Peker’den gelen uyarı ATV’yi de hizaya soktu
Can Ataklı; Sedat Peker, 2 Mayıs’ta ilk videosunu yayınladıktan sonra bu diziye “Peker” isimli bir karakteri dahil etmişler. Peker şoför rolündeymiş. Peker, iddialı bir şey söylediğinde, “Boşver Peker’i o hep boş konuşur” repliği kullanılmış.
ANALİZ
Biden’la görüşme tehlikeye girdi
Artık çok tuhaf olaylar oluyor.
Bana öyle geliyor ki, saray ipin ucunu iyice kaçırdı.
Danışmanların panik halinde olduğunu duyuyorum.
Saraya girip çıkabilen dostlarım, “Durum çok kötü” diyorlar kaç gündür.
Bir kere bu Sedat Peker konusu sarayın dengesini fena halde bozmuş.
Cevap verilse bir türlü, verilmese başka türlü…
Süleyman Soylu’nun içine düştüğü korkunç durum da sarayda küçük bir panik yaratmış durumda.
Eski siyasetçi bir dostum; “Erdoğan, Soylu’dan nedense çekiniyordu. Hatta istifa şovundan sonra tam gözden çıkarmıştı ki, bir şey oldu ve gece yarısından sonra ani bir karar değişikliğine gitti” dedikten sonra ekledi; “Ama bu kez durum çok farklı. Soylu bitti artık, birkaç gün içinde istifa etmesi veya görevden alınması sürpriz olmaz.”
Ancak aldığım bilgilere göre sarayın dengesini asıl bozan Amerika ile ilişkiler.
Peker olayı işin tuzu biberi olmuş.
Aklıevvel danışmanlar, Peker’in “Amerika desteği ile” bu açıklamaları yaptığını söylemeye başlamışlar bile içerde. Yakında medyaya da yansır, saray yazarları başlarlar “Peker’in arkasında CIA var” demeye.
Peki ne var Amerika ile ilişkilerde?
Dün Amerika’dan gelen çok sert açıklama işin son noktası aslında.
Evveliyatı var.
Aldığım duyumlara göre, başkan seçildikten sonra dünyada aradığı en son lider Erdoğan olan Biden, S-400’ler konusunda bir adım atılmaması ve Ruslarla yeni silah pazarlıklarına girilmesinden çok rahatsız olmuş.
Bunun sonucu olarak da 14 Haziran’da Brüksel’de yapılacak NATO Liderler Zirvesi’nde Erdoğan ile görüşme yapıp yapmama konusunu tekrar değerlendireceğini belirtmiş.
Bu haber elbette Ankara’ya da ulaşmış.
AKP Genel Başkanı her ne kadar “şeytanın başı” olarak hep Amerika’yı gösterse de Amerika Başkanı ile yüz yüze görüşme söz konusu olunca bambaşka bir havaya bürünüyor.
Erdoğan bu uğurda “soykırım” mesajını bile sineye çekti biliyorsunuz.
Şimdi görüşme tehlikede olunca Erdoğan çok öfkelendirmiş.
“Eli kanlı Biden” sözleri bu öfke üzerine söylenmiş.
Tabii bunun karşılığı ilk kez çok sert geldi.
Yanlış hatırlamıyorsam Amerika ilk kez, “Bırakın ne isterse söylesin, bizim istediklerimizi yaptıktan sonra mesele yok, kendi halkını kandırsın istediği kadar” politikasını bir kenara bırakıp görülmemiş bir şiddette tepki gösterdi “eli kanlı Biden” tanımına.
Bana öyle geliyor ki, daha önceki efelenmelere hiç ses edilmemesine alışan danışmanlar da çok şaşkın durumdalar.
Art arda güya sert açıklamalar yaparak Biden’ı ve Amerika’yı daha da çileden çıkaracak laflar ediyorlar.
Üç kişinin kifayetsiz muhterisliği nedeniyle Türkiye’nin itibarı bir kez daha yerle bir ediliyor.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bu kişi İsrail’in hangi başbakanı?
Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Amerika, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yahudi halkıyla ilgili son yaptığı antisemitik açıklamaları şiddetle kınıyor” dedi.
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamaları, Amerika’nın resmi politikalarının yansımasıdır.
Yani bu açıklamayı Beyaz Saray açıklaması olarak da kabul edebilirsiniz.
Price; sadece iktidarı değil, muhalefeti de suçlayarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve diğer Türk liderleri şiddeti tahrik edebilecek kışkırtıcı açıklamalardan kaçınmaya çağırıyoruz” diyor.
Peki Amerika’yı bu kadar kızdıran ne?
Tabii ki Erdoğan’ın Biden’a “eli kanlı” demesi.
Burada dikkatimi çeken ve merak ettiğim bir noktayı belirtmek istiyorum.
Erdoğan 17 Mayıs’taki Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, Yahudi bir başbakanın kendisine, “Generalliğimde ne zaman ki Filistinlileri öldürüyordum, bana en büyük zevki o veriyor” dediğini anlatmıştı.
Erdoğan, “Bunu ziyaretimde Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanına, şahsıma söylüyordu. Bunların cibilliyetinde bu var. Bunlar kan emmekle ancak doyar” ifadelerini kullanmıştı.
Peki kim bu bakan?
Bir İsrail başbakanı, Müslüman kimliğini özellikle öne çıkaran ve Filistin halkının yanında olduğunu her fırsatta söyleyen bir başbakana, Filistinlileri öldürmekten nasıl zevk aldığını anlatır mı?
İsrail’in başbakanları çok zekidir, akıllıdır demem, diyemem ama bu kadar aptalı da Erdoğan’a nasip olmuş demek ki?
Ya da ne bileyim, ikili görüşmede Erdoğan öyle bir portre çizmiştir ki, İsrailli başbakan coşup bunları anlatmıştır.
Sahi kim bu başbakan acaba?
BUNU YAZMAK GEREK
Tetikçilerin başına hep bu gelir
Sedat Peker bombası sürüyor.
Eğer Peker son dakikada karar değiştirmezse, başına bir iş gelmezse ya da iktidarla anlaşma sağlayıp susmazsa kim bilir daha neler öğreneceğiz.
Peker’in bu aşamada susmayacağını sanıyorum.
Önceki gece tetikçi bir gazetecinin ipliğini pazara çıkarmasından belli oldu bu.
Videoları çoğunuz izlemişsinizdir mutlaka.
Kendine gazeteci diyen, sınıf atlamış, sonradan görme biri ancak bu kadar rezil olur.
Tabii aslında çok şaşırtıcı bir durum değil, çünkü her ülkede ve her dönemde tetikçiliğe soyunanların başına bu hep gelir.
Tetikçiler, kendilerini besleyenler için bir hiçtir.
İlk anda onlar harcanır.
Tetikçi bulmak kolaydır çünkü.
O gazeteci denilen kişi, “o da dostum, bu da dostum” dediği iki kişi tarafından aynı anda harcandı.
Çünkü “dostum” dediği kişiler dostu değil ki.
Kullanırlar ve atarlar.
Tetikçiler kullanıldıkları sürece hayal bile edemeyecekleri bir lüks ve ihtişam içinde ayrıcalıklı bir yaşam sürdürüp, kendilerini bir şey zannederek güç şımarıklığına kapılırlar.
Ama kendisini tutanların işleri bittiği an, tetikçi neye uğradığını şaşırır.
Hem Soylu’nun hem Peker’in bir kalemde harcadığı bu gazetecimsi tipleri ibretle izliyorum.
FIKRA GİBİ
Peker’den gelen uyarı ATV’yi de hizaya soktu
Hepsini izlemedim ama ATV’de yayınlanan bir mafya dizisi var.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz.
O kadar ünlendi ki artık kimse adını bile söylemiyor, EDHO kısaltmasını kullanıyor.
Başroldeki Oktay Kaynarca’yı, tanımam ama pek severim, rolünü hakkıyla oynuyor daha önceki rollerindeki gibi.
Sedat Peker, 2 Mayıs’ta ilk videosunu yayınladıktan sonra bu diziye “Peker” isimli bir karakteri dahil etmişler.
Peker şoför rolündeymiş.
Peker, iddialı bir şey söylediğinde, “Boşver Peker’i o hep boş konuşur” repliği kullanılmış.
Sedat Peker üçüncü videosunda bunu söylemişti.
Dizinin başrol oyuncusu Oktay Kaynarca’yı aradığını, bunun yanlış olduğunu söylediğini de anlatmıştı.
İşte o dizinin son bölümünde Peker karakteri yokmuş.
İzleyenler anlattı.
Demek ki, Peker’in uyarısı ATV’de etkili olmuş.
Telaşa kapılan ATV’ciler, Peker karakterini apar topar çıkarmışlar diziden.
Helal olsun, iyi korkutmuş demek ki Peker, ATV yönetimini.
Öyle ya; devran döner de Peker geri gelirse…
Değil mi?
KOMİK
Aklıma birden Bülent Arınç geldi
Yıllar önce AKP ve cemaat ele ele verip demokrasiyi, hukuku yok ederken her şey güllük gülistanlıktı iktidar için.
Ordu yerle bir ediliyordu.
Aydınlar, gazeteciler, sendikacılar, sanatçılar sindiriliyordu.
Bülent Arınç dönemin en güçlü aktörlerindendi.
Çıktı ortaya “Bana suikast yapacaklardı” dedi.
Bir aşçı ile yamağı tutuklandı. Arınç’ın Manisa’da olduğu bir sırada evinin önünde geziyorlardı, çorba kasesi çıktı üzerlerinden. Arınç’ın kafasına vurup öldüreceklerdi herhalde.
Ama Arınç’ın intikamı korkunç oldu.
Cemaatçi bir ekip devletin en mahrem odasına sokuldu.
Buradan tam 7 milyon 500 bin sayfa tutarında gizli belge dışarı çıkarıldı.
Bu belgelerde Türkiye’nin pek çok ülkede gizli görevle çalışan elemanlarının listesi de vardı.
Bir rivayete göre, bu listede adları bulunan 800’e yakın devlet görevlisi öldürüldü.
Arınç büyük bir keyifle “Bağırsaklarımızı temizliyoruz” dedi.
Acaba Arınç şimdi ne düşünüyordur?
Yine bağırsakların temizlendiğini mi düşünüyordur yoksa “Eyvah ucu bana da bulaşmaz inşallah” duygusu içinde midir?
Bİ SORALIM BAKALIM
Rusya neden uçuş yasağını uzattı biliyor musunuz?
Turizm Bakanı’nın otellerinin dolması için “Aşılı olup olmadığına hatta hasta olup olmadığına bakmadan” turist toplamaya çalışıyor devletimiz.
Bu uğurda hepimizi aşağılayan “Biz aşılıyız” reklamı bile çektiler, neyse ki halkın tepkisi karşısında geri adım atıldı.
Turizm Bakanı’nın umudu Ruslar ve Ukraynalılar.
Sarayın adamı İbrahim Kalın önceki gün yanına Turizm Bakanı’nı alıp Rusya’ya gitti.
Amaç, uçuş yasağını kaldırtmaktı.
Rusya yasağı kaldırmadığı gibi temmuz sonuna kadar da bu kararı değiştirmeyeceğini bildirdi.
Acaba “win-win” numarası ile halkı kandıracaklarını zannedenler, Rusya’nın neden olumsuz tavır aldığını düşünmüş müdür?
Örneğin Ukrayna, koronanın en kontrolsüz yaşandığı ülke. Aşılama yapamıyorlar. Bu nedenle sağlık bakanı bile görevden alındı.
Turizm Bakanı ise Ukrayna’dan gelecek turistlerden aşı istemediği gibi, sağlık kontrolünden bile geçirilmeyeceğini açıkladı biliyorsunuz.
Rusya ise diyor ki, “Sen hiçbir denetime tabii tutmadan getirdiğin Ukraynalı turistlerle benim vatandaşlarımı nasıl yan yana koyarsın?”
Elin adamları, bir tatil yerinde kendi vatandaşlarının karşılaşacağı başka ülkelerden gelen turistlerin durumunu bile sorgularken bizimkiler, “gelsin de ne olursa olsun gelsin, üçümüz beşimiz daha ölse ne olur” havasındalar.
Ne hale düştü ülkemiz böyle?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları