Can Ataklı; Halkının bir bölümünün beynini muhallebiye çeviren, herkesi birbirine düşman eden, kin ve nefret tohumları saçarak ülkeyi yaşanmaz hale getiren herkese lanet ediyorum.
Adam ne yaptı Allah aşkına?
Kendini öğretmen olarak tanıtan bir kadın Beyaz Show’a telefonla bağlandı.
Bir küçük “sahtekarlık” yaptığı kesin. O da şu; Yayına bağlanırken o anda programın ana konusu hakkında konuşacağını söylüyor, adını, kimlik numarasını, telefonunu da veriyor. Program sorumluları kendisini arıyor, ama o öğretmen “söyleyeceğim” dediği şeyi değil başka bir şey söylüyor.
Canlı yayın. Beyazıt Öztürk elbette şaşırıyor ama öğretmenin söylediklerinde yanlış bir şey yok.
Dinliyor, durumu idare etmek için “Bundan sonra sesinizi duyururuz” diyor. Telefon kapanıyor.
Ondan sonrası tufan.
Düne kadar terör örgütü PKK’ya, lideri Apo’ya dağ kadroların övgüler düzen, “Analar ağlamasın, barış istiyoruz barış” diye herkese ayar veren, “Terör başka Kürt halkı başka” diyenleri “vatan haini” ilan eden, terör örgütüyle çirkin pazarlık masalarına oturan iktidar ve yandaş yalakaları “hain Beyaz, terörist beyaz” diye çığlıklar atarak bir linç kampanyası başlattı.
Oysa “PKK propagandası yapıyor denilen öğretmenin söyledikleri şu; "Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın. buradan ayrılan öğretmenler bir daha nasıl dönecekler ve o çocukların gözlerinin içine nasıl bakacaklar? Bomba seslerinden, kurşun seslerinden… İnsanlar susuzluk ve açlıkla mücadele ediyor; özellikle de bebekler ve çocuklar. Lütfen duyarlı olun ve sessiz kalmayın."
Bunun neresi PKK propagandası?
Ama eğer iktidar ve yandaş yalakaları bir linç kampanyası başlatıyorsa savcılar sanki bunu bir emir kabul ederek Beyazıt Öztürk hakkında “terör propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma başlatıyor.
Hayır yetmez.
Öyle soruşturma falan açmakla olmaz.
Madem iktidar ve yandaş yalakaları Beyazıt Öztürk’ün kellesini istiyor, o halde yargılamaya bile gerek yok, koyun bir duvarın önüne, kurşuna dizin olsun bitsin.
Ülkeyi bu hale getiren, halkının bir bölümünün beynini muhallebiye çeviren, herkesi birbirine düşman eden, kin ve nefret tohumları saçarak ülkeyi yaşanmaz hale getiren herkese lanet ediyorum.
--SOSYAL MEDYA—
İktidar trolleri fırsatı hiç kaçırmıyor
İktidar zihniyeti Türkiye’yi öyle bir hale getirdi ki, yandaşlar önce olaya bakıyor, içeriği ile hiç ilgilenmiyor, sadece “bu bizden mi değil” ya da “bize mi yarıyor başkalarına mı?” diye sorup karar verdikten sonra eyleme geçiyor.
Durum ne olursa olsun eğer bir kişi kendilerindense aşırı bir savunma içinde oluyor. Yok, eğer değilse bu kez yoğun bir linç kampanyası başlatılıyor.
Beyazıt Öztürk’ün de başına bu geldi.
Özellikle sosyal medyada faal olan, çoğu maaşlı troller kılıçlarını sallamaya başladılar.
Dün sabah bu olayla ilgili üst üste iki twit attım.
Birincisi şuydu; “Beyazıt Öztürk'ü özür dilerken izlemek çok üzücüydü. Sanki ağır bir suç işlemiş gibi ezilmiş haldeydi. Belli ki kanalı çok ağır baskı yapmış .”
Diğeri ise şöyleydi: “iktidar ve yandaş yalakaları medyaya her fırsatta öyle hayasızca saldırıyorlar ki, herkes korku içinde. Artık gerçeği söyleyebilen o az.”
Bundan sonra yoğun bir aktrol saldırısı yaşadım.
Size bunlardan bir demet sunacağım. Mantıklarına, cümlelerine ve içlerinde oluşan kin ve nefrete ibretle bakın lütfen;
• Size göre PKK yalayıcılığı sorun değil suç değil. Asıl devlet düşmanlığı makbul. Soysuz danteller!
• Bu örgütü desteklemekte alçaklık ve namussuzluktur. Yok öyle demokrasicilik!
• Yazıklar olsun sizler gibi gazeteci müsveddelerine. Gazeteci olmak muhalif olmak terörist yardakçısı anlamına gelmez
• DÖNME Beyaz Türk! lağımlara kadar düşüyorsun. Bu memleket sizden çok çekti. Artık halk sizin ne b.k olduğunuzu biliyor
• özür dilemek eziklik değil erdemdir keşke sizde bunu anlasanız.
• yazık bir kerede ülkenin çıkarı ne diye düşünerek hareket edin ezilmişliği bırakın kahrınızdan ölüp gideceksiniz emin ol değmez
• Bu yüzden mi bu kadar rahat eleştiri yapabiliyorsun sahtekar yalancı bir insan ancak bu kadar kendini yalanlar küçük düşürür.
• PKK’lılara alkış istemesi normal öyle mi? Eee senden de bu beklenir PKK yandaşlığı.
• ABD de olsa İŞİD’ci biri propaganda yapsa, kanalı da izin verse ne olur onu söyleyiniz Can Bey ne olur
• Sur da Silopi'de çocuklar ölmesin diye PKK propaganda yapılıyor. Bence hepsi ölmeli nasılsa ilerde terörist olacaklar
--DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER---
Cem Küçük yine sahne aldı
Saray gazetecisi Cem Küçük “yazılarıyla 4 kişiyi işten attırdığı” Doğan Grubu’na bu kez Beyazıt Öztürk nedeniyle tekrar sardırdı.
Küçük dünkü yazısında Mehmet Ali Yalçındağ’ın Doğan Grubu’nun başına getirilmesinden sonra “grubun artık devletin yanında olacağını (hükümetin yani) düşünerek” umutlandığını belirtiyor ancak Beyaz Show nedeniyle bu umutlarının kırıldığını söylüyor.
Küçük’e göre Doğan Grubu hemen gereğini yapmalı ve teröre destek veren Beyazıt Öztürk’ü işten atmalı.
Çünkü Küçük “Teröre artık destek vermeyeceğini söyleyen Doğan Grubuna inanarak bir kredi açtıklarını ama grubun bunu beceremediğini” ileri sürüyor.
Sarayın gazetecisi buna örnek olarak “Aydın Doğan’ın işten çıkardığı Nazlı Ilıcak’ı evinde ziyaret ettiğini, burada göbekler atıldığını” göstererek “Devlet uyumuyor her şeyi biliyor” diyor ve yazısını dehşetengiz bir cümle ile bitiriyor; “Müslümanlar sizin sinsi tezgahlarınıza gelmeyecek. Göreceksiniz neler olacağını.”
--KAFAMI BOZAN ŞEYLER—
CHP’de akla ziyan bir tartışma
CHP’de “Atatürk fotoğrafını odasının duvarından indiren milletvekili” tartışması yaşanıyor.
Önce Aylin Nazlıaka’nın odasındaki Atatürk fotoğrafını indirdiği yolunda haberler çıktı medyada.
Ancak Nazlıaka hemen yalanlama yaptı ve “Bunu yapan ben değilim, ancak Atatürk’ün fotoğrafını bir milletvekili gözlerimin önünde indirdi” dedi.
Tartışmaya dün başkan adaylarından Muharrem İnce de katıldı.
Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı?
Var tabii?
Duvarındaki Atatürk fotoğrafını indiren CHP milletvekili kim?
İşte “akıllara ziyan” dediğim tartışma bu.
Nedense kimse bu milletvekilinin adını vermiyor.
İnce “Genel Başkan istese duruma el koyar” diyor.
Böyle şey olur mu? Madem Nazlıaka Atatürk fotoğrafını indiren kişiyi gördü, neden adını söylemiyor?
C HP anlamsız iç tartışmalar ve dedikodu kumpasları içinde olmamalı.
--MERAK ETTİĞİM ŞEYLER—
Güneydoğu’da operasyonlar için orduya “sınavsız” personel alınıyormuş
Bilgiyi aldığım kişi bir Türk subayı. Bu nedenle samimiyetine güvenmek durumundayım.
Söyledikleri çok vahim.
Güneydoğu’daki operasyonlara katılan askeri birliklerin psikolojileri çok bozukmuş.
Elbette bu kadar yoğun çatışma ortamında öyle olacaktır da, durum başka ama.
Bu subayın iddiasına göre Güneydoğu operasyonlarında görev almak üzere çok sayıda kişi “sınavsız” olarak “uzman er” sıfatıyla orduya alınmış.
Bunların bir kısmının son zamanlarda adı çok geçen bir vakıf ile sarayın bile tepki gösterdiği bir dernek referansıyla geldiği biliniyormuş.
Aralarında ot çeken, bazı haplar alan, bugüne kadar adı çeşitli suç eylemlerine karışmış kişiler de varmış.
Ordudaki bu yeni oluşuma karşı hoşnutsuzluk gösterenlere karşı ciddi mobing uygulanıyormuş.
Güneydoğu’da operasyonlar sırasında duvarlara yazılan “Esedullah timleri geldi, Allah CC hesabınızı görecek, Türk gücü kazanacak” yazılarını görünce bu iddialar bana doğruymuş gibi geldi.
--ŞAŞIRDIM—
Kentlerden kaçanlar kaç otele sığar?
Güneydoğu’da yaşananları tam anlamıyla belki bugün değil ama mutlaka öğreneceğiz.
Birkaç gün önce “Güneydoğu’da evlerini terk edenler nereye gittiler?” diye sormuştum.
Bir haber kanalında konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan buna ilişkin bir bilgi aldım.
Ala “Evlerini terk etmek durumunda kalanlar için Diyarbakır’da otel bile kiraladık” dedi.
Evlerini terk edenlerin sayısı 500 bini aşmış durumda. Acaba bunların kaçı otellere yerleştirilebilir?
Muhtemelen bazı partililer için bazı otellerde yer tutulmuştur. Ancak belli ki İçişleri Bakanı bile evlerini terk edenlerin nereye gittiklerini bilmiyor.
Muhtemelen bilmek bile istemiyordur. Nasıl olsa hepsi bir yer buluyor kendine. Bulamayan da Türkiye’nin her yanında sokaklara dağılıp hayatlarını sürdürmeye çalışıyordur. Nasıl olsa dönüp ilgilenen yok.
Can Ataklı - Korkusuz