loading
close
SON DAKİKALAR

Yumruğu vurduk sesi de gelir inşallah

Can Ataklı
Tarih: 09.03.2016
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı; Davutoğlu’nun Avrupa Birliği seferi şimdilik buruk sonuçlandı. Gerçi yandaş medya 'Vize kalkıyor' '3.5 milyar euroya bir 3.5 milyar daha ekledik' 'Masaya yumruğumuzu vurduk' manşetleriyle büyük zafer naraları attılar ama durum pek öyle değil.

ANALİZ

Başbakan Davutoğlu’nun Avrupa Birliği seferi şimdilik buruk sonuçlandı.
Gerçi yandaş medya “Vize kalkıyor” “3.5 milyar euroya bir 3.5 milyar daha ekledik” “Masaya yumruğumuzu vurduk” manşetleriyle büyük zafer naraları attılar ama durum pek öyle değil.
Şimdilik.
Oysa önceki akşam Halk TV’de Tuba Emlek’le sunduğumuz Özgür İrade programında da söylediğim gibi “ilk gelen haberlerin doğru olmasını” umuyor ve diliyorum.
Halk TV’deki programda Avrupa Birliği ile yapılan zirvenin “resmi olmayan” ilk sonuçları gelmişti.
İlk bakışta “taslak” olarak sunulan rapor olumlu görünüyordu.
Bir kere Türk pasaportu taşıyanların haziran ayından itibaren, yani birkaç ay sonradan itibaren AB ülkelerine vizesiz gireceği belirtiliyordu.
Türkiye’ye daha önce vaat edilen 3.5 milyara bir o kadar daha katkı yapılacaktı.
Türkiye bunların karşılığında mülteci geçişlerini tam denetime alacaktı.
Avrupa’dan geri gönderilecek her mülteci için bir Suriyeli mülteciyi yasal yoldan göndermeyi kabul ediyordu.
Bunlar Türkiye’nin aleyhine kararlar gibi görünmüyordu.
Buna rağmen ihtiyatlı davranmamız gerektiğini, söz konusu maddelerin son karar olmadığını, bunların henüz taslak olarak değerlendirildiğini belirterek “Asıl durumu birkaç gün içinde öğreneceğiz belli ki, o zamana kadar ne çok sevinmeliyiz ne de eyvah diyerek karşı çıkmalıyız” dedim.
Nitekim programın sonuna doğru sonuç anlaşmasının yapılamadığı, ikinci görüşmenin 18 Mart’a kaldığı haberi geldi.
Dün ise durum biraz daha değişti.
Fransa ve Macaristan’ın karşı çıkması üzerine hazırlanan taslağın yeniden görüşüleceğini öğrendik. Bazı Avrupa kaynakları özellikle vize konusunda Türkiye’nin talebinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını söylüyorlar.
Ayrıca mülteci konusunun ileriki dönem için Avrupa ülkelerinin başına dert açacağını söyleyen bazı devlet adamlarının “Bir yasa çıkarmadan, düzenleme yapmadan Türkiye’nin ‘bize geri gönderdiğiniz her mülteci yerine bir Suriyeli gönderelim’ önerisinin çok sorun yaratacağını” söyledikleri açıklandı.
Kısacası Avrupa zirvesi belki tam bir hüsran olmadı ama başta saray olmak üzere hükümetin “Avrupa fatihi” gibi görünme çabaları da şimdilik suya düştü.
İşte çok sıklıkla yazdığım konulardan biri daha bu olayla teyit edilmiş oldu.
Bu iktidar içte başka dışta başka konuşuyor. Dışarıda her isteğe boyun eğenler içerde ise durumu tam tersinden anlatıp kahramanlık öyküleri yazıyorlar ve halkın bir bölümü de bunun etkisi altında kalıyor.
Avrupa zirvesinin sonuç kararları bu açıdan da çok önemlidir. İktidar ne pahasına olursa olsun alınacak kararları “Türkiye’nin zaferi” gibi sunmak isteyecektir iç kamuoyuna.
Biz de elbette bunun takipçisi olarak gerçeği yazacağız.
Hiç merak etmeyin, sonuç gerçekten beklediğimiz gibi çıkarsa aynen arkasında duracağımız bilinmeli.
Madem “masaya vurduk” gelecek sesi de beklemeliyiz.

BUNU YAZMAK GEREK

Yeni anayasa kabul edilirse eskisine göre işlenmiş suçlar da düşecek

Saray yeni anayasa için bastırıyor. Artık hemen her gün “başlayın artık” talimatlarını televizyon ekranlarında, hangi konuda olursa olsun yaptığı konuşmanın arasına mutlaka sıkıştırdığını izliyoruz.
Bu dayatma, bu acelecilik neden acaba?
Tamamen spekülasyon yaparak tahminimi yazıyorum.
Erdoğan 7 Haziran seçimlerinde tam bir panik yaşadı.
Partisi meclisteki çoğunluğu yitirdi. Oy çokluğu muhalefetin eline geçti. Bu durumda eğer muhalefet istese vereceği önergelerle yolsuzluk ve hırsızlık olaylarının, dış politikadaki yanlışların, Türkiye’yi teröre destek veriyor gibi gösteren gizli operasyonların hesabının sorulmasına başlanabilirdi.
Saray çok usta bir manevra ile ancak Türkiye’yi de kan gölüne çevirerek bu tehlikeyi bertaraf ettiği gibi yeniden tek başına iktidara kavuştu.
Şimdilik durumu iyi görünse bile, bu süreçte işlediği ve işlemeye de devam ettiği çok sayıda anayasal suç var.
Mevcut devlet yapısına ve yargıya tamamen hâkim olduğu için şu an bir tehlike yok gibi olsa bile bir iktidar değişikliğinde her şey tepe taklak olur.
Oysa yeni bir anayasa yazılsa ve kabul edilse, saray da eskiye yönelik bütün anayasal suçlardan kurtulur.
Yeni anayasa ise zaten kendi anayasası olacağı için ona yönelik bir suç işleme tehlikesi de olmaz.

BEĞENDİM

CHP’nin suç duyurusu ortalığı çok karıştıracak

CHP dün Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın başvurusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, İcişleri Bakanı Efkan Ala, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan eski Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, tüm il valileri ve MİT görevlileri hakkında “teröre yardım ve yataklık yaptıkları” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Bu CHP’nin son dönemlerde siyasi olarak attığı en önemli adımdır. Belki kimilerine göre “nasıl olsa bir sonuç alınmayacak” diye değerlendirilebilir ama bu suçlamalar kayda geçirilmiş oldu.
Yerim uzun olduğu için başvuru metnini buraya sığdıramam, bence bulup mutlaka okuyun, çünkü çok önemli iddialar, daha doğrusu hepimizin bildiği şeyler var.
Savcılar elbette yukarıdan gelen baskı ile tedirgin davranacaklardır, buna rağmen bu kişiler hakkında fezleke hazırlamak zorunda kalabilirler.

ŞAŞIRDIM

Arabada bira içmek ne zamandan beri suç?

Edirne’den bir dostum aradı. Çok öfkeliydi “Can bey nereye gidiyor bu ülke?” diye sordu.
“Dur” dedim “Hayrola ne oldu?”
Anlattı; Edirne polisi yeni bir uygulama başlatmış. Meriç nehri kenarında park edip sohbet ederken bira içenlere 290 lira ceza kesmeye başlamış.
Vatandaş şaşkın tabii. Bira ortalık yerde içilmiyor, arabanın içindeler. Peki, bu suç mu? Değil. Ama din devletlerindeki gibi ahlak zabıtalığına soyunan polis bira içenleri yakalıyor.
Burada eğer bir suç varsa, aracı kullanacak kişinin de içki içmesi ve o halde trafiğe çıkmasıdır ki bu durumda görev trafik polislerine düşer.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

AKP’nin anayasası nisanda geliyormuş; Bir görelim bakalım

Pazar günü bütün yazılarımı yeni anayasa konusuna ayırmıştım biliyorsunuz.
O yazılarımda herkesin yeni anayasayı konuştuğunu ama kimsenin yeni anayasanın nasıl olacağını söylemediğini belirtmiştim.
Gerçi yeni anayasa diyenler “Askerin anayasası Türkiye’ye yakışmıyor, Türkiye’ye bir sivil anayasa gerek, vesayeti tam kaldırmalıyız” gibi sözler söylüyorlar ama henüz bu talebi dile getirenlerin hazırladığı bir taslağı da görmedik.
Örneğin yeni anayasada ilk dört madde değişiyor mu değişmiyor mu?
AKP’nin zaten sırf bu nedenle yeni anayasa dayatması yaptığını biliyoruz da onlar bunu hiç dile getirmiyor.
Hükümet, artık Meclis’in ortak bir komisyonla yeni anayasa yazamayacağının anlaşıldığına karar vererek “B Planını” devreye sokuyormuş.
AKP nisan ayında kendi anayasa taslağını Meclis’e getirmeyi, 330 oy desteği sağlayarak referanduma gitmeyi planlıyormuş.
Bu iyi bir gelişme, çünkü nihayet AKP’nin bir anayasa taslağını göreceğiz. Giriş bölümü nasıl, ilk 4 madde korunuyor mu, üniter yapı, Türk tanımı, laiklik kavramı kaldırılıyor mu, sonunda bunları öğreneceğiz.

TWITTER TROLLERİ

Bir köprü yazdım bilinçsizce saldırdılar

“Görmemişin köprüsü olmuş tutmuş…” başlıklı dünkü yazıma organize çalışan AKP’li trollerden hakaret dolu mesajlar yağdı.
Çoğunun tepkisinden yazıyı hiç okumadıklarını, sadece başlığa bakarak bilinçsizce saldırdıklarını gördüm.
Tabii beni çok güldüren cehalet örnekleri vardı. Örneğin bazıları “3. köprü” denmesine rağmen ilk iki köprüyü unutup “sanki bugüne kadar köprü yaptınız da” diyen mesajlar attı.
Size dün gelen aktrol mesajlarından birkaç tane seçtim. kızmayın, sadece gülün, ben öyle yapıyorum çünkü;
Yıkarız kardeş sıkıntı yapma. Yeter ki sen iste koçum
Hazımsızlık çekiyorsunuz anlaşılan. Zeytinyağı iyi gelir.
Ömründe bu ülkeye kaç eser verdin?. Eleştireceğinize biraz kalender olun da takdir edin. Bu kadar avam olmayın.
Yazıklar olsun, kalıbına bakan adam beller, hadi bir de fikrini savunduğun zihniyetin bir köprüsü olsun sende…
Saklı konut evlerinde ya da Acarkentteki malikanende kaleme aldığın bu yazıyı okudum o köprünün ayakları var ya. (Garibim öyle sanıyor işte)
sen öyle bir halt yaptın mı ki çatlayın da patlayın bi zahmet geçme köprüden
Açılışındaki böreğin cinside çok manidar neydi o kol böreğimiydi. Neyse işte mesaj yerini buldu sanırım
Sizin hayal edemediklerinizi adamlar yapıyor. Anca boş boş konuşmayı bilirsiniz…
“Yaa durun, kıskanmayın, sizde yaparsınız!…” diyeceğim amaaaaa…bu millet, bu fırsatı sizlere vermez ki
Sen Marmaraya karşıydın pişkin pişkin bindin eleştiri yaptın ama bak 125 milyon insan kullanmış vizyonu geniş tut
Kıskanma koçum seninde olur
Yazık ki sizin hiç köprünüz olmadı
Lan Mal ne kimin parası yap-işlet-devret kimsenin cebinden para çıkmıyor bunu dahi anlamıyacak kadar gezizekalısın
Mallık da zirveye gidiyon can. Yenildiniz. Kabul et artık.
nazar etme nolur, çalış chp’nin de olur. 90 yıl boyunca tek gördüğün bayrak direği olunca, kıskanman doğal tabi. 

Can Ataklı - Korkusuz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları