loading
close
SON DAKİKALAR

İşte asıl hedef bu maddeler

Can Ataklı
Tarih: 04.09.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Anayasanın 4’üncü maddesi ilk üç maddeyi koruyor. Anayasalar diğer yasalar gibi zırt pırt yeniden yazılmaz. Nedir bu yüzyılın Anayasası?

ANALİZ

Nedir bu yüzyılın Anayasası?

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Anayasası var mı?

Var.

Kaç yılından beri bu Anayasa ile yönetiliyoruz?

1982’de yapılan halk oylamasından sonra yüzde 92’lik bir oranla kabul edilen Anayasa yürürlükte şu an.

Peki hala ilk gün yazıldığı gibi mi anayasa?

Hayır.

Önceki değişiklikler hariç, AKP iktidarı döneminde toplam 177 maddeden oluşan Anayasa’nın 134 maddesinde değişiklik yapıldı.

Bunlardan toplu olarak yapılan iki değişiklik halk oylamasına sunuldu ve kabul edildi.

Şimdi Erdoğan yıllardır söylediği cümleleri tekrarlıyor ve “yeni Anayasa’dan” söz ediyor.

AKP Genel Başkanı en son adli yılın açılış töreninde aynen şunu söyledi;

“2011’den beri bir hayalimiz var. Bu hayal, Türkiye’yi darbe Anayasasından kurtararak yarını kucaklayan, Türkiye Yüzyılı’na yakışır Anayasa’ya kavuşturmaktır. Vaadimiz birinci sınıf demokrasi, ekonomi ve özgürlüklerin tamamlayıcısı, birinci sınıf anayasa olacaktır. Türkiye Yüzyılı böyle bir Anayasa’yla güçlenecek. 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ‘İşte benim Anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni, artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor.

Siyasi partiler, yüksek mahkemeler, üniversiteler, devlet kurumları, barolar ve milletimizin her ferdini sürece katkı vermeye davet ediyorum. Meclis’in açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir Anayasa’ya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız.”

O halde soralım:

Sadece sizin döneminizde 134 maddesi değişen Anayasa’nın hangi maddeleri Türkiye’ye yakışmıyor?

Erdoğan ve çevresi sürekli “yeni Anayasa’dan” söz ediyor ama bunun ne olduğunu asla söylemiyor.

Açın bakın AKP’nin bugüne kadarki söylemlerine, hiçbirinde somut bir şey bulamazsınız.

Varsa yoksa “Bu anayasa asker Anayasası, bu Anayasa bize yakışmıyor, yeni Anayasa yazmak gerek” sözleri.

177 maddeden 134’ü değişmiş.

İlk dört madde değişemeyeceğine göre kalan 39 madde var.

Eğer yeni anayasa istiyorsanız bu 39 maddeden hangilerinin bize yakışmadığını da söylemek zorundasınız.

Diğer 134 madde bizzat sizin iktidarınız tarafından değiştirildiğine göre demek ki bunların yakıştığını düşünüyorsunuz.

O halde bu telaş nedir?

Telaşın nedeni çok ortada.

AKP iktidarının bu Anayasa ile bir derdi yok.

Çünkü zaten Anayasa’nın maddelerine işlerine gelmediğinde uymuyorlar.

Asıl dert ilk 4 maddedir.

Yeni Anayasa talebinin altındaki gerçek bu maddelerin değiştirilmesidir.

Ne kadar ceberut olursa olsun; bu iktidar, ilk 4 maddeyi değiştirmeye asla cesaret edemiyor.

Çare olarak halkta “yeni Anayasa” algısı yaratmak istiyor.

BUNU YAZMAK GEREK

İşte asıl hedef bu maddeler

İktidar, Anayasa’yı hiç takmasa da ilk dört maddenin elini kolunu bağladığına inanıyor.

Çünkü bu maddelerden biri laiklikle ilgili.

Gerçi laiklik neredeyse tümüyle ortadan kaldırıldı, ancak korkuları bitmiyor.

Çünkü olası bir iktidar değişikliğinde sadece bu madde üzerinden bile ağır suçlamalar yapılacağını biliyorlar.

O halde bu hükmün tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor.

Ancak orada bir başka sorun var.

Anayasanın 4’üncü maddesi ilk üç maddeyi koruyor.

Anayasalar diğer yasalar gibi zırt pırt yeniden yazılmaz.

Ancak bir darbe, savaş, çok ağır bir doğal afet ya da altından kalkılamayacak bir toplumsal patlama sonunda yeni Anayasa yapılır.

Bu durumda Meclis’in yeni Anayasa yazması fiilen mümkün değildir çünkü ilk dört maddenin değişmesi mümkün olmadığı gibi değiştirilmesi istemek bile Anayasa suçudur.

Demek ki yeni Anayasa yazılmasını istemek ilk 4 maddeyi de kapsayacağı için ortaya çözümü çok zor bir Anayasa suçu oluşturacaktır.

Buna rağmen yeni bir Anayasa yazılması mümkün mü?

Elbette, ama Meclis’te en az 400 kabul oyu bulunması gerekir.

Ya da 367 bulunur ve Anayasa halk oylamasına sunulur.

400 bulunursa fiili durum yaratılır ama 367 ve halk oylaması çok büyük kaosa neden olur.

Sanıyorum Erdoğan CHP’nin sırtından Meclis’e giren partileri ve İYİ Parti’yi ikna edeceğine inanıyor.

Çünkü CHP ve HDP hariç Meclis’te 401 oy bulunuyor.

ANAYASANIN İLK 4 MADDESİ NEDİR?

I. Devletin şekli

MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti

MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4- Anayasa’nın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

O iş öyle değil Cüneyt Özdemir Bey

İstanbul Valiliği geçenlerde bir genelge yayınlayarak açık alanlarda içki içilmesinin yasak olduğunu bildirdi.

Gelen tepkiler üzerine Valilik, “Bu bir yasakla değil, daha önce halkın huzuru için alınmış bir kararın hatırlatılmasıdır” düzeltmesi yaptı.

Tabii konu özellikle sosyal medyada çok tartışıldı.

Bu tartışmalara katılan Cüneyt Özdemir kendi YouTube kanalında yaptığı konuşmada “Konuyu laiklikle bağdaştırmamak gerek, ABD’de de durum böyledir. Kimse sokakta içki içemez. 21 yaşından küçüklere asla içki satılmaz” dedi.

Doğru mu?

Doğru.

Ancak AKP kanadından büyük alkış alan Cüneyt Özdemir Bey’in yanıldığı nokta şu;

ABD’deki içki yasakları dini nedenle alınmıyor, gerçekten gençlerin sağlığı ve toplumun huzuru ön görülüyor.

Türkiye’de ise içki ile ilgili alınan tüm kararların ardında “dini” dayatmalar ve istismar var.

AKP iktidarından önce çıkarılan bir kanun gereği 18 yaşından küçüklerin bırakın içki içmesini, babası için bakkaldan içki alması bile yasak.

AKP iktidarı ise tüm dünyada uygulanan bu yasağın çok ötesine geçti.

Bugün turistik bazı sahil beldeleri ve birkaç büyükşehir dışında neredeyse içkili mekan yok.

Orduevlerinde, öğretmenevlerinde, polisevlerinde, öğrenci cafelerinde, birkaç CHP’li belediye dışındaki belediye tesislerinde içki yasak.

Açılış törenlerinde içki verilemiyor, içki üreticileri hiçbir şekilde içkili tanıtım yapamıyor.

Yerli filmlerde içkili sahne yasak, TV’ler eski filmlerdeki içkili sahneleri ya kesmek ya da flu hale getirmek zorunda.

Bu açıdan bakınca Türkiye’de AKP iktidarının uyguladığı içki rejimi gençliği ve halk huzurunu korumaktan çok öte tamamen dini nedenlerle halkın baskı altına alınmasından başka bir şey değildir.

Cüneyt Özdemir Bey’in nahif biçimde “adaletli davranmaya çalışması” doğru bir tavır değildir.

ŞAŞIRDIM

İyi de güzel kardeşim sen bu eleştiriyi hiç uçakta Erdoğan’a yapabildin mi?

Sarayın has kanallarından TGRT’nin Genel Yayın Müdürü Ercan Seki, CHP Genel Başkanı’nın bir grup gazeteciyi davet etmesine çok içerlemiş.

Bir tweet adan Seki bakın ne demiş:“Kemal Kılıçdaroğlu bir grup gazeteciyi çağırıp bir şeyler söylemiş İktidarı kendi yandaş medyasını oluşturmakla suçlayanların, daha muhalefetteyken gazeteci ayrımına başlaması neden sürekli seçim kaybettiğinin de özeti adeta. Ne ekersen onu biçersin. Davet yoksa, haber de yok.”

Yandaşlığını ve nezaketsizliğini “bir şeyler söylemiş” diyerek ilan eden bu genel yayın müdürüne şunu sormak isterim.

“Yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan Erdoğan ilk birkaç yıl dışında kendisine biat etmeyen hiçbir gazeteciyi yanına sokmadı, basın toplantısında sorularına cevap vermedi, TV programlarında karşısına almadı, uçağına almadı. Bu süreçte başında bulunduğunuz kanalın muhabir ve kameramanları hep Erdoğan’ın davetlileri arasındaydı. Bir kere bile Kılıçdaroğlu’na gösterdiğiniz hassasiyeti gösterip Erdoğan’a neden ayırımcılık yaptığını sordunuz mu?”

Cevabı elbette hayır.

Bu genel yayın müdürü bir de üstüne “Bizi davet etmezseniz haber de yok, zaten bu nedenle seçimleri kaybediyorsunuz” diyerek saygı sınırlarını da hayli aşıyor. Ve son not: Erdoğan’ın hiçbir gezisine, toplantısına katılamayan muhalif gazeteciler asla “Madem davet yok, haber de yok” türü gazetecilik dışı bir davranışta bulunmuyor.

OKURDAN MESAJ

Küçük gibi görülen ama kafa karıştıran bir durum

Emekli okurlarımdan birinden çok ilginç bir mesaj aldım.

Okurum aldığı zamlı maaşla ilgili küçücük bir kesintiden söz ediyor.

Ama bu durum bütün emeklileri kapsıyorsa oraya anormal bir rakam çıkıyor.

Birlikte okuyalım mesajı:

Sayın Can Ataklı,

Fırsatım oldukça Korkusuz Gazetesi’ni alır ve köşenizi beğeni ile okurum. Hatta ara sıra size buradan bazen yazarım. Bugün ilginç bir konu oluştu.

Ben memur emeklisiyim. Maaşımı e-devletten ve bankamdan hep takip ederim.

Bugün e-devlette maaşım 10934.41TL görünmesine rağmen bankama yatan miktar 10908.40TL. Herhangi bir sağlık vs. kesintim de yok.

Hemen 170’i aradım, e-posta ile SGK’ya bilgi yazdım. Aradaki fark 26.01TL belki az bir miktar ama hiçbir açıklama yok.

Sonra memur emeklisi arkadaşlarla görüştüm hepsinde de 26 TL’den 43 TL’ye ya varan, hiçbir açıklaması olmayan bankaya eksik yatırılan maaşlar var.  Kim bilir ülkede kaç kişi. Eğer bir kesinti yapıldıysa bunun açıklaması olması gerekir. Ben ce çok tuhaf bir durum.

Bilginize sunmak istedim. 26.01 TL benim neredeyse dört ekmek param.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları