Can Ataklı; Ancak şunu da söyleyeyim; ne CHP’nin ne MHP’nin üst yönetimleri eğer şartları uygun görürlerse tabanın sesini asla dinlemezler...
Seçimden 36 gün sonra hükümeti kurmakla görevlendirilen Ahmet Davutoğlu koalisyon turlarına başladı.
Lafı uzatmanın gereği yok.
Bu turlardan bir koalisyon çıkması ihtimali çok azdır.
Kasım’da hatta daha erken bir tarihte erken/tekrar seçim olma ihtimali çok yüksektir.
Gerçi dış dünya, büyük sermaye, küresel ekonomiciler ve CHP ile MHP’nin tepe yönetimleri AKP ile bir koalisyondan yana görünüyor ama bu hem eşyanın tabiatına aykırı hem de bu partilerin tabanları bu tür bir iktidarı içlerine pek sindiremiyorlar.
Ancak şunu da söyleyeyim; ne CHP’nin ne MHP’nin üst yönetimleri eğer şartları uygun görürlerse tabanın sesini asla dinlemezler.
O saniye hükümeti kurup bakanlıkları paylaşırlar.
Sorun bu partilerin tabanı değil.
Saraydaki zatın hırsı ve korkuları bir koalisyona asla izin vermeyecektir.
Seçim gecesinden bu yana ısrarla yazıyorum ve televizyonlarda da dile getirmeye çalışıyorum.
2015 seçimlerinin yarattığı parlamento aritmetiği saraydaki zatın kâbusudur.
Meclis aritmetiğine çok dikkatlice bakın.
AKP 13 yıllık tek başına iktidar olma şansını bu kez bulamadı.
Meclis’te 258 milletvekili bulunan AKP’ye karşı 292 muhalefet milletvekili var.
Bu da beklenmedik bir anda saraydaki zatı büyük tehlike altına atabilecek bir kararından alınmasına olanak sağlıyor.
Efendim üç parti bir araya gelip Meclis Başkanı bile seçememiş.
Birinin ak dediğine öbürü kara diyormuş.
MHP “Eğer HDP bir şeyi destekliyorsa ben desteklemem” demiş.
Bunların hiçbiri saraydaki zatı tatmin etmeye, “bir tehlike olmaz” diye düşünmeye sevk etmez.
Daha önce yazdıklarımdan bir bölümü tekrarlıyorum;
Düşünün ki bir AKP-CHP koalisyonu kuruldu.
İşler iyi gidiyorken, MHP ya da HDP’li bir milletvekili 17-25 aralıkla ilgili bir önerge verdi.
Ne yapacak bu durumda CHP?
“Biz artık hükümetiz, o halde geçmişin kirşi işlerini kurcalamayacağız, önümüze bakacağız” diyebilecek mi?
Hırsızlıkları, yolsuzlukları, büyük soygunları halkın gözünün içine baka baka örtbas edebilecek mi?
Demek ki, büyük koalisyon denilen AKP-CHP hükümeti hiçbir şekilde saraydaki zatı tatmin edemez, korkularını gideremez.
Aynı şey AKP-MHP için de geçerli elbette.
Peki, bir koalisyon ihtimali hiç mi yok?
Var elbette.
Zaten bunun için başlıkta “tekrar seçim yüzde 90 koalisyon yüzde 10” dedim.
Evet, bir koalisyon ihtimali var.
Ama bunun için AKP’nin saraydaki kişiyi satması veya daha hafif deyimle o zata ihanet etmesi gerekir.
Ancak AKP saraydaki zatı gözden çıkarırsa bir koalisyon kurulabilir.
Bu olasılık şu anda zayıf görünüyor.
Her ne kadar AKP içinde “Tayyip Bey de artık biraz köşesine çekilse, bu kadar müdahaleci olmasa” diyenler olsa da, parti yönetimi bu riski göze alamaz.
Göreceksiniz, Davutoğlu önce bir “ısınma turu” atacak, sonra ikinci turlarda “anlaşamadıklarını söyleyerek görevi iade edecektir.
Görevin iadesinden sonra saraydaki zat “45 günlük anayasal süresinin bitmesini” bile beklemeden “Bu meclisten bir hükümet çıkamayacağı anlaşıldığından” diyerek o an meclisi feshedip 90 gün içinde yeniden seçim yapılması kararı alabilir.
Yani dediğim gibi seçim kasımdan önce de yapılabilir.
Son olarak şunu da ekleyeyim;
Saraydaki zatın morali seçimden hemen sonraki bir hafta olduğundan çok daha yüksek.
Aynı şekilde AKP’nin de morali tavan yapmış durumda.
Meclis Başkanlığı seçimine kadar daha korkunç kâbuslar gören saraydaki zat, seçimin kendi zaferiyle sonuçlanmasından sonra anladığım kadarıyla bir tekrar/erken seçim yapılması halinde AKP’nin en azından 276’yı geçebileceğini ve yeniden tek başına iktidar olacağını düşünüyor.
“Bunlar güya yüzde 60’la bizi devireceklerini sanıyorlardı, ama bir meclis başkanını bile seçemediler, bunlara bir de iktidar verilir mi?” diyerek ve yine “istikrarı” öne sürerek HDP’ye kaçan oyları geri almayı, bu sayede 276’yı geçebileceğini hesaplıyor galiba saraydaki zat.
Ve bir şey daha; sanıyorum saraydaki zat barajı düşürmemiş olmasına çok üzülmüştür.
Çünkü eğer baraj olmasaydı, HDP yüzde 7-8 oy alacaktı. Ama bu oyla bile 50-55 milletvekili çıkarabiliyor.
Oysa HDP barajı CHP ve AKP’den gelen oylarla 3 puan aşarak 80 milletvekili çıkardı.
Demek ki 30’a yakın fazla milletvekili var. Baraj olmasa bu 30’a yakın milletvekilinden aslan payı AKP’ye gidecekti. Böylelikle AKP 7 haziranda yine tek başına iktidar olabilecekti.
Şimdi, saraydaki zat “demokratik bir atılım yapıyormuş” gibi tekrar/erken seçime giderken barajı da düşürtebilir.
Bu durumda sırf AKP düşsün diye oyunu emaneten HDP’ye giden CHP oyları geri döner.
AKP içindeki Kürt kökenliler de “HDP nasıl olsa Meclise giriyor, baraj derdi yok” diyerek tekrar AKP’ye yönelir.
Ortada böyle bir manzara varken ve kısa bir süre sonra elinin tamamen rahatlayacağını düşünen saraydaki zatın koalisyon macerasına girmesi akıllıca olur mu?
Yetkisini kullanır.
Seçim kararı alır.
Meclis Başkanı ve başbakan elinde.
Devletin tüm gücünü kullanma yetkisine sahip.
Medya zaten kontrolünde.
Meydanlar da onun.
O halde koalisyon ihtimali yüzde 10’sa seçim ihtimali yüzde 90’dır.
Can Ataklı