loading
close
SON DAKİKALAR

Fenerbahçe’ye de Türkiye Kupası yakışır

Can Ataklı
Tarih: 01.06.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Seçimde kaç yabancının oy kullandığı, resmen açıklanmalı.

BUNU YAZMAK GEREK

Seçimde kaç yabancının oy kullandığı, resmen açıklanmalı

Seçimlerin bana göre en önemli olayı, Suriyeliler başta olmak üzere en az 1 milyon 900 bin yabancının oy kullandığı iddialarıdır.

Bana göre aslında iddia değil bir gerçek bu.

En azından 2018 yılında yapılan seçime katılan seçmen sayısı ile bu seçimlerde oy kullanacağı açıklanan seçmen sayısındaki izah edilemeyen artış bile seçime gölge düşürmüştür.

Seçimlerden çok önce, seçmen sayısının açıklandığı tarihte anormal fark pek çok kişinin dikkatini çekmişti.

Ancak ne tuhaftır ki partilerin YSK’daki temsilcileri adeta YSK’dan çok YSK’cı bir tavır takınmışlar ve ortada şüpheli hiçbir durumun olmadığını söylemişlerdi.

Bunun üzerine bazı titiz araştırmacılar seçmen sayıları üzerinde birkaç ay süren çalışmalar yapmışlar ve anormalliği ortaya sermişlerdi.

Bu araştırmacılar başta CHP olmak üzere siyasi partilere gittiler.

Raporlarını sundular.

Ancak ne hikmetse hiçbir parti yetkilisi bu durumu ciddiye almadı.

Ardından sahneye Zafer Partisi çıktı.

Parti Genel Başkanı Ümit Özdağ bağıra bağıra Suriyelilerin ve çok sayıda başka ülkelerden gelen sığınmacıların vatandaş yapıldığını ve bunlara oy kullanma hakkı verildiği söyledi.

Yine ses çıkmadı.

Birkaç ısrarlı soru üzerine CHP’nin seçim koordinasyon işlerini yürüten yetkililerinden Onursal Adıgüzel, “Biz sorduk; toplam 166 bin kişiye vatandaşlık verilmiş, bunlardan 120 bini oy kullanacak yaştaymış” dedi.

Anladığım kadarıyla resmi bir soru ve resmi bir cevap yok.

Her şey şifahen olmuş.

Oysa çok açık bir gerçek şu: Bu seçimde milyonlarca yabancı oy kullandı.

Bu kabul edilemez.

Çünkü seçime giren partilerden AKP ve paydaşları hariç hiçbir parti bu seçmenleri bilmiyordu.

Eğer bilseler ya karşı çıkarlar ya da bu yeni seçmen profiline göre de propaganda yaparlardı.

Hiç hesapta olmayan ve sayısı en az 1 milyon 900 bin seçmenin oy kullanmış olması seçimi şaibeli hale getirir ki bu seçim tekrarına bile yol açabilir.

Muhalefetin Zafer Partisi hariç, bu konudaki derin suskunluğunu anlamak mümkün değil.

Bu konu “yenilgiye bahane aramak” değildir.

Gerçek mutlaka açıklığa kavuşmalıdır.

En azından İçişleri bakanlığına resmen başvurulmalı ve şu ana kadar kaç yabancı uyruklu sığınmacının ve halen yurtdışında yaşayan yabancının vatandaşlık hakkı aldığı ve bunların kaçının oy kullandığı sorulmalıdır.

Bunun cevabının da resmen ve yazılı olarak bildirilmesi talep edilmelidir.

Bu konudaki resmi bir girişime “yalan cevap” vermeleri ihtimali olsa da aslında bu çok zordur.

Her şeyin kayıt altında tutulduğu devlet düzeninde bu tür resmi sorulara yalan beyanda bulunacak cesarette kimsenin olacağını tahmin etmiyorum.

Yabancı seçmen sayısının ortaya çıkarılması bu ülkenin namus borcudur.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Kimdir bu bölgesel ve küresel meydan okuyanlar

Erdoğan’ın seçimleri kazanmasından sonra doğal olarak tüm dünya ülkelerinden kutlama mesajları geldi.

Diğer liderler mesaj gönderirken ABD Başkanı Biden ise Erdoğan’ı telefonla aradı.

Görüşmeyi kamuoyu ile paylaşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın açıklamasındaki bir tanım çok dikkatimi çekti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle deniliyor: ABD Başkanı Biden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak seçim başarısı nedeniyle kutladı ve sonuçların Türk halkı için hayırlı olmasını diledi. İki lider, bölgesel ve küresel meydan okumalar karşısında Türkiye-ABD ilişkilerinin daha da ehemmiyet taşıdığını belirterek, yeni dönemde iki ülke arasındaki tüm konularda iş birliğini ilerletme hususunda mutabık kaldı.

Bu açıklamadaki “bölgesel ve küresel meydan okumalar” tanımını ilk kez duydum.

Amerika’dan yapılan açıklamada böyle bir tanım yok.

Beyaz Saray açıklamasında “Başkan Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vilnius’ta gerçekleştirilecek NATO Zirvesi’nde transatlantik güvenliğin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere bölgesel ve küresel sorunların üstesinden gelmek için NATO nezdindeki hazırlık durumunu da ele almıştır.”

Dikkat edeceğiniz gibi ABD, açıklamasında “küresel sorunlar” tanımı kullanılmış.

Buna karşı Ankara’dan yapılan açıklamadaki “küresel başkaldırı” tanımı çok manidar.

Burada kastedilen belli ki Rusya.

Yani Erdoğan görüşmede açıkça tarafını belli etmiş ve Rusya’nın NATO’ya yönelik tehditlerine karşı ABD’nin yanında olduğunu belirtip bağlılığını bildirmiş.

Ayrıca ABD’nin açıklamasında yer alan “İsveç” vurgusu ile veto konusunun da kısa sürede halledileceği anlaşılıyor.

Yani sonuç; AKP’nin seçim propagandasında söylediği gibi “Biden da yenildi” lafının safsata olduğu ortaya çıkıyor. Erdoğan ve iktidar her zamanki gibi yine ABD’nin boyunduruğundadır.

ÇOK GÜLDÜM

Durum vaziyetini anlatan bilindik fıkra

Bir izleyicim göndermiş.

“Can Bey” demiş, “Bilinen bir fıkradır ama sanki AKP’nin ucu ucuna seçim kazanmasının yaratacağı durumu çok iyi anlatıyor.”

Şu fıkrayı anlatmış okurum:

Bir tren istasyonuna trenleri yönlendirecek bir makastar aranıyor. Görevi makasları değiştirerek hat üzerinde gelen-giden trenlerin güvenle yol almasını sağlamak.
Adayları yazılı sınava, burada başarılı olanları sözlü sınava alırlar. Sözlü sınavda, sınav heyeti başkanı istasyon şefi adaya sorar. “Tren hattı üzerinde iki tren birbirlerine yaklaşıyor ne yaparsın?”

Adam “Makası açar treni diğer hatta yönlendiririm” demiş.

“Güzel” demiş şef “Fakat bir tren daha gelirse ne yaparsın?” diye üstelemiş.

“Diğer hattı açar, treni o hatta alırım” diye cevaplamış adam.

“Oooo çok güzel” demiş, şef “Peki bir tren daha gelirse açacak hat da yok ise ne yaparsın?”

Aday makasçı bir süre düşünmüş ve cevap vermiş. “Derhal oradan kaçar uzaklaşır yüksek bir yere çıkarım.”

Şef şaşırmış sormuş, “Neden?” diye.

“Ya ne yapayım? Kaçar uzaklaşırım uzaktan seyrederim gümbürtüyü.”

Fıkranın sonucu: Hilesi hurdası, yalanı dolanı, devlet gücünün olağanüstü kullanılması, vatandaşa tomarlarla para dağıtılması, Hazine’nin tam takır bırakılması, Merkez Bankası’nın boşaltılmasıyla kazanılmış bir seçimden sonra manzaranın böyle olmayacağını kim söyleyebilir. Yani bizler vaziyetin vahametini anlatmak için yırtındık. Ekonomide yapılan yanlışları ve sonuçlarını anlatmaya çalıştık. Ekonomide kaçacak makas yok. Bize düşen kenara çekilip gümbürtüyü seyretmek.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Fenerbahçe’ye de Türkiye Kupası yakışır

Galatasaray önceki gece aldığı galibiyetle şampiyonluğunu ilan etti.

Böylelikle Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yılında eşsiz bir başarıya imza attı. Galatasaray’ı ve Galatasaraylıları kutlarım.

Fenerbahçe’de ise hüzün var.

Hatta galip geldiği son maçta seyirci yönetimi protesto etti ve istifaya davet etti.

Oysa çok da üzülmeye gerek yok.

Fenerbahçe, Türkiye Kupası’nda final oynayacak.

Bu kupayı kazanarak Cumhuriyetin 100’üncü yılında müzesine şerefli bir kupa koyma şansı var.

Türkiye’nin iki büyük kulübünden biri ligi diğeri de Türkiye Kupası’nı kazanarak 100’üncü yılın şerefini yaşar.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Şu ana kadar CHP içinde tek cesur adam çıktı

Seçimdeki başarısızlık(!), en büyük etkiyi CHP’de gösteriyor.

Özellikle CHP’ye oy verenler arasında “Artık Kılıçdaroğlu gitmeli” görüşü yaygınlık kazanıyor.

Seçimde başarılı olamamanın faturası sadece Kılıçdaroğlu’na kesiliyor.

Her seçim sonrası yaşanır bunlar, bana çok normal geliyor.

Tabandaki bu öfke aslında parti yönetiminde de kendini gösteriyor.

Pek çok tanınmış ismin “değişimden” söz ettiğini duyuyoruz.

Buna karşı ortaya çıkan yok.

 

“Kılıçdaroğlu gitsin” diye yaygara koparanlara şunu sormak istiyorum “Gitsin derken ne olacağını da söylüyor musunuz? Peşinden gideceğiniz biri var mı, ya da siz çıkıp taşın altına elinizi koymayı düşünüyor musunuz?”

Sayısız nedenleri olabilir ama gözlediğim kadarıyla şu anda Kılıçdaroğlu’nun yerine gelecek bir isim yok.

Böyle bir hazırlık yapan/yapmış olan da yok.

Belki bir tek İmamoğlu’nun adı geçebilir ama onun da başka handikapları var.

Bunların dışında sadece Gürsel Tekin cesur bir davranışla, “Eğer Kılıçdaroğlu bırakırsa ben aday olurum” dedi.

Gürsel Tekin CHP’ye başkan olur veya olmaz bilemem, ancak hiç olmazsa yürekli davranmış olması bile alkışlanır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları