Enflasyon koşarken mucize mi IMF mi?
Çiğdem Toker; Merkez Bankası yönetiminin “ortodoks”; yani olması gereken akılcı kararları alamayışı; altüst olan denge denetim sistemi, liyakatin önemsizleşmesi teminat eksikliğinden kaynaklanıyor.
Enflasyon koşuyor. TÜİK'in açıkladığı Mart ayı tüketici enflasyonuna göre, yıllık enflasyon, yüzde 61.14 oldu. Halkı her geçen gün daha çok ezen yüksek enflasyonu AKP politikaları var etti. 20 yıl önce iktidara geldiklerinde, yıllık enflasyon 29.7 olarak açıklanmıştı. 2001 ekonomik krizinin ardından IMF'nin kredi desteğiyle uygulanan ağır programla sağlanabilmişti bu sonuç. Dönemin basını “Son 16 yılın en düşük enflasyonu” manşetini attı. AKP, IMF destekli programı hem sürdürdü hem de “getirileri”nden epeyce faydalandı.
2018: ÇİFT HANE KALICILAŞTI
Çift haneli enflasyon, 2018'deki seçimle geçilen partili cumhurbaşkanlığı döneminde kalıcılaştı. Faiz konusunda, aklın ve birikimin yön çizdiği temel politikaların dışına çıkılması (dini kural ve baskıyla) ve yanlışta inat edilmesi enflasyonu raydan çıkardı. Faizin, Eylül 2021'den itibaren tam dört defa ardı ardına indirilmesi döviz kurunu tırmandırdı. Bu da kaçınılmaz olarak zamları tetikledi. Partili ve ekonomist Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “faiz sebep enflasyon sonuç” ısrarıyla, talimatına uymayan Merkez Bankası bürokratlarını görevden almakta tereddüt etmeyişi bugünkü tablonun temel nedenidir.
3 NUMARALI KARARNAME
Merkez Bankası yönetiminin “ortodoks”; yani olması gereken akılcı kararları alamayışı; altüst olan denge denetim sistemi, liyakatin önemsizleşmesi teminat eksikliğinden kaynaklanıyor. Merkez Bankası'nın, politika kararlarında bağımsız ve özgür olmayışı, Partili ve ekonomist Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm yetkileri kendinde toplamasıyla ilgili. 703 sayılı KHK ile 3 numaralı Cumhurbaşkanı kararnamesi. Erdoğan, 2018'de sistem değişikliğinin hemen ardından, devletin işleyişini temelinden değiştiren kararnameleri ardı ardına çıkardı. Önceki düzene göre çıkarılmış yasalardaki bazı maddeler metinlerden çıkarıldı. Merkez Bankası başkanını 5 yıl olan görev süresi 4 yıla düşürüldü.
Ardından 3 nolu kararname yayımlandı: “Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanı Kararnamesi”
GÖREV SÜRELERİ KEYFE BAĞLI
3 nolu kararnameye göre, bürokrasideki kurumların en tepesindeki isimlerin görev süreleri tamamen Cumhurbaşkanı'nın keyfine bırakıldı. İstediği kadar kurumların özel kanunları olsun, istediği kadar bu kurumların kanunlarında görev süreleri yazsın bu madde karşında zerre kadar önemi yok. Çünkü 3 nolu kararnameye göre (Merkez Bankası, MİT, Diyanet, TMSF gibi, Diyanet gibi kurumların başkanları, büyükelçiler) kurumların başkanlarının görev süresi, atandıkları tarihteki Cumhurbaşkanı'nın görev süresini geçemiyor. Konumuz bakımından önemli cümle ise şu: “Bunlar, görev süreleri sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir.”
İşte “bunlar” diye tanımlanan başkan ve genel müdürler Erdoğan ne zaman isterse o zaman görevden alınıyor. Merkez Bankası başkanlarının son yıllarda bu kadar sık değişmesinin sebebi de bu. 4 yıllık süre “hikaye” yani…
PEKİ NASIL
Sonuç: Bu iktidar bu sistemi sürdürdükçe, enflasyonun düşür
Belki erken bulursunuz ama gazeteci olarak merak ettiğim soruların başında, IMF'li bir çözümün tamamen seçenek dışı olup olmadığı geliyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları