamaset” söylemiyle kandırmaya devam edecek.
Tabii nereye kadar?
Bu millet eninde sonunda gerçekleri öğrenecektir.
---DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER—
“NATO’ya saldırıyorlar” kurnazlığı söker mi?
Rus uçağının hava sahamızı ihlal etmesi kamuoyuna 24 saat gecikmeyle haber verildi.
Neden? Sanıyorum akıllarına gelen kurnaz planı uygulamak için.
Hükümet kaynakları Rus uçağının ihlali üzerine Rus Büyükelçisi’nin dikkatini çekerken “Bu ihlal bir NATO ülkesine yöneliktir” ifadesini de kullandılar.
Anlaşılan Türkiye Rus uçağının hava sahası ihlali ile NATO’yu ilişkilendirmek çabasında.
Böylelikle bir NATO ülkesinin saldırıya uğradığı argümanı kullanılarak NATO’nun hareket geçmesi sağlanacak.
NATO’nun 5’ini maddesine göre bir NAO ülkesinin uğradığı saldırı tüm NATO’ya yapılmış sayılıyor. Bu durumda diğer NATO ülkelerinin de olaya müdahil olması gerekiyor.
Ancak son aylarda yaşadıklarımız göz önüne alındığında NATO’nun bu argümana çok sıcak bakmadığı da görülüyor.
Hatta öyle ki bazı Avrupalı NATO üyeleri Türkiye’nin bölgede yaratacağı bir sorunu NATO’ya mal etmeye çalıştığını ileri sürerek “Türkiye’yi NATO’dan çıkarmalıyız” demeyi bile başladılar.
Yani Rus uçağı konusunda NATO kurnazlığı sökmeyebilir.
--TWİTTER TROLLERİ—
Lafta hepsi kahraman da gerçekten savaş çıkarsa ne yaparlar bilemem
Rus uçağının hava sahamızı ihlal ettiğini 24 saat gecikmeli olarak öğrendiğimde dün akşamüzeri şu twiti paylaşmıştım; “Komediye bak. Rus uçağının sınır ihlali bir gün sonra açıklanıyor. Troller kaşınma Putin diye yayın yapıyor. Vursaydık o zaman. Tutan mı var?”
Çünkü olayla ilgili Aktrollerin saçma sapan twitlerine çok gülmüştüm.
Bu twitten sonra azgın bir Aktrol saldırısı başladı. Meğer hepsi Rusya’ya haddini bildireceğimize inanmış, hepsi klavyede pek kahraman. Tabii yazarken kahraman olmak başka, geçekten bir savaş çıkarsa ne yaparlar bilemem.
Bugün sizlere dün birkaç saat içinde yağmur gibi gelen Aktrol twitlerinden bir demet sunmak istiyorum;
• yine korkmaya başladı. Eyvah Rusya ile şavaşamı girecez diye.Korkmayın oğlum İ….ri savaştırmayız sakin olun siz.
• şimdiye kadar rus uçağıdüşüren bir ülke gördün mü.?Bu cesaret sende hayranlık uyandırmışa benziyor.Menzile gir sanada çaksınlar
• vurunca vaay niye vurdular dersiniz,vurmayınca niye vurmadınız.yahu hiç birşey ama hiç bir şeyden sizler asla memnun olmazsınız
• vuracaz önce rus severleri bi görek dedik sıra onlarda
• vurdukmu da en cok siz agliyonunuz nonoslar
• John Attach Bir kere vurduk bir daha vururuz.Salya sümük ağlayıp korkmanıza gerek yok.Savaş Erkekler içindir,
• ulan vuruncada ruslardan cok siz karı gibi ağliyorsunuz hainler
• Rus uçağı vurulunca hükümet savaş istiyor diye hopluyordunuz vurmayınca "vursaydınız tutan mı var".Komediye bak.
• Neo ihlal ettiği o saniye içinde sana bilgimi vermeliydiler tüh ya tsk çok ayıp etmiş tsk adına özür dileriz.
• Ulan ne utanmaz adamlarsınız arkadaş, vursak da havlıyorsunuz vurmasak da. İçinizde fırtınalar kopuyor değil mi? :)))
---BUNU YAZMAK GEREK—
Sen neymişsin be Bülent Arınç
Son seçimlerde “3 dönem şartı kaldırılmış olsa da” kendine yer bulamayan Bülent Arınç CNN’de yaptığı açıklamalar nedeniyle bir anda AKP’nin hedef tahtasına kondu.
Gelen bir vuruyor, giden bin vuruyor.
Arınç bu konuşmasında Dolmabahçe mutabakatını Erdoğan’ın bildiğini söyledi. Gazetecilerin hapse atılmasının hukuka uygun olmadığını anlattı. Yargı bağımsızlığının yok edildiğini söyledi.
Aslına bakarsanız Arınç bu tür çıkışları hükümette, başbakan yardımcısı olduğu dönemlerde da yapıyordu.
Ama o zaman hem yetkiliydi hem de iktidarın kurduğu paylaşım halkasında yeri vardı, AKP’liler ses çıkarmaya cesaret edemiyordu.
Şimdi Arınç dışarıda. O halde “vur” gitsin.
Bakın neler söylediler şu iki gün içinde?
Biri “Manisalı Lawrence” dedi. Yandaş gazetelerden biri “Cüppeli Bülo” manşetini atarken bir diğeri “Maske düştü Arınç göründü” başlığını kullandı.
Haberlerde “hain” tanımı yapıldı. Arınç için “İkinci Abdüllatif Şener vakası” ifadesi de kullanıldı. Tabii cemaat de unutulmadı ve “Arınç FETÖ ağzıyla konuşuyor” yorumu da yapıldı.
Bazıları geriye de gittiler. Deniz Feneri, Mavi Marmara. Gezi olayları, suikast olayı ve kozmik odaya girilmesinin sağlanmasında da Arınç’ın hep böyle yaptığını yazdılar.
O zaman neredeydiler acaba? Ama dedim ya, yürekleri olmadığı için cesaret edemediler zamanında.
---ŞAŞIRDIM—
Orhan Pamuk da saf değiştirdi
Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk yeni kitabını yakında piyasaya çıkaracakmış.
Böyle olunca da bazı medya organlarında parlatılmaya başlatıldı hemen.
Daha önceki kitaplarında AKP övgüsü yaparak gündeme oturan Pamuk bu kez şaşırttı. Çünkü Pamuk da AKP aleyhine dönmüş.
İktidarın tek adam rejimine döndüğünü, özgürlükleri, hukuku ve demokrasiyi çiğnediğini söylüyor.
Bu arada benim yıllardır söylediğim bir görüşü de savunmuş. Pamuk “Batılı ülkeler Erdoğan’ı kullandığını ve istedikleri her şeyi yaptırdıklarını” söyleyerek “Batı benim istediklerimi yaptığı sürece kendi ülkesinde ne yaparsa yapsın görüşünde” diyor.
E günaydın. Yıllardır durum böyle. Bizim aydınlarımız biraz geç uyanıyor. Ya da eskiden çıkarları gereği gerçekleri söylemiyorlardı.
Bizim aydınımızın ahlak düzeyi de bu işte.
Can Ataklı - Korkusuz