Can Ataklı; Hançer soktular alkış aldılar şimdi 'bir daha hançer yok' diyorlar yine alkış alıyorlar.
ANALİZ
Hançer soktular alkış aldılar şimdi “bir daha hançer yok” diyorlar yine alkış alıyorlar
Çok güldüğüm karikatürlerden biriydi. İki adam bir evin camından bakıyor. Birinin altında sadece don var. Diğeri “Abi parasızlıktan öleceksin altında sadece donun kaldı” diyor. O da cevap veriyor “Boşver şimdi onu bunu, bak adamlar ne güzel köprüler, duble yollar, binalar yaptılar” diyor.
Türkiye’de bir kesimin ruh hali ne yazık ki böyle.
Sanki Türkiye’de bugüne kadar çivi bile çakılmamış, bu iktidar gelmiş, sayesinde yol, köprü, geçit, bina görmüşüz.
Daha önce de yazmıştım. Adam avaz avaz bağırıyor “Tabii böyle bir köprü yapamayınca kıskançlıktan ölüyorsunuz değil mi?” diye.
Ne diyeyim ki adama. “Üçüncü köprü” diyor. Ah be akılsız adamım kendin söylüyorsun “Üçüncü köprü” diye. Demek seninkilerden önce iki köprü daha yapılmış.
Ama gel de anlat.
Her şeyi bu iktidar yaptı.
Ama bakın şimdi ne oldu.
Başbakan çıktı “Artık bundan sonra İstanbul’a hançer sokulmasına izin vermeyeceğiz” deyiverdi.
Kastettiği İstanbul’un hem siluetini, hem doğal dengesini hem de estetiğini bozan ucube binalar.
Bundan sonra bu tür binalara izin verilmeyecekmiş.
Başbakan’a göre “Mimar Sinan’ın ruhuna ihanet etmişiz.”
İyi güzel de ihanet eden biz değiliz ki.
Siz ettiniz.
Zamanında bu ucube binalara sizler izin verirken, bunların çoğunun yanlış olduğunu söylüyorduk, siz ise o zaman beslemelerinizi, yandaş yalakalarınızı üzerimize salıp “Bunlar medeniyet düşmanı, Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine karşı çıkan hainler” diye bağırtıyordunuz.
Şimdi ne oldu da karar değiştirdiniz ve “artık İstanbul’a hançer sokulmasına izin vermeyeceğiz” diyorsunuz.
Ben söyleyeyim.
Bu işin rantı bitiyor galiba.
Devletin tepesindekilerin ailelerinin sahip olduğu o dev binalara müşteri bulunamıyor anlaşılan.
Yeni rant alanları bulmak için bir es verip bir de kahramanlık taslamaya çalışıyorsunuz.
Hepsi bu.
Ama üzülüyorum, çünkü nasıl o hançerleri İstanbul’un kalbine sokarken sizleri çılgınca alkışlayanlar varsa, bugün yine onlar bu kez “Hançer dönemi bitti” dediğiniz için sizi alkışlıyorlar.
Ne diyeyim? Pes yani.
TWITTER TROLLERİ
Aktrollerden “kahramanlık” destanları
Beşiktaş stadı için kendine özel açılış isteyen ve halkla birlikte maç izlemekten korkan Cumhurbaşkanı’nı eleştirmek için dün öğle saatlerinde şöyle bir tweet attım;
“Yüzde 50 oy alıp bir maça bile protesto olur diye gitmeye korkan cumhurbaşkanına sahip tek ülke Türkiye.”
Arkasından trollerden saldırı yağmuru başladı.
En güldüğüm ise çoğu sanki “Neden cumhurbaşkanı stat açıyor?” demişim sanmışlar. Akıl o kadar işte.
Oysa soru çok basitti. Hem yüzde 50 oy aldığından söz edip milletin adamı olduğunu söylüyorsun hem de denetleyemediğin kalabalıkların arasına girmekten çekiniyorsun.
Bakın en edepli olanlarından seçtiklerimi ibretle okuyun;
-Onun Allah’tan başka hiç kimseden korkmadığını hâlâ görememiş olman senin salaklığındır.
-Korkmak evet LAĞAM ÇUKURU gibi içen insanlar maça gelirse korkulur.
-Senden mi korkacaklar. Ha…tr lan ordan lale.
- %50 yalan oldu büyüyerek geliyoruz. Siz de azınlık olmaya devam . Sizden korkan sizin gibi olsun. Bu millet reisle!
- c.baskanı başbakan açmasın kim açsın? Hdp’liler mi açsın ya da siz açın.
Siz varken cumhurbaşkanı olmaz tabi. Sizin açmanız lazım
- O … dolu ağzına CUMHURBAŞKANIMIZIN adını bir daha alma geri zekalı gazeteci süprüntüsü.
- Sen bir kere bile maça gittin mi be atak çocuk?
- Vah bu kadar üzüleceğini bilseydi giderdi. Ya da en iyisi telefon aç ordakilere sanki oradaymış gibi yuhlasınlar. Çatlıcan yoksa:
- Hey cancım söylesene dünyada bozgunculuğu amaç edinmiş ‘basın mensubu’ analizici var mı ülkemden başka bir yerde
- Fesatlanmayın ne olur, fitne üreteceğinize çalışın sizin de olur.
- Laan siz kimsin de hesap isteyeceksiniz bjk ülkeye bi çivi çakmışlığınız boş laf yapmayın işiniz gücünüz fitne fesat
- Senin gibilerin TT Arenada yaptığı pislikleri unutmadık. Seni niye gerdi, kıskançlık krizleri seninki.
- Aynı siyasi yazarlık yapıp sonra da spor yorumlayan yazarlarında olduğu tek ülkeyiz.. RTE sizde nasıl bir hazımsızlık yapıyor?
- Asıl ihaneti siz yapıyorsunuz. Gururunuza yediremiyorsunuz Erdoğan in açılışı yapmasına…Yazıklar olsun ki sizlerin zihniyeti
- ulan aktrollere hak vereceğim aklıma gelmezdi.aklini lavaboda mi unuttun?devlet erkanını davet etmişler ne var bunda
- O halktan korkmaz Beşiktas yönetimi senin gibi yavşaklar çıkar diye korkuyor senin gibi pisliklerin ağzına malzeme vermesin diye.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Hollanda Başbakanı ne oldu da “Erdoğan zirvede rahatsızlandı” açıklaması yaptı
Dünkü gazeteleri okuyanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’daki Nükleer Zirve’de aniden rahatsızlandığını öğrenemedi.
Çünkü sanki bir el talimat vermiş gibi hiçbir gazete bu haberi yayınlamadı.
Oysa haberin kaynağı Hollanda Başbakanı.
Hollanda Başbakanı gazetecilerle sohbet ederken söz Erdoğan’a geliyor ve o da “Zirve sırasında ikili görüşme yapıyorduk. Sayın Erdoğan birden rahatsızlandı ve gitti, planlanmış görüşmeler de iptal oldu” dedi.
Bu haber önceki gün internet sitelerinde yayınlandı ama gazetelere nedense yansımadı.
Erdoğan’ın zirvede rahatsızlandığı yolunda haberler gelmişti ancak Hürriyet temsilcisi Hakan Çelik tweet yoluyla “Yalan bunlar” açıklaması yapmıştı. Aradan tam bir hafta geçtikten sonra Hollanda Başbakanı acaba neden böyle bir açıklama yaptı? Neden aynı gün kimse haberi duymadı da bir hafta sonraya saklandı bu bilgi?
Uluslararası ilişkilerde bazı şeylere akıl erdirmek de kolay değil.
Bakalım altından bir şey çıkacak mı?
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Yüzde 52 oyla seçilip “Milletin adamıyım” diyor da bir maça gitmeye korkuyor
Beşiktaş yıllardır beklediğine kavuştu. Dolmabahçe’deki stadı bitti ve dün açılış yaptılar.
Ama bu açılış gerçek açılış mıydı?
Hayır. VIP açılışıydı.
Seyirci yok, gerçek Beşiktaşlılar yok ve en önemlisi o stadın temel nedeni olan maç yoktu.
Kalbi Beşiktaş’la atanlar için asıl açılış bugün yapılacak.
Dünkü açılış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın egosunu tatmin etmek için yapıldı.
Taraftar içeri alınmadı.
Beşiktaşlılar yoktu.
Beşiktaş yönetimi, seçilmiş bazı bürokratlar ve hepsi önceden güvenlik denetiminden geçirilmiş AKP gençlik teşkilatından gelme sözde seyirciler vardı.
Çünkü yüzde 52 ile seçildiğini, milletin adamı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı bu tür kalabalık yerlere, önceden seçilmiş adamlar yerleştirilmediyse asla
gitmiyor.
Protestolardan korkuyor. Galatasaray stadının açılışında başına gelenin aynen yaşanmasından korkuyor.
Bunun dünyada bir örneği yok.
Hiçbir ülkede, yüzde kaç oy alırsa alsın hiçbir Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan ya da herhangi bir devlet büyüğü “protesto korkusu” ile maçlara gitmezlik etmiyor.
Erdoğan’a kadar bizde de durum böyleydi. Her dönem Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar maçlara gittiler.
Bazıları belki protesto gösterileri ile de karşılaştı ama onlar bunu demokratik tepki olarak görüp karşı çıkmadılar, kaçıp gitmediler.
Peki, nasıl oluyor da yüzde 52 oy alan bir siyasi lider kalabalığa girdiği an protesto ediliyor.
Çok basit, o liderin arkasında niteliksiz çoğunluk var. Bilimle, sanatla, sporla, kültürle pek ilgileri yok. Yaratıcılık, akıl, bilgi hak getire. Üretimin de içinde değiller. Böyle olunca da ortada olmayan ama sadece sandık ortaya konduğunda görünen ve bu iktidara oy veren sayısal üstünlük.
Oysa toplumsal hayatın içindekiler nitelikli insanlar ve bu liderle pek ilgileri yok. Tam tersine tüm uygulamalarından da rahatsız oluyorlar.
Cumhurbaşkanı önceden bir ayarlama yapılmazsa nereye gitse bu nitelikli çoğunlukla karşılaşıyor ve bundan hiç hoşlanmıyor.
Ya onları oralara hiç sokmuyorlar ya da gaza suya boğarak etkisiz hale getiriyorlar.
ŞAŞIRDIM
Askerde durum daha da vahimmiş
Okuyanlar bildiği için uzatmadan konuya gireceğim. Rasim Ozan Kütahyalı Genelkurmay’a gitti. “İfade verecek” demişlerdi, ama kendi yazdığından anladığımız kadarıyla aslında “ifadesini almış” komutanların.
Dünkü yazımda Kütahyalı’nın Genelkurmay’da “bakan gibi” karşılandığını aldığım duyumlar üzerine yazmıştım.
Az yazmışım, çünkü Kütahyalı’nın kendi köşesinde yazdığına göre “bakan gibi” değil basbayağı “Cumhurbaşkanı özel temsilcisi” gibi karşılanmış, ağırlanmış.
Kütahyalı gördüğü ilgiden çok duygulanmış, Genelkurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı’na olan bağlılığı ve sevgisi karşısında gözleri yaşarmış, ordunun Fethullahçı terör örgütünü kimseye hissettirmeden tasfiye ettiğini memnuniyetle öğrenmiş.
Daha önceleri Ergenekon Balyoz dönemlerinde “Genelkurmay Başkanı da kimdir, başbakanın paltosunu tutacak elbette” diyen Kütahyalı Genelkurmay teftişinde çok farklı manzara ile karşılaşmış, Genelkurmay Başkanı’nın özellikle Fethullahçılar konusunda çok kararlı olduğuna tanık olmuş.
Dünkü yazım açık söyleyeyim asker içinden ve AKP’deki tanıdıklarımdan gelen dedikoduları içeriyordu.
Yazarken “abartmış olabilir miyim, askeri rencide eder miyim?” diye geçirmiştim içimden.
Ama Rasim Ozan Kütahyalı’nın dünkü yazısını okuyunca bana verilen bilgilerin ne kadar eksik olduğunu gördüm.
Baksanıza Kütahyalı’yı üzmüş olduklarını düşünerek özür dilemek isteyen komutanlardan biri Kütahyalı’yı telefonla aramış, ancak Genelkurmay girişinde telefonlar alındığı için ulaşamamış, bunun üzerine eşi Nagehan Hanım’ı arayarak bağlılık bildirmiş.
Bunlar vallahi billahi doğru. İnanmayan Kütahyalı’nın Sabah’taki yazısını bulsun okusun.
Ben okuduktan sonra çok heyecanlandım.
Genelkurmay’daki paşalarla karşılaşırsam hazırola geçip “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye selam duracağım.
Can Ataklı - Korkusuz