loading
close
SON DAKİKALAR

Serbest kıyafet öğrencilerin güvenliğini de tehdit edecektir

Can Ataklı
Tarih: 01.12.2012
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı yazdı, ''Şimdi kim öğrenci kim değil anlamak mümkün olmayacak...''

Garip bir durumla karşı karşıyız.

Gazetecilik yapmak çok zorlaştı.

Çünkü Türkiye’nin başına musallat olmuş “yandaş medya” nedeniyle konuları tartışamıyoruz bile.

Bu yandaş takımı, iktidar, özellikle Başbakan ne söylerse refleksle bunu savunmaya başlıyor. Soru sormak yok, sorgulamak yok, merak zaten hiç yok, olumlu olumsuz açıdan bakmak yok.

“İktidar söyediğine göre doğrudur” mantığı ile üstelik bir de terör estiriyorlar.

Siz sormaya, sorgulamaya başladığınız anda da “işte yine aynı koro, statükocular, postalcılar, siz zaten sadece muhalefet edersiniz” lafları ulu orta fütursuzca söylenmeye başlanıyor.

Okullarda kıyafetin serbest bırakılmasından sonra da bu manzarayı tekrar gördük. Yandaş takım, topluca ve refleks hâlinde “ne kadar iyi karar, zaten ülke askeri görünüme sahipti, yaşasın artık militarizm bu alanda da bitti” diye çığlıklar atıyor.

Siz sakıncaları, olumsuz yanları sorgulamaya çalışıyorsunuz, bir gazeteci refleksiyle, ama o kadar kalabalıklar ki artık, aşağılanmaktan kurtulamıyorsunuz.

Ama fark etmez, adam gibi gazetecilik yapanlar, her konuyu enine boyuna araştırır, sorar, sorgular.

Kıyafet serbestisi görünüşte hoş gibi olsa da gelir farklılıkları bulunan ailelerin çocukları arasında husumet çıkaracağı kesindir. Bunları yazdık. Bugün bir farklı noktayı daha paylaşmak istiyorum sizlerle.

Biz istesek de istemesek de okulların önleri ve çevreleri çocuklarımız için tehlikelerle, tuzaklarla dolu.

Tek tip okul kıyafeti sayesinde kapı önlerinde ya da okul çevrelerinde biriken çocukları ayırmak kolay oluyordu. Oysa şimdi kim öğrenci kim değil anlamak mümkün olmayacak. Uyuşturucu satıcısından, kızları kandırmaya çalışan sapıklara, çetelerden örgüt üyelerine kadar okul önlerinde ve çevresinde birikenler kıyafet serbestisinden yararlanacaklardır.

Okul müdürü pencereden baktığında okul önünde öğrenci olmayan kaç genç bulunduğunu artık göremeyecektir.

Bir başka konu da şu; çocuklar öğrenci olduklarını belli eden kıyafetlerle okul saatlerinde her yere gitmeye o kadar cesaret edemez. Bir bara gitmeye, sokakta sigara içmeye çekinir. Çevreden uyaran olur. Oysa şimdi artık kim öğrenci kim değil belli olmayacak.

Veliler bunu da gözönüne almalı ve ona göre baskı grupları oluşturmalı.

*****


Tek suçlu elbette Trafik Müdürlüğü değil

Perşembe günü bütün yazılarım trafikle ilgiliydi. Okurlardan çok olumlu tepkiler aldım. Çünkü İstanbul’un trafik sorunu hepimizin sorunu, hepimizin hayatından önemli bir zamanı çalan korkunç bir unsur.

Elbette “Sadece polisi suçlamak haksızlık değil mi?” diyenler de oldu. “Sürücülerin çıkarcı davranışları, kurallara uymamaları karşısında ne yapılabilir?” diye sitem edenler de oldu.

Haklılar.

Ancak bu konuda da asıl sorumluluk İstanbul’un trafiğini yöneten otoriteye ait. Örnek olarak hep batı ülkeleri gösterilir. “Park yapılmaz levhasının altına kimsenin park edemediği, yol çizgilerini kimsenin ihlal etmediği, kırmızıda kimsenin geçmediği” anlatılır.

Peki Batılılar daha iyi eğitimli ve bilinçli oldukları için mi böyle oluyor? Bunun katkısı var da, asıl belirleyici faktör, bu hataları işleyenlerin asla cezasız kalmadığının bilinmesidir.

Hiç unutmam, gece yarısını geçen bir saatte Frankfurt’ta U dönüşü yapılmaz bir yerden dönmemişti bir arkadaşım, oysa ortalıkta tek araba yoktu, in cin top onuyordu. Arkadaşım “Bu hatayı yaparsam, mutlaka gelir bulurlar” demişti.

Bizdeki fark şu: Yapanın yanına kâr kalır. Tesadüfen yakalanmazsan başına iş gelmez. Hiçbirimizin zihninde “Hata yaparsam bedelini öderim” diye bir endişe yoktur.

Batı’da ortada hiç polis yokken herkes kurallara uyuyor, ama bunu öğrenmek için o kadar çok canları yandı ki zamanında.

*****


İstemeden TGRT Haberi üzmüşüm

Eski gazeteci dostlarımdan Suat Yılmaz TGRT Haber’in başına geçmiş. Perşembe günü aradı ve “Can abi bizi çok üzdün” dedi.

Çünkü trafikle ilgili yazımda “...bugüne kadar emniyet şeridinde durdurulan mavi lambalı, sirenli araç görmedim. (TV şovları için yapılan uygulamalar hariç, son örnek TGRT Haber)” demiştim.

Asla TGRT Haber’i eleştirmek için yazmamıştım o cümleyi. Yazımı yazarken ekranda emniyet şeridine giren araçların durdurulmasını TGRT Haber canlı olarak yayınlıyordu. Yarın biri kalkıp da “O denetlemeler yapılıyor, televizyonlar bile yayınlıyor, kafadan yazıyorsun” demesin istedim.

Çünkü bu tür yayın ilk kez olmuyor TV’lerde. Tabii ortada kameralar olunca polis de çok iyi davranıyor, sürücüler de çaresiz tartışmadan ceza ödüyor.

Ancak Suat Yılmaz “Can abi, o haber asla kurgu değil. Ben de aynı senin gibi bu konuda hassasım. Hatta defalarca Trafik Müdürlüğü’ne yönelik yazılar da yazdım. Sonunda Trafik Müdürlüğü’ne (Uygulamalarınızı yerinde saptayalım ve canlı yayınlayalım) önerisi götürdüm. Kabul etiler. Sizin izlediğiniz yayın odur” dedi.

Ben de Suat Yılmaz’a “TGRT Haber olduğu için yazmadım, lütfen sakın alınma, kamera olunca her şey daha ciddi oluyor, onu anlatmak istemiştim” cevabını verdim.

*****


Trafik Müdürü ile İstanbul’u gezeceğiz

Trafikle ilgili yazılarım üzerine İstanbul Trafik Müdürlüğü’nden sorumlu Emniyet Müdürü Murat Şengün aradı.

Şengün özellikle emniyet şeritlerinin denetimi için çok yeni bir çalışma başlattıklarını belirterek “Otoyollarda kamera ve EDS olmayan 57 noktaya ekipler koyduk, artık başkasının hakkını gasbeden, kuralları çiğneyen hiç kimseye göz açtırmıyoruz” dedi.

Şengün kent içinde trafiği sıkıştıran 65 kavşakta memur bulundurma uygulamasına da başlayacaklarını söyledi.

Murat Şengün’le sözleştim. Önümüzdeki hafta buluşup İstanbul’u birlikte gezeceğiz. O bana aldıkları ve alacakları önlemleri anlatacak ben de hem gazeteci gözüyle hem de sizlerden gelen şikâyetlerle ilgili gözlemlerimi aktaracağım.

Murat Şengün’e “İstanbul’da hepimiz günde en az iki üç saatimizi trafikte yitiriyoruz. Bunu yarıya indiren kim olursa olsun heykeli dikilir. Bu sorunu çözmek için bütün zamanımı size ayırır, anlatacaklarınızı ve uyarılarınızı hem yazar hem de her fırsatta anlatırım” dedim.

Trafikle ilgili şikâyetlerinizi bana gönderebilirsiniz. Hepsini kendisine sorayım.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları