Sevgili okurlar; birkaç kere yazdım yazmasına ama, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru üzerine görüş ve tahminlerimi toparlayarak tekrar paylaşmak istiyorum.
Sevgili okurlar; birkaç kere yazdım yazmasına ama, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru üzerine görüş ve tahminlerimi toparlayarak tekrar paylaşmak istiyorum. Çünkü bu girişimin sonucunda Türkiye çifte seçime gidebilir.
Cumhurbaşkanı seçimi
Pek çok konuda “intikamcı” duygularla hareket eden iktidar, 2007’de yaşadığı “Cumhurbaşkanı seçememe şokunu” da, benzer bir intikamcı duyguyla aşmak istemiş ve “O halde Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin” diyerek anayasayı değiştirmişti.
Kulağa hoş geldi
Halka sorulduğunda kulağa hoş geldiği için “Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin” önerisi kamuoyunda da ilgi görmüş ve referandumla yeni seçim yöntemi bu şekilde belirlenmişti. AKP’nin “Benden sonra tufan” diye başlattığı sistem şimdi sorun oldu.
AKP’nin hesaplamadığı
2007 ilkbaharına döndüğümüzde, AKP’nin büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını hatırlayalım. AKP o tarihlerde yeniden tek başına iktidara gelme ihtimalinin az olduğunu düşünüyordu. Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini bir çıkış noktası gibi görüyordu.
Büyük seçim zaferi
Ancak AKP’nin korktuğu başına gelmedi. Yeniden, üstelik güçlenerek tek başına iktidar oldu. Yeni dönemde yapması gereken ilk icraat Cumhurbaşkanı’nı seçmekti. Anayasa değişmişti ama referandum yapılmadığı için seçim eski yöntemle yapılacaktı.
Gül seçiliyor
Seçimden önce 367 engeli yüzünden Gül’ü Cumhurbaşkanı seçemeyen AKP, bu kez MHP’nin desteğini alarak 367’yi aştı ve seçimi gerçekleştirdi. Gül 7 yıl için bir kereliğine seçilmişti, ama iki ay sonra yapılan referandumla anayasa değişikliği gerçekleşti.
Sorunu buza yatırdılar
Aslında Gül’ün görev süresi daha o günden itibaren sorundu. Hemen yasal bir düzenleme yapılması gerekiyordu. AKP yapmadı. Tahminim, son ana kadar bekleyip, o anın ortamına göre hareket etmeyi amaçladı.
Günler geçiverdi
Dilimizde “sayılı gün çabuk geçer” deyimi var. Zaman hızla aktı, anayasanın emrettiği 5 yıllık sürenin sonuna yaklaştık. Telaş o zaman başladı. Yasal düzenleme yapılmadığı için Gül görev süresi de muğlaktı. Ama çözüm bulmak da zordu.
Hukuksal sıkıntı
AKP kurmayları 5 yılı düşünüyordu. Ama korkulan şuydu: Görev süresi 5 yıl olarak kabul edilirse, Gül bu sürenin sonunda anayasa gereği “tekrar aday olmak” isteyebilir. Bunu önlemeye kalkmak ise parti içinde huzursuzluk yaratacaktır.
7 yılda da aynı sorun
Başka taraftan bakalım. Aslında süresi 7 yıl olarak kabul edilse bile, Gül yeni anayasa gereği yeniden üstelik 5+5 olacak biçimde aday olmak isteyebilir. Bu da Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkma planını bozabilir. AKP’nin buna tahammülü olamaz.
Geçici çözüm
Sonunda iktidar “hukuki sorun yaratacak” biçimde bir “ara çare” buldu ve alelacele bir yasal düzenleme yaparak Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğunu belirten bir yasayı Meclis’ten geçirdi. Ancak bu yasa hukuken sakat ve Anayasa’ya aykırıydı.
Gül’e engelleme
Muhalefetin “Görev süresi 5 yıldır” seslerine aldırmayan iktidar, öyle bir yasa çıkardı ki, Gül’ün bir daha aday olma ihtimalini de ortadan kaldırdı. Kamuoyu bu ayrıntının üzerinde çok durmadı. Çünkü beklenti Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıydı.
Eşitliğe aykırı
Oysa Meclis’ten geçen yasa açıkça bir Anayasa suçu işliyordu. Çünkü bu yasa ile 4 Türk vatandaşının en doğal hakkı olan “seçilme hakkı” ellerinden alınmış oluyordu. Daha önce Cumhurbaşkanı olanlara “aday olma yolu” yasayla kapatılmıştı.
Zaten böyle miydi?
Kamuoyu konuyu alıştığımız eski düzen nedeniyle fark etmedi. Eski Anayasa maddesine göre Cumhurbaşkanı’nı TBMM, 7 yıllığına ve bir kereliğine seçebiliyordu. Oysa yeni anayasa maddesi seçimin halk tarafından yapılmasını öngörüyordu.
Küçücük bir fark gibi
Daha önceki “bir kere seçilen bir daha seçilemez” maddesi insanların zihnini karıştırıyor elbette. Ama yeni anayasa maddesi Cumhurbaşkanı seçimini sıfırdan başlatıyor. Kısacası, yeni madde ile herkes eşit kulvardan koşmaya başlamak durumunda.
Gül aday olabilir
Bu durumda, ister 7 yıl, ister 5+5 olsun, Gül ve diğer eski Cumhurbaşkanları, yeni anayasa maddesine göre aday olma hakkına sahiptir. Hiçbir yasa anayasaya aykırı olamayacağına göre, bir kişinin seçilme hakkını yasayla gasbetmeye kalkamazsınız.
CHP’nin başvurusu
Yasa çıktığı günden beri bunu düşündüğüm için konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi halinde bir iptal kararı çıkabileceğini tahmin ediyordum. Sonunda CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Şimdi dananın kuyruğu kopacak.
Erdoğan ne düşünür?
Şimdi gelelim işin en önemli noktasına. Tahminim şu ki, Başbakan Erdoğan 2014 yerine bu yıl Çankaya Köşkü’ne çıkmak istiyor. O nedenle Anayasa Mahkemesi’nin bir iptal kararı almasını isteyebilir, hatta bunun için telkinde bile bulunabilir.
Nedenleri çok fazla
Erdoğan başbakanlığı bırakıp neden bu yıl Çankaya’ya çıkmak ister? Bunun pek çok nedeni var. Öncelikle aşırı yorgunluğun Erdoğan’ı çok yıprattığı bir gerçek. İçte ve dışta yaşanan ve çözülemeyen sorunların da Erdoğan’ı korkuttuğunu unutmayalım.
İşler iyi değil
İktidar elindeki medya gücünü de kullanarak “Türkiye’nin büyüdüğünü, ekonominin çok iyi olduğunu, daha demokratikleştiğimizi” söylese de aslında işler o kadar da iyi gitmiyor. Türkiye sanki bıçak sırtında gibi. Her an dengeler bozulabilir.
İçte ve dışta sorunlar
Kürt açılımı başlatıldı ama neredeyse başladığımız yere döndük; Suriye, İran, Irak konularında bir türlü karar alınamıyor, ekonomi dışarıdan pompalanan paraya bağlı, demokratikleşirken bir tür sivil vesayet hâkim oldu, sorunlar çözülemiyor.
Yeni anayasa olmuyor
İktidar, sürekli yeni anayasadan söz ediyor ama Meclis’te nitelikli çoğunluğa sahip olmadığı için sil baştan anayasa yazmaya cesaret edemiyor. İstediği gibi anayasa yazamayacağı için işi yokuşa sürüyor. Bu da yandaş eleştirilerini giderek artırıyor.
2014’e varmak zor
Bu koşullar altında, şu anda AKP’nin oyları artıyor gibi görünse de, 2014’e kadar sürdürülememesi olasılığı çok yüksek. Bunun önüne geçmek için en iyi çare beklenmedik bir anda Cumhurbaşkanı seçimini yapıp buna genel seçimi de eklemektir.
Gözler Yüksek Mahkeme’de
Şimdi tekrar geliyorum, en önemli noktaya. Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusu üzerine Cumhurbaşkanı’nın görev süresi ile ilgili yasayı iptal edebilir. Bu son karardır ve Türkiye zorunlu olarak ağustosta Cumhurbaşkanı seçimine gider.
İkinci sandık gelir
Tayyip Erdoğan bu durumda sadece Cumhurbaşkanı değil genel seçimlerin de yapılmasını isteyebilir. Çünkü mantıklı olan budur. Bu operasyon AKP’nin biraz kan kaybederek de olsa yeniden tek başına iktidar olmasını sağlayabilecek bir karardır.
Erdoğan sonrası
Şurası gerçek ki, başında Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir AKP son seçimlerde aldığı oyu bir daha alamaz. Bunu bütün araştırmalar gösteriyor. Erdoğan’ın partiye “kişisel katkısının” yüzde 15 olduğunu söyleyen araştırma kuruluşları bile var.
Tek başına giderse
Eğer Anayasa Mahkemesi iptal kararı alır ve Cumhurbaşkanlığı seçimi bu yıl yapılırsa, büyük olasılıkla Erdoğan Çankaya Köşkü’ne çıkar. Oysa genel seçimler 2015’te. Üç yıl içinde Erdoğan’sız bir AKP’nin gücünü koruması mümkün değildir.
Sorunu aşmak için
İşte bu nedenle bu yıl ikinci sandık da önümüze gelebilir. AKP’nin oyu yine düşecektir mutlaka ama, pek çok seçmen Çankaya için oyunu Erdoğan’a verirken, “yalnız kalmasın” diyerek parti seçiminde AKP’yi tercih etme yolunu kullanabilir.
Bunlar tahmindir
Sevgili okurlarım; yazdıklarım Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı alma olasılığı üzerine yaptığım tahminlerdir. Eğer Yüce Mahkeme başka karar alırsa bu tahminler geçerliliğini yitirir. Yazımı bu gözle değerlendirin lütfen.
Hepinize iyi haftalar dilerim.