loading
close
SON DAKİKALAR

Jandarmanın hâli gerçekten çok üzücü

Can Ataklı
Tarih: 23.10.2012
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı yazdı, ''Türk Silahlı Kuvvetleri bu kadarını hak etmiyordu...''

Cumartesi günkü “Ne jandarmaymış ama” başlıklı yazımda, İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’na 22 yaşındaki oğlunun cenazesinde reva görülenleri eleştirmiştim.

Oğlunu toprağa verdikten sonra evinde ailesi ile bir gece kalmasına bile izin verilmeyen Hilmioğlu’na bir acı daha yaşatıldığını belirtmiştim. Ki bu iktidar yetkilileri tarafından bile üzüntüyle karşılanmıştı.

Yazımda bu kötü uygulamanın bakanlık, savcılık ya da hâkimlerce değil, jandarma tarafından yapıldığının da açıklandığını kaydetmiştim.

Özetle, aslında Hilmioğlu’nun bir geceliğine kendi evinde kalabileceğini ancak jandarmanın gerekli 6 personel bulamadığı için Sincan Cezaevi’ne götürüldüğünü yazmıştım.

Ertesi gün Jandarma Genel Komutanlığı’nın internet sitesine bir açıklama konmuş. Ayrıca bir görevli albay da beni gazeteden aramış. O gün gazetede olmadığım için açıklamayı okuyamadım, pazartesi sabahı gördüm ancak.

Jandarma Genel Komutanlığı’nın açıklamasında, yazının benim tarafımdan yazıldığı belirtilmiyor “bazı basın yayın organları” tanımı kullanılıyor. Ancak bir görevlinin beni araması, açıklamanın benim yazım üzerine yapıldığı yorumunu güçlendiriyor.

Şimdi sizlere açıklamayı aynen sunuyorum. Sonra bir iki cümle yazacağım;

Tarih: 17 Ekim 2012

No: BA - 07 / 12

BASIN AÇIKLAMASI

1. 16-17 Ekim 2012 tarihli bazı basın ve yayın organlarında;

a. Tutuklu bulunan Prof. Dr. Fatih HİLMİOĞLU’nun oğlunun cenazesine katılması için verilen izin süresince nerede kalacağına karar verme yetkisinin Jandarma’ya bırakıldığı,

b. “Jandarma’nın istemesi halinde, HİLMİOĞLU’nun kendi evinde kalabileceği’’ yönünde haber ve değerlendirmelere yer verilmiştir.

2. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 116’ncı maddesinin 4’üncü fıkrası, ikinci ve üçüncü fıkraya göre “izin verilen tutuklunun, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, bulunduğu yerde bulunan ceza infaz kurumunda, bulunmaması halinde ise kolluk tarafından güvenli görülen yerde kalır’’ hükmünü âmirdir.

Kanunda açıkça ifadesini bulan bir hususta kolluk kuvvetinin inisiyatif kullanması mümkün görülmemektedir.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

***


Bu açıklama hiç de hoş olmayan, kuru ve ruhsuz bir açıklama.

Jandarmanın hukuka bağlı olduğunu, görev sınırlarının yasalarla çizildiği tabii ki gerçek. Bu nedenle bir yasa maddesini öne sürmek mantıklı ve doğru görünebilir.

Ancak son derece insani bir olayda gösterilen kötü davranışı bir yasa maddesinin bilmem kaçıncı fıkrasının arkasına sığınarak savunamazsınız.

Jandarma bu olayda bal gibi inisiyatif kullanabilirdi.

En azından yasalardaki “maruf olma” durumunu bilmiyor olamazlar.

Askerin son yıllarda sürekli örselenmesi, hakarete uğraması, pasifize edilmesi belli ki kimyaları da fena halde bozmuş.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu kadarını hak etmiyordu.

*****


18 yaşa seçilme hakkı ve askerin oy kullanmasının yaratacağı sakıncalar

Hafta sonunda MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak uğradı gazeteye. Pek çok konuda sohbet ettik. MHP’de yaklaşan kongre öncesi görüşlerini sordum. Bazı şeyler anlattı ancak “Parti yönetiminde değilim, bu konudaki kişisel görüşlerimin yayınlanması doğru olmaz” dedi.

Uzunırmak “Ancak silah altındaki erlerin oy kullanması, 18 yaşa seçilme hakkı ile ilgili görüşlerimi yazabilirsin” dedi.

Uzunırmak AKP’nin Meclis’e getirdiği bu önerilerin tam bir popülizm olduğunu belirterek “18-25 yaş arası 10 milyon, askerde ise 500 binin üzerinde olan bu gençlere siyasete müdâhil olma yolunu açmak onların çok hoşuna gider. Ama iktidar bunun yaratacağı sakıncaları hiç düşünmeden sadece oy avcılığı için çaba gösteriyor” dedi.

“Nedir bu sakıncalar?” dedim tabii.

Uzunırmak anlattı; “Birincisi” dedi; “18 yaşında bir genç milletvekili seçildi, 22 yaşında bu görevi bitti, ama tekrar seçilemedi. Ama bu genç artık bir eski milletvekili. Ne yapacak bu genç? O delikanlı hâliyle yaratacağı sorunları hiç düşünen oldu mu?”

“İkincisi” dedi Uzunırmak, “18 yaş genci henüz eğitim çağında. Bir yasa yapma konusunda bilgisi ve deneyimi yok. Onu milletvekili seçtiren partisinin talimatı dışında hiçbir şey yapamaz.”

Silah altındaki erata oy kullandırmanın da çok sakıncalı olduğunu söyleyen Uzunırmak “Askere alma sistemi iktidarın elinde. Gün gelir bazı bölgelere sadece belli siyasi partiye eğilimi olan gençler gönderilir ve bu bölgelerdeki oy dengeleri değiştirilebilir. Özellikle yerel seçimlerde bunun çok sakıncaları olduğu bir gerçek. Öyle yerler var ki, yerel seçimde oy kullanan 4 bin kişi var. Ama aynı yerdeki askeri birlikte 10 bin asker var. Bu askerlerin yerelle hiç ilgisi olmayan birine oy verdiklerini düşünebiliyor musunuz?” diye konuştu.

Uzunırmak “Ayrıca, siyasi partilerin oy kullananlara yönelik propaganda yapma hakkı vardır. Eğer yasa çıkarsa kışlalarda siyasi propaganda yapmayı yasaklayamazsınız. Ne yani partiler kışlaları dolaşıp askerlerle miting mi yapacaklar?” diye sordu.

Uzunırmak son olarak da “Kışlada sandık kurulursa, oradaki askerlerin kime oy verdiği de ortaya çıkacak. Bir askeri birlikte BDP çoğunluğu alırsa, oradaki erat terörist kabul edilecek gibi bir garabet ortaya çıkacaktır” dedi.

*****


Demokrasi yanlışları

Şunu iyi bilelim;

Demokrasi demokrasidir.

İlerisi gerisi olmaz.

İleri demokrasi kavramı yanlıştır.

Sınırsız demokrasi olmaz tanımı yanlıştır.

Demokraside sınırı hukuk sistemi belirler.

Benim işime gelirse demokrasidir, işime gelmezse demokrasinin de bir sınırı var demek demokrasiye karşı yapılmış bir haksızlıktır.

Bilelim diye not düştüm.

*****


Çankaya senaryoları, yerel seçim senaryoları, Suriye ile savaş senaryoları, ekonomide iyi senaryo, ekonomide kötü senaryo; liste uzayıp gider. Sanki hepimiz birer oyuncuyuz ve bu senaryolarda bize verilen rolleri oynuyoruz.

(Gani Yıldız)

*****


15 dakika park bedava olmalı

Belediyeye bağlı İspark neredeyse İstanbul’un bütün cadde ve sokaklarını parselledi. Elbette eskiye oranla iyi bir uygulama. “Para vermezsen araban çizilir abi” takımı gitti yerine düzgün kıyafetli, kibar görevliler geldi.

Ancak uygulama bazı noktalarda aksıyor.

Örneğin yol üstünde bir eczaneden ilaç alacaksınız. Park yeri yok, sadece İspark’a ait yerler var. Topu topu üç dört dakika durup yola devam edeceksiniz. İsparkçı başınıza dikiliyor ve bir saat parası alıyor.

Oysa normali, bu tür kısa alışverişler için olanak sağlamaktır. 15 dakika park ücretsiz olabilir. 15 dakikayı geçirenlerden bir saat ücreti alınabilir.

Belediyenin burada biraz kaybı olabilir tabii ama, vatandaşın işi görüleceği için getirisi daha fazla olur.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları