loading
close
SON DAKİKALAR

PKK artık neden ayrı bir devlet istemiyor?

Can Ataklı
Tarih: 10.12.2012
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı yazıyor, ''Kendini Türk kabul edenler aşağılanıyorsa buna PKK terörü yol açtı...''

Sevgili okurlar; bu hafta sizlerle

PKK terör örgütünün ortaya çıkışından bu yana sürdürdüğü terör eylemlerine göz atmak ve son yıllarda örgütün değişen stratejisi üzerine sohbet etmek istiyorum.

Bölücü örgüt

12 Mart döneminde günlük dilimize giren “bölücü” tanımı Kürt sorununu şiddet kullanarak çözmeye çalışan örgütlere karşı güvenlik güçlerinin verdiği bir isimdi.

Devlet bu terörü böyle görüyordu.

27 Mayıs darbesi

27 Mayıs darbesinden sonra oluşan özgürlük ortamında Marksist-Leninist çizgide olanların telaffuz etmeye başladığı “halkların kendi kaderini tayin hakkı” kavramı Kürt milliyetçiliğinin de ilk adımlarını atmasını sağladı.

Amaç ayrı devlet

Kendilerini Marksist Leninist olarak tanımlayan kimi Kürt örgütleri “kendi kaderlerini tayin hakkı” olarak Türkiye’den ayrı bir Kürt devleti kurmak olarak anlıyor ve bu yolda propaganda yapıyordu.

Şeriat kalkışması

Türkiye 50’li yıllara kadar Kürt ayaklanması adı altında aslında bir “şeriat kalkışması” yaşamış, devlet bunu bir bölücülük olarak değil Cumhuriyet’e tehdit olarak algılamıştı. Tedbiri ona göre almıştı.

Marksist söylem

Ancak 70’li yıllarda Kürt hareketi bir “dinsel” kalkışma olmaktan çıktı, milliyetçi bir akıma dönüşerek ve Marksist bir söylemle Türkiye’den ayrılmak talebi olarak gündeme gelmeye başladı.

12 Eylül darbesi

Ordu, NATO’nun talimatıyla 12 Eylül’de yönetime el koyarken, en büyük tehditlerden biri olarak Marksist Kürt hareketinin ülkeyi bölme planını görüyordu. En ağır darbe bu kesime vuruldu.

Kürt oldukları için değil

12 Eylül’den sonra Kürt militanlar tutuklandı ve hapishanelere dolduruldu, çoğu işkenceden geçirildi. Ancak bu kişiler Kürt oldukları için değil, Marksist oldukları için buna maruz bırakılıyordu.

PKK’nın doğuşu

Bugün PKK olarak bildiğimiz terör örgütü 1973 yılında Abdullah Öcalan tarafından kuruldu. Öcalan o tarihlerde Ankara’da öğrenciydi, kendisiyle birlikte hareket eden sadece 8 arkadaşı vardı.

Apo efsanesi

Sadece 8 kişilik PKK grubu 12 Eylül’e kadar çok büyümeden ama öğrenci gençliği arasında bir efsane gibi yaşadı. 12 Eylül darbesi olduğunda ise ortada ne Apo ne de arkadaşları kalmıştı.

Diğerleri tutuklandı

12 Eylül rejimi Apo ve arkadaşlarını bulamadı ama, diğer devrimci kuruluşlar içinde yer alan bütün Kürtleri hapse atmaktan ve işkenceden geçirmekten geri kalmadı. Apo ise hiç yakalanamadı!

15-17 Ağustos 1984

Tarihler 15 Ağustos 1984’ü gösterirken Türkiye bir şokla uyandı. Bir grup silahlı kişi Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma Karakol binasına bombalı ve silahlı saldırıda bulunmuştu.

İlk şehit veriliyor

İki gün boyunca devam eden saldırılar sonunda bir er şehit olmuş, biri subay 6 asker de yaralanmıştı. Türkiye o tarihte ilk kez “PKK” adını duydu. O günden bu güne kadar PKK gündemden hiç düşmedi.

Büyük katliamlar

Eruh saldırısından sonra bir süre ortada görünmeyen PKK’lılar 22 Ocak 1987’de Hakkari, Uludere ilçesi, Ortabağ köyü katliamı ile ortaya çıktı. Ertesi gün ise Efeler mezrası katliamı yaşandı.

Arkası kesilmiyor

PKK’nın Kürt köylerine yönelik katliamları daha sonra yağmur gibi gelmeye başladı. 7 Mart 1987 Nusaybin Açıkyol Köyü katliamında 6 çocuk, 2 kadın öldürüldü. 20 Haziran’da Pınarcık’ta 30 kişi öldürüldü.

Kurbanlar hep Kürt

Kırım, Umur, Kılıçkaya köyü, Dargeçit Bahçebaşı mahallesi Güneyce, Rezzuk mezrası, Fındıkbucağı Yağızoymak Köyü Bahmimi mezrası katliamlarında 200’e yakın Kürt öldürüldü.

Katliamlara devam

PKK’nın katliamları 1991 yılına kadar sürdü. Bu süreçte bine yakın Kürt köylü, öğretmen, doktor, mühendis öldürüldü. Askeri birliklere ve polise saldırılar ise ancak 1991 yılından itibaren başladı.

Şehirlere iniyorlar

PKK terörü 1991’de bazı büyük kentlerde sivil halka yönelik bombalı ve silahlı eylemlere girişti. İlk eylem 25 Aralık 1991’de İstanbul’da Çetinkaya mağazasının yakılması oldu. 11 kişi öldü.

Bunları unuttuk

Bu tarihsel hatırlatmaları şunun için yapıyorum; bugün pek çok kişi terörün nasıl başladığını unuttuğu ya da hiç bilmediği için “kan dursun” diyor. Oysa kanın nasıl aktığını da çok iyi bilmek gerek.

Biraz araştırın

PKK’nın bugüne kadar yaptığı eylemlerin tamamını bu sayfaya sığdırmak mümkün değil. Artık internet sayesinde bilgiye erişmek çok kolay. Merak eden “PKK, köy baskınları” yazıp gerçeği görsün.

Bu sorun bitsin

PKK’nın on binlerce kişinin ölümüne neden olan terör eylemlerini bahane ederek “Kürt sorunu yoktur” demek mi doğru? Elbette hayır. Ama bilinçsizce “İki taraf da kan akıtıyor” demek büyük haksızlıktır.

Teröre yenildik aslında


Kendimizi kandırmayalım, Türkiye aslında teröre boyun eğdi. Bugün Kürt hakları konuşuluyor, bu uğurda kendini Türk kabul edenler aşağılanıyorsa buna PKK terörü yol açtı. Artık geri dönüş yok.

Büyük ilerlemeler oldu


İster kendi gelişmesiyle ister teröre boyun eğdiği için olsun Türkiye’de son 15 yılda Kürt hakları konusunda çok önemli ilerlemeler sağlandı. Ancak bunların hiçbiri Kürt önderliği yapanları tatmin etmiyor.

Halkın anlamadığı

İşte Türkiye’de Kürt olmayanların anlamadığı nokta bu. Kürt olmayanlar Kürtlerle aralarında bir fark olmadığına inanıyor. Buna rağmen her gün yeni bir talep çıkmasına ve saldırılara anlam veremiyor.

Bağımsızlık ne oldu?


Örneğin son yıllarda Kürtler ve Kürt hayranları “PKK’nın artık ayrı bir devlet talebi yok” cümlesini övünerek tekrarlıyor. Peki ne oldu da Kürt önderleri bağımsız devlet yerine Türkiye ile olmak istiyor?

Talepler karşılanamaz

Ne kadar demokrat olursa olsun hiçbir ülke kendi sınırları içinde çok dilli bir eğitim ve devlet hizmetini kabul etmez. Dünyadaki bir iki istisna bu kuralı bozmaz. Bunda ısrar bölünme getirir.

Dayatmanın anlamı

Oysa Kürtler Türkiye devleti içinde sanki ayrı bir devlette gibi yaşamak istiyor. Geride kalanlara bunu anlatmak ve kabul ettirmek çok güçtür. Diğer halk bölünmeyi bile bu duruma tercih edebilir.

O halde ne oluyor?

Bunu herhalde Kürt liderler de, onlarla görüşmeler yapanlar da biliyorlar. O halde “ayrılmayız ama devlet gibi oluruz” dayatmasını neden yapıyorlar? Yoksa amaç Kürt sorunun çözmek değil mi?

Kısa bir izin

Sevgili okurlar, bu hafta çok önceden planlanmış bir program için yurt dışına çıkıyorum. Bu süre içinde günlük olayları izlemek ve yazı yazmak ne yazık ki mümkün olmayacak. Bu nedenle sizlerden haftaya pazartesi gününe kadar izin rica ediyorum.

Hepinize iyi haftalar dilerim.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları