Suriye’de muhalefete destek cinayete teşebbüstür
Can Ataklı yazdı, Demek ki bölgemizde yaşanan gelişmelerle ilgili “Amerikan seçimleri bekleniyor” bahanesi de artık kendiliğinden bitti
Sevgili okurlar; Obama tekrar başkan seçildi. Demek ki bölgemizde yaşanan gelişmelerle ilgili “Amerikan seçimleri bekleniyor” bahanesi de artık kendiliğinden bitti. Sıra yeni gelişmelere geldi.
Esad gitmiyor
Suriye’de olaylar ilk başladığında ortak kanı tıpkı Esad’ın da kısa sürede devrileceği yönündeydi. Türkiye de bütün stratejisini bunun üzerine kurdu. Ancak Esad gitmediği gibi belli ki gideceği de pek yok.
Muhalefet oluşturmak
Aslında Suriye’de çok ciddi bir rejim sorunu yoktu. Ülke etnik ve dini zenginlikleri belli bir denge içinde koruyordu. Esad’tan elbette şikâyetçi olan kesimler vardı ama bu bir kanlı hesaplaşmaya hiç dönüşmüyordu.
Dağınık gruplar
Temel faktör, Suriye’deki etnik ve dini kesimlerin birbirine fazla üstünlük sağlayacak güç ve yetenekte olmamaları. Bu nedenle Beşşar Esad babası Hafız Esad’tan devraldığı Suriye yönetimini fazla sorun yaşamadan sürdürebiliyordu.
Arap Baharı
Batılıların “Arap Baharı” adını vererek meşrulaştırmaya çalıştığı, hepsi dış destekli kalkışmaların temelinde bölgeye özgürlük ve demokrasi getirmek değil, enerji kaynaklarının sorunsuz kullanabilmek yatıyor.
Kuzeyden başladı
Tunus’daki olaylar bahane edilerek diğer Arap ülkelerine sıçratılan iç çatışmalar sonunda zaten artık en zayıf dönemlerini yaşayan Tunus, Libya ve Mısır liderleri çabucak devrildi. Yemen’de kısmı başarı sağlanırken Emirliklere dokunulmadı.
Suriye ve İran
Ancak biliniyor ki, Orta Doğu’da asıl hedef İran. Batı çıkarlarına karşı “çıkıntı” gibi görülen İran’ın “halledilmesi” için önce tamamen yalnızlaştırılması gerekiyor. Irak’tan sonra Suriye’ye gelinmesi bu nedenledir.
Çözüm: Kan dökmek
Batı kendi çıkarları için, sözde özgürlük ve demokrasi istediği Arap ülkelerinde taktik olarak “kan dökmeyi” kullandı. Tunus, Mısır ve Libya’da liderler çok hızlı biçimde devrildiği için dökülen kanların hesabını tutmak akla gelmedi.
Suriye’de duvara çarptı
Ancak bu taktik Suriye’de tutmadı. Muhalefet diye oluşturulan gruplar diğer Arap ülkelerindeki gibi başarılı olamadı ve Esad’ı deviremedi. Güçlü bir ordusu olan Esad Çin ve Rusya’yı arkasına almayı başardı.
Esad diktatör mü?
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın inanış Esad’ın eli kanlı bir diktatör olduğu. Peki bu gerçek mi? Bir başka gözle Esad, emperyalizme ve ABD’nin Orta Doğu’da yerleşme hayallerine karşı çıkan bir lider olabilir mi?
Kabul edilemez
Bu görüşü bırakın savunmayı “acaba mı?” diye sormak bile ağır bir saldırıyla karşı karşıya kalmanız için yeterlidir. Çünkü Türkiye’nin ve Batı’nın Suriye’ye saldırmasını “meşru” hale getiren tek dayanak Esad’ı cani kabul etmektir.
Ama plan tutmuyor
Batı medyası Esad’ı cani gibi gösteriyor ama, belli ki Suriye halkının çoğunluğu böyle düşünmüyor. Esad’ı yaşatan gücün sadece güçlü ordu olduğunu düşünmek safdilliktir. Arkasında halk olmayan kişi diktatör bile olsa ayakta kalamaz.
En kanlı düşünce
Gözümüzün önünde kanlı bir oyun oynanıyor. Başını ABD’nin çektiği, Türkiye’nin başrol oynamak istediği cephe Esad’ı devirmek için binlerce masumun ölümüne çanak tutuyor, üstelik bunun için Esad’ı suçluyor.
Güya insanlık dramı
Bu cephenin söylemlerine bir bakalım. Ne deniyor “Cani Esad halkını öldürüyor, evleri bombalıyor, çoluk çocuk dinlemeden herkesi katlediyor.” Biz de buna inanıyoruz. Oysa gerçek tam olarak bu mu?
Türkiye’nin tezi
Türkiye ise bu konuda en şahin ülke. Yetkililerimiz Suriye’deki insanlık dramını bitirmek için dünyanın bir araya gelmesini, Birleşmiş Milletler’in müdahalesini istiyor. Gözyaşları içinde bir katliamı izlediğimiz propagandası yapılıyor.
Yalan kurbanı mıyız?
Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in basit bir taktiği vardı. “10 yalanı günde 100 kere tekrar edin” derdi. “Arap Baharı” başladığından beri “Esad canidir” cümlesi her gün 100 kere tekrarlanıyor. Buna inanmamamız mümkün mü?
Bu gerçek mi?
Peki bir buçuk yıl öncesine kadar “dostumuz kardeşimiz” olan Esad nasıl oldu da bir anda “caniliğe” terfi etti? Gerçekten Esad Suriye’de masum halkı mı bombalıyor, yoksa bize mi öyle söyleniyor? Tam bilmiyoruz.
Muhalefet kimdir?
Ancak Suriye’de asıl olan “muhalefet” denilen grupların kimliğidir. Muhalefetin hangi görüşü savunduğunu, bir ideolojisi olup olmadığını bilenimiz var mı? Muhalefet Esad’ı devirince ne yapacak, lideri kim, biliniyor mu?
Bırakın öldürsünler
Hiçbirini bilmiyoruz. Bildiğimiz, başta Türkiye olmak üzere Batı ve Arap kralları, şeyhleri “demokrasi ve özgürlük” getirmek için Suriye’de muhalefet denilen gurupları silaha ve mühimmata boğuyor adeta.
İşte cinayet budur
Eğer siz bir ülkede mevcut başkanı devirmek için kendine muhalefet diyenlere silah ve mühimmat veriyorsanız, iç savaşı körüklüyorsunuzdur. İç savaş ise binlerce insanın ölümü, sakat kalması, evinden yurdundan kopması demektir.
Esad’ı devirmek için çevrilen bu dolaplar sonunda ölen on binlerce insanın hesabını kim verecek, bunu düşünüyor muyuz?
Kimi destekliyoruz
Sonuçta Suriye’de muhalefet diye bir şey yok. Peki ne var? Batı’nın çıkarı için yarattığı kaostan yararlanan El Kaide, Taliban, Çeçen gibi grupların bir tür “İslam devrimi” için harekete geçmesi var. İşte gerçek budur.
Amerika gördü
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton kısa bir süre önce Suriye’de muhalefetin yeniden organize edilmesini istedi. Çünkü Amerika da gördü ki, Suriye’de muhalefet denilen şey radikal İslamcıların eylem platformudur.
Biz anlamıyoruz
Suriye’deki durum artık Batı’nın da tahminlerinin çok ötesine geçti. Bunu anlayamayan ve hâlâ direnen bir tek biz kaldık. İktidar biraz da psikolojik etkiyle hâlâ Beşşar Esad’ı iç savaşla devireceğine inanıyor.
Çözüm geri çekilmek
Türkiye’nin bu inadı bırakması ve Suriye’de, bir süre sonra bizim de başımıza iş açacak olan muhalefeti desteklemekten vazgeçmesi gerekiyor. Muhalif denen gruplara silah yardımı kesilirse Suriye’deki çatışmalar da hemen bitecektir.
Katliama yol açar mı?
Muhalefet silahsız kalırsa Esad’ın katliam yapacağı görüşünü savunanlar olacaktır. Bunun önlenmesi zor değildir. Silah yardımı bırakıldığı an Esad’la yeniden temasa geçilir ve çözüm için masaya oturulur.
Türkiye yine öne çıkar
Bu durumda Türkiye radikal İslamcıları destekleyen ve Suriye’ye düşman olan politikasını bırakarak, Esad’la yeni durumu müzakere edecek ülke konumuna geçer ve tekrar “bölgedeki ağabey” olma iddiasını sürdürme şansını yakalar.
Aksi bataklıktır
Görünen o ki, Suriye’deki sözde muhalif gruplar, dışarıdan ne kadar destek alırlarsa alsınlar Esad’ı devirecek kadar varlık gösteremeyecek ve Esad gitmeyecektir. Bu, uzun vadede Türkiye’yi de ciddi bataklığa çekecektir.
Benzeri bizde var
Türkiye komşu ülkesinde on binlerce insanın ölümüne neden olacak bu politikasını sürdürürse, yarın benzer biçimde başımıza açılacak sorunlar karşısında dünyada bir anda tek başına kalacaktır. Bunu unutmamalıyız.
Hepinize iyi haftalar dilerim.
Vatan/Can Ataklı
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları