Ekonomik OHAL

Çiğdem Toker: Sıradan bir vatandaş dile getirse, ev baskınıyla gözaltına alınabileceği ifadeleri Özgenç sosyal medya hesabından ayrıntılı biçimde paylaştı. Bu ifadelerin manipülasyon olarak değerlendirilebileceği ve bunun da ceza gerektiren bir suç olduğu kendisine hatırlatılınca da geri adım atarak, bu mesajının herhangi bir kişi ya da kurumla bağlantılı olmadığını, kendi endişesini paylaştığını bildirdi.

AKP'nin 2011 yılı seçim beyannamesi “Türkiye Hazır, Hedef 2023” adını taşıyordu.

Bundan 10 yıl önce Ankara'da Erdoğan'ın beyannameyi içindeki hedeflerle açıkladığı toplantıyı izleyen gazeteciler arasındaydım.

Gelin Erdoğan'ın ağzından çıkan o iddialı hedeflere ve bugün neler olduğuna bakalım:

– Enflasyon yüzde 5'e düşecek: 2020 yılında, – güvenilmeyen -TÜİK verileriyle yüzde 14.6 oldu.

– Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olacak: Bırakın ilk 10'u, Türkiye'nin ilk 20 ekonomi listesinden de düşeceğini IMF duyurdu. (Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Ekim 2021)

– Ekonomi 2 trilyon dolarlık bir milli gelir büyüklüğüne ulaşacak: 2020 yılında 717 milyar dolar oldu.

– Kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacak: 2020 yılında 8599 dolara düştü. 

– İhracatımız 500 milyar dolar olacak: 2020 yılında 169.5 milyar dolar olarak açıklandı.  

– İşsizlik oranı yüzde 5'e indirilecek: 2020 TÜİK verilerine göre yüzde 13.2 (geniş tanımlı işsizlik dahil değil)

– 100 bin vatandaşa düşen hekim sayısı en az 210 olacak: 2020 yılında bu sayı 193.

★★★

Hedeflerin hiçbiri tutmadı. Bunun itibarsızlık anlamına geldiği umursanmadan pişkince “dış güçler” yalanına devam ediliyor. Ama güvendikleri besleme medyanın da hükmü kalmadı. Vatandaşı yağmur altında uzayan ekmek kuyruklarına mahkum eden bir Erdoğan iktidarı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Ekonomik krizden yakınan, konuşan vatandaşlara ev baskınları, gözaltı, darp başladı. Kriz yetmezmiş gibi şimdi de AKP iktidarının özellikle ceza hukuk alanındaki “reformlar”ında katkısı bulunan Profesör Dr. İzzet Özgenç imzasıyla “ekonomik OHAL” fikri dolaşıma sokuldu. Bu ifadenin Erdoğan'a rağmen, ondan ya da yetki verdiklerinden onay almadan dillendirilme ihtimali nedir, takdir okurların.

★★★

Sıradan bir vatandaş dile getirse, ev baskınıyla gözaltına alınabileceği ifadeleri Özgenç sosyal medya hesabından ayrıntılı biçimde paylaştı. Bu ifadelerin manipülasyon olarak değerlendirilebileceği ve bunun da ceza gerektiren bir suç olduğu kendisine hatırlatılınca da geri adım atarak, bu mesajının herhangi bir kişi ya da kurumla bağlantılı olmadığını, kendi endişesini paylaştığını bildirdi.

Bu geri adım, içinde bulunduğumuz atmosferde fazla inandırıcı görünmüyor. Tersi daha akla yakın. Kamu kaynaklarını bir grup müteahhitlik şirketine, onların taşeronlarına usulsüzce aktaran, hesap vermeyen, denetim mekanizmalarını kasten sakatlayan bir iktidardan söz ediyoruz. Toprakların, doğal kaynakların talan edildiği, kamu yararının ortadan kaldırıldığı 19 yıllık AKP iktidarının öyküsü bitti.

Dolayısıyla bugün değilse bile yakın vadede iktidarın masasında muhalefet üzerindeki baskıyı artırarak etkisizleştirme yönünde bir seçeneğin olduğu topluma gösterildi.