İki belediye başkanını da saf dışı ediyorlar
Can Ataklı; Özgürlük düşmanı Hüseyin Yayman yukarıdan fena bir fırça yedi galiba.
Bİ SORALIM BAKALIM
Özgürlük düşmanı Hüseyin Yayman yukarıdan fena bir fırça yedi galiba
İktidarın Haniye bahanesiyle Instagram’ı kapattığı günlerde birden ortaya çıkan AKP’li Hüseyin Yayman, TikTok’un da kapatılması gerektiğini ve bunun da en kısa sürede gerçekleşeceğini söylemişti.
Bunu söyleyen sıradan bir AKP’li değildi.
Çünkü Hüseyin Yayman Meclis Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı.
Milletvekili olmadan önce ekranlarda cemaat savunuculuğu yapan, Ergenekon ve Balyoz davalarını köpürtmek için elinden geleni ardına koymayan, özgürlüklere karşı çıkan tavırlarıyla tanınan Hüseyin Yayman TikTok konusunun bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini iddia etmişti.
Instagram’ın kapatılmasının çok yerinde olduğunu söyleyen Yayman halkın da bu konuda birleştiğini özellikle TikTok’un da kapatılmasını istediğini belirtmişti.
“Beni sokakta gören insanlar diyor ki, ‘Bu TikTok’u kapatırsan, cennetin kapısına aralarsın’ TikTok’tan çok ciddi sayıda eleştiri var, ciddi sayıda şikayet var” diyen Hüseyin Yayman şöyle devam etmişti:
“TikTok maalesef şeytanın avukatlığını yapıyor ve toplumda artık TikTok paylaşımları bir nefret objesine dönüşmüş durumda, bu platform insanlık değerlerinden uzaklaşmış, yerli ve milli değerlerden kopmuştur.”
Yayman konuyu Meclise getireceklerini de söyleyerek hemen üç gün sonrasını işaret ederek “Salı günü bu konuda bir toplantı yapacağız” diye konuşmuştu.
Ancak Yayman’ın söylediği “salının üzerinden üç salı daha geçti” bir ses çıkmadı.
Ancak bu süreçte Roblox oyun platformu kapatıldı.
Nedense Yayman ağzına bir daha TikTok lafını almadı.
Sanıyorum Instagram’da yaşanan skandaldan sonra TikTok’un da kapatılması talebi sarayda pek ilgi görmedi.
Hatta ilgi görmediği gibi muhtemelen Hüseyin Yayman’ın da kulağı çekildi.
Şunu belirtmem gerekiyor ki TikTok pek matah bir paylaşım platformu değil.
Pek çok saçma sapan paylaşımlar yapılıyor.
Bunlar arasında iğrenç şeyler olduğu gibi zararlı sayılabilecek görüntüler de var.
Ancak bunların hiçbiri bu teknoloji çağında yasaklama/kapatma ile halledilemez.
Eğer 22 yıldır sürekli din istismarı yapılmasına, ısrarla milli manevi değerlerden söz edilmesine, ezan/bayrak nutukları atılmasına, ahlak ve maneviyat lafları sarf edilmesine, hamaset edebiyatına rağmen TikTok’ta bunlara aykırı şeyler üstelik milyonlarca kişi tarafından izleniyorsa, iktidarın durup kendine bakması gerek.
TikTok’tan şikâyet etmek 22 yılda bu ülkenin tüm değerlerinin yok edildiğinin de bir itirafıdır.
Sosyal medyaya ayar vermek ve kendilerine göre düzenlemek isteyenler önce başta eğitim olmak üzere bu ülkenin sosyal dengelerini, siyasetini, ekonomisini, yaşam biçimini nasıl bozduklarına bakmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA
Malazgirt kafaları nasıl karıştırdı?
Gerçekten insanın yüreği daralıyor.
Erdoğan konu ne olursa olsun toplumu mutlaka bölmeyi başarıyor.
Son örnek Malazgirt Zaferi’nin kutlamalarında yaşandı.
İktidarının ilk 14 yılında Malazgirt’i hiç kutlamayan Erdoğan, 2017’den beri her 26 Ağustos’ta Malazgirt’e koşuyor.
Malazgirt “Türklerin Anadolu’ya girişlerinin sembolü” olan bir zaferdir.
950 yıldır bugün hep böyle kutlandı.
Ancak Erdoğan Malazgirt’e de dini bir yorum getirdi ve “Malazgirt Türkler, Kürtler, Araplar ve İslam’la müşerref olmuş kavimlerin ortaklığı ile İslam’ın Anadolu’ya girişidir” dedi.
Önceki günkü YouTube konuşmamda bunları anlattım.
Yayın öncesi haber vermek için her gün işleyeceğim konularla ilgili twit atıyorum.
Çoğu kişi, özellikle AKP trolleri yayını hiç izlemeden sadece merak uyandırmak için atılan bu twitlerin altına abuk sabuk yorumlar yazıyor.
Genellikle çoğuna aldırmıyorum bile ama dün iki kişi arasındaki tartışma ilgimi çekti.
Bir trol yayını izlemeden twitimin altına şunu yazmış:
“Senin İslamiyetle sıkıntın ne ya sen nasıl bir insansın.. Senin bu toprakların değerleriyle ne gibi bir problemin var.. 1071 Malazgirt Zaferi hangi devletler arasında oldu.. Selçuklunun Dini neydi? Sefilsin sefil.. Bilgisiz, cahil, milli olmayan boş bir tenekesin.”
Bu yoruma bir başkası şu cevabı vermiş:
“Söylemesi belki hoşuna gitmemiş olabilir ama gerçek bu; bir araştır 2002’den 2017’ye kadar 26 Ağustos tarihinde hiç Malazgirt’e gitmediğini görürsün; yapabiliyorsan onu sorgula. Ama bu kin, nefret ve düşmanlıkla bu ülkeye yazık ediyorsunuz herhalde farkında değilsiniz, yapmayın.”
Bana saldıran kişi bu kez de bu yoruma cevap yazmış, şöyle demiş:
“Bak maksadım burda siyaset yapmak değil.. 2017’ye kadar gitmemiş olması neyi kanıtlıyor.. Sıra gelmemiştir yada belkide ancak fırsat oluşmuştur.. O kısmı önemli değil ama bu adamın yorumlarında baştan sona her yorumunda İslam düşmanlığı var.. Ve olur olmaz her yerde aynı.. Sebep ne..”
Sonra da şu cevabı almış:
“Bence yanlış düşünüyorsun, bugüne kadar hiçbir yorumunda/yazısında İslam düşmanlığı yaptığını duymadım ve görmedim; düşüncesi/sözleri hoşunuza gitmeyebilir ama hemen insanları “İslam düşmanı, dinsiz..vs..” diye yaftalamayın, insanların içindeki imanı/takvayı sadece Allah bilir.”
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
İki belediye başkanını da saf dışı ediyorlar
Muhalif kesimin sanki çok gereği varmış gibi en çok bundan sonraki seçimlerde kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı tartıştığını görüyoruz.
Bana göre nafile bir çaba ama ne adı geçenler ne de onları destekleyenler bundan vazgeçemiyorlar.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçen iki kişi var.
Biri İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu diğeri de Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş.
İkisinden biri aday olur mu bilemem ama gözlediğim kadarıyla her ikisi de çevrelerinin yanlışları yüzünden her geçen biraz daha puan kaybediyor.
Örneğin son olarak İmamoğlu’na çok yakın bir gazeteci olan Şaban Sevinç ortaya müthiş bir iddia attı.
Şaban Sevinç’e göre karar verildi, İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olacak, yardımcılığına da Mansur Yavaş getirilecek.
Mansur Yavaş bunu hemen yalanladı, “Benim bir bilgim yok, herhalde bilgimiz olması gerek” diyerek ekledi; “Partinin kuralları, genel başkanın açıklamaları belli... Kimmiş bu beş kişi; açıklamaları lazım. Beş kişi mi karar veriyor? CHP yüzyılı aşmış bir parti... Nasıl karar alacağı belli! Kuralları belli. Şaban (Şaban Sevinç) herhalde bir görev üstlendi kendi kendine. Partiyi karıştırmak için elinden geleni yapıyor. Öyle anlaşılıyor. Başka diyecek bir şey yok.”
İmamoğlu ise ben bu yazıyı yazana kadar bir açıklama yapmamıştı.
Diğer iddia ise İmamoğlu’nun hakkındaki siyasi yasaklama kararından kurtulmak için CHP’ye genel başkan olacağı konusu.
İmamoğlu bu iddiaya karşılık gazeteci Aytunç Erkin’e “Murat Sabuncu’nun yazısını okudum, doğru ya da yanlış bir bilgi göremedim. Siyasi yasak cezası istinafta onaylanacağı için Ekrem İmamoğlu CHP lideri olacak. Peki genel başkan olursa ceza neden gelmiyor? Ben bu mantığı anlamadım” dedi.
Yalanlamalar ya da “Benim bunlarla ilgili bir işim olmaz” açıklamaları gelebilir ancak şunu söylemeliyim; bu tür haberler veya yorumlar her iki belediye başkanını da sandıklarının ötesinde yıpratıyor, bir süre sonra ikisi de saf dışı kalırsa kimse şaşırmasın.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Medyaradar’a ne olmuş?
Günlük haber çalışması yaparken hemen her gün mutlaka baktığım ve hayli yararlandığım haber sitelerinden biri Medyaradar.
Hemen her konuda haberin yer aldığı bu sitede mesleği gerçekten gazeteci olanlar çalışıyor.
Ancak bu site tam 30 gündür kapalı.
Daha doğrusu Medyaradar yönetimi tam 30 gündür erişimlerine engel konduğunu yazıyor ve tepki gösteriyor.
Ancak sitedeki haberleri her gün okuyorum.
Ben görebildiğime göre herkes görebiliyordur, bu nasıl kapalılık?
Medyaradar yöneticileri her gün yayınladıkları bildirilerle meslektaşlarını da bu konuda tepki vermeye çağırıyor.
Ben de “kapalılık” durumunun ne olduğunu ayrıntıları ile öğrenmek için 10 gün önce sitenin genel yayın müdürüne bir e-posta gönderdim ve “destek olabilmek için bazı bilgilere ihtiyacım var” dedim.
Ama nedense hiç cevap alamadım.
Medyaradar kapalı ama aslında açık.
Yayınladıkları bildirilerde “Erişim yasağımız var, haberlerimizde aksama olursa özür dileriz” diyorlar ama nasıl yayın yapabildiklerini belirtmiyorlar.
Sanıyorum aynı adla başka bir yerden yayın yapıyorlar ama galiba reklam alamıyorlar.
Bu yasak kararına karşı Medyaradar’ı destekliyorum ve durumu protesto ediyorum ama biraz da bilgi gerek.
ŞAŞIRDIM
Gülbin Tosun olayında Mansur Yavaş’ın dahli var gibi sanki
Başarılı haber sunucusu Gülbin Tosun, Now yönetimi tarafından “zorunlu izne” çıkarıldı.
Sonra da işten çıkarıldı.
Dünkü yazımı okuyanlar hatırlayacaktır, genel kanı göre Gülbin Tosun’un başına gelenin Mansur Yavaş yüzünden olduğu yönünde.
Çünkü Gülbin Tosun hayvan katliamı konusunda Mansur Yavaş’ı da suçlayıcı bir twit atmıştı en son.
Ben de yazımda “Gülbin Tosun’un daha önce de aynı konuda Erdoğan’a yönelik bir twiti vardı, sizce hangisi bu olayda etkili olmuştur, herhalde Erdoğan diyorsunuzdur değil mi” diye sormuştum.
Ancak dün Mansur Yavaş’ın bu olayla ilgisi olmadığını belirten açıklaması geldi.
Yavaş “Hiçbir ilgim yok” diyor ama ardından Tosun’un “küfürle twitler attığını” belirterek şunu söylüyor. “Telefon açıp ‘nedir’ diye sorması lazım. İlgimiz olmayan bir konudan dolayı böyle yazıyor, ‘Sen de boğul’ diyor, ‘Suya muhtaç ol’ diyor.”
Bu mesajdan çıkardığım şu; Mansur Yavaş’ın Now yönetimine şikayetçi olduğu anlaşılıyor. Bu olmasa bile Yavaş ünlü sunucunun başına gelene adeta hak vermiş ve onu gömmüş.
BUNU YAZMAK GEREK
Diyanetçi başkan yardımcısı boyundan büyük işe soyununca
Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ömer Evsen saraya bağlılığını belirtmek için olacak İsrail güvenlik bakanını hedef alan bir twit atmış.
Ömer Evsen diyor ki; “İsrail Güvenlik Bakanı Itamar ben Gvir’i öldürecek kahramana 1 milyon dolar vereceğim.”
Olaya neresinden bakalım bilemedim.
Düşman bile olsa bir ülkenin bakanının kellesine ödül koymak neyin nesidir?
Diyelim ki böyle bir ödül koydun parayı nereden buldunuz?
Bu kişinin kim olduğunu öğrenmek için biraz araştırdım, mesleki kariyeri ve serveti hakkında bir bilgi bulamadım.
Ama sonuçta Diyanet Vakfı’nın bir yöneticisinde sadece ödül için gözden çıkarabileceği bir milyon Dolar varsa, valla helal olsun.
Bu twitten sonra Ömer Evsen’in Twitter hesabı askıya alınmış.
Twitter kendiliğinden mi yaptı bunu yoksa iktidardan bir yetkili “Aman askıya alın da başımızı sıkıntıya sokmayalım” mı dedi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları