Ve sonunda Erdoğan da Berat Albayrak’tan söz etti ama netice yok yine
Can Ataklı; Dün şaşırtıcı bir şey oldu ve AKP Genel Başkanı ilk kez damadı hakkında konuştu. Muhtemelen CHP’nin konuyu gündeme getirmesinden çok rahatsız oldu. Zaten saray sözcüsünün CHP’lilerle polemiğe girmesi de konunun sarayda ciddi rahatsızlık yarattığını gösteriyor.
Bİ SORALIM BAKALIM
Damat için niye bu kadar çırpınıyor?
Damat Bey’in değil ama avukatının ortaya çıkması bile bir telaş ve karışıklık yarattı.
Dün yazdım, biliyorsunuz, Berat Albayrak’ın avukatı Ahmet Özel, CHP aleyhine 500 bin liralık tazminat davası açacaklarını söylemişti.
Avukat Özel, ayrıca benim bir yazıma da tekzip göndermişi.
Tekzip dün yayınlanmıştı.
Albayrak ortada olmasa bile avukatının ortaya çıkmasına sanıyorum CHP’nin son günlerde yaptığı bazı ataklar neden oldu.
Çünkü CHP “Damat nerede, damadı kim susturuyor?” sorularıyla bir kampanya başlattı.
Buna saraydan tepkiler geldi.
Propaganda işlerine bakan Fahrettin Altun, hayli öfkeli tweetler attı.
İsterseniz sırasıyla gidelim, anlaşılması daha kolay olacak bu telaş ve karışıklığın.
Önce, ‘HerkesicinCHP’ isimli Twitter hesabından şu tweet atıldı; “Merkez Bankası’nın 128 milyarı kayıp ama sorumlusu damat firarda. Yarın saat 13.00’de damadı buluyoruz.”
Saray Danışmanı Fahrettin Altun, bu tweeti alıntılayarak şöyle bir tweet attı.
“Siyasetsizlik ve ciddiyetsizlik örneği. Gerçekten yazık. Tarih bunu yazacak. ‘Çamur at, tutmazsa izi kalsın’ illüzyonundan geriye sadece çamurluk kalacak…”
Sonra bir tweet daha paylaştı;
“Bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. Siyaset adı altında dedikodu yapıyor, iftira atıyor, seri halde yalan söylüyorlar. Bunu da içlerindeki marazları, arızaları, utanılacak eylemleri gizlemek için yapıyorlar. Olayın aslı nedir? Cevabı şu linkte:
https://hurriyet.com.tr/ekonomi/berat-albayrakin-avukatindan-iddialarla-ilgili-aciklama-tazminat-davasi-aciyoruz-41745361”
(Referans gösterilen Hürriyet haberinde, Berat Albayrak’ın avukatının CHP aleyhine 500 bin liralık tazminat davası açacağı belirtiliyor.)
Bu tweetler üzerine CHP Milletvekili Veli Ağbaba da şu tweeti atıyor;
“Asıl ciddiyetsizlik, damadı bakan yapıp ekonomiyi batırınca Instagram’dan istifasını ‘başarı’ diye yutturma çabasıdır. 4-5 maaş aldığın için ekonomi umurunda değil, farkındayız. Hayat sana güzel Pergoleci..”
Bu tweeti alıntılayan Fahrettin Altun Ağbaba’ya şu cevabı verdi;
“Yeni yalanı, eski yalanla ispatlama çabası siyasetimizin özüdür” diyorsun, anlıyorum. Veli, inan bana bu yol, yol değil. İyilikten, doğruluktan, güzellikten yana olalım. Yalanı yalanla savunmayalım. Unutmayalım, dünyayı iyilik, doğruluk, güzellik kurtaracak. Yalan kötü Veli!
Veli Ağbaba altta kalmamış tabii, anında cevabı yetiştirmiş;
“Lafı eğip bükme, yanıt ver:
– Damadı bakan yaptı mı? Yaptı l Damat ekonomiyi batırdı mı? Batırdı l Instagram’dan istifa etti mi? Etti l İstifayı başarı diye sundunuz mu? Evet l 4-5 maaş aldığın yalan mıydı? Değil, yalan senin işin Fahrettin,
Goebbels’in taktiklerini unutma”
Fahrettin Altun bu kez de buna bir cevap bulmuş;
“Veli, iyi dinle 1) Bu ülkede 5 yıl alnının akıyla bakanlık yapmış bir dava arkadaşımızı sonuna kadar savunuruz. Ucuz taktiklerinizle bizden adam eksiltemezsiniz. 2) Benimle ilgili söylediğin yalan için sana 3 kuruşluk tazminat davası açacağım. Şu profil fotoğrafını da değiştir”
Benim anlamadığım şu; Gerek CHP, gerekse başkaları Berat Albayrak’a hareket etmiyor, yalan söylemiyor, iftira atmıyor. Sadece soru soruyor.
Sorular çok basit aslında
– Damat nerede?
– 128 milyar dolar neden ve nasıl harcandı?
– Merkez Bankası rezervi neden eksi 47 milyar lira oldu?
– Albayrak neden istifa etti?
– Damat, istifasını neden Instagram’dan açıkladı?
– Albayrak 4 aydır nerede, neden hiç ortaya çıkmıyor?
Şimdi bu kolay sorulara cevap vermek varken, iktidar kanadı neden telaşa kapılıyor acaba?
Saray sözcüsü neden “bakanlık yapmış bir arkadaşı savunuyor” da basit sorulara cevap bile vermiyor?
Bu damat işi iktidarı çok zora sokacak bundan sonra.
Öyle görünüyor.
ŞAŞIRDIM
Ve sonunda Erdoğan da Berat Albayrak’tan söz etti ama netice yok yine
Berat Albayrak 9 Kasım gecesi Instagram üzerinden istifa ettiğini duyurdu.
Bu açıklama sosyal medyada yayılırken iktidara yakın medya sessizdi.
Çünkü henüz saraydan bir işaret gelmemişti.
Bu nedenle hiçbiri haberi yayınlayamadı.
Korktu.
Fara tutulmuş kedi gibi bakakaldı.
Saraydan izin çıkınca iktidar medyası da Albayrak’ın istifa ettiğini duyurdu.
Ama o günden itibaren damat ortadan kayboldu.
Kendisine Türkiye’nin Hazine’sini yani cüzdanını emanet eden kayınpederi de hiç konuşmadı.
Dün şaşırtıcı bir şey oldu ve AKP Genel Başkanı ilk kez damadı hakkında konuştu.
Muhtemelen CHP’nin konuyu gündeme getirmesinden çok rahatsız oldu.
Zaten saray sözcüsünün CHP’lilerle polemiğe girmesi de konunun sarayda ciddi rahatsızlık yarattığını gösteriyor.
AKP Genel Başkanı, Berat Albayrak’ın damat olması nedeniyle hedefe konduğunu ileri sürerek; “Son zamanlarda CHP ve şürekâsı, Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak’ı ve onun nezdinde tüm ailemle birlikte şahsımı hedef alan bir kampanya yürütüyor. Ülkenin ve milletin hayrına en küçük bir sözlerine ve duruşlarına şahit olmadığımız CHP yöneticilerin hezeyanlarıyla uğraşmayı zul adlettiğimiz için, önce bu kampanyayı görmezden geldik. Ancak bu iş artık siyaset boyutunu aşıp bir insan olarak sahip olduğumuz temel haklara ve özgürlüklere, özellikle de ailemize saldırı boyutuna da gelince ağızlarının payını vermek, üzerimize vacip oldu” dedi.
Ben bu söylemlere hep şaşırıyorum.
Çünkü Erdoğan ve ailesi hakkında Twitter’daki kendini bilmez birkaç “isimsiz” hesap sahibi dışında kimse bir şey söylemiyor.
Ama Erdoğan ısrarla “Bana ve aileme yönelik hakaretler” diyor, bu da milletin beyninde bir algı yaratıyor.
Sonuçta damat hakkında kayınpeder de konuştu ama merak edilen hiçbir şeye cevap vermedi.
Korkuları nedir acaba?
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
‘Yeni Türkiye’de” böyle bir manzara asla olmaz
90’lı yılların başı…
Süleyman Demirel, DYP Genel Başkanı.
O tarihte henüz açılmamış olan CHP’nin yerine kurulmuş olan SHP’nin Genel Başkanı da Erdal İnönü.
SHP Genel Başkanı rahatsızlanıyor ve hastaneye kaldırılıyor.
Süleyman Demirel, hastaneye gelerek Erdal İnönü’ye geçmiş olsun ziyareti yapıyor.
Herkesin yüzü gülüyor.
30 yıl sonrasının Türkiye’sine bakın bir de.
Öyle bir manzara olabilir mi?
Bugünkü iktidarın kibrine bakınca hayal etmek bile mümkün değil elbette.
NOT: Bu fotoğraf sosyal medyada çok geziyor şu sıralarda. Elbette bazıları, “O sırada koalisyon hükümetindeydiler” diyebilir. Ama şunu herkes biliyor ki, koalisyon hükümetinde olmasa bile Demirel, İnönü’yü ziyaret ederdi. Siyaseten çekişirlerdi ama saygısızlık etmezlerdi birbirlerine karşı. Yani bugünkülerle karşılaştırmak mümkün olamaz.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
“Gara’ya giden milletvekili” işi fena karıştı
Başarısız Gara operasyonundan sonra, iktidar tüm kanatlarıyla birlikte operasyonu aklamak ve bunu bir destan gibi sunmak telaşına kapıldı.
16 şehidi sanki sıradan bir olaymış gibi geçiştiren iktidar sözcüleri, dikkatleri başka yöne çekmek için çaba harcıyor şimdi.
CHP suçlandı örneğin.
Adeta operasyonun başarısız olmasında payının olduğu söylendi.
Tabii asıl hedef HDP.
Operasyonu unutturmanın en etkili yolu olarak “HDP’liler, PKK ile iş birliği içinde, emirleri oradan alıyorlar” propagandası başladı.
İçişleri Bakanı, “Bir kadın milletvekili, Gara’ya gitti, talimatlar aldı, Boğaziçi Üniversitesi olayında da var bu kadın” dedi.
Adını söylemedi.
4 gün sonra bir TV kanalında bu kişinin HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir olduğunu söyledi.
Soylu’nun, “Gara’ya gitti” dediği HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, dün bir basın toplantısı yaparak, “Gara’ya gitmedim. Bakan, kamera görüntülerinden bahsetti. Nerede bu kamera görüntüleri? Nerede bu fotoğraflar?” dedi.
Şimdi durum karıştı.
Suçlanan milletvekili, “kesinlikle gitmediğini” söylüyorsa Soylu, neye dayanarak yaptı bu açıklamayı?
Gerçi Soylu’ya inanmak mümkün değil.
Boğaziçi Üniversitesi’nde gözaltına alınan 159 kişiden 108’inin terörle bağlantılı olduğunu, ayrıca gözaltındakilerin Boğaziçi öğrencisi olmadığını hatta bazılarının öğrenci bile olmadığını söylemiş, bunu söylerken de “Bunları milletimizden nasıl saklarım” demişti.
Sonuçta öğrencilerin tamamının Boğaziçili olduğu, terörle hiç bağlantılarının olmadığı anlaşılmış ve hepsi serbest bırakılmıştı.
HDP’yi böyle vurmaya kalkmak galiba ters tepecek.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları