Fatura felaketinden çıkış mümkün mü?
Çiğdem Toker; Yani süreç üretimde başlamasına ve ortada (resmi kurum EPDK gibi) farklı halkalardan oluşan zincirin varlığına rağmen “vatandaşla biz muhatap oluyoruz” diyor dağıtım şirketleri. Fatura artışıyla gelen yüklerin farkında olduklarını, haksız ithamlarla karşılaştıklarını belirtmişler.
Elektrikteki fahiş zam nedeniyle eleştirilerin yoğunlaştığı dağıtım şirketleri, haftalar sonra kamuoyu önüne çıktı. “Çıktı” derken, fiziken değil tabii, yazılı açıklamayla.
10 yıl önce özelleştirilen 21 elektrik dağıtım bölgesi şirketini temsil eden ELDER (Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği) yaptığı epeyi ayrıntılı bir açıklamayla resmen “Zamlardan biz sorumlu değiliz” diyor.
Fiyat mekanizması anlatılıyor, satır aralarında da olsa sorumlu olarak iktidarın kararlarına işaret ediliyor.
Dağıtım şirketleri açıklamasında, metne yedirilmiş bazı ifadeler dikkat çekiyor. Örneğin, “Elektriğin üretilmesinden vatandaşlarımıza ulaştırılmasına kadarki uzun değer zincirinin en son halkası ve vatandaşlarımızın ilk muhatabı olarak”…
Yani süreç üretimde başlamasına ve ortada (resmi kurum EPDK gibi) farklı halkalardan oluşan zincirin varlığına rağmen “vatandaşla biz muhatap oluyoruz” diyor dağıtım şirketleri. Fatura artışıyla gelen yüklerin farkında olduklarını, haksız ithamlarla karşılaştıklarını belirtmişler.
Fiyat tarifesini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) belirlediğini ve bütün dağıtım şirketlerinin EPDK tarafından denetlendiğinin, dağıtım şirketlerinin, tarife belirlemekte hiçbir etkisinin olmadığının altı çizilmiş.
ASIL MALİYET ÜRETİMDE
Okurlar anımsayacaktır, faturalardaki artışın büyük kısmının üretim maliyetinden kaynaklandığını, üretim kaynaklarının dolara bağımlı olduğunu geçen hafta bu köşede ayrıntısıyla yazdım. (Elektrik üretiminde kullanılan doğalgaz ithal, kömür ithal, yenilenebilir enerji de YEKDEM kapsamında dolar tarifeli.)
İşte dağıtım şirketleri açıklamasında da meselenin bu kısmı yani üretim üzerinde durulmuş. Mesken faturasındaki üretimin payının yüzde 60 olduğu yer alıyor. O kısımdan bir alıntı: “Elektrik üretimi için ithal edilen doğalgaz ve kömürün uluslararası fiyatları ve döviz kuru en önemli maliyet unsurudur. Yağışlara bağlı hidroelektrik üretimi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin miktarı ise elektrik üretimini etkileyen diğer bir unsurdur. Görevli tedarik şirketlerinin tahsilat ve finansman maliyetini de içeren hizmet bedeli ile beş yıllığına EPDK tarafından enerji üretim maliyeti üzerinden belirlenen %2.38 net kâr marjı da enerji bedeli içindedir.”
Bitmiyor, ulusal iletim şirketi TEİAŞ'ın işletme ve yatırım maliyetlerinin de faturada olduğunu, bu maliyetin her sene güncellendiğini kayıt düşüyor. Yüzde 18 KDV ile diğer vergi ve fonlara işaret ediliyor.
Sonuçta, elektrik faturasını oluşturan bileşenler ayrıntısıyla anlatılırken, dövize dayalı alım maliyetlerindeki artışın faturalara yansıdığı vurgulanmış.
NELER EKSİK?
ELDER'in aktardığı mekanizma yanlış olmasa da “fotoğraf”ı tam görmek açısından temel eksikler içeriyor.
Bu tabloda; elektrik üretiminde kullanılan doğalgazı ithal eden BOTAŞ'ın büyük zararı, zararın gerekçeleri, iktidarın YEKDEM mekanizmasıyla verdiği dolara dayalı alım garantilerinde sürenin neden uzatıldığı, bunun yol açtığı ağır mali yük, devletin üretim şirketleriyle yaptığı kontratlar, örneğin işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilmiş sonra da kontrat sahibi değiştirilmiş, kömüre dayalı Afşin Elbistan termik santralinin kilovatsaat başına 15.8 cent alım garantileri, özelleştirilmiş şirketlerin kredi borçları, sayaç okuma bedeli vb yer almıyor.
Oysa halkın canını yakan faturalara bu uzun listenin tamamı yansıyor. Elektrik piyasasının, oyuncu sayısı ve mekanizmasıyla olağanüstü karışık hale getirilmesi, piyasa aktörlerinin “suç”u estetize edilmiş yollarla da olsa birbirinin üzerine atmasını kolaylaştırıyor.
Köklü bir sistemsel değişikliğe gitmeksizin –ki, bu iktidarda imkansız- faturayı düşüreceği iddia edilen yeni çözüm önerileri bakalım ne olacak.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları