loading
close
SON DAKİKALAR

CHP - MHP için hala fırsat var

Can Ataklı
Tarih: 04.08.2015
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı; Diyorum ki; MHP AKP’ye payandalık yapmak yerine CHP ile anlaşarak bir azınlık hükümeti kurabilir.

Koalisyon konusunda yolun sonuna geldik.

Birkaç gün içinde hatta belki de siz bu yazıyı okurken bir AKP-CHP hükümetinin kurulup kurulmadığı belli olmuş olacak.

Büyük bir olasılıkla, hatta kesine yakın olarak söyleyebilirim ki böyle bir hükümetin kurulamayacağı ortada.

Eğer kurulursa bu bir mucize olur.

Böyle bir hükümet kurulursa, demek ki iç ve dış sermaye odakları Saray’daki zat üzerinde büyük bir baskı kurmuşlardır, bunun da ötesinde CHP Saray’dakine dokunmayacağı konusunda bir güvence vermiş demektir.

Yani sıfıra yakın bir ihtimal.

İç ve dış sermaye odakları Saray’daki zat üzerinde bir baskı oluştursalar bile CHP’nin “O’na dokunmayacağız” demesi teknik olarak mümkün olsa da pratikte asla mümkün olamaz.

Bu durumda kamuoyundaki “yaygın kanaate göre” ortada şu anda sadece AKP’nin “seçim koşuluyla” kuracağı bir azınlık hükümeti olasılığı kalıyor.

Ancak bunun için de MHP’nin “ben desteklemiyorum” söylemi arkasına sığınarak vereceği destek olması gerekiyor.

Bunun nasıl olacağını bir önceki yazımda anlatmıştım.

MHP güven oylamasına da, bir gensoru verilmesi halinde yapılacak bir güvensizlik oylamasına da katılmayarak AKP azınlık hükümetinin ayakta kalmasını sağlayabilir.

MHP neden böyle davranıyor, bunu bilmek mümkün değil.

Sanıyorum iktidarın terör ve kaos ortamını hortlatmasından kendisine de pay düşeceğini ve PKK karşıtı söylemle, yapılacak ilk seçimlerde koyu milliyetçi oyların büyük bölümünü kendine çekebileceğini düşünüyor.

Tabii evdeki hesap çarşıya uyar mı, MHP oy artıracağını zannederken oy kaybedebilir mi, bunları şimdiden kesin tahmin etmek çok güç.

Yine de kişisel tahminimi söyleyeyim; MHP seçimden bu yana takındığı tavırla oylarını yükselteceğini düşünüyor olabilir, ama benim sokakta gördüğüm kadarıyla durum tam tersi.

Dönelim koalisyon konusuna.

MHP’nin AKP’ye payandalık yapmaması halinde, tek seçenek kalmış gibi görünüyor.

O da Saray’daki kişinin anayasal yetkisini kullanarak seçimlerin yenilenmesi kararı alması.

Yaygın kanaatin aksine ben yine de bir seçenek daha olduğuna ve taraflara iyi anlatılması halinde bunun geçerli olabileceğine inanıyorum.

Seçim gecesinden beri ısrarla söylediğim gibi AKP’nin dışındaki üç parti, bir anlaşma sağlayarak, erken seçim koşuluyla bir hükümet oluşturabilir.

Burada elbette MHP’nin HDP alerjisi belirleyicidir.

MHP lideri “HDP’nin desteklediği hiçbir şeye katkıda bulunmayacaklarını” açıklayarak çok kesin bir kırmızıçizgi çekmiş durumda.

Ancak biliyoruz ki siyasette “tükürdüğünü yalamadan” geri dönüş yapmak formülleri de bulunabilir.

Diyorum ki; MHP AKP’ye payandalık yapmak yerine CHP ile anlaşarak bir azınlık hükümeti kurabilir.

Bunun için tek koşul HDP’nin güven oylamasında 46 milletvekiliyle kurulacak bu hükümete destek vermesidir.

Böylelikle CHP-MHP hükümetine 258 evet oyu çıkacak AKP’nin hayır oyu 257’de kalacaktır.

Anayasa gereği bir hükümetin kurulması için “oylamaya katılanların bir fazlasının evet oyu vermesi” gerekiyor.

Bunun için de HDP grubunu serbest bırakır. Hükümete destek açıklaması yapmaz. Böylelikle MHP “HDP’nin açık desteği ile hükümet kurmuş” olmaz.

Bu hükümet “Mart’ta seçim yapmak üzere” karar alır.

Ardından devlet bürokrasisi içindeki AKP partizanlarını temizler.

Barajın makul bir orana düşürülmesini sağlar.

Kamuoyunda çok tartışılan yasalardaki değişiklikleri yapar.

Seçimlere adil biçimde gidilmesi için gereken tüm önlemleri alır.

Seçimlerin Saray’daki kişiye bırakılması halinde kasım ayında bir erken/tekrar seçim yapılması zorunlu.

Oysa Meclis erken seçim tarihini kendi belirleyebilir. Bunun için de en mantıklı tarih önümüzdeki ilkbahardır.

Ortada sorun olarak sadece yeni seçilen milletvekillerinin bazı özlük haklarına kavuşması kalır ki, çok önemli bir badireyi atlatmak için, küçük bir grubu ilgilendiren bir fedakarlık kimsenin itirazıyla karşılaşmaz. Yeni milletvekilleri bir defaya mahsus olmak üzere özlük haklarına daha erken bir sürede kavuşur.

Sonuç olarak; Türkiye’nin AKP patronluğunda bir erken seçime gitmesi son derece sakıncalıdır.

Bütün devlet çarkını elinde tutan, valileri, kaymakamları, emniyet müdürlerini, üst düzey bürokratları, yargı mensuplarını sustalı maymuna çeviren bu iktidarla seçime gitmek diğer üç parti için intihardır.

Bunun da ötesinde devletin bazı güçlerini de fütursuzca kullanmaktan hiç çekinmeyen bu iktidar zihniyetinin, seçime giderken kaos, şiddet ve anarşi konusunda gözünü iyice karartacağı ve seçimi kazanmak için her türlü kumpası kurabileceği de genel kanaattır.

O halde CHP’ye tarihi bir görev düşmektedir ve diğer partilere ağabeylik yapmak için kolları sıvamak zorundadır.

CHP lideri nasıl Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu MHP lideri Bahçeli ile tek başına konuşarak karara bağladıysa, bir seçim hükümeti konusunda da aynı yöntemi uygulayabilir.

CHP MHP’yi ikna ettikten sonra HDP’yi ikna edebilecek güce sahiptir.

Seçmen 7 Haziran’da tek bir mesaj verdi.

“AKP’yi ve maceracı politikalarını artık istemiyorum.”

Bu mesajın iyi değerlendirilmesi, bir erken seçime kadar üç parti arasındaki ilişkilerin adeta dondurularak, iktidarın AKP elinden alınması artık bir zarurettir.

Fırsat henüz kaçmamıştır.

Can Ataklı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları