Gereksiz ama okuması keyifli bilgiler
Can Ataklı; Parası olan, pahalılıktan şikayet edemez mi?
ACAİP YAZILAR
Parası olan, pahalılıktan şikayet edemez mi?
Hayat pahalılığı herkesin belini büküyor.
Dar gelirlide daha çok etkisini gösteriyor elbette ama daha yüksek gelire sahip olanların da ağır hasar aldığı kesin.
Daha önce de yazmıştım, örneğin geçen yıl ayda ortalama 50 bin lira kazananlar bu yıl en fazla yüzde 25-30 arasında zam aldı.
Bu kesimin 2023 yılındaki aylık ortalama geliri 75-80 bin liraya çıktı.
Ancak enflasyon öyle arttı ki bu kesimdekiler geçen yıl 50 bin liraya sürdürdükleri aynı hayatı bu yıl 100 bin liranın altında gerçekleştiremiyor.
Yani aslında hesapta yüksek geliri olanlar da bir anlamda fakirleşmiş oldu.
Kendi hayatlarında bir gerileme oldu olmasına ama yine de dar gelirlilerin düştüğü duruma düşmüyorlar.
Bazı masraflarını kısıyorlar, bakıldığında hayatları çok değişmiş görünmüyor.
Örneğin yine diledikleri gibi alışveriş yapıyorlar ama haftada bir ya da iki kere dışarıda yemek yerken bu sayı 15 günde bire düştü, daha lüks otellerde daha uzun tatil yapabilirken aynı otellerde daha kısa süre kalabiliyorlar.
Ayrıca iş konuşmaya gelince pahalılıktan, enflasyondan, ekonominin kötü gidişinden en çok şikayet edenler de genellikle bu kesimden çıkıyor.
Bu çok normal, çünkü nispeten daha yüksek geliri olanların çoğu iyi eğitimli bilgili kişiler.
Neyin ne olduğunu biliyorlar, konuşurken kendileri için konuştukları gibi asıl ezilenlerin hakkını da arıyorlar.
Ama bu toplumda tuhaf biçimde ters algılanıyor.
Geçenlerde bir yerde alışveriş yapıyorum, sırada önümde olan biri kasiyere “Yok artık, bir gofret de bu kadar olur mu?” dedi torbasına aldıklarını koyarken.
O kişi dükkândan çıktıktan sonra kasiyer biraz da küçümseyerek, “Yahu adamın dünya kadar parası var, gofret fiyatından şikayet ediyor” dedi.
Güldüm ben de “Çok parası olunca pahalılıktan şikâyet edemez mi yani?” dedim.
Kasiyer şaşırdı, destek bekliyordu muhtemelen, sessiz kaldı.
Bu tür sözleri çok yerde duyuyorum.
Sanki cebinde parası olan istenilen her fiyata razı gelmek zorundaymış gibi düşünüyor özellikle dar gelirliler.
Kendi alamadığı için belki de içten içe bir kıskançlık duyuyordur kim bilir.
Ama bu yanlış bir duygu ve düşünce.
Parası olan enayi değil ki?
5 liralık bir gofrete 10 lira verdiğinde elbette bütçesine en küçük bir etki bile etmeyecektir ama sırf parası var diye sessiz kalmak durumunda değildir.
Mesele birinin çok parasının olması değil ki, bir mal pahalıdır ya da değildir.
Ayrıca şunu söyleyeyim, parası olanın şikayet etmesi çok daha önemli ve etkilidir.
Çünkü parası olan bu sıkıntısını anlatacak ve sesini duyurabilecek güçtedir aynı zamanda.
Şöyle bir örnek vereyim: Ekmeğin fiyatından milyonlarca kişi şikayet eder yakınır, ama haber bile olmaz. Buna karşı sırf bir ekmek için koca bir fırın zincirini satın alacak kadar parası olan Rahmi Koç “Ekmek çok pahalı, bu millet ne yiyecek?” dediği an haber olur, herkes konuşur.
Bunu en tepedekiler de duymuş olur.
KOMİK
Gereksiz ama okuması keyifli bilgiler
İki haftadır size “saçma sapan ama komik” cümlelerden seçmeler sunmuştum.
Bu hafta da bilsek de bilmesek de olabilecek gereksiz ama okuması keyifli bilgiler sunmak istiyorum.
İşte, uzmanların yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan şaşırtıcı gerçeklerden bazıları:
- Bir yılan 3 yıl uyuyabilir.
- Bal bozulmayan tek gıdadır.
- Ördeğin sesi yankı yapmaz.
- Denizyıldızlarının beyni yoktur.
- Üzüm mikrodalga fırında patlar.
- İnsan yılda en az 1460 rüya görür.
- İnsan kalbi dakikada 60-80 defa çarpar.
- “Pi” sayısının bir milyarıncı rakamı 9’dur.
- Dünyada insanlardan daha çok tavuk var.
- İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.
- Türkiye’de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var.
- Sabahları elma, kahveden daha fazla uykunuzu açar.
- Yerçekimsiz ortamda mum alevi küre şeklinde olur.
- Otomobil sayısı, insan sayısından 3 kat daha hızlı artıyor.
- Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar.
- Eksi 90 derecede nefesimiz, havanın ortasında donar ve düşer.
- Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder.
- Çin’de İngilizce konuşan kişi sayısı, ABD’dekinden daha fazladır.
- Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır.
- Kibrit kutusu büyüklüğündeki altın külçesi yufka gibi açılarak bir tenis kortu büyüklüğüne kadar yırtılmadan uzatılabilir.
- Dünyanın en hızlı kuşu boğazlı kırlangıçtır. 3 saniye süreyle saatte 128 km. sürate ulaşmıştır
- Eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsanız, patlarsınız.
- Aşık olduğumuzda beynimiz “phenylethylamine” üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Bu kimyasal madde çikolatada da vardır.
- Kahve, sarhoş bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz. Hatta çoğu zaman alkolün etkisinin artmasına yol açar.
- Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
- 1 kilo limonda, 1 kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
Soyanlar ve soyunanlar
Köşemizin sürekli takipçilerinden Erhan Tığlı yine keyifle okunacak esprili bir yazı göndermiş.
Gelin okuyalım şimdi:
Kimi soyunarak para kazanır bu dünyada
Kimi soyarak...
Kimi de soyanlara soyunanlara
Ağzının suyu aka aka bakarak...
★★★
Soyguncu “Ya paranı ya canını” der, tercih hakkı bırakır
Kadın her ikisini de alır, hiçbir şey bırakmaz...
★★★
Çok akıllı kadındır Sosyete Suzan
Peşin paraya soyunur
Taksitle giyinir...
★★★
Bir hırsız aynı mağazayı üç kere soyunca niye böyle yaptığını sordular.
İçini çekerek şöyle dedi: “Oradan karıma bir elbise getirmiştim. Beğenmedim. Üç kere değiştirmek zorunda kaldım.”
★★★
Genç ve güzel bir kızla yaşlı bir kadın, doktora gitmişlerdi. Doktor, genç kıza soyunmasını söyledi. Kız, “İyi ama hasta olan ben değilim, teyzem” deyince doktor yaşlı kadına döndü, “Ağzınızı açın ve a deyin” dedi.
★★★
Kadın doktora gitmişti. Doktor ona paravananın ardına geçip soyunmasını söyledi.
Bir süre sonra da, “Soyundunuz mu?” diye sordu.
Kadın, yakışıklı doktora bakarak fıkırdadı: “Evet doktor bey, ya siz?”
★★★
Erkek papağanın kafesine çiftleşmesi için bir dişi papağan getirmişlerdi. Sabahleyin bir de baktılar ki dişi papağanın bütün tüyleri yolunmuş.
“Tüyleri sen mi yoldun?” diye sordular.
“Tabii ya” dedi erkek papağan. “O işi soymadan mı yapacaktım yani?”
HHH
Şuh yıldızımızın medyada çok çıktığı için çıplak fotosu
Yaptığı işlerden daha fazla biliniyor göğsü, bacağı, poposu!
★★★
Anlı şanlı yıldızımız önce mankenliğe soyundu
Sonra sunuculuğa soyundu
Çevirdiği filmlerde soyundu da soyundu...
Soyunmaktan giyinmeye fırsat bulamadı!
★★★
El üstünde tutuluyor soyunanlar ve soyanlar
Biz değil onlar bu vatanın en iyisi en hası!
Sanatçıların(!) soyunması kadar ses getirmiyor
Köylünün alın teri dökerek yetiştirdiği
Sebzesi, armudu, üzümü, elması...
ÇOK GÜLDÜM
Pazarın üç fıkrası
Bu hafta Yıldırım Tuna’dan üç güzel fıkra geldi.
Haydi birlikte okuyalım:
Yaşlı adam ve hırsız kız
Hayli yaşlı adam alışverişten gelip evinin kapısını açmış, bir bakmış ki içeride güzel mi güzel fıstık mı fıstık genç bir hırsız kız.
“Hemen polisi arayacağım...!” demiş yaşlı adam...
“Lütfen aramayın bayım...” diye cevap vermiş hırsız kız, “Tekrar yakalanırsam, ömrümün sonuna kadar hapisten çıkamam..!”
“Ama aramam lazım...”
“İnanın ne istiyorsanız yaparım..! İsterseniz bana sahip olabilirsiniz...!”
“Tamam...” demiş yaşlı adam, “Gir yatağa...!” İkisi de soyunup yatağa girmişler, yaşlı adam saatlerce uğraşmış, kan-ter içinde kalmış ama nafile... Sonunda pes edip “Daha fazla debelenmeme gerek yok...!” demiş nefes nefese kalıp “Olmuyor işte..! Polisi arayacağım...!”
Particilik
Adamın biri bir parti genel merkezinin önünden geçerken kapıdan tulumuyla yaka paça dışarı atılan bir işçi görmüş, işçinin yanına koşmuş,
“Hayrola?.. Seni partiden atarlarken gördüm?..”
“Evet de ne alakası varsa anlayamadım...” demiş işçi,
“Ben tesisatçıyım, genel merkezin su borularını tamir için çağırdılar, genel başkana çıkıp ‘Bütün sisteminiz çürümüş, bitmiş, tamamen yeni bir değişim şart’ dedim, beni tekme tokat kovdular..!”
İsyan
Hapishane müdürü ayaklanmayı bastırdıktan sonra isyanı başlatan üç mahkumu odasına getirtmiş,
“İki şeyi bilmek istiyorum” demiş, “Bir, neden isyan ettiniz? İkincisi hücrelerinizden nasıl çıkabildiniz?”
“Müdürüm yemekleriniz yenilecek gibi değil, onun için isyan ettik!” demiş bir mahkum.
“Peki kardeşim, aynı anda bütün hücre parmaklıklarını nasıl kesebildiniz?”
“Sabah kahvaltısında dağıttığınız tostlarla.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları