Teröre karşı bağıra çağıra operasyon yapılacakmış
Can Ataklı: İktidara yakın medyaya göre, PKK’ya karşı martta operasyon başlayacakmış. İyi de bir terör örgütüne bundan iki ay sonrasında operasyon başlatılacağını açıklamak doğru mudur? Bu açıklamaların şimdiden yapılması terör örgütünü de önlem almaya itmez mi?
ÜZÜLDÜM
Süleyman Bey, çok üzülüyorsunuz ama bizler bunu her gün yaşıyoruz
Bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenmek istiyorum.
Dünkü haberlerde gördüm, canınız hayli sıkılmış.
İsyan etmişsiniz.
Çünkü bir Twitter kullanıcısı, annenizle çekilmiş fotoğrafınızın altına küfürlü bir şey yazmış.
Bu kişi yakalanmış, hakim karşısına çıkarılmış ve serbest bırakılmış.
Öfkeniz buna.
Siz de bir tweet atmışsınız.
Şöyle demişsiniz; “45 gündür anam hastanede. Annemle fotomun altına küfreden alçak, mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım? Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder? Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım.”
Konuya elbette geleceğim ama Süleyman Bey öncelikle şunu söyleyeyim.
Anladığım kadarıyla annenizle çekilmiş fotoğrafın altına nahoş bir şey yazan kişinin mutlaka tutuklanması gerektiğine inanıyorsunuz.
Hukuk, hak, adalet anlayışınız böyle olabilir.
Ama dünyanın hiçbir yerinde küfrettiği için insanlar tutuklanmaz. Ama yargılanır. Zannediyorum mahkeme, “Aferin evladım güle güle git” dememiş, tutuksuz yargılayacaktır mutlaka.
Ayrıca Süleyman Bey, şunu söyleyeyim; eğer birine küfredildiği için insanlar ille de tutuklanacak olsa ülkenin yarıdan fazlasının hapiste olması gerek.
Tabii siz kendinizi devlet olarak gördüğünüz için bu Twitter kullanıcısının nasıl olup da hapse atılmadığına şaşıyorsunuz.
Bence hiç endişe etmeyin, yargı mesajınızı almıştır, hatasını anlayacaktır ve o kişi tutuklanıp hapse atılacaktır.
Şu ana kadar atılmamışsa savcılar, hakimler bunu hangi maddeye sokacaklarını bulmaya çalışıyorlardır da ondan.
Gerçi siz “Benim tweetim üzerine tutuklanırsa provokasyon sayarım” falan diyorsunuz ama atışı yaptınız bir kere, geri dönüşü olmaz bunun.
Ancak Süleyman Bakan’ım, yeri gelmişken bir konuyu sizinle paylaşmak isterim.
Tanımadığınız kişilerden küfür işitmek çok tatsız bir şeydir.
Nereden biliyorum?
Çok basit, sizin bu yaşadığınızı bizler her gün sayısız kez yaşıyoruz.
İşin kötüsü biz sizin gibi “devlet olmadığımız” için elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Örneğin bırakın sizin gibi adam tutuklattırmayı, tazminat davası bile açamıyoruz.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü sosyal medyada dilediği gibi hakaret edenleri savcılık bulamıyor.
Siz bulup getirseniz de kabul etmiyor.
Bu gayet doğal, sosyal medya kullanıcılarının hayasızca küfreden kesimi gerçek adını kullanmıyor.
Kişiyi bulsanız bile hesabın ona ait olup olmadığını saptamak zorunda yargı.
Sırf bu konuyla ilgili çalışmalar yapan avukatım, “Savcıların önüne, çok ağır hakaretlerde bulunan, tehdit eden yüzlerce mesaj ve kullanıcısını koyuyoruz. İşlem yapamıyorlar. Her birini incelemek gerektiğini söylüyorlar, bu da aylar sürer” dedi bana geçenlerde.
Ayrıca biliyor musunuz Süleyman Bey, bu mesajların çoğu sizin de desteklediğiniz troll ordularından geliyor ki, onları yakalasak da zaten işlem yapılamıyor, arkaları çok sağlam.
Oysa size veya iktidarınızın önde gelenlerine benzer hakaretler yapanlar anında bulunuyor, bizimkiler gibi ince bir incelemeden geçirilmeden gözaltına alınıyor, bazıları tutuklanıyor bile.
Üzüntünüzü anlıyorum.
Bir insanın annesine küfredilmesi dayanılmaz bir duygu.
Ama Süleyman Bey, isterseniz en azından bana gelen bu tür mesajlardan bir demet yapıp size gönderebilirim.
Empati yaparsanız ne dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
Bu arada konu dışı belki ama son bir şey sorayım Süleyman Bey.
Bir gün de bir siyasi parti genel bakan yardımcısına, bir gazeteciye ve bir avukata yapılan saldırılarla ilgili herhangi bir tepki gösterdiniz mi? Ben mi görmedim yoksa?
NOT: Bu arada attığınız tweetin parti içinde sorun olduğunu öğrendim. Siz de bakansınız ve bir başka bakana Twitter üzerinden had bildirmiş gibi oluyorsunuz. Maazallah sizin yüzünüzden partide bölünmeler yaşanmasın. Ne bileyim belki de yaşansın istiyorsunuzdur.
ÇOK GÜLDÜM
Teröre karşı bağıra çağıra operasyon yapılacakmış
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yanına Genelkurmay Başkanı’nı da alarak Irak’a gitti biliyorsunuz.
İktidar medyası çok önemsedi bu geziyi.
“Sürpriz ziyaret” başlıkları atıldı.
“Sincar’ı bitirmek için ortaklık” dediler.
Tabii muhtemelen işin aslı bu değil.
Sincar’ı konuşmak için “sürpriz ziyaret” yapılmaz ki.
Sürpriz olduğu bana göre de kesin aslında.
Biden’in gelişi ile çok şeyin değişeceği ortada.
Zamanında yanlış tarafta olduğunu çok açıkça belli eden iktidar, şimdi Biden’e göre politikalar uygulayacağını göstermek istiyor sanki.
Avrupa Birliği’ne selam çakma da bunun bir parçası.
Bu arada Akar’ın Irak gezisi ile ilgili yapılan bir yorum beni çok güldürdü.
İktidara yakın medyaya göre, PKK’ya karşı martta operasyon başlayacakmış.
İyi de bir terör örgütüne bundan iki ay sonrasında operasyon başlatılacağını açıklamak doğru mudur?
Bu açıklamaların şimdiden yapılması terör örgütünü de önlem almaya itmez mi?
Sanıyorum bakanlıktan böyle bir bilgi verilmemiştir hiçbir gazeteciye.
Bunları yazan kendince “haber analiz” yapmaya çalışmıştır.
Galiba sadece saraydan gelen bilgileri “kes yapıştır” şeklinde yayınlayan iktidar medyası, yorum yapma yeteneğini kaybettiği için, bu tür garipliklere imza atılıyor.
YENİ ÖĞRENDİM
Erzincan’da köylüler çevreyi katledecek projeye karşı ayağa kalktı
Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin Karakoçlu Köyü’ne açılacak demir madeni nedeniyle köylüler ayakta.
Çünkü bir maden şirketi (Deman Madencilik) Karakoçlu halkının hayvan otlattığı meranın tam ortasında bir demir ocağı kırma, eleme, zenginleştirme ve atık depolama tesisi kurma hakkı almış.
Çevre Bakanlığı yılın son günü vermiş bu izni.
Üstelik 660 hektarlık alanın ilk aşamada 24.9 hektarlık bölümü kullanılacakmış.
Neden?
Çünkü 25 hektarın altındaki alanda işletme ruhsatı alabilmek için ÇED raporuna ihtiyaç duyulmuyor.
Köylüler “Şirket, önümüzdeki dönemlerde 25 hektarın atında yeni alanları işletmeye alacak. Böylelikle ÇED raporu almak için hiç çabalamadan bütün alanı kullanabilecek” diye yakınıyor ama seslerini duyan var mı acaba?
Karakoçlu köylüleri “Hayvancılıkla geçiniyoruz, bir taraftan meramız elden gidiyor, diğer taraftan da göz göre göre doğa katliamı yapılacak” diyorlar.
İşin ilginç bir yanı daha var. Şartnamede, şirketin faaliyetini bitirdikten sonra kullandığı araziyi bulduğu gibi bırakması maddesi de yok. Ne güzel iş…
Ve son olarak, bu demir tesisi Türkiye’nin doğa harikalarından Karanlık Kanyon’a da 900 metre uzaklıkta.
Şimdi değil ama normal dönemlerde binlerce turistin geldiği bu kanyon, patlatılan dinamitlerin sesiyle yankılanacak.
Demir işletmesi, böyle bir arazi yok edilerek kurulacak ve ÇED gerekliliğini aşmak için yavaş yavaş büyüyecek.
ÖNERİ
Hani bir müteahhit var ya işte o hapisten hiç çıkamaz
Süleyman Soylu’nun “bakan olmasına rağmen” kendisine küfreden kişinin mahkemece serbest bırakılmasına gösterdiği tepki, iktidar medyası tarafından “çok haklı” olarak nitelendi.
Aklıma hemen o ünlü müteahhit geldi.
Hani “Milletin a….’sına” demişti.
Adam bir kişiye de etmemişti lafı, tüm milletti söz konusu, yani 80 milyon…
Bir kişiye edilen küfür yüzünden insanlar tutuklanacaksa o müteahhitin milyonlarca kez tutuklanması gerekmeyecek mi?
İşin şakası bir yana, sosyal medyada şuursuz, ahlaksız ve şerefsiz binlerce kullanıcı var.
Ancak İçişleri Bakanı da iktidarın diğer yetkilileri de şunu bilmeliler ki, bu tiplerin çok büyük çoğunluğu muhalefete yönelik çok ağır hakaretler edenler.
Bunların da bir iki merkez tarafından yönetildiği aslında çok açık bir gerçek…
Bunu anlamak çok kolay…
Bizlere yönelik saldırılar bir anda başlıyor ve bitiyor.
Bu saldırıları yapanların hiçbiri bu hakareti neden ettiğini bile bilmiyor.
Adeta “çağrı merkezinde” çalışanlar gibi sadece önlerine konanı okuyan ve uygulayanlar gibi otomatik davranıyorlar. Maaşları da fena değil galiba.
Bunların örneklerini bulmak çok kolay.
Süleyman Soylu isterse topluca gönderebilirim, üsluba ve yönteme bakar bakmaz zaten anlayacaktır.
Ayrıca şu öneriyi de getirmek istiyorum.
AKP Genel Başkanı da sosyal medyadaki kirlenmeden çok şikayet ediyor.
Çok haklı tabii…
O halde rica ediyorum Soylu’ya, sarayın bir birimine bağlı olduğunu sandığım troll orduları sosyal medyadan çekilirse bu mecra gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çok daha temiz hale gelecektir.
Çok zor değil, bir şekilde başlama iradesi göstermek gerek.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları