Haber saklama bütçesi

Çiğdem Toker; Can Dündar ile Erdem Gül, haberi saklamayı akıllarının ucundan bile geçirmedikleri için cezaevindeler. Çünkü bütün mesele, Kuran kursunda yanarak ölen çocukların haberini saklayıp saklamamaktır.

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç köyünde, Kulp İlçe Müftülüğü’ne bağlı Kuran kursunda dün sabaha karşı çıkan yangında altı çocuk yanarak öldü.
Sakın ola, bir köşe yazısında “haber” görmeyi hemen yadırgamayın...
Bugün, Silivri Cezaevi’nde altıncı günlerini karşılayan Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanmasının sırrı bu haberde gizlidir...
Anlatayım efendim.
Önce, henüz başına bir şey gelmemiş ve halen “ana akım” sayabileceğimiz Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) geçtiği haberden yola çıkarak özetleyeyim haberi:
Kuran kursumuz öyle ruhsatsız, kaçak göçek merdiven altı bir yer değil.
Kulp Müftüğülü’ne bağlı.
Ailelerinin “devlete” emanet ettiğini düşündüğü çocuklardan bahsediyoruz yani.
DEVLETE...
Yangın başlayınca çocukların çığlıklarını duyan köylüler, Kuran kursu binasına koşuyor.
İkinci kata çıktıklarında beş çocuğun balkon kapısı önünde üst üste cesetleriyle karşılaşıyor.
Köylüler, öğrencilerin dışarı çıkmak için yöneldikleri balkon kapısının plastik olduğunu ve yangında erimesi nedeniyle dışarıya çıkamadıklarını anlatıyor.
Kulp İlçe Jandarma Komutanlığı’nın başlattığı soruşturmada, yangının elektrikli ısıtıcının değdiği battaniyenin alev alması sonucu çıktığı belirtiliyor.

***

Şimdi sıra, bu haberi Anadolu Ajansı’nın (AA) nasıl verdiğinde...
Başlık: Kulp’ta yangın.
Haber girişi: Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde iki katlı bir binada çıkan yangında 6 çocuk hayatını kaybetti.
Ne başlıkta, ne de metnin içinde “Kuran kursu” kelimeleri var.
Haberin en temel unsurlarından biri olan “yer”, itinayla gizlenmiş.
Bir “bina”dan söz ediliyor. Bir “bina”...
Türkçesi ise şu:
O yangının Kuran kursunda çıktığını gizlemenin değeri, altı çocuğun çığlık ata ata diri diri yanmasından çok daha yüksek...
Eğer DHA olmasa, bu yangının Başbakanlık’a bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Kulp İlçe Müftülüğü’nün resmi kursu olduğunu öğrenmenize imkân yok.
Ta ki, öğleden sonra sosyal medyadan gelen büyük tepkilerin ardından yapılan güncellemeye kadar.

***

Gelelim devletin ajansı AA’nın kullandığı bütçeye...
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün (BYGM) kendi internet sitesinde yayımladığı 2014 raporunda beş yıllık veriler yer alıyor. Bu yılın ödeneği de dahil...
AA’ya, 2010-2015 döneminde BYGM’den aktarılan ödenekler şöyle:
2010: 45 milyon 950 bin, 2011: 51 milyon 350 bin, 2012: 59 milyon 400 bin, 2013: 112 milyon 500 bin. 2014: 144 milyon, 2015: 170 milyon TL.
Toplam 583 milyon 200 bin TL.
6 çocuğun diri diri yanarak öldüğü Kuran kursunu, (5N1K kuralının en temel unsurlarından biri olan “yer”i) abonelerinden, halktan gizleyen AA’ya aktarılan bu tutar, yedek ödeneklerle birlikte 743 milyon TL’ye yükseliyor.

***

Can Dündar ile Erdem Gül, haberi saklamayı akıllarının ucundan bile geçirmedikleri için cezaevindeler.
Çünkü bütün mesele, Kuran kursunda yanarak ölen çocukların haberini saklayıp saklamamaktır.
Haberi yazan değil “yapan”, gerçeği açıklayan değil “saklayan” olmayı reddetmek; fonlara, bütçelere, kredilere, ayarlara, hizalara boyun eğmemektir bütün mesele.
Plastik kapısı yangında eridiği için diri diri yanan çocukların üst üste yığıldığı yerin Kuran kursu olduğunu yazamayacak kertede aklı ve vicdanı dünya nimetlerine rehmetmemiş olmaktır.
Çok basittir mesele, enikonu basit:
Haberi saklamak veya saklamamak.