Can Ataklı, trafikten sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı ile bir araya geldi...
İstanbul trafiğinin 1 numarasıyla sahaya indimCan Ataklı İstanbul’un trafikten sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Şengün’le mega kentin trafiğini yakından görmek için perşembe günü saat 11.15’te yola çıktık. Bindiğimiz araç resmi, üzerinde “Trafik Müdürlüğü” yazan bir araçtı. Önümüzde arkamızda eskort yoktu.Şengün “Öncelikle çevre yollarındaki emniyet şeridini koruma önlemlerimizi göstermek isterim” dedi.
Okmeydanı bağlantı yolundan TEM’e girdik. Henüz birkaç kilometre gitmiştik ki, ilk “kontrol noktasını” gördük.
Bir ekip aracı ve iki polis. Polisler araç dışında bekliyor. Başlarında beyaz bereleri, üzerlerinde sarı yağmurlukları, ellerinde telsizleri.
İndik. Polislerin ellerini sıktık. Polisler beklemedikleri bir anda karşılarında müdürlerini görünce hayli şaşırdılar tabii. “İhlal çok oluyor mu, bugün kaç araç yakaladınız?” diye sordum.
Polisler “Uygulama başladığında çok araç takılıyordu, ancak birkaç gündür herkes biliyor artık. Bu nedenle bugün hiç araç yakalanmadı” dediler.
Bindik tekrar arabaya. Birkaç kilometre sonra bir kontrol noktası daha. Yine bir araç ve iki polis. Polisler yine dışarıda. Hava buz gibi ve ıslak. Yağmur yağmıyor ama esen rüzgâr yüzlerde nem bırakıyor. Murat Şengün “Bunlar gibi 67 noktada ekibimiz var. 6’şar saatlik vardiyalar hâlinde çalışıyorlar. 170 memurumuz bu noktalarda görev yapıyor” dedi. TEM’i gişelere kadar katettik, döndük, karşı yönden geldik. Benzer kontrol noktaları buralarda da var.
Ancak o sırada trafik normal akıyordu. Yani kimsenin zaten emniyet şeridi ihlal etmesine yol açacak bir sıkışıklık yoktu.
Ben de bekliyorum ki bir yerlerde trafik sıkışsın, bakalım o zaman durum ne?
Şimdi Hürriyet’in taşındığı eski Vatan ve Milliyet’in binasının tam önünde trafik sıkıştı. Ama o noktada da bir ekip duruyor zaten ve kimse emniyet şeridine girmeye cesaret edemiyor. Tam polislerin yanında duracağız ki, yan taraftan bir tok sesi duyduk. Sola döndüm ki, koca bir TIR. Emniyet şeridine değil ama enine çizgili bölgeye tecavüz etmiş. Müdürün makam aracına yandan taktı, bir iki metre gittikten sonra fark etti ve durdu.
Şoför yabancı. Meğer telefonla konuşuyormuş. İşe bak, sen git koca yolda İstanbul trafiğinin bir numarasının aracına takıl, üstelik telefonla konuşuyor.
Yapacak bir şey yok tabii. Araç biraz hasar gördü, Murat Şengün, “Arkadaşlar siz işlemleri yapın, tutanak tutun, ayrıca telefonla konuşması ile ilgili uygulamayı da yerine getirin” dedi ve biz yola devam ettik.
Araya gireyim; şanssız bir gündü belli ki, akşam eve dönüyorum. Trafik yine kâbus. Bir belediye otobüsü aynı müdürün arabasına çarpan TIR gibi benim arabama çarptı. Duyduğum sesten fazla hasar olmadığını anladım ve durmadım bile. Eve gelince baktım. Biraz ezilmiş ve kırmızı boya çıkmış. Sabah boyayı çıkardım, hafif ezik kaldı, ne yapalım o da İstanbul trafiğinin madalyası artık. 30 yılda kendim kullanırken yaşadığım ilk kaza.
Sonuç olarak belli ki emniyet şeritleri “şimdilik” emniyete alınmış.
“Şimdilik” dememin nedeni şu; eğer bu denetimler birkaç gün sonra bırakılırsa, durum eski hâline döner. Yok en az 6 ay aralıksız bu denetim yapılırsa o zaman bittiği gün kimse fark etmez ama herkes alıştığı ve bu yöntemin trafiği de rahatlattığını gördüğü için ihlaller olmaz.
***
Hoşuma gidenlerKimsenin gözünün yaşına bakılmıyorMurat Şengün’le konuşmalarımdan ve gösterilen raporlardan anladığım kadarıyla emniyet şeritlerini ihlal edenlerin gözünün yaşına bakılmıyor.
Uzun süre denetim yapılmadığından olacak İstanbul’da, biraz parası olan ve kendini uyanık sanan binlerce kişi araçlarına siren ve “çakar” denilen mavi kırmızı ışık yayan lambalardan taktırmış.
Bu yasak. Sadece güvenlik nedeniyle kullanılan ve koruma altında olan kişilere ait araçlar için izin var.
Oysa binlerce uyanık vatandaşın yanı sıra, herhangi bir makam sahibi olan ve şoför kullanan pek çok kişi de kendi başına bu lambalardan takmış.
Örneğin Kızılay Başkanı’nın aracı, siren ve çakar takma hakkı olmadığı halde bunları takmış, yakalanınca sökülmüş.
Rektörler, belediye görevlileri, savcılar, hâkimler, zengin iş adamları siren ve çakar taktırarak kendilerini ayrıcalıklı kabul etmişler. Yakalandıkça çaresiz normal vatandaşlara dönüşüyorlar.
Anladığım kadarıyla, kimi önemli isim ya da makam sahiplerinin şoförlerinin de işgüzarlığı var. Onlar patronlarına hoşluk olsun diye bu yolu kullanıyor, patronlar da ses etmiyor belli ki. Şimdi sanıyorum birçok önemli isim ve makam sahibi şoförlerini uyaracak ve “Aman yapma” diyeceklerdir.
Sırası gelmişken, medyaya da yansıyan bir durumu yazayım. Futbol Federasyonu Başkanı ve gazetemizin sahibi Yıldırım Demirören’in emniyet şeridinde yakalandığı medyada yer almıştı. Onu da sordum. Murat Şengün “yazmayın” dedi ama, çok soran olduğu için yazacağım. Yıldırım Demirören Federasyon Başkanı olarak “korunması gerekli isimler” arasında. Bu nedenle aracında siren ve çakar olduğu gibi devletin koruma polisleri de var.
Yasaya göre koruma altında olan kişilerin gerektiğinde emniyet şeridini kullanması ve siren-çakar taşımaları serbest.
Demirören’in aracı emniyet şeridinde durdurulduğunda bir televizyon kanalı canlı yayındaymış. Polisler şoförüne “geçin” demişler ama Demirören bir yanlış anlamaya neden olmamak için “ceza ödeyelim” diyerek 72 lirayı kendi cebinden vermiş. Yani aslında ceza yazılması usülsuz. Ama Demirören ısrar edince mecbur makbuz kesilmiş.
***
Yeni öğrendim65 kavşağa polis uygulaması geliyorİstanbul trafiğini içinden çıkılmaz hâle sokan faktörlerin başında kavşak, göbek ve geçitlerdeki birikmeler geliyor.
Bunda kavşakların ve geçitlerin hatalı yapılmış olması kadar sürücü hataları da büyük etken.
Örneğin sağa sapan bir yola gidecekmiş gibi, o boşluktan yararlanan kimi uyanıklar, son anda sağa dönmek yerine tekrar yola girmek için sola kıvırıyorlar ve “kaynak” denilen kurnazlığı yapıyorlar. Sonuç arkada kilometrelerce uzayan bir kuyruk.
Bir sorun da ışıklı kavşaklarda yaşanıyor. Yoğun trafik saatlerinde, yeşil yandığı için yürüyen araçlar, sıkışıklık nedeniyle kavşak içinde kalıyorlar. Tam bu sırada diğer tarafa yeşil yanıyor ama, kavşak dolu olduğu için ilerleyemiyorlar.
Murat Şengün İstanbul’da bu tür 65 kavşak olduğunu belirterek “yılbaşından sonra tıpkı emniyet şeridi uygulamasında olduğu gibi pik saatlerde bu kavşaklara polis koyacağım” dedi.
Projeyi hazırladığını ve Emniyet Müdürü’ne sunduğunu söyleyen Şengün “Bunun için ocakta Polis Okulu’nun mezun vermesini bekliyorum. Aldığım söze göre mezunlardan 160’ı ilk görev yeri olarak bu kavşaklara gönderilecek” dedi. Şengün bünyelerinde 2017 memur bulunduğunu belirterek “Büyük bölümü 12-12 çalıştığı için fiili polis sayımız 600 civarında. Buna rağmen İstanbul’un her yerine yetişmeye çalışıyoruz. Sonuçta Gebze’den Silivri’ye kadar bu kadroyla iş yapıyoruz” diye konuştu.
***
Sordum öğrendimÇekicilerden, servislere, alkolden çöp kamyonlarına
Murat Şengün’le uzun bir İstanbul turu yaptıktan sonra Gayrettepe’deki makamına geçtik. Burada da birkaç saat boyunca hem kendi notlarımı hem de okurlardan gelen soruları kendisine aktardım. Şimdi bunlardan bazılarını sizlerle paylaşayım;
Çekici terörüİstanbullu sürücülerin en büyük derdi trafik çekicileri. Çünkü insafsızca çalışan bu çekiciler, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde hiç görünmezken, trafiği aksatmayan araçları çekiyorlar.
Murat Şengün “Bu bizim de derdimiz” dedikten sonra anlattı; İstanbul’da iki tür çekici var. Birincisi Trafik Vakfı dediğimiz, başında Vali’nin bulunduğu, denetimi Sayıştay tarafından yapılan kuruluş. Yasaya göre otobüs duraklarında, kavşak içinde, yangın muslukları önünde, hastane girişlerinde, itfaiye çıkışlarında, ana yollarda ve ikinci sırada park yapan araçlar çekiliyor. Bunun dışında çekmek yok ama ceza kesiliyor.
İkinci tür çekiciler ise bazı ilçe emniyet müdürlüklerinin kurduğu derneklere ait. Anladığım kadarıyla şikâyetlere konu olan uygulamaları bu derneklerin çekicileri yaratıyor. Bir önlem alınacak mı? Kesin cevabı yok. Ama çalışmalar var.
Servislerİstanbul trafiği akşam saatlerinde özellikle Maslak, Levent, Zincirlikuyu, Esentepe, Mecidiyeköy, Çağlayan aksında servis araçları nedeniyle kilitleniyor. Murat Şengün “Şirket yöneticileriyle sürekli toplantılar yapıyoruz. Elbette servisleri kaldırmamız mümkün değil ama, yeni bir uygulama ile sadece 15 dakika yol kenarında durma hakkı verdik. Bu süre içinde servisler yolcularını alıp gidecekler, aksi takdirde ceza uyguluyoruz” dedi.
Alkol muayeneleriAlkol denetimleri aralıksız sürecek. Zaten bundan halkın pek şikâyeti yok. Ancak son zamanlarda bazı ekiplerin “kasıtlı” davrandıkları söylentileri var. Şengün bunu şiddetle reddediyor “Bir ayırım yapılması söz konusu olamaz” diyor. Yine de şikâyetler var. Şengün “Kimsenin alkol almasına karışamayız, bizim derdimiz alkollü olanların araç başına geçmeleri. Bir yılda alkollü sürücüler nedeniyle 6 şehit verdik” diye konuşuyor.
Trafik kameraları ve EDSMurat Şengün’e “Kameralar ve EDS işe yarıyor mu?” diye sordum ve gerekçesini anlattım; “Çünkü İstanbul halkı kamera ve EDS’nin sadece gece ve hafta sonlarında çalıştığına inanıyor.” Şengün “Kameralar ve EDS sisteminin” çok iyi çalıştığını belirterek “Hata yapan her araç fotoğraflanıyor ve cezası adresine gönderiliyor” dedi. Şengün bu nedenle kurdukları merkezi de gezdirdi. Memurlar bölge bölge bütün İstanbul trafiğini izliyor. “Peki, bu kameralarda görülen sıkışıklığa müdahale ediliyor mu?” diye sordum. “Ediliyor, buradaki arkadaşlarımız sıkışmayı gördükleri an bir mobil ekibi buraya yönlendiriyor” dedi.
Neden polis yok?En önemli soru ise şuydu; “İstanbul halkı gerektiğinde trafik polisini görememekten şikâyet ediyor.”
Müdür Şengün “Bu yanlış bir algı” dedi. Sonra da online harita üzerindeki hareketli ve sabit polis ekiplerini gösterdi. Haritaya bakınca pek çok yerde polis olduğu görülüyor. Yeterli değil tabii. Ayrıca bütün ekip araçlarında GPS cihazı takılıymış. Harita üzerinde hangi aracın ne yaptığı da görülüyor. Şengün “Sadece Başbakan geçeceği zaman polis ortalıkta” eleştirisine de katılmadığını belirterek şöyle dedi; “Başbakan geçeceği zaman yolların kapatılmasını istemiyor. Hatta böyle bir uygulama hâlinde görevden alacağını bile söyledi. Biz Başbakan geçecekken, sadece kırmızı ışıkta durdurmuyoruz. Yoksa Başbakan da defalarca sıkışık trafikte kaldı.” Sonra da ekledi; “Vatandaş güvenlik birimlerinin yola koyduğu polisleri de görüyor, hepsini bizden zannediyor.”
Çöp kamyonlarıÖnemli bir şikâyet konusu da belediye-lerin en sıkışık saatlerde çöp toplamaları. Şengün “Bu yasal değil, belediyeler ancak gece 00.00 ile 04.00 arasında çöp toplayabilir. Her seferinde uyarıyoruz ama dinlemiyorlar. Ceza yazıp arabaları trafikten çeksek bu kez de çöp toplamaya engel olmakla suçlanacağız. Beni de çok sıkıntıya sokan bir konu” cevabını verdi.